|
- It is not about making the fixing of book prices normative throughout the European Union.
- Bu, kitap fiyatlarının belirlenmesini Avrupa Birliği genelinde normatif hale getirmekle ilgili değildir.
- I have published it in consolidated form, but I can by no means recommend the book.
- Bunu birleştirilmiş bir şekilde yayınladım, ancak kitabı hiçbir şekilde tavsiye edemem.
- If Member States do not want to fix book prices, then we do not want to impose it on them.
- Eğer Üye Devletler kitap fiyatlarını belirlemek istemiyorsa, biz de onlara bunu dayatmak istemiyoruz.
- This book attracted a certain amount of attention in China when it was published last year.
- Bu kitap geçen yıl yayınlandığında Çin'de belli bir ilgi gördü.
- I was fascinated by that science book, which was so well explained to a young person like me.
- Benim gibi genç bir insana çok iyi açıklanmış olan bu bilim kitabı beni büyüledi.
- But, in my book, the Commission report is a real step backwards.
- Ancak, benim kitabıma göre, Komisyon raporu gerçek bir geri adımdır.
- In our book, war is banned.
- Kitabımızda savaş yasaklanmıştır.
- They cannot appear first in book form and then as translations.
- Önce kitap olarak sonra da çeviri olarak yayınlanamazlar.
- The book praises Adolf Hitler and describes the corrosive power of the Jews in the 1930s.
- Kitap Adolf Hitler'i övüyor ve 1930'larda Yahudilerin yıpratıcı gücünü anlatıyor.
- They cannot appear first in book form and then as translations.
- Önce kitap olarak sonra da çeviri olarak ortaya çıkamazlar.
- This is something I read in a book on the history and economy of Angola.
- Bu, Angola'nın tarihi ve ekonomisi üzerine bir kitapta okuduğum bir şey.
- We might be advised to take a leaf out of Canada's book.
- Kanada'nın kitabından bir yaprak almamız tavsiye edilebilir.
- I have published it in consolidated form, but I can by no means recommend the book.
- Bunları birleştirilmiş bir şekilde yayınladım, ancak kitabı kesinlikle tavsiye edemem.
- Portugal should not take a leaf out its predecessor's book.
- Portekiz, selefinin kitabından bir yaprak almamalıdır.
- Before you could say "knife" I had opened my wallet, put my money on the table and had a copy of the book.
- Siz daha "bıçak" demeden cüzdanımı açmış, paramı masanın üzerine koymuş ve kitabın bir kopyasını edinmiştim.
- Further to the vote on the Rothley report concerning the fixing of book prices, I should like to say the following.
- Kitap fiyatlarının sabitlenmesine ilişkin Rothley raporunun oylanmasıyla ilgili olarak şunları söylemek isterim.
- Many a Member State, but also the European Parliament, could take a leaf out of its book.
- Birçok Üye Devletin yanı sıra Avrupa Parlamentosu da bu kitaptan bir yaprak alabilir.
- We have revealed to you the book with the truth for mankind.
- Biz sana, insanlar için hak olan kitabı indirdik.
- We have revealed to you the book with the truth for mankind.
- Biz sana insanlar için hak olan kitabı indirdik.
- Of course, the smallest one would rather eat the book than read it.
- Elbette en küçükleri kitabı okumaktansa yemeyi tercih eder.
- There's a whole chapter in my book on mud slinging.
- Kitabımda çamur atma üzerine koca bir bölüm var.
- This is not a happy book, let me say that first.
- Hiç de mutlu bir kitap değil, öncelikle bunu söyleyeyim.
- I almost always read the end of a book first.
- Neredeyse her zaman bir kitabın önce sonunu okurum.
- This is not a happy book, let me say that first.
- Bu mutlu bir kitap değil, önce bunu söyleyeyim.
- Wait for the next book and we will all see together.
- Bir sonraki kitabı bekleyin, hep birlikte göreceğiz.
- The two women became fast friends and eventually decided to write the book together.
- İki kadın sıkı dost oldular ve sonunda kitabı birlikte yazmaya karar verdiler.
- I'm so excited that my favorite author has a new book coming out in a few weeks.
- En sevdiğim yazarın birkaç hafta içinde yeni bir kitabı çıkacağı için çok heyecanlıyım.
- She intends to trade you for the book.
- Sendekini kitapla değiş tokuş etmek niyetinde.
- I thought you might want to check out the book Liam talked about in class earlier.
- Düşündüm de, Liam'ın daha önce derste bahsettiği kitabı belki incelemek istersin.
- They also will have the opportunity to create a new book.
- Onlar da yeni bir kitap yaratma fırsatına sahip olacaklar.
- I almost always read the end of a book first.
- Neredeyse her zaman öncelikle kitabın sonunu okurum.
- I thought you might want to check out the book Liam talked about in class earlier.
- Liam'ın daha önce derste bahsettiği kitaba göz atmak isteyebileceğinizi düşündüm.
- Ten years have passed since the first edition of this book.
- Bu kitabın ilk yayımlanmasının ardından on yıl geçti.
- If you don't finish that book before the library closes, you will have to check it out.
- Kütüphane kapanmadan önce o kitabı bitirmezseniz, ödünç almak zorunda kalacaksınız.
- Steiger discovered this while working on a book on space.
- Steiger bunu uzay hakkında bir kitap üzerinde çalıştığı esnada keşfetti.
- Wait for the next book and we will all see together.
- Bir sonraki kitabı bekle o zaman hep birlikte göreceğiz.
- Steiger discovered this while working on a book on space.
- Steiger bunu uzay hakkında bir kitap üzerinde çalışırken keşfetti.
- I began writing the novel that would be my first book.
- İlk kitabım olacak romanı yazmaya başladım.
- I finished the book tonight with much pleasure.
- Kitabı bu akşam büyük bir keyifle bitirdim.
- We have revealed to you the book with the truth for mankind.
- Biz sana, insanlar için gerçeği içeren kitabı indirdik.
- Everyone doesn't have to like every book.
- Herkes her kitabı beğenmek zorunda değil.
- Of course, the smallest one would rather eat the book than read it.
- Tabii ki en küçüğü kitabı okumak yerine yemeyi yeğlerdi.
- I definitely picked the wrong season for reading this book.
- Bu kitabı okumak için kesinlikle yanlış mevsimi seçmişim.
- I wrote a whole book about it.
- Bunun hakkında koca bir kitap yazdım.
- The author's new book just came out.
- Yazarın yeni kitabı yeni çıktı.
- This book was extremely hard for me - all the way through.
- Bu kitap benim için son derece zorluydu; başından sonuna kadar.
- Every time you read this book, you'll discover new ideas.
- Bu kitabı her okuduğunuzda yeni fikirler keşfedeceksiniz.
- My new book is coming out this month.
- Yeni kitabım bu ay çıkıyor.
- This book was extremely hard for me - all the way through.
- Bu kitap benim için son derece zorluydu; hem de başından sonuna kadar.
- When will your next book come out?
- Bir sonraki kitabınız ne zaman çıkacak?
- Steiger discovered this while working on a book on space.
- Steiger bunu uzay hakkında bir kitap üzerinde çalışırken keşfetmiştir.
- I wrote a whole book about it.
- Bunun üzerine koskoca bir kitap yazdım.
- The two women became fast friends and eventually decided to write the book together.
- İki kadın yakın arkadaş oldular ve sonunda kitabı birlikte yazmaya karar verdiler.
- Yes, definitely talk with us about the book.
- Evet, kesinlikle bizimle kitap hakkında konuş.
- Ten years have passed since the first edition of this book.
- Bu kitabın ilk baskısından bu yana on yıl geçti.
- There's a whole chapter in my book on mud slinging.
- Kitabımda çamur atmayla ilgili koca bir bölüm var.
- This book contains everything he must know for the surgery.
- Bu kitap ameliyat ile ilgili bilmesi gereken her şeyi içeriyor.
- They also will have the opportunity to create a new book.
- Ayrıca yeni bir kitap oluşturma fırsatına da sahip olacaklar.
- They also will have the opportunity to create a new book.
- Yeni bir kitap yaratmak için bir fırsatları da olacak.
- I finished the book tonight with much pleasure.
- Bu gece kitabı büyük bir zevkle bitirdim.
- I wrote a whole book about it.
- Ben bunun hakkında koca bir kitap yazdım.
- My best friend is a book.
- En iyi arkadaşım bir kitaptır.
- The book isn't new.
- Kitap yeni değil.
- I thought that book was difficult to read.
- Kitap okumanın zor olduğunu düşündüm.
- The dialogue in this book is very unrealistic.
- Bu kitaptaki diyaloglar çok gerçek dışı.
- This is the very book that I wanted to read.
- Bu, tam okumak istediğim kitap.
- You can read any book that interests you.
- İlginizi çeken herhangi bir kitabı okuyabilirsiniz.
- Which book would you like?
- Hangi kitabı istersiniz?
- I have been reading this book.
- Bu kitabı okuyorum.
- What was the last book you read?
- En son okuduğun kitap neydi?
- This book is written in simple English, so it should be easy for you to read.
- Bu kitap basit İngilizceyle yazılmıştır, bu nedenle okumak senin için kolay olmalı.
- Two days ago, I read that book.
- İki gün önce o kitabı okudum.
- This book is so difficult that I can't read it.
- Bu kitap o kadar zor ki okuyamıyorum.
- Chinese people have a big red flag and a little red book.
- Çinlilerin büyük bir kırmızı bayrağı ve küçük bir kırmızı kitabı vardır.
- He has a very interesting book.
- Onun çok ilginç bir kitabı var.
- Tom started flipping through the book.
- Tom kitabı karıştırmaya başladı.
- Two pages are missing from this book.
- Bu kitapta iki sayfa eksik.
- I gave Tom that book.
- Tom'a o kitabı verdim.
- I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.
- Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.
- He translated the book from French into English.
- Kitabı Fransızcadan İngilizceye çevirdi.
- Written in English, this book is easy for me to read.
- İngilizce yazıldığı için bu kitabı okumam kolay.
- I couldn't get another copy of the book.
- Kitabın başka bir kopyasını bulamadım.
