|
- All the Member States are having to tighten their belts, the European Union likewise therefore.
- Tüm Üye Devletler kemerlerini sıkmak zorunda kalıyor, Avrupa Birliği de aynı şekilde.
- I have to tighten my belt.
- Kemerimi sıkmak zorundayım.
- Tom took his belt off.
- Tom kemerini çıkardı.
- Give me your belt.
- Bana kemerini ver.
- Tom wanted to buy a leather belt.
- Tom deri bir kemer almak istedi.
- Tom has a black belt in Taekwondo.
- Tom'un tekvandoda siyah kemeri var.
- Tom needed to buy a new belt.
- Tom'un yeni bir kemer satın alması gerekiyordu.
- Is that the belt I gave you?
- Sana verdiğim kemer bu mu?
- Tom is looking for a belt.
- Tom bir kemer arıyor.
- Tom took off his belt.
- Tom kemerini çıkardı.
- Tom hanged himself using the belt that Mary had given him.
- Tom Mary'nin ona verdiği kemeri kullanarak kendini astı.
- Tom wants to buy a leather belt.
- Tom deri bir kemer almak istiyor.
- Tom bought a new belt.
- Tom yeni bir kemer satın aldı.
- Tom put on so much weight that he had to get a bigger belt.
- Tom o kadar çok kilo aldı ki daha büyük bir kemer almak zorunda kaldı.
- Tom needs to buy a new belt.
- Tom'un yeni bir kemer satın alması gerekiyor.
- Don't make me get the belt.
- Bana kemeri aldırtma.
- The belt is brown.
- Kemer kahverengidir.
- We'll have to tighten our belts if the economy doesn't pick up soon.
- Ekonomi yakında düzelmezse kemerlerimizi sıkmak zorunda kalacağız.
- Tom loosened his belt.
- Tom kemerini gevşetti.
- Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.
- 1986'ya kadar İngiltere'deki okullarda çocukları kemer, sopa ve copla cezalandırmak yasaldı.
- Tom hanged himself using the belt that Mary had given him.
- Tom, Mary'nin ona verdiği kemeri kullanarak kendini astı.
- That is a leather belt.
- O deri bir kemer.
- A tight belt will interfere with circulation of the blood.
- Sıkı bir kemer kan dolaşımını engeller.
- Is that the belt I gave you?
- O sana verdiğim kemer mi?
- Tom asked me where I bought my belt.
- Tom kemerimi nereden aldığımı sordu.
- A belt keeps your pants from falling down.
- Kemer pantolonunun düşmesini engeller.
- To make our house payments, we're going to have to tighten our belts.
- Ev ödemelerimizi yapabilmek için kemerlerimizi sıkmamız gerekecek.
- Small businesses will have to tighten their belts to survive.
- Küçük işletmeler ayakta kalmak için kemer sıkmak zorunda kalacaklar.
- This belt is too tight on me.
- Bu kemer bana küçük geliyor.
- I have to tighten my belt.
- Ben kemerimi sıkmak zorundayım.
- Give me your belt.
- Kemerini ver.
- The red belt goes well with her black dress.
- Kırmızı kemer onun siyah elbisesine uyar.
- To make our house payments, we're going to have to tighten our belts.
- Ev ödemelerimizi yapmak için, kemerlerimizi sıkmak zorunda kalacağız.
- Since I lost a little weight, my belt got loose.
- Biraz kilo verdiğim için kemerim gevşedi.
- This belt fits me too tightly.
- Bu kemer bana çok sıkı geliyor.
- Tom bought a new belt.
- Tom yeni bir kemer aldı.
- The belt is brown.
- Kemer kahverengi.
- Tom asked me where I bought my belt.
- Tom bana kemerimi nereden aldığımı sordu.
- Tom needs to buy a new belt.
- Tom'un yeni bir kemer satın almalı.
- I want to buy a leather belt.
- Deri bir kemer almak istiyorum.
- Don't make me get the belt.
- Kemerimi çıkarttırma benim.
- Tom whipped Mary with his belt.
- Tom, Mary'i kemeriyle kırbaçladı.
- She is wearing a leather belt around her waist.
- Belinde deri bir kemer vardı.
- This belt is too tight on me.
- Bu kemer beni sıkıyor.
- The head of your penis is sticking out of your belt.
- Penisinin başı kemerinden dışarı çıkmış.
- The red belt goes well with her black dress.
- Kırmızı kemer siyah elbisesine çok yakışıyor.
- That is a leather belt.
- Bu deri bir kemer.
- Tom whipped Mary with his belt.
- Tom, Mary'ye kemeriyle vurdu.
- I want to buy a leather belt.
- Deri bir kemer satın almak istiyorum.
- A belt keeps your pants from falling down.
- Kemer pantolonunun düşmesini önler.
- I'm going to buy a leather belt.
- Deri bir kemer alacağım.
- Tom whipped Mary with his belt.
- Tom, Mary'yi kemeriyle kırbaçladı.
- Don't make me get the belt.
- Beni kemeri almaya zorlama.
- I like the one with a white belt.
- Beyaz kemerli olanı seviyorum.
- Tom needs to buy a new belt.
- Tom'un yeni bir kemer alması gerekiyor.
- Tom put on so much weight that he had to get a bigger belt.
- Tom o kadar kilo aldı ki daha büyük bir kemer almak zorunda kaldı.
- This belt is too tight on me.
- Bu kemer beni çok sıkıyor.
- Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.
- 1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.
- Tom needed to buy a new belt.
- Tom'un yeni bir kemer alması gerekiyordu.
Show More (56)
|