|
- Sami sold his beloved mansion.
- Sami sevgili malikanesini sattı.
- I love the beloved.
- Sevgiliyi seviyorum.
- Sami's beloved mansion was on the market.
- Sami'nin sevgili malikanesi satılıktı.
- His wife died leaving behind their two beloved children.
- Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.
- Augusto is my most beloved son.
- Augusto benim en sevgili oğlumdur.
- He had done everything to satisfy his beloved's desires, but nothing worked.
- Sevgilisinin arzularını tatmin etmek için her şeyi yapmıştı ama hiçbir şey işe yaramamıştı.
- He had done everything to satisfy his beloved's desires, but nothing worked.
- O, sevgilisinin arzuların tatmin etmek için her şeyi yaptı ama hiçbiri işe yaramadı.
- He lost his most beloved son.
- En sevgili oğlunu kaybetti.
Show More (5)
|