- Mary read the book from cover to cover in a single day.
- Mary kitabı baştan sona bir günde okudu.
- Please give me the book.
- Lütfen kitabı bana ver.
- I love going to book sales.
- Kitap satışlarına gitmeyi seviyorum.
- The book was new.
- Kitap yeniydi.
- Last night I stopped in front of a used bookstore, before I got home, and found a book that I'd been looking for for a long time.
- Dün gece eve gitmeden önce ikinci el bir kitapçının önünde durdum ve uzun zamandır aradığım bir kitabı buldum.
- How was this book?
- Bu kitap nasıldı?
- Were you reading a book at that time?
- O sırada bir kitap mı okuyordunuz?
- The government decided to ban the book on grounds of indecency.
- Hükümet ahlaksızlık gerekçesiyle kitabı yasaklamaya karar verdi.
- This book made me rich.
- Bu kitap beni zengin etti.
- Can you sell the book to me for 500 yen?
- Kitabı bana 500 yene satar mısın?
- This is a very good book.
- Bu çok iyi bir kitap.
- A dictionary is an excellent reference book.
- Sözlük mükemmel bir referans kitabıdır.
- I've read that book several times.
- Bu kitabı birkaç kez okudum.
- It's a book of essays.
- O bir deneme kitabı.
- I found the book I had long been looking for.
- Uzun zamandır aradığım kitabı buldum.
- The main idea of the book relied on a false premise.
- Kitabın ana fikri yanlış bir önermeye dayanıyordu.
- Tom stayed up all night reading the book Mary gave him.
- Tom bütün gece Mary'nin ona verdiği kitabı okudu.
- That book still makes me cry.
- O kitap beni hala ağlatır.
- He picked up the book.
- Kitabı eline aldı.
- The price of the book was $5.
- Kitabın fiyatı 5 dolardı.
- You'll find the book in the library.
- Kitabı kütüphanede bulabilirsiniz.
- This is the book you are looking for.
- Bu, aradığın kitap.
- He got an easy English book.
- O, kolay bir İngilizce kitabı aldı.
- This book was written by Haley.
- Bu kitap Haley tarafından yazılmıştır.
- I'll finish the book in four days.
- Kitabı dört gün içinde bitireceğim.
- I've already read most of this book.
- Bu kitabın çoğunu okudum bile.
- He took a book from the shelf.
- O, raftan bir kitap aldı.
- I returned his book to him.
- Kitabını ona geri verdim.
- Tom found an old book in the attic going back to his school days.
- Tom çatı katında kendini okul günlerine götüren eski bir kitap buldu.
- This book is full of dirty jokes.
- Bu kitap bel altı fıkralarla dolu.
- I bought this book at Maruzen Bookstore.
- Bu kitabı Maruzen kitabevinden aldım.
- You don't have to use a dictionary when you read this book.
- Bu kitabı okurken sözlük kullanmanıza gerek yok.
- How did you get involved in book publishing?
- Kitap yayıncılığı işine nasıl dahil oldun?
- The book is mine.
- O benim kitabım.
- Every time I read this book, I find something new.
- Bu kitabı her okuduğumda yeni bir şey buluyorum.
- Is there a paperback edition of this book?
- Bu kitabın karton kapaklı baskısı var mı?
- I'm looking for a book of jokes.
- Bir fıkra kitabı arıyorum.
- Tom bought me this book.
- Tom bana bu kitabı satın aldı.
- It was my book that your child tore to pieces.
- Senin çocuğun parçaladığı benim kitabımdı.
- Next time you come to see me, I will show you the book.
- Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı gösteririm.
- This is the book about which I told you.
- Sana bahsettiğim kitap bu.
- I have enough money to buy this book.
- Bu kitabı satın almaya yetecek param var.
- Tom closed the book and turned off the lamp.
- Tom kitabı kapattı ve lambayı söndürdü.
- I want the book.
- Kitabı istiyorum.
- This book is easy for you to read.
- Bu kitabı okumak sizin için kolay.
- You had better not read this book.
- Bu kitabı okumasan iyi olur.
- She read the book all night.
- Bütün gece kitap okudu.
- I've already started reading that book.
- O kitabı zaten okumaya başladım.
- This is a useful book and, what is more, it is not expensive.
- Bu yararlı bir kitap, dahası pahalı da değil.
- This book is popular amongst students.
- Bu kitap öğrenciler arasında popüler.
- I see a book.
- Bir kitap görüyorum.
- Would you lend me that book?
- O kitabı bana ödünç verir misin?
- I'm still not finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı hâlâ bitirmedim.
- The book you're looking for is on my desk.
- Aradığınız kitap masamın üzerinde.
- You can pick out any book you like.
- İstediğin kitabı seçebilirsin.
- Tom fell asleep while reading a book.
- Tom kitap okurken uykuya daldı.
- Tom is writing a book about his father.
- Tom babası hakkında bir kitap yazıyor.
- I read the story in a book.
- Hikayeyi bir kitapta okudum.
- Give me a copy of this book.
- Bu kitabın bir kopyasını bana verin.
- Sami will put all of that into a book.
- Sami bütün bunları bir kitapta toplayacak.
- Tom didn't read the book his teacher had told him to read.
- Tom öğretmeninin okumasını söylediği kitabı okumadı.
- Have you read Tom's new book?
- Tom'un yeni kitabını okudun mu?
- I brought a book.
- Bir kitap getirdim.
- It'll take a week or so to read through this book.
- Bu kitabı okumak bir hafta kadar sürecek.
- The book is about a woman who enters a convent.
- Kitap manastıra giren bir kadın hakkındadır.
- Have you read that book?
- O kitabı okudunuz mu?
- She'll lend you a book.
- O sana bir kitap gönderecek.
- Is the book worth reading, or would that be a waste of time?
- Kitap okumaya değer mi, yoksa vakit kaybı mı olur?
- He likes that book.
- O kitabı seviyor.
- His book is red.
- Kitabı kırmızıdır.
- Your book is upside down.
- Kitabın baş aşağı.
- You get the book again on Monday.
- Pazartesi günü tekrar kitap alırsın.
- Professor White published his first book last year.
- Profesör White, ilk kitabını geçen yıl yayınladı.
- That movie is based on a book of the same name.
- O film aynı adı taşıyan bir kitaba dayanır.
- He gave me his favorite book as a farewell gift and moved to Osaka.
- Bana en sevdiği kitabı veda hediyesi olarak verdi ve Osaka'ya taşındı.
- Tom recommended this book.
- Tom bu kitabı tavsiye etti.
- Can you recommend me a good book?
- Bana iyi bir kitap tavsiye edebilir misiniz?
- I hope my book becomes a bestseller.
- Umarım kitabım çok satar.
- Tom couldn't get the book he wanted.
- Tom istediği kitabı alamadı.
- Kate was obliged to read the book.
- Kate kitabı okumak zorundaydı.
- I just want you to give me back that book you borrowed a few days ago.
- Birkaç gün önce ödünç aldığın kitabı bana geri vermeni istiyorum.
- She borrowed the book from him.
- Kitabı ondan ödünç aldı.
- The picture is in this book.
- Resim bu kitapta.
- I've finished reading the book.
- Kitabı okumayı bitirdim.
- The last leaf of this book is missing.
- Bu kitabın son yaprağı eksik.
- The entire book was written by hand.
- Tüm kitap elle yazıldı.
- Tom gave me a book.
- Tom bana bir kitap verdi.
- Tom was mentioned in the book as well.
- Kitapta Tom'un da adı geçiyordu.
- Give this book to Ramu.
- Bu kitabı Ramu'ya ver.
- Tom held the book in his hand.
- Tom kitabı elinde tuttu.
- On the table is a green book.
- Masanın üstünde yeşil bir kitap var.
- All you have to do is to hand this book to him.
- Yapman gereken tek şey bu kitabı ona uzatmak.
- This book covers the subject completely.
- Bu kitap konuyu tamamen kapsıyor.
- I will read your book with great care.
- Kitabınızı büyük bir dikkatle okuyacağım.
- I can't find time to read the book.
- Kitabı okumak için zaman bulamıyorum.
- When is your book coming out?
- Kitabın ne zaman çıkıyor?
- I am looking for a book about medieval Spain.
- Orta çağ İspanya'sı hakkında bir kitap arıyorum.
- Why did you put off the printing of my book?
- Benim kitabımın baskısını niçin erteledin?
- This book is black.
- Bu kitap siyah.
- This book is unique in many ways.
- Bu kitap birçok yönden eşsizdir.
- I like your book.
- Kitabını beğendim.
- He wants a book to read.
- O, okumak için bir kitap istiyor.
- This book is too boring for me.
- Bu kitap benim için çok sıkıcı.
- Of course I should read this book.
- Tabii ki bu kitabı okumalıyım.
- I gave Mary a book.
- Mary'ye bir kitap verdim.
- A good book is the best friend, now and forever.
- İyi bir kitap en iyi arkadaştır, şimdi ve sonsuza dek.
- This book is suitable for your needs.
- Bu kitap senin ihtiyaçlarına uygun.
- I didn't buy that book.
- O kitabı ben almadım.
- I say Paul's book will be read.
- Ben Paul'ün kitabının okunacağını söylüyorum.
- This is Ali's book.
- Bu, Ali'nin kitabı.
- Was that book enjoyable?
- Bu kitap eğlenceli miydi?
- Who did you give the book to?
- Kitabı kime verdin?
- Is it possible to buy the book at the bookstore in Akita?
- Akita'daki kitapçıdan kitabı satın almak mümkün mü?
- I paid two thousand yen for the book.
- Kitap için iki bin yen ödedim.
- This is the most exciting book that I have ever read.
- Bu, şimdiye kadar okuduğum en heyecan verici kitap.
- Tom hasn't translated the book yet.
- Tom kitabı henüz tercüme etmedi.
- This book is not written in English.
- Bu kitap İngilizce yazılmamış.
- Father bought me the book.
- Babam bana kitabı aldı.
- This book is a little out of date.
- Bu kitabın modası biraz geçmiş.
- This book is still copyrighted.
- Bu kitabın telif hakları hâlâ saklı.
- I really like this book.
