blazing - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
blazing yanan adj.
  • Miraculously, all the passengers managed to leave the blazing plane in less than three minutes.
  • Mucizevi bir şekilde tüm yolcular yanan uçağı üç dakikadan kısa bir sürede terk etmeyi başardı.
  • Miraculously, all the passengers managed to leave the blazing plane in less than three minutes.
  • Mucize eseri olarak, tüm yolcular üç dakikadan daha az süre içinde yanan uçaktan ayrılmayı başardı.
  • People were screaming inside the blazing ship, and there was no way we could get to them to rescue them.
  • Yanan geminin içinde insanlar çığlık atıyordu ve onları kurtarmak için onlara ulaşmamızın hiçbir yolu yoktu.
Show More (0)