|
- Who is the most beautiful girl in the class?
- Sınıftaki en güzel kız kim?
- These three beautiful girls are my cousins.
- Bu üç güzel kız benim kuzenlerim.
- She had two beautiful girls at one birth.
- Bir doğumda iki güzel kızı oldu.
- I think you're the most beautiful girl I've ever seen.
- Sanırım sen şimdiye kadar gördüğüm en güzel kızsın.
- Who do you think is the most beautiful girl in your class?
- Sence sınıfındaki en güzel kız kim?
- She was the most beautiful girl on the beach.
- Sahildeki en güzel kızdı.
- Tom married the most beautiful girl in the city.
- Tom şehirdeki en güzel kızla evlendi.
- She is the most beautiful girl in our class.
- Bizim sınıftaki en güzel kız o.
- She was one of the most beautiful girls.
- O en güzel kızlardan biriydi.
- The most beautiful girls are from Lithuania.
- En güzel kızlar Litvanyalı'dır.
- Layla was the sweetest and most beautiful girl I have ever met.
- Layla tanıdığım en tatlı ve en güzel kızdı.
- Tom likes only beautiful girls.
- Tom sadece güzel kızlardan hoşlanır.
- She was the most beautiful girl on the beach.
- O, plajdaki en güzel kızdı.
- Mary is one of the most beautiful girls I know.
- Mary tanıdığım en güzel kızlardan biri.
- Mary is one of the most beautiful girls I've ever seen.
- Mary şu ana kadar gördüğüm en güzel kızlardan biri.
- I am getting married to the most beautiful girl in town.
- Kasabadaki en güzel kızla evleniyorum.
- She's not the only beautiful girl in the office.
- O, ofisteki tek güzel kız değil.
- He was distracted by the beautiful girl.
- Güzel kız dikkatini dağıtmıştı.
- Layla was the sweetest and most beautiful girl I have ever met.
- Leyla şimdiye kadar tanıdığım en tatlı ve en güzel kızdı.
- You're the most beautiful girl I've ever seen.
- Sen hayatımda gördüğüm en güzel kızsın.
- Tom walked up to the beautiful girl and asked her what her name was.
- Tom güzel kıza doğru yürüdü ve ona adının ne olduğunu sordu.
- The beautiful girl with black hair was in the park.
- Siyah saçlı güzel kız parkta idi.
- You are the most beautiful girl I have ever seen.
- Sen gördüğüm en güzel kızsın.
- She had two beautiful girls at one birth.
- Onun bir doğumda iki güzel kızı oldu.
- Mary is the most beautiful girl I know.
- Mary tanıdığım en güzel kız.
- Tom married the most beautiful girl in the city.
- Tom, şehrin en güzel kızı ile evlendi.
- Mary is the most beautiful girl I've ever actually talked to.
- Mary şimdiye kadar konuştuğum en güzel kız.
- Tom isn't alone in thinking that Mary is the most beautiful girl in his class.
- Tom, Mary'nin sınıfındaki en güzel kız olduğunu düşünmekte yalnız değildir.
- I am getting married to the most beautiful girl in town.
- Şehirdeki en güzel kızla evleniyorum.
- You're the most beautiful girl in the world.
- Sen dünyanın en güzel kızısın.
- She's not the only beautiful girl in the office.
- Ofisteki tek güzel kız o değil.
- Mary is one of the most beautiful girls I've ever seen.
- Mary gördüğüm en güzel kızlardan biri.
- The boy loves this beautiful girl.
- Oğlan bu güzel kızı seviyor.
- Mary is the most beautiful girl I've ever met.
- Mary şimdiye kadar tanıdığım en güzel kız.
- Mary is the most beautiful girl I've ever met.
- Mary hayatımda tanıdığım en güzel kız.
- Tom thinks Mary is the most beautiful girl in his class.
- Tom, Mary'nin sınıftaki en güzel kız olduğunu düşünüyor.
- Who do you think is the most beautiful girl in your class?
- Sınıfındaki en güzel kızın kim olduğunu düşünüyorsun?
- Mary is the most beautiful girl I've ever actually talked to.
- Mary şu ana kadar gerçekten konuştuğum en güzel kız.
- Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
- Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.
- She's one of the most beautiful girls I've ever seen.
- O şimdiye kadar gördüğüm en güzel kızlardan biri.
- I think you're the most beautiful girl I've ever seen.
- Bence sen gördüğüm en güzel kızsın.
- You're the most beautiful girl in the world.
- Sen dünyadaki en güzel kızsın.
- Tom isn't alone in thinking that Mary is the most beautiful girl in his class.
- Tom, Mary'nin sınıfında en güzel kız olduğunu düşünmede yalnız değil.
- Beautiful girls dream of him.
- Güzel kızlar onu hayal ederler.
- The beautiful girl is in bed.
- Güzel kız yataktadır.
- I guess that the beautiful girl will say goodbye to the shy young man.
- Sanırım güzel kız utangaç genç adama veda edecek.
- I advised the shy young man to declare his love for the beautiful girl.
- Utangaç genç adama güzel kıza ilan-ı aşk etmesini tavsiye ettim.
- Mary is the most beautiful girl I've ever seen.
- Mary gördüğüm en güzel kız.
- She is the most beautiful girl in our class.
- Sınıfımızın en güzel kızıdır.
- I advised the shy young man to declare his love for the beautiful girl.
- Ben, utangaç genç adama güzel kıza aşkını ilan etmesini tavsiye ettim.
- The beautiful girl is in bed.
- Güzel kız yatakta.
- The beautiful girl with black hair was in the park.
- Siyah saçlı güzel kız parktaydı.
- Beautiful girls dream of him.
- Güzel kızlar onu hayal eder.
- The most beautiful girls are from Lithuania.
- En güzel kızlar Litvanya'dan.
- Tom likes only beautiful girls.
- Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor.
- Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
- Tom tanıştığı her güzel kıza aşık oluyor.
- Mary is the most beautiful girl I've ever seen.
- Mary şu ana kadar gördüğüm en güzel kız.
Show More (54)
|