- Ben gerçekten bu kitabı seviyorum.
- Do you know which book she wants to read?
- Hangi kitabı okumak istediğini biliyor musun?
- I can't buy a book this expensive.
- Bu kadar pahalı bir kitabı alamam.
- That's the reason I bought this book.
- Bu kitabı alma sebebim bu.
- He wrote this book at the age of twenty.
- Bu kitabı yirmi yaşında yazdı.
- The book you gave me is very interesting.
- Bana verdiğin kitap çok ilginç.
- I read that story in some book.
- Bu hikayeyi bir kitapta okumuştum.
- At book sales there are always so many interesting books that I can never afford them all.
- Kitap satışlarında her zaman o kadar çok ilginç kitap oluyor ki, hepsine asla param yetmiyor.
- I left my book in the car.
- Kitabımı arabada unutmuşum.
- I went to a book sale yesterday, but none of the books were interesting.
- Dün bir kitap satışına gittim ama kitapların hiçbiri ilginç değildi.
- How much is this book?
- Bu kitap ne kadar?
- Kamal hasn't read the book yet.
- Kamal henüz kitabı okumadı.
- The pencil is on the book.
- Kalem, kitabın üzerinde.
- I'd like you to read this book.
- Bu kitabı okumanı istiyorum.
- This is the book that my teacher recommended to me.
- Bu öğretmenimin bana tavsiye ettiği kitap.
- Tell me your impression of this book.
- Bana bu kitap hakkındaki izlenimlerini anlat.
- This book is mine.
- Bu kitap benimdir.
- This book is a result of his enthusiastic research.
- Bu kitap, onun meraklı araştırmasının bir sonucu.
- Please return the book when you have finished reading it.
- Lütfen okumayı bitirdiğinizde kitabı geri verin.
- You may borrow this book as long as you keep it clean.
- Bu kitabı temiz tuttuğunuz sürece ödünç alabilirsiniz.
- The book that I bought was delivered to me this morning.
- Satın aldığım kitap bu sabah bana teslim edildi.
- Is this book yours?
- Bu kitap sizinki mi?
- Do not open your book.
- Kitabınızı açmayın.
- Read this book at your leisure.
- Boş zamanınızda bu kitabı okuyun.
- This book is written in easy English for beginners to understand.
- Bu kitap yeni başlayanların anlayabilmesi için kolay bir İngilizce ile yazılmış.
- She is collecting material for a book.
- Bir kitap için materyal topluyor.
- Tom put his book down.
- Tom kitabını yere bıraktı.
- I read this book when I was in college.
- Ben bu kitabı üniversitedeyken okudum.
- Tom is reading the same book as I am.
- Tom benimle aynı kitabı okuyor.
- No one can read the book without crying.
- Hiç kimse kitabı ağlamadan okuyamaz.
- She took the book back to the library.
- Kitabı kütüphaneye geri götürdü.
- Tom read the entire book in three hours.
- Tom tüm kitabı üç saat içinde okudu.
- I don't have the time to read this book.
- Bu kitabı okuyacak vaktim yok.
- He put the book on the table.
- O, kitabı masanın üstüne koydu.
- Please lend me that book.
- Lütfen o kitabı bana ödünç verin.
- Tom was also mentioned in the book.
- Kitapta Tom'dan da bahsedilmişti.
- Who will you give the book to?
- Kitabı kime vereceksin?
- Can I pay for the book by check?
- Kitabı çek ile ödeyebilir miyim?
- She will write another book one of these days.
- Bugünlerde bir kitap daha yazacak.
- This English book is too difficult for me to read.
- Bu İngilizce kitabı okumak benim için çok zor.
- This book is divided into four parts.
- Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
- It's a Spanish book.
- O İspanyolca bir kitap.
- Tom will lend you his book.
- Tom sana kitabını ödünç verecek.
- He looked for his book for an hour.
- Bir saat boyunca kitabını aradı.
- I left my book in the car.
- Kitabımı arabada bıraktım.
- Carlos went away and came back with the book.
- Carlos gitti ve kitap ile geri geldi.
- It took me three days to read through this book.
- Bu kitabı okumak üç günümü aldı.
- I have to return this book to the library today.
- Bu kitabı kütüphaneye iade etmek zorundayım.
- What's the title of the book you're reading?
- Okuduğun kitabın ismi nedir?
- This is my book, not yours.
- Bu benim kitabım, senin değil.
- I left your book in the car.
- Kitabını arabada bıraktım.
- Not very many people bought the book I wrote.
- Yazdığım kitabı pek fazla kişi almadı.
- Which one of these boys will you give the book to?
- Kitabı bu çocuklardan hangisine vereceksin?
- I'd like to leave this book with you.
- Bu kitabı sana bırakmak istiyorum.
- This book hasn't received the attention it deserves.
- Bu kitap hak ettiği ilgiyi görmedi.
- This book is smaller.
- Bu kitap daha küçük.
- That was a thrilling book.
- O heyecan verici bir kitaptı.
- This big book makes my brain hurt.
- Bu büyük kitap beynime zarar veriyor.
- I read the book in my second year of high school.
- Kitabı lise ikinci sınıfta okudum.
- The book sells well.
- Kitap iyi satıyor.
- Give me one dollar for the book.
- Kitap için bana bir dolar ver.
- I started writing a book.
- Bir kitap yazmaya başladım.
- You should buy this book.
- Bu kitabı almalısın.
- Shut the book.
- Kitabı kapat.
- It's one of the oldest tricks in the book.
- Bu kitaptaki en eski numaralardan biri.
- Open your book to page 59.
- Kitabınızda 59. sayfayı açın.
- I paid 3 dollars for the book.
- Kitap için 3 dolar ödedim.
- This book is difficult to understand.
- Anlaşılması zor bir kitap bu.
- Tom bought a book for me.
- Tom bana bir kitap aldı.
- It's the oldest trick in the book.
- Bu kitaptaki en eski numara.
- Tom will lend me a book to read.
- Tom bana okumak için bir kitap ödünç verecek.
- Were you able to find the book?
- Kitabı bulabildin mi?
- This book is still in circulation and can be found in the bookshops.
- Bu kitap hala tedavülde ve kitapçılarda bulunabilir.
- Tom is going to lend me a book to read.
- Tom bana okumam için bir kitap ödünç verecek.
- I started a new book yesterday.
- Dün yeni bir kitaba başladım.
- My uncle bought me this book.
- Amcam bana bu kitabı aldı.
- I just finished reading the book.
- Az önce kitabı okumayı bitirdim.
- Next time you come to see me, I will show you the book.
- Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı göstereceğim.
- Of course I should read this book.
- Tabii, bu kitabı okumalıyım.
- She gave me a book for Christmas.
- O, bana Noel için bir kitap verdi.
- The second part of the book is much more difficult than the first.
- Kitabın ikinci bölümü ilkinden çok daha zor.
- This book will give you great pleasure.
- Bu kitap size büyük zevk verecek.
- When did you read this book?
- Bu kitabı ne zaman okudun?
- The book was better than the movie.
- Kitap filmden daha iyiydi.
- I have no time to read this book.
- Bu kitabı okuyacak zamanım yok.
- This book is not written in English.
- Bu kitap İngilizce yazılmadı.
- Would you be so kind as to lend me your book?
- Kitabınızı bana ödünç verebilir misiniz?
- This is the book Tom was talking about yesterday.
- Bu, Tom'un dün hakkında konuştuğu kitap.
- This is the book I want to give my mother.
- Anneme vermek istediğim kitap budur.
- Every time I read this book, I find something new.
- Bu kitabı her okuduğumda yeni bir şey bulurum.
- The book I read yesterday was really interesting.
- Dün okuduğum kitap gerçekten ilginçti.
- I started writing the book.
- Kitabı yazmaya başladım.
- Thank you for lending us the book.
- Kitabı bize ödünç verdiğiniz için teşekkürler.
- Read the book again and again.
- Kitabı tekrar tekrar oku.
- Did you choose an interesting book for your son?
- Oğlun için ilginç bir kitap seçtin mi?
- I'll read this book.
- Bu kitabı okuyacağım.
- This book is for students whose native language is not Japanese.
- Bu kitap ana dili Japonca olmayan öğrenciler için.
- Did you return Tom's book?
- Tom'un kitabını geri verdin mi?
- She translated the book from Japanese into English.
- Kitabı Japonca'dan İngilizce'ye çevirdi.
- I carried on reading the book.
- Kitabı okumaya devam ettim.
- We should read one book a month at least.
- En azından ayda bir kitap okumalıyız.
- The book is old.
- Kitap eski.
- The movie wasn't as interesting as the book.
- Film, kitap kadar ilginç değildi.
- This is a good book, but that one is better.
- Bu iyi bir kitap ama şu daha iyi.
- Hide that book.
- O kitabı gizle.
- That book was interesting.
- Bu kitap ilginçti.
- Please keep this book at hand.
- Lütfen bu kitabı el altında tutun.
- Do you need this book?
- Bu kitaba ihtiyacın var mı?
- Did you buy this book?
- Bu kitabı satın aldın mı?
- Tom hid the book behind his back.
- Tom kitabı arkasına sakladı.
- I gave you a book.
- Sana bir kitap verdim.
- He fell asleep while reading a book.
- Kitap okurken uyuyakaldı.
- The book is written in Spanish.
- Kitap İspanyolca yazılmış.
- We shall go on reading this book until the end of the year.
- Biz yıl sonuna kadar bu kitabı okumaya devam edeceğiz.
- Have you finished reading that book yet?
- O kitabı okumayı bitirdin mi?
- She cut a picture out of the book.
- Kitaptan bir resim kesmiş.
- I've finished reading the book I was reading.
- Okuduğum kitabı bitirdim.
- There's a book with me.
- Benimle bir kitap var.
- It's an interesting book.
- Bu ilginç bir kitap.
- This book has 252 pages exclusive of illustrations.
- Bu kitap, resimler hariç, 252 sayfadan oluşuyor.
- He received a book from this man.
- Bu adamdan bir kitap aldı.
- I cannot squash flies with my book.
- Ben sinekleri kitabım ile ezemem.
- Don't buy that book.
