|
- I am fed up with imperfect people, so I've decided to isolate myself for a while.
- Ben kusurlu insanlardan bıktım, bu yüzden bir süre kendimi tecrit etmeye karar verdim.
- Tom is fed up with Mary's bad behavior.
- Tom Mary'nin kötü davranışlarından bıkmıştı.
- Tom is fed up with Mary's complaining.
- Tom, Mary'nin şikayet etmesinden bıktı.
- I am fed up with it.
- Ben ondan bıktım.
- Everybody is fed up with Dan's scornful attitude.
- Herkes Dan'ın küçümseyen tavrından bıktı.
- I am fed up with your nonsense.
- Saçmalıklarından bıktım.
- Layla was fed up of Sami's gambling.
- Layla, Sami'nin kumar oynamasından bıkmıştı.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
- Peter, çocuksu kızlardan bıkmıştı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istiyordu.
- I am fed up with my old fridge.
- Eski buzdolabımdan bıktım.
- Tom is fed up with Mary's complaining.
- Tom Mary'nin şikayetlerinden bıktı.
- I am fed up with this wet weather.
- Bu yağışlı havadan bıktım.
- I am fed up with talking to her.
- Ben onunla konuşmaktan bıktım.
- He is fed up with my problems.
- O benim sorunlarımdan bıktı.
- Tom was fed up with having to repeat himself all the time.
- Tom her zaman kendini tekrarlamak zorunda kalmaktan bıktı.
- Tom is fed up with Mary.
- Tom, Mary'den bıktı.
- She'll end up being fed up with it.
- Sonunda bıkacak.
- The young people are fed up with the politics of this country.
- Gençler bu ülkenin politikasından bıktı.
- Tom was fed up with having to repeat himself all the time.
- Tom sürekli kendini tekrar etmekten bıkmıştı.
- Tom was fed up with Mary.
- Tom, Mary'den bıkmıştı.
- I am fed up with talking to her.
- Onunla konuşmaktan bıktım.
- He was fed up with life in the city.
- Şehirdeki hayattan bıkmıştı.
- I am fed up with everything.
- Her şeyden bıktım.
- Layla was fed up of Sami's gambling.
- Leyla, Sami'nin kumarından bıkmıştı.
- Everybody is fed up with Dan's scornful attitude.
- Herkes Dan'in küçümseyici tavrından bıkmış durumda.
- I am fed up with my old fridge.
- Ben eski buz dolabımdan bıktım.
- I am fed up with his behaviour.
- Onun davranışlarından bıktım.
- Tom is fed up with Mary.
- Tom Mary'den bıktı.
- He was fed up with life in the city.
- O, kentteki yaşamdan bıktı.
- Tom was fed up with eating the low quality food provided by the prison.
- Tom hapishane tarafından sağlanan düşük kaliteli yiyecekleri yemekten bıkmıştı.
- Tom was fed up with waiting for Mary.
- Tom, Mary'yi beklemekten bıkmıştı.
- I am fed up with imperfect people, so I've decided to isolate myself for a while.
- Kusurlu insanlardan bıktım, bu yüzden bir süreliğine kendimi izole etmeye karar verdim.
- Many are fed up with their present careers.
- Birçoğu mevcut kariyerlerinden bıkmış durumda.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
- Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- Tell her that I am fed up of her lies.
- Yalanlarından bıktığımı söyle.
- Peter was fed up with childish girls.
- Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı.
- The young people are fed up with the politics of this country.
- Genç insanlar bu ülkenin siyasetinden bıktılar.
- Linda was fed up with Dan's constant abuse.
- Linda, Dan'in sürekli tacizlerinden bıkmıştı.
- Tom is fed up with Mary's bad behavior.
- Tom, Mary'nin kötü davranışlarından bıktı.
- Tom was fed up with waiting for Mary.
- Tom Mary'yi beklemekten bıkmıştı.
Show More (36)
|