Tureng - bald - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	bald	kel	adj.
	One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day. Kel olmanın güzel yanlarından biri de saçının hiç kötü olmaması. I don't want to be bald. Kel olmak istemiyorum. Tom is bald, isn't he? Tom kel, değil mi? What's wrong with being bald? Kel olmanın neresi kötü? Tom is completely bald. Tom tamamen kel. I think Tom is bald. Bence Tom kel. Tom is kind of bald. Tom biraz kel. The bald guy is my husband. Kel adam benim kocam. I like being bald. Kel olmayı seviyorum. Being bald isn't so bad. Kel olmak o kadar da kötü değil. I like being bald. Kel olmak hoşuma gidiyor. Don't recommend a bald guy to buy a comb. Kel bir adama tarak almasını tavsiye etme. Tom isn't as bald as I am. Tom benim kadar kel değil. Why do you need a comb if you're bald? Kelsen neden tarağa ihtiyacın var? I'm pretty sure Tom's bald. Tom'un kel olduğuna eminim. Look for a bald and sweaty guy. Kel ve terli bir adam bulmaya çalış. I'm bald. Ben kelim. Bald people leaving for San-Francisco can't put any flowers into their hair. San-Francisco'ya giden kel insanlar saçlarına çiçek iliştiremezler. Am I bald? Kel miyim ben? My father was completely bald by the time he was forty. Babam kırk yaşına geldiğinde tamamen keldi. What's wrong with being bald? Kel olmanın nesi yanlış? What's wrong with being bald? Kel olmanın nesi kötü? Being bald's not so bad. Kel olmak o kadar kötü değildir. My mother's uncle is as bald as an egg. Annemin amcası bir yumurta kadar keldir. My father was completely bald by the time he was forty. Babam kırkına geldiği zaman tamamen keldi. Are you bald? Kel misin? Being bald has at least one advantage - you save a lot on shampoo. Kel olmanın en azından bir avantajı var; şampuandan tasarruf ediyorsunuz. Look for a bald and sweaty guy. Kel ve terli bir adam arayın. All the men in Tom's family are bald. Tom'un ailesindeki tüm erkekler kel. I think Tom is bald. Sanırım Tom kel. All the men in Tom's family are bald. Tom'un ailesindeki tüm erkekler keldir. I'm not bald. Ben kel değilim. Tom is bald. Tom kel. Tom wasn't bald. Tom kel değildi. Am I bald? Ben kel miyim? Tom was bald. Tom keldi. I guess that tomorrow I'll be completely bald. Sanırım yarın tamamen kel olacağım. Tom is bald, but John isn't. Tom kel ama John değil. My mother's uncle is as bald as an egg. Annemin amcası yumurta kadar keldir. The King of France is bald. Fransa kralı keldir. Bald people leaving for San-Francisco can't put any flowers into their hair. San Francisco'ya giden kel insanlar saçlarına çiçek koyamaz. The King of France is bald. Fransa Kralı kel. Being bald isn't so bad. Kel olmak o kadar da kötü değildir. Show More (40)
2	bald	kelleşmek	v.
	I have a bald spot. Kelleşmiş bir noktam var. He's going bald. O kelleşiyor. I'm going bald. Kelleşiyorum. My father is going bald. Babam kelleşiyor. He started going bald quite young. Oldukça genç yaşta kelleşmeye başladı. He started going bald quite young. Çok genç yaşta kelleşmeye başladı. I'm starting to go bald. Kelleşmeye başlıyorum. Tom is going bald. Tom kelleşiyor. Tom started going bald when he was thirty. Tom otuz yaşındayken kelleşmeye başladı. Tom is starting to go bald. Tom kelleşmeye başladı. He's going bald. Kelleşiyor. Tom's starting to go bald. Tom kelleşmeye başladı. Tom has already gone bald. Tom çoktan kelleşti. I'm going bald. Ben de kelleşiyorum. Tom started going bald in his early thirties. Tom otuzlu yaşlarının başında kelleşmeye başladı. Do you think Tom is going bald? Sence Tom kelleşiyor mu? I didn't start to go bald until I turned thirty. Otuz yaşıma gelene kadar kelleşmeye başlamamıştım. Show More (14)
3	bald	dazlak	adj.
	My mother's uncle is as bald as an egg. Annemin amcası dazlaktır. Show More (-2)