- O kitabı satın almayın.
- I skipped the first few pages of the book.
- Kitabın ilk birkaç sayfasını atladım.
- Would you be so kind as to lend me your book?
- Kitabını bana ödünç vermeyi lütfeder misin?
- He was fortunate to find the book he had lost.
- Kaybettiği kitabı bulduğu için şanslıydı.
- He got the book for nothing.
- O, kitabı boş yere aldı.
- It's a book on computer logic.
- Bilgisayar mantığı üzerine bir kitap.
- Tom threw Mary's book into the fire.
- Tom Mary'nin kitabını ateşe fırlattı.
- This is a book often read by adults.
- Bu çoğu zaman yetişkinler tarafından okunan bir kitap.
- I haven't yet finished reading that book.
- O kitabı okumayı henüz bitirmedim.
- Tom put the book on the desk.
- Tom kitabı sıranın üzerine koydu.
- I haven't yet read the book you're talking about.
- Bahsettiğiniz kitabı henüz okumadım.
- Didn't you like this book?
- Bu kitabı sevmedin mi?
- You may choose whichever book you want to read.
- Hangi kitabı okumak istiyorsan onu seçebilirsin.
- I am in charge of the book section.
- Kitap bölümünden ben sorumluyum.
- She translated the book from Japanese into English.
- O, kitabı Japoncadan İngilizceye çevirdi.
- I'll buy a book for Tom.
- Tom için bir kitap alacağım.
- This book isn't difficult.
- Bu kitap zor değil.
- There is a book on the desk.
- Sıranın üstünde bir kitap var.
- This book says that elephants live to be over 100 years old.
- Bu kitap fillerin 100 yaşından daha fazla yaşadığını söylüyor.
- It's a new book.
- Yeni bir kitap.
- Tom returned the book to the library.
- Tom kitabı kütüphaneye iade etti.
- What's the title of your new book?
- Yeni kitabının adı ne?
- There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.
- What's the title of that book?
- Kitabın adı neydi?
- He was fortunate to find the book he had lost.
- O, kaybettiği kitabı bulacak kadar şanslıydı.
- Have you read the book Tom bought for you?
- Tom'un sana aldığı kitabı okudun mu?
- This book isn't as heavy as that book.
- Bu kitap o kitap kadar ağır değil.
- I can't reach the book on the top shelf that I want to read.
- Okumak istediğim üst raftaki kitaba ulaşamıyorum.
- The student ordered the book from New York.
- Öğrenci kitabı New York'tan sipariş etti.
- Who's your favorite character in this book?
- Bu kitapta en sevdiğin karakter kim?
- I'm thinking of writing a book.
- Bir kitap yazmayı düşünüyorum.
- I think a film is more interesting than any book.
- Bence bir film bir kitaptan daha ilginçtir.
- This book may well be useful to you.
- Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
- There are some misprints, but all in all, it's a good book.
- Bazı baskı hataları var ama sonuçta iyi bir kitap.
- Tom's book was translated into French.
- Tom'un kitabı Fransızcaya çevrildi.
- Could I borrow this book for a few days?
- Bu kitabı birkaç günlüğüne ödünç alabilir miyim?
- I'm on the lookout for a good introductory book about the Internet.
- İnternet hakkında iyi bir giriş kitabı arayışındayım.
- You may keep the book.
- Kitap sizde kalabilir.
- Did you send the book?
- Kitabı gönderdin mi?
- He has bought a book written in English in the book store.
- Kitapçıdan İngilizce yazılmış bir kitap satın aldı.
- This book deals with the uses of atomic power.
- Bu kitap atom gücünün kullanımı ile ilgilidir.
- What's this picture doing in your book?
- Bu resmin kitabında ne işi var?
- The cost of the book is five dollars.
- Kitabın fiyatı beş dolar.
- I paid 800 yen for this book.
- Bu kitap için 800 yen ödedim.
- You must return the book by the end of April.
- Kitabı Nisan sonuna kadar iade etmelisiniz.
- This is a very interesting book.
- Bu çok ilginç bir kitap.
- This book is really old!
- Bu kitap gerçekten çok eski!
- Tom closed the book and turned off the lamp.
- Tom kitabı kapatıp lambayı söndürdü.
- He tore the book apart.
- Kitabı parçaladı.
- Tom bought two copies of the book.
- Tom kitabın iki kopyasını aldı.
- This book is the one that I can actually keep.
- Bu kitap gerçekten saklayabileceğim bir kitap.
- I'd like a book.
- Bir kitap istiyorum.
- I read the book up to page 80 yesterday.
- Dün kitabı 80. sayfaya kadar okudum.
- Is that book in the public domain?
- Bu kitap kamu malı mı?
- This book gave me a good laugh.
- Bu kitap bana iyi bir kahkaha attırdı.
- I wanted to show them your book.
- Onlara kitabını göstermek istedim.
- Is the book worth reading, or would that be a waste of time?
- Kitap okumaya değer mi, yoksa zaman kaybı mı olur?
- Tom opened the book and started reading.
- Tom kitabı açtı ve okumaya başladı.
- This book is absolutely useless.
- Bu kitap kesinlikle işe yaramaz.
- The world is just like a book, and every step you take is like turning a page.
- Dünya tıpkı bir kitap gibidir ve attığın her adım bir sayfayı çevirmek gibidir.
- This is her book.
- Bu onun kitabı.
- Tom's book about his life with Mary sold like hot cakes.
- Tom'un Mary ile olan hayatını anlattığı kitabı peynir ekmek gibi sattı.
- Who bought a book at the shop?
- Dükkandan kim kitap aldı?
- Someone tore a page out from the book.
- Birisi kitaptan bir sayfa yırtmış.
- He translated the book from Turkish into English.
- Kitabı Türkçe'den İngilizce'ye çevirdi.
- I've learnt something from this book.
- Bu kitaptan bir şey öğrendim.
- Could you lend me the book?
- Bana kitabı ödünç verir misiniz?
- Do you see my book?
- Kitabımı görüyor musun?
- He gave me a book.
- O bana bir kitap verdi.
- It's only a book.
- Sadece bir kitap.
- I read his book.
- Kitabını okudum.
- I think you'll enjoy this book.
- Sanırım bu kitaptan hoşlanacaksın.
- Please give me this book.
- Lütfen bu kitabı bana verin.
- Who gave you that recipe book?
- Sana o tarif kitabını kim verdi?
- When I was in elementary school, I read this book.
- İlkokuldayken bu kitabı okumuştum.
- This book is excellent.
- Bu kitap mükemmel.
- This book is quite above me.
- Bu kitap beni oldukça aşar.
- This book is less large than that one.
- Bu kitap, ondan daha az büyük.
- I have read every book on the shelf.
- Raftaki her kitabı okudum.
- Are you the author of this book?
- Siz bu kitabın yazarı mısınız?
- Put this book on top of the others.
- Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
- A good book is a great companion.
- İyi bir kitap harika bir arkadaştır.
- There is a book on the table.
- Masanın üstünde bir kitap var.
- He went on reading the book as if nothing had happened.
- Hiçbir şey olmamış gibi kitabı okumaya devam etti.
- Have I already told you about the book I'm writing?
- Yazdığım kitaptan size daha önce bahsetmiş miydim?
- Sami will put all of that into a book.
- Sami bunların hepsini bir kitap haline getirecek.
- You have only to read a few pages of this book.
- Bu kitabın sadece birkaç sayfasını okuman gerek.
- I gave him the book.
- Kitabı ona verdim.
- I can recommend this book to you.
- Sana bu kitabı tavsiye edebilirim.
- He likes this book.
- Bu kitabı seviyor.
- Do you understand this book?
- Bu kitabı anlıyor musun?
- This is the book I want to buy.
- Satın almak istediğim kitap budur.
- How many letters do you think this book has?
- Bu kitabın kaç tane harfi olduğunu düşünüyorsunuz?
- What kind of book did you buy?
- Ne tür bir kitap aldın?
- He stretched out his arm to take the book.
- Kitabı almak için kolunu uzattı.
- Where is the book?
- Kitap nerede?
- What is the title of your new book?
- Senin yeni kitabının adı nedir?
- Yesterday, I bought a book.
- Dün bir kitap satın aldım.
- You might also like this book.
- Bu kitap da hoşuna gidebilir.
- How long can I borrow this book?
- Bu kitabı ne kadar süre ödünç alabilirim?
- Tom's book has been translated into many languages.
- Tom'un kitabı birçok dile çevrildi.
- I returned his book to him.
- Ben onun kitabını ona iade ettim.
- Which one of these is your book?
- Bunlardan hangisi senin kitabın?
- Tom told Mary which book to buy.
- Tom, Mary'ye hangi kitabı alacağını söyledi.
- That book on kabuki might be expensive.
- Kabuki kitabı pahalı olabilir.
- This old book is quite out of date.
- Bu eski kitap oldukça eskimiş.
- I like this book best.
- Ben en çok bu kitabı seviyorum.
- I need to get that book back from Tom.
- O kitabı Tom'dan geri almam gerekiyor.
- His comments about the book were favorable.
- Kitap hakkındaki yorumları olumluydu.
- Is this your book?
- Bu sizin kitabınız mı?
- He wrote the book at the age of twenty.
- O yirmi yaşında kitap yazdı.
- Tom was sitting under a tree, reading a book.
- Tom bir kitap okurken bir ağacın altında oturuyordu.
- She had a book stolen from the library.
- Kütüphaneden bir kitap çaldırdı.
- Tom gave this book to me.
- Tom bu kitabı bana verdi.
- The author illustrated his book with a lot of pictures.
- Yazar kitabını çok sayıda resimle süslemiş.
- Tom is planning to buy that book.
- Tom o kitabı almayı planlıyor.
- Two pages of the book stuck together.
- Kitabın iki sayfası birbirine yapışmış.
- This book deals with facts.
- Bu kitap gerçeklerle ilgilenir.
- How long did this book take you to write?
- Bu kitabı yazman ne kadar sürdü?
- I'm reading an interesting book.
- İlginç bir kitap okuyorum.
- He has bought a book written in English in the book store.
- O, kitapçıdaki İngilizce yazılmış bir kitabı satın aldı.
