beating - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
beating dayak n.
  • Even though the beating happened in the dream, I am still aching.
  • Dayak rüyamda gerçekleşmiş olsa da hâlâ ağrım var.
  • Tom received a brutal beating from his father.
  • Tom babasından acımasız bir dayak yedi.
  • Tom had injuries consistent with a severe beating.
  • Tom'un yaraları şiddetli bir dayakla uyumlu.
Show More (1)
beating çarpma n.
  • She felt her heart beating fast.
  • Onun kalbinin hızlı çarptığını hissettim.
  • I felt my heart beating rapidly.
  • Kalbimin hızla çarptığını hissettim.
Show More (-1)
beating vurma n.
  • The rain is beating against the windows.
  • Yağmur pencerelere vuruyor.
  • The rain was beating against the windows.
  • Yağmur pencerelere vuruyordu.
Show More (-1)
beating dövme n.
  • They begin beating him.
  • Onu dövmeye başlıyorlar.
  • She won't stop beating me.
  • Beni dövmeyi bırakmayacak.
Show More (-1)
beating atış n.
  • Your soft caress did at once renew the beating of this broken heart.
  • Yumuşak okşayışınız bu kırık kalbin atışını hemen geri getirdi.
Show More (-2)