|
- We Communists have no time for Saddam Hussein's bloody dictatorship.
- Biz Komünistlerin Saddam Hüseyin'in kanlı diktatörlüğüne ayıracak zamanı yoktur.
- The decisions taken in Copenhagen closed one of the darkest and bloodiest chapters in the history of Europe.
- Kopenhag'da alınan kararlar Avrupa tarihinin en karanlık ve en kanlı sayfalarından birini kapatmıştır.
- The decisions taken in Copenhagen closed one of the darkest and bloodiest chapters in the history of Europe.
- Kopenhag'da alınan kararlar Avrupa tarihinin en karanlık ve en kanlı bölümlerinden birini kapatmıştır.
- We are all deeply affected by the bloody events in the Middle East, following which hopes of peace are fading.
- Barış umutlarının giderek azaldığı Orta Doğu'daki kanlı olaylardan hepimiz derinden etkileniyoruz.
- Indeed, over the last year and a half in particular, bloody terrorist brutality has shaken the entire world.
- Gerçekten de, özellikle son bir buçuk yıldır, kanlı terör vahşeti tüm dünyayı sarstı.
- A period of bloody repression followed, in which, according to Amnesty, hundreds of people were killed.
- Af Örgütü'ne göre bunu yüzlerce insanın öldürüldüğü kanlı bir baskı dönemi takip etti.
- This unlikely army fought and won the bloodiest of battles.
- Bu beklenmedik ordu en kanlı savaşları verdi ve kazandı.
- This unlikely army fought and won the bloodiest of battles.
- Bu beklenmedik ordu en kanlı savaşları vererek galip geldi.
- The police detective found a bloody knife.
- Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.
- His reign was short, but bloody.
- Saltanatı kısa ama kanlı oldu.
- The battle of the Somme was one of the bloodiest battles in human history.
- Somme Savaşı insanlık tarihinin en kanlı savaşlarından biriydi.
- His reign was short, but bloody.
- Onun saltanatı kısa ama kanlıydı.
- The fighting grew bloodier.
- Çatışmalar daha da kanlı bir hal aldı.
- The walls are bloody.
- Duvarlar kanlı.
- Tom wiped the bloody knife on his shirt.
- Tom kanlı bıçağı gömleğine sildi.
- The battle was fierce and unbelievably bloody.
- Savaş şiddetli ve inanılmaz şekilde kanlıydı.
- The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
- Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
- The bloody European conflict was over.
- Kanlı Avrupa çatışması bitti.
- Dan beat Matt bloody.
- Dan Matt'i kanlı bir şekilde dövdü.
- The battle was fierce and unbelievably bloody.
- Savaş çok şiddetli ve inanılmaz derecede kanlıydı.
- The battle quickly became fierce and bloody.
- Savaş hızla şiddetli ve kanlı bir hal aldı.
- Dan beat Matt bloody.
- Dan, Matt'i kanlı bir biçimde dövdü.
Show More (19)
|