- I finished reading the book.
- Kitabı okumayı bitirdim.
- He published the book about the history of coins.
- O, madeni paraların tarihi hakkında kitap yayınladı.
- He did not like my book.
- Kitabımı beğenmedi.
- I went to a book sale.
- Kitap satışına gittim.
- Where did you buy your book bag?
- Kitap çantanı nereden aldın?
- A book without preface is like a body without a soul.
- Önsözsüz bir kitap ruhsuz bir vücut gibidir.
- She is writing a new book this year.
- Bu yıl yeni bir kitap yazıyor.
- This big book makes my brain hurt.
- Bu büyük kitap beynimi ağrıtıyor.
- This book seems very interesting.
- Bu kitap çok ilgi çekici görünüyor.
- This book is too difficult for you to read.
- Bu kitabı okumak senin için çok zor.
- What's your take on my book?
- Kitabım hakkındaki görüşünüz nedir?
- Jiro advised me on which book to buy.
- Jiro hangi kitabı almam gerektiği konusunda bana tavsiyede bulundu.
- The book is yellow.
- Kitap sarı.
- You'll find the book in the library.
- Kitabı kütüphanede bulacaksın.
- I've already started reading that book.
- O kitabı okumaya başladım bile.
- Only one store carries this book.
- Bu kitap sadece bir mağazada var.
- What an interesting book!
- Ne ilginç bir kitap!
- Which is your book?
- Hangisi sizin kitabınız?
- I see your little book.
- Senin küçük kitabını görüyorum.
- This book was a disappointment.
- Bu kitap bir hayal kırıklığı oldu.
- Tom gave the book back to Mary last week.
- Tom, geçen hafta kitabı Mary'ye geri verdi.
- You'll find that book in the historical section of the library.
- Bu kitabı kütüphanenin tarihle ilgili bölümünde bulabilirsin.
- In order to get some information about Japanese economic problems, you'll find this book very useful.
- Japonya'nın ekonomik sorunları hakkında bilgi edinmek için bu kitabı çok faydalı bulacaksınız.
- When will your book be published?
- Kitabınız ne zaman yayınlanacak?
- What's that book about?
- O kitap ne hakkında?
- I read it in some book.
- Onu bir kitapta okumuştum.
- That book is theirs.
- Bu kitap onların.
- I read the book from beginning to end.
- Kitabı başından sonuna kadar okudum.
- Thank you for the book.
- Kitap için teşekkür ederim.
- I wish there were a better translation of this book.
- Keşke bu kitabın daha iyi bir çevirisi olsaydı.
- This book has a certain value.
- Bu kitabın belli bir değeri var.
- She'd just begun to read the book when someone knocked on the door.
- Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.
- I wrote that book.
- O kitabı ben yazdım.
- As it was printed in haste, the book has many misprints.
- Aceleyle basıldığından, kitapta birçok baskı hatası bulunmaktadır.
- She bought a book at the shop.
- Dükkandan bir kitap aldı.
- What colour is the book?
- Kitap ne renk?
- This book only goes down to World War II.
- Bu kitap sadece İkinci Dünya Savaşı'na kadar gidiyor.
- I've already translated a quarter of the book.
- Zaten kitabın dörtte birini tercüme ettim.
- This is the only book I have.
- Bu, sahip olduğum tek kitaptır.
- If it's written in a book, it must be true.
- Bir kitapta yazılmışsa, bunun doğru olması gerekir.
- Tom continued reading the book.
- Tom kitap okumaya devam etti.
- Give me the book.
- Kitabı bana ver.
- Will you read this book?
- Bu kitabı okuyacak mısın?
- I never read the book.
- Kitabı hiç okumadım.
- I took the book.
- Ben kitabı aldım.
- We're likely to continue reading this book up to the end of the year.
- Muhtemelen yıl sonuna kadar bu kitabı okumaya devam edeceğiz.
- Tom made me read this book.
- Tom bana bu kitabı okuttu.
- That book is a real epic; it's over one thousand pages long.
- Bu kitap gerçek bir destan; bin sayfadan uzun.
- That book is helping you write effectively.
- Bu kitap etkili yazmanıza yardımcı oluyor.
- She ordered the book from England.
- Kitabı İngiltere'den sipariş etti.
- How long did it take you to write this book?
- Bu kitabı yazman ne kadar zamanınızı aldı?
- I want to read that book.
- O kitabı okumak istiyorum.
- How much do you want for this book?
- Bu kitap için ne kadar istiyorsunuz?
- This is not a book for children.
- Bu kitap çocuklar için değildir.
- This book is translated into 36 languages and has been published in more than a 100 countries all over the world.
- Bu kitap 36 dile çevrildi ve tüm dünyada 100'den fazla ülkede yayımlandı.
- Tom put the book back on the shelf where it belonged.
- Tom, kitabı rafta ait olduğu yere geri koydu.
- This history book is written for high school students.
- Bu tarih kitabı lise öğrencileri için yazılmış.
- I saw him reading a book.
- Ben onu bir kitap okurken gördüm.
- This book I wrote is complete trash, but trash sells.
- Yazdığım bu kitap tam bir çöp, ama çöpler iyi satıyor.
- This is the book Tom gave me.
- Bu Tom'un bana verdiği kitap.
- He is badly off, because his book doesn't sell well.
- Durumu kötü, çünkü kitabı iyi satmıyor.
- This book is very popular among women.
- Bu kitap kadınlar arasında çok popüler.
- I ordered the book from England.
- Kitabı İngiltere'den ısmarladım.
- He is too short to get at the book on the shelf.
- Raftaki kitaba ulaşamayacak kadar çok kısa.
- Winston doesn't want to buy a book, because he already has many boxes full of books.
- Winston bir kitap satın almak istemiyor, çünkü zaten birçok sandık dolusu kitabı var.
- I prefer this book to that one.
- Bu kitabı diğerine tercih ederim.
- My boyfriend discovered the erotic comics book that I had been hiding.
- Erkek arkadaşım sakladığım erotik çizgi roman kitabını keşfetti.
- Where was this book published?
- Bu kitap nerede basıldı?
- He'll lend you his book.
- O, sana kitabını ödünç verecek.
- He is the book critic for the local newspaper.
- O yerel gazete için kitap eleştirmeni.
- In my opinion, a movie is much more entertaining than a book.
- Bence bir film, bir kitaptan çok daha eğlencelidir.
- Book banning is an authoritarian act.
- Kitap yasaklama otoriter bir eylemdir.
- This is a book worth reading.
- Bu okumaya değer bir kitap.
- The book is white.
- Kitap beyaz.
- She has a book under her arm.
- Kolunun altında bir kitap var.
- That must be my book.
- Bu benim kitabım olmalı.
- Do you have a book?
- Kitabın var mı?
- I went to a book sale yesterday and bought lots of great books.
- Dün bir kitap satışına gittim ve bir sürü harika kitap aldım.
- I'm sure he will lend you a book.
- Ben onun sana bir kitap ödünç vereceğine eminim.
- Have you finished reading the book?
- Kitabı okumayı bitirdin mi?
- I bought that book for you.
- O kitabı sana aldım.
- I think you'll like this book.
- Bence bu kitabı seveceksin.
- Please show me this book.
- Lütfen bana bu kitabı göster.
- Not everyone likes that book.
- Herkes o kitabı sevmez.
- Hand me that book.
- Şu kitabı uzatır mısın?
- After watching the movie, I wanted to read the book, too.
- Filmi izledikten sonra kitabı da okumak istedim.
- I published my little book in 2001.
- Küçük kitabımı 2001'de yayınladım.
- He looked for his book for an hour.
- O bir saat boyunca kitabını aradı.
- Tom gave the book back to Mary last week.
- Tom kitabı geçen hafta Mary'ye geri verdi.
- This book is smaller than that one.
- Bu kitap ondan daha küçük.
- The first part of the book is more difficult than the second.
- Kitabın ilk bölümü ikinciden daha zordur.
- Find me a good book from the library.
- Bana kütüphaneden iyi bir kitap bulun.
- The dialogue in this book is very unrealistic.
- Bu kitaptaki diyaloglar çok gerçekçi değil.
- Tom borrowed a book from Mary.
- Tom, Mary'den bir kitap ödünç almış.
- Which is your book?
- Hangisi senin kitabın?
- I think Tom will love this book.
- Bence Tom bu kitabı sevecek.
- My life's an open book.
- Hayatım açık bir kitap.
- My life has been changed by this book.
- Hayatım bu kitapla değişti.
- Is this book enjoyable?
- Bu kitap keyifli mi?
- I fell asleep while reading a book.
- Bir kitap okurken uyuyakaldım.
- I'm now busy writing a book.
- Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
- I gave that book to Tom this morning.
- Bu sabah o kitabı Tom'a verdim.
- Dad bought me a book.
- Babam bana bir kitap satın aldı.
- Does she need the book?
- Onun kitaba ihtiyacı var mı?
- He read the book from cover to cover.
- O kitabı başından sonuna kadar okudu.
- This is the book Tom mentioned yesterday.
- Bu Tom'un dün bahsettiği kitap.
- He claimed that he had returned the book to the library.
- Kitabı kütüphaneye iade ettiğini iddia ediyordu.
- Choose any one book you like.
- İstediğin bir kitabı seç.
- This book is still in circulation and can be found in the bookshops.
- Bu kitap hâlâ dolaşımda ve kitapçılarda bulunabilir.
- I bought a book of folktales.
- Bir halk masalı kitabı aldım.
- Tom put the book in his briefcase.
- Tom kitabı çantasına koydu.
- There are pictures on alternate pages of the book.
- Kitabın değişik sayfalarında resimler var.
- Mike, is this your book?
- Mike, bu senin kitabın mı?
- Who's that book by?
- Bu kitap kimin?
- How did Tom know which book Mary hadn't read?
- Tom, Mary'nin hangi kitabı okumadığını nereden biliyordu?
- We are expecting the publication of his book.
- Kitabının yayınlanmasını bekliyoruz.
- I copied a passage from the book into my notebook.
- Kitaptan bir pasajı defterime kopyaladım.
- I have no time to read this book.
