1 |
back up |
desteklemek |
v. |
|
- You can speak your mind, but you also have to back up your words by action.
- Aklınızdan geçenleri söyleyebilirsiniz, ancak sözlerinizi eylemle de desteklemeniz gerekir.
- We must rely on clinical evidence and evaluation to back up recommendations for the acceptance of new tests.
- Yeni testlerin kabulüne yönelik tavsiyeleri desteklemek için klinik kanıtlara ve değerlendirmelere güvenmeliyiz.
- I would like to see national police services backed up by a genuine, efficient, effective European police service.
- Ulusal polis hizmetlerinin gerçek, verimli ve etkili bir Avrupa polis hizmeti tarafından desteklendiğini görmek isterim.
- It would be nice if you were to back up the words in this report with actions in others.
- Bu rapordaki sözleri diğer raporlardaki eylemlerle desteklemeniz iyi olurdu.
- We will have to try to back up our intentions with facts, concrete directives and answers to questions raised.
- Niyetlerimizi gerçeklerle, somut yönergelerle ve sorulan sorulara vereceğimiz cevaplarla desteklemeye çalışmalıyız.
- We can back up these statements with a strong chain of evidence that could stand up in a court of law.
- Bu ifadeleri mahkemede geçerli olabilecek güçlü bir kanıt zinciriyle destekleyebiliriz.
- I would therefore like to back up the Commission in this opinion.
- Bu nedenle Komisyon'u bu görüşünde desteklemek istiyorum.
- The song certainly backs up that claim.
- Şarkı da kesinlikle bu iddiayı destekliyor.
- The song certainly backs up that claim.
- Şarkı kesinlikle bu iddiayı destekliyor.
- It's important to back up claims with evidence.
- İddiaları kanıtlarla desteklemek önemlidir.
- Tom backed up Mary's story.
- Tom Mary'nin hikayesini destekledi.
- It's important to back up claims with evidence.
- İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.
- I need to find someone to back up Tom's alibi.
- Tom'un mazeretini destekleyecek birini bulmalıyım.
- Tom backed up Mary's story.
- Tom, Mary'nin hikayesini destekledi.
Show More (11)
|
2 |
back up |
yedeklemek |
v. |
|
- The capability to back up files to a flash drive was introduced in this release.
- Dosyaları bir flash sürücüye yedekleme özelliği bu sürümde tanıtıldı.
- Back up all your work.
- Tüm çalışmalarınızı yedekleyin.
Show More (-1)
|
3 |
back up |
yedekle |
expr. |
|
- Back up all your work.
- Bütün işlerini yedekle.
- Back up your files.
- Dosyalarını yedekle.
Show More (-1)
|
4 |
back up |
geri sürmek |
v. |
|
- Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle.
- Dün Tom arabasını geri geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.
- Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle.
- Dün Tom arabasını geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.
Show More (-1)
|
5 |
back up |
yedek |
n. |
|
- Tom had a back up plan in case something went wrong.
- Bir şeyler ters giderse diye Tom'un yedek bir planı vardı.
Show More (-2)
|
6 |
back up |
tıkanmak |
v. |
|
- Traffic downtown is all backed up.
- Şehir merkezindeki trafik tıkanmış durumda.
Show More (-2)
|