- Bu kitabı okuyacak vaktim yok.
- I'll give you a book.
- Sana bir kitap vereceğim.
- He stretched out his arm to take the book.
- O, kitabı almak için kolunu uzattı.
- The book which I bought yesterday was expensive.
- Dün aldığım kitap çok pahalıydı.
- Thanks to your help, I could understand the book quite well.
- Yardımın sayesinde, kitabı oldukça iyi anlayabildim.
- Tom read every book in his school's library.
- Tom okul kütüphanesindeki tüm kitapları okudu.
- The book is old.
- Kitap eskidir.
- He hasn't read the book yet.
- O, kitabı henüz okumadı.
- Pick a book for yourself!
- Kendine bir kitap seç!
- This book is very thin.
- Bu kitap çok ince.
- You can have this book for nothing.
- Bu kitabı bedavaya alabilirsin.
- I've got a book.
- Benim bir kitabım var.
- I want you to return the book I lent you the other day.
- Geçen gün sana ödünç verdiğim kitabı geri vermeni istiyorum.
- Isn't that an English book?
- O bir İngilizce kitap değil mi?
- Tom read this book, I think.
- Tom bu kitabı okudu sanırım.
- This is a fascinating book.
- Bu büyüleyici bir kitap.
- They all want to talk about Tom's book.
- Onların hepsi Tom'un kitabı hakkında konuşmak istiyor.
- Tom took a book out of his knapsack and started reading.
- Tom sırt çantasından bir kitap çıkardı ve okumaya başladı.
- You won't be let down if you read the entire book.
- Kitabın tamamını okursanız hayal kırıklığına uğramayacaksınız.
- Give this book to Tom.
- Bu kitabı Tom'a ver.
- That book was written by two people.
- O kitap iki kişi tarafından yazılmıştı.
- I haven't read the book you're talking about.
- Bahsettiğin kitabı okumadım.
- I think this book is worth reading.
- Bence bu kitap okumaya değer.
- After you have read it, give the book back to me.
- Okuduktan sonra kitabı bana geri ver.
- I'm going to buy a book for Tom for his birthday.
- Tom'a doğum günü için bir kitap alacağım.
- Did you mention my book?
- Kitabımdan bahsettin mi?
- I asked him to send us the book.
- Ondan kitabı bize göndermesini istedim.
- This book is better than any I have ever read.
- Bu kitap şimdiye kadar okuduklarımdan daha iyi.
- I'm reading this book.
- Bu kitabı okuyorum.
- It is a good idea to read this book.
- Bu kitabı okumak iyi fikir.
- Tom tossed the book on the couch.
- Tom kitabı kanepeye attı.
- Return this book as soon as you can.
- Bu kitabı mümkün olduğunca çabuk iade edin.
- I've read every book on the shelf.
- Raftaki her kitabı okudum.
- This is a good book for children to read.
- Bu, çocukların okuyabileceği iyi bir kitap.
- Who did you borrow this book from?
- Bu kitabı kimden ödünç aldın?
- I don't need this book.
- Bu kitaba ihtiyacım yok.
- You must return the book by the end of April.
- Nisan ayı sonuna kadar kitabı iade etmelisin.
- The other day I discovered a book written by my father.
- Geçen gün babam tarafından yazılmış bir kitap keşfettim.
- How long do you think it would take you to read this book?
- Sence bu kitabı okuman ne kadar sürer?
- I love this book!
- Bu kitabı seviyorum!
- This book is missing three pages.
- Bu kitabın üç sayfası eksik.
- This book is really interesting.
- Bu kitap gerçekten ilginç.
- I read the book up to page 80 yesterday.
- Dün kitabı sayfa seksene kadar okudum.
- This is the only book I have.
- Sahip olduğum tek kitap bu.
- Tom didn't read the book.
- Tom kitabı okumadı.
- If I had had enough money, I would have bought the book.
- Yeterli param olsaydı, o kitabı alırdım.
- Did you pay for the book?
- Kitap için ödeme yaptın mı?
- You may read whichever book you like.
- İstediğin kitabı okuyabilirsin.
- I really like this book.
- Bu kitabı gerçekten seviyorum.
- This book is easy to read.
- Bu kitabı okuması kolaydır.
- Don't touch that book.
- O kitaba dokunma.
- This book belongs to Paolo.
- Bu kitap Paolo’ya aittir.
- I've already finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı çoktan bitirdim.
- This book is much more useful than that one.
- Bu kitap, oradakinden çok daha faydalıdır.
- This is a good book, but that one is better.
- Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- I've read that book before.
- O kitabı daha önce okumuştum.
- This book is very good except for a few mistakes.
- Bu kitap, birkaç hata dışında, çok iyi.
- Tom was writing a book last year.
- Tom geçen yıl bir kitap yazıyordu.
- Is this Bob's book?
- Bu Bob'ın kitabı mı?
- I used to read every book that came my way.
- Eskiden önüme gelen her kitabı okurdum.
- Put that book back where you found it.
- O kitabı bulduğun yere geri koy.
- I'll go and get the book tomorrow.
- Yarın kitabı almaya gideceğim.
- This book is surprisingly easy to read, isn't it?
- Bu kitabı okumak şaşırtıcı derecede kolay, değil mi?
- What is the book about?
- Kitap ne hakkında?
- The antagonist of the book was introduced on the second page.
- Kitabın antagonisti ikinci sayfada tanıtıldı.
- I didn't find any jokes in this book.
- Bu kitapta hiç şaka bulamadım.
- Tom pointed to the book on the desk.
- Tom masanın üzerindeki kitabı işaret etti.
- Tom and Mary are both reading the same book.
- Tom ve Mary aynı kitabı okuyorlar.
- There is no book on the table.
- Masanın üstünde hiç kitap yok.
- Every burned book enlightens the world.
- Yakılan her kitap dünyayı aydınlatır.
- Have you read her new book?
- Onun yeni kitabını okudun mu?
- I want a book in Swedish.
- İsveççe bir kitap istiyorum.
- This book is a must for every student studying English.
- Bu kitap İngilizce öğrenen her öğrenci için bir zorunluluktur.
- You may keep the book.
- Kitap sende kalabilir.
- This book is as small as that one.
- Bu kitap onun kadar küçüktür.
- Sami wants to give this book to Layla as a gift.
- Sami bu kitabı Leyla'ya hediye olarak vermek istiyor.
- This book is very good except for a few mistakes.
- Bu kitap, birkaç hatası hariç, çok iyi.
- Tom is writing a book, but it does not have a title yet.
- Tom bir kitap yazıyor ama henüz bir adı yok.
- He finished reading the book.
- O, kitabı okumayı bitirdi.
- This book is easy to read.
- Bu kitabı okumak kolaydır.
- I put the book on the table.
- Kitabı masaya koydum.
- Publication of the book was timed to coincide with the author's birthday.
- Kitabın basımı, yazarın doğum gününe denk getirilmişti.
- This book is fundamental for an understanding of biology.
- Bu kitap biyolojiyi anlamak için gereklidir.
- I found this book difficult to read.
- Bu kitabı hiç akıcı bulmadım.
- When I entered his room, I found him reading a book.
- Onun odasına girdiğimde onu bir kitap okurken buldum.
- This book has few, if any, misprints.
- Bu kitapta, varsa bile, çok az baskı hatası var.
- If you come across my book, will you send it to me?
- Kitabımı bulursan, bana gönderir misin?
- From a literary perspective, the book is not at the highest level.
- Edebi açıdan bakıldığında, kitap en üst düzeyde değil.
- This book is better than that one.
- Bu kitap ondan daha iyidir.
- She is writing a new book this year.
- O bu yıl yeni bir kitap yazıyor.
- Is that book for me?
- Bu kitap benim için mi?
- He fell asleep while reading a book.
- Bir kitap okurken uyuyakaldı.
- I found a book with a red cover and decided to borrow it.
- Kırmızı kapaklı bir kitap buldum ve ödünç almaya karar verdim.
- I paid thirty dollars for this book.
- Bu kitap için 30 dolar ödedim.
- This book is still copyrighted.
- Bu kitabın telif hakkı hâlâ saklıdır.
- My aunt gave me a book for Christmas.
- Teyzem bana Noel için bir kitap verdi.
- I read this book when I was in high school.
- Ben bu kitabı lisedeyken okudum.
- I returned Tom's book to him.
- Tom'un kitabını ona geri verdim.
- This book is geared towards beginners.
- Bu kitap yeni başlayanlara yönelik.
- He likes reading the Chinese book his father wrote in America.
- Babasının Amerika'da yazdığı Çince kitabı okumayı seviyor.
- I have to publish my book.
- Kitabımı yayınlamak zorundayım.
- Open your book to page ten.
- Kitabının onuncu sayfasını aç.
- Please put that book back exactly where it was.
- Lütfen o kitabı olduğu yere geri koy.
- He used every trick in the book.
- Kitaptaki her numarayı kullandı.
- I already have this book.
- Bu kitap zaten bende var.
- This book is easy enough for a five-year-old child to read.
- Bu kitap beş yaşındaki bir çocuğun okuyabileceği kolaylıkta.
- A book can be compared to a friend.
- Bir kitap bir arkadaşa benzetilebilir.
- Tom gave Mary a book about Australia.
- Tom Mary'ye Avustralya hakkında bir kitap verdi.
- Do not open your book.
- Kitabını açma.
- I got much benefit from that book.
- O kitaptan çok yararlandım.
- This was the best-selling book last week.
- Bu geçen hafta en çok satan kitaptı.
- The teacher reads the book.
- Öğretmen kitabı okuyor.
- This book is about stars.
- Bu kitap yıldızlar hakkında.
- I am reading your book.
- Sizin kitabınızı okuyorum.
- Which is easier to read, this book or that one?
- Hangisini okumak daha kolaydır, bu kitabı mı yoksa şunu mu?
- He threw the book in the fire.
- Kitabı ateşe fırlattı.
- This book is Tom's.
- Bu kitap Tom'un.
- Can you recommend me a good book?
- Bana iyi bir kitap tavsiye edebilir misin?
- I think your sister will like this book.
- Bence kız kardeşin bu kitabı sevecek.
- I found it difficult to read the book.
- Kitabı okumakta zorlandım.
- That book is old.
- Şu kitap eski.
- I've read every book here except this one.
- Buradaki her kitabı okudum, bu hariç.
- That book costs 3,000 yen.
- Bu kitabın fiyatı 3,000 yen.
- It was not until she finished reading the book that she noticed who had written it.
- Kitabı okumayı bitirene kadar kimin yazdığını fark etmedi.
- Your book is here.
- Kitabın burada.
- If you get bored, open a book!
- Eğer sıkılırsan, bir kitap aç!
- I saw him walking with a book under his arm.
- Onu kolunun altında bir kitapla yürürken gördüm.
- Leave the book where it is.
- Kitabı olduğu yerde bırakın.
- Who gave him that recipe book?
- Ona o tarif kitabını kim verdi?
- I think this book has never been translated into French.
- Sanırım bu kitap Fransızcaya hiç çevrilmedi.
- He likes this book.
- O bu kitabı sever.
- There's a book on my desk.
- Masamda bir kitap var.
- The book is too expensive.
- Kitap çok pahalı.
- I'll read the book.
- Kitabı okuyacağım.
- I have to give Tom this book.
- Bu kitabı Tom'a vermeliyim.
- Tom gave Mary a book.
- Tom, Mary'e bir kitap verdi.
- That book was so boring that I couldn't finish it.
- O kitap o kadar sıkıcıydı ki bitiremedim.
- This book belongs to you.
- Bu kitap sizin.
- The only book Tom reads is the Bible.
- Tom'un okuduğu tek kitap İncil.
- Using this book doesn't work at all.
- Bu kitabı kullanmak hiç işe yaramaz.
- Written, as it is, in easy English, the book is suitable for beginners.
- Kolay bir İngilizce ile yazılmış olan kitap, yeni başlayanlar için uygundur.
- She wanted to buy the book.
- Kitabı satın almak istedi.
- The price of this book has been reduced by half.
- Bu kitabın fiyatı yarıya indirildi.
- I want to borrow a book from that library, but they only lend books to members.
- O kütüphaneden bir kitap ödünç almak istiyorum fakat onlar sadece üyelere ödünç kitap veriyorlar.
- This book is very new.
- Bu kitap çok yeni.
- The book's premise is fundamentally flawed.
- Kitabın önermesi temelden kusurlu.
- I'll give you this book.
- Sana bu kitabı vereceğim.
- This is a boring book.
- Bu sıkıcı bir kitap.
- That book is of no interest to me.
- O kitap beni ilgilendirmiyor.
- This book is meant for children.
- Bu kitap çocuklar içindir.
- He was completely absorbed in his book.
- O kendini tamamen kitabına vermişti.
- That book was so boring that I couldn't finish it.
- O kitap o kadar sıkıcıydı ki onu bitiremedim.
- The cost of the book is five dollars.
- Bu kitabın maliyeti beş dolar.
- Lay the book on the table.
- Kitabı masanın üzerine koy.
- That's the book he'll read.
- Onun okuyacağı kitap bu.
- I got the book back from Tom.
- Kitabı Tom'dan geri aldım.
- Where did you buy that book?
- O kitabı nereden aldın?
- This book made quite an impression on me.
- Bu kitap beni çok etkiledi.
- Don't read that kind of book.
- O tür kitaplar okumayın.
- You just need to read this book.
- Sen bu kitabı okumalısın.
- How small this book is!
- Bu kitap ne kadar da küçük !
- I will write a review of that book.
- Bu kitap hakkında bir inceleme yazacağım.
- I should read that book.
- O kitabı okumalıyım.
- Close the book.
- Kitabı kapat.
- In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.
- O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti.
- You should read this book.
- Bu kitabı okumalısın.
- He continued reading the book.
- O, kitabı okumaya devam etti.
- He took a book from the bookshelf.
- Kitaplıktan bir kitap aldı.
- Now give me the book.
- Şimdi kitabı bana ver.
- Tom threw the book into the fire.
- Tom kitabı ateşe attı.
- Please keep this book at hand.
- Lütfen bu kitabı elinizin altında tutun.
- This is a worthwhile book.
- Bu değerli bir kitap.
- Is that the book that Tom gave you?
- Tom'un sana verdiği kitap bu mu?
- Is this the book you're looking for?
- Aradığın kitap bu mu?
- I'm taking a book.
- Bir kitap alıyorum.
- Please buy me this book.
- Lütfen bana bu kitabı satın alın.
- Tom dedicated his first book to his wife.
- Tom ilk kitabını eşine adadı.
- What's your favorite kind of book to read?
- Okumayı en sevdiğin kitap türü nedir?
- The book is here.
- Kitap burada.
- Thanks for the book.
- Kitap için teşekkürler.
- She did not like my book.
- O kitabımı beğenmedi.
- He is writing a book.
- Bir kitap yazıyor.
- This book was not a goal, it was a direction.
- Bu kitap bir amaç değil, yöndü.
- I always want to read that book.
- Ben her zaman o kitabı okumak istiyorum.
- The book is about a woman who enters a convent.
- Kitap manastıra giren bir kadın hakkında.
- The book Tom wrote was never published.
- Tom'un yazdığı kitap hiç basılmadı.
- Have you already read this book?
- Sen bu kitabı okudun mu?
- How much do you want for this book?
- Bu kitap için ne kadar istiyorsun?
- I wish I hadn't read that book.
- Keşke o kitabı okumamış olsaydım.
- I think Tom is going to love this book.
- Tom'un bu kitabı seveceğini düşünüyorum.
- Tom needs to return this book by tomorrow evening.
- Tom'un bu kitabı yarın akşama kadar iade etmesi gerekiyor.
- I am reading his book.
- Onun kitabını okuyorum.
- I've already read that book.
- O kitabı zaten okudum.
- This book will transform your life.
- Bu kitap hayatınızı değiştirecek.
- Please take your book off this table.
- Lütfen kitabınızı masadan kaldırın.
- Have you finished reading that book yet?
- O kitabı okumayı henüz bitirmedin mi?
- That book is full of mistakes.
- O kitap hatalarla dolu.
- This book has 252 pages exclusive of illustrations.
- Bu kitabın, çizimler hariç, 252 sayfası vardır.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
- Bu kitabı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- The book is written in Spanish.
- Kitap, İspanyolca olarak yazılmış.
- He got the book down from the shelf.
- Kitabı raftan indirdi.
- Tom stopped reading his book and looked up at Mary.
- Tom kitabını okumayı kesti ve Mary'ye baktı.
- Jane lent me this book of hers last week.
- Jane geçen hafta bu kitabını bana ödünç verdi.
- Did you take the book back to the library?
- Kitabı kütüphaneye geri götürdün mü?
- Carlos went away and came back with the book.
- Carlos gitti ve kitapla geri geldi.
- Nancy can't have read this book.
- Nancy bu kitabı okumuş olamaz.
- He laid the book aside and looked up.
- Kitabı bir kenara bıraktı ve başını kaldırdı.
- Have you read her new book?
- Yeni kitabını okudun mu?
- I'm still not finished reading the book.
- Hâlâ kitabı okumayı bitirmedim.
- We have a book.
- Bir kitabımız var.
- The movie was less funny than the book.
- Film kitaptan daha az komikti.
- This is a thought provoking book.
- Bu, zihin açıcı bir kitap.
- This book is much more interesting than that one.
- Bu kitap ondan çok daha ilginç.
- Which shelf should I put this book on?
- Bu kitabı hangi rafa yerleştireyim?
- There were some ink stains on the cover of that book.
- Kitabın kapağında bazı mürekkep lekeleri vardı.
- I wish I hadn't read that book.
- Keşke o kitabı okumasaydım.
- I've read that book.
- O kitabı okudum.
- I'm going to buy a book for Tom for his birthday.
- Doğum günü için Tom'a bir kitap alacağım.
- This is a very useful book.
- Bu çok faydalı bir kitap.
- It was this book that Tom bought yesterday.
- Tom'un dün aldığı bu kitaptı.
- Mary hasn't translated the book yet.
- Mary henüz kitabı çevirmedi.
- I found the book by chance.
- Kitabı tesadüfen buldum.
- He put aside the book.
- O, kitabı bir kenara bıraktı.
- I'll lend you any book that I have, as long as you keep it clean.
- Temiz tuttuğun sürece elimdeki her kitabı sana ödünç veririm.
- I'm looking for a book about medieval Spain.
- Ortaçağ İspanyası hakkında bir kitap arıyorum.
- What's your book about?
- Kitabın ne hakkında?
- It's a really good book.
- Bu gerçekten iyi bir kitap.
- All in all, I thought it was a good book.
- Sonuç olarak, iyi bir kitap olduğunu düşünüyorum.
- The book fit into Tom's pocket.
- Kitap Tom'un cebine sığdı.
- Tom still has the book I lent him.
- Ona ödünç verdiğim kitap hala Tom'da.
- This book is of great use.
- Bu kitap çok kullanışlı.
- The book is being written by my husband.
- Kitap kocam tarafından yazılıyor.
- She threw the book in the fire.
- O da kitabı ateşe attı.
- If you had to go live on a deserted island and could only take one book with you, which one would you choose?
- Issız bir adada yaşamaya gitmek zorunda olsan ve yanında sadece bir kitap alabilsen, hangisini seçersin?
- Tom is a book lover.
- Tom bir kitap aşığı.
- You needn't have bought that book.
- O kitabı almamalıydın.
- I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.
- That's my book.
- Bu benim kitabım.
- She doesn't know the title of the book you're talking about.
- O senin söz ettiğin kitabın adını bilmiyor.
- The book I bought is on the table.
- Aldığım kitap masanın üstünde.
- That book was so good that I read it three times.
- O kitap o kadar iyiydi ki üç kez okudum.
- The author doesn't display much talent in his book.
- Yazar, kitabında pek yetenek ibaresi göstermiyor.
- I have read this book before.
- Bu kitabı daha önce okudum.
- May I leave this book with you?
- Bu kitabı size bırakabilir miyim?
- A book not worth reading is not worth buying in the first place.
- Okumaya değmeyen bir kitap ilk etapta satın almaya değmez.
- Tom is only interested in selling his own book.
- Tom sadece kendi kitabını satmakla ilgileniyor.
- This book isn't interesting at all.
- Bu kitap hiç ilginç değil.
- I won't pay 40 dollars for just one book.
- Sadece bir kitap için 40 dolar ödemeyeceğim.
- Kate was forced to read the book.
- Kate kitabı okumaya zorlandı.
- He has an interesting book.
- İlginç bir kitabı var.
- I'd like to get three copies of this book.
- Bu kitaptan üç kopya almak istiyorum.
- She did not read the book.
- O, kitabı okumadı.
- Nobody wants your book.
- Kimse senin kitabını istemez.
- Tom lent me this book last week.
- Tom, geçen hafta bana bu kitabı ödünç verdi.
- This book is too difficult to read in a week.
- Bu kitap bir haftada okunamayacak kadar zor.
- Give me the book back once you've finished reading it.
- Okumayı bitirdiğinde kitabı bana geri ver.
- I see the book.
- Ben kitabı görüyorum.
- That book you lent me was really interesting.
- Bana ödünç verdiğin kitap gerçekten ilginçti.
- We're not selling that book at a reduced price.
- O kitabı indirimli bir fiyata satmıyoruz.
- This book is very well written.
- Bu kitap çok iyi yazılmış.
- He has an interesting book.
- Onun ilginç bir kitabı var.
- This book belongs to me.
- Bu kitap bana ait.
- This book has now been translated into French.
- Bu kitap artık Fransızca'ya tercüme edildi.
- Give me back my book.
- Kitabımı bana geri ver.
- You may have read this book already.
- Bu kitabı önceden okumuş olabilirsin.
- Have you ever thought about writing a book?
- Hiç kitap yazmayı düşündün mü?
- Tom may have already read this book.
- Tom bu kitabı çoktan okumuş olabilir.
- You've been working on that book forever.
- O kitap üzerinde uzun zamandır çalışıyorsun.
- I cried reading this book.
- Ben bu kitabı okurken ağladım.
- I read this book again and again.
- Bu kitabı tekrar tekrar okudum.
- I have to finish my book.
- Kitabımı bitirmek zorundayım.
- You need a large vocabulary to read that book.
- O kitabı okumak için büyük bir kelime bilgisine ihtiyacın var.
- Which book would you like?
- Hangi kitabı istersin?
- This is a beautiful book.
- Bu çok güzel bir kitap.
- That book has a bunch of pages.
- Bu kitabın bir sürü sayfası var.
- This book is sold here.
- Bu kitap burada satılıyor.
- In my opinion, a movie is much more entertaining than a book.
- Bence, bir film bir kitaptan çok daha eğlencelidir.
- She had scarcely started reading the book, when someone knocked at the door.
- Biri kapıyı çaldığında o, kitabı okumaya henüz başlamıştı.
- The book is in front of the table.
- Kitap masanın önünde duruyor.
- This is the book I was talking about.
- Bu bahsettiğim kitaptır.
- I tried reading that book.
- O kitabı okumaya çalıştım.
- This book is the most interesting.
- Bu kitap en ilginç olanı.
- This is the book Tom was talking about yesterday.
- Tom'un dün bahsettiği kitap bu.
- Tom hasn't read this book yet.
- Tom henüz bu kitabı okumadı.
- The student read the book the night before the exam.
- Öğrenci kitabı sınavdan önceki gece okudu.
- The book is up there.
- Kitap yukarıda.
- Tom left the book on the table.
- Tom kitabı masanın üzerine bıraktı.
- Do you have this new book?
- Bu yeni kitap var mı?
- I'm working on my new book.
- Yeni kitabım üzerinde çalışıyorum.
- This book costs more or less 20 euros.
- Bu kitabın fiyatı aşağı yukarı 20 avro.
- The students didn't remember what they read in that book.
- Öğrenciler o kitapta ne okuduklarını hatırlamadılar.
- This is exactly the book that I want to read.
- Bu tam olarak okumak istediğim kitap.
- I gave Tom that book.
- Tom'a o kitabı ben verdim.
- I got this book from Tom.
- Bu kitabı Tom'dan aldım.
- What is the price of that book?
- O kitabın fiyatı nedir?
- Tom is writing a book now.
- Tom şu anda bir kitap yazıyor.
- This book was a disappointment.
- Bu kitap tam bir hayal kırıklığıydı.
- When I was in elementary school, I read this book.
- Ben ilkokuldayken bu kitabı okudum.
- This book is worth reading again and again.
- Bu kitap tekrar tekrar okunmaya değer.
- He regretted borrowing the book from her.
- Ondan kitabı ödünç aldığına pişman oldu.
- She took his book.
- Kitabını aldı.
- Which book do you need?
- Hangi kitaba ihtiyacınız var?
- I have read that story in some book.
- Bu hikayeyi bir kitapta okumuştum.
- I loved the book.
- Kitaba bayıldım.
- I like this book the least.
- En az bu kitabı seviyorum.
- The book that I read yesterday was very interesting.
- Dün okuduğum kitap çok ilginçti.
- I always want to read that book.
- Hep o kitabı okumak istiyorum.
- Don't you like my book?
- Kitabımı beğenmedin mi?
- This summer, I plan to read every book on these three shelves.
- Bu yaz, bu üç raftaki her kitabı okumayı planlıyorum.
- A couple of years ago, this book was exposed as a fraud.
- Birkaç yıl önce, bu kitabın bir sahtekarlık olduğu ortaya çıktı.
- I found him the book.
- Ona kitabı buldum.
- This book belongs to the school library.
- Bu kitap okul kütüphanesine ait.
- How long can I keep this book?
- Bu kitabı ne kadar süre elimde tutabilirim?
- The man who wrote this book is a doctor.
- Bu kitabı yazan adam bir doktordur.
- Which chair did you put the book on?
- Kitabı hangi sandalyenin üstüne koydun?
- I asked her to send us the book.
- Ona bize kitabı göndermesini rica ettim.
- The book is about the law.
- Kitap hukukla ilgili.
- Why are you tearing this book?
- Neden bu kitabı yırtıyorsun?
- My life has been changed by this book.
- Bu kitap hayatımı değiştirdi.
- Please buy me this book.
- Lütfen bana bu kitabı al.
- I like your book.
- Senin kitabını beğeniyorum.
- Tom found the book Mary had given him quite boring.
- Tom Mary'nin ona verdiği kitabı oldukça sıkıcı buldu.
- This book can't go into the bag.
- Bu kitap bu çantaya sığmaz.
- I bought this book yesterday.
- Bu kitabı dün aldım.
- You have only to read a few pages of this book.
- Bu kitabın sadece birkaç sayfasını okumanız yeterli.
- He put the book on the desk.
- Kitabı masanın üzerine koydu.
- Tom took out a book, opened it and started reading.
- Tom bir kitap çıkardı, açtı ve okumaya başladı.
- It looks like somebody has ripped a page out of this book.
- Biri bu kitaptan bir sayfa yırtmış gibi görünüyor.
- Whose is the book on the table?
- Masanın üstündeki kitap kimin?
- This book was originally written in French.
- Bu kitap aslen Fransızca yazılmıştı.
- When was this book published?
- Bu kitap ne zaman yayınlandı?
- This book is much more interesting than that one.
- Bu kitap ondan çok fazla daha ilginç.
- This book isn't worth reading.
- Bu kitap okunmaya değer değil.
- You shouldn't judge a book by its cover.
- Bir kitabı kapağına göre yargılamamalısın.
- His new book received accolades from the magazines.
- Yeni kitabı dergilerden övgü aldı.
- This is the book that made me rich.
- Beni zengin eden kitap bu.
- May I have this book?
- Bu kitabı alabilir miyim?
- I bought a book yesterday.
- Dün bir kitap aldım.
- Lately I read the book that changed my insight into many things.
- Son zamanlarda birçok şeye bakışımı değiştiren kitabı okuyorum.
- Tom's book was translated into 33 languages and has been published in more than 99 countries all over the world.
- Tom'un kitabı 33 dile çevrildi ve tüm dünyada 99'dan fazla ülkede yayımlandı.
- Tom glanced at the book.
- Tom kitaba bir göz attı.
- This is a thought provoking book.
- Bu düşündürücü bir kitap.
- The book was published in 1689.
- Kitap 1689 yılında basıldı.
- She's collecting material for a book.
- O, bir kitap için malzeme topluyor.
- This book isn't mine.
- Bu kitap benimki değil.
- I don't have the time to read that book.
- O kitabı okuyacak zamanım yok.
- Tom tossed the book on the couch.
- Tom kitabı kanepeye fırlattı.
- I dedicate this book to my daughter.
- Bu kitabı kızıma ithaf ediyorum.
- This book is not for sale.
- Bu kitap satılık değil.
- The cost of the book is 4 dollars.
- Kitap 4 dolardır.
- I'll go and get the book tomorrow.
- Yarın gidip kitabı alacağım.
- It is possible for you to read this book in a few days.
- Bu kitabı birkaç gün içinde okumanız mümkün.
- She read the book in one day.
- Kitabı bir günde okudu.
- He likes to read the Chinese book his father wrote in America.
- Babasının Amerika'da yazdığı Çince kitabı okumayı seviyor.
- There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir sayfa kağıt var.
- Not many people bought the book that Tom wrote.
- Tom'un yazdığı kitabı fazla alan olmadı.
- I thought that book was difficult to read.
- O kitabı okumanın zor olduğunu düşündüm.
- I will give him the book tomorrow.
- Kitabı ona yarın vereceğim.
- There's a book here.
- Burada bir kitap var.
- A book can be compared to a friend.
- Bir kitap bir arkadaşla kıyaslanabilir.
- Tom never read the book that Mary gave him.
- Tom, Mary'nin ona verdiği kitabı asla okumadı.
- Shall I ask her to send the book to us?
- Kitabı bize göndermesi için ona rica edeyim mi?
- He has bought a book written in English in the book store.
- O, kitapçıdaki İngilizce yazılmış bir kitabı aldı.
- Everyone needs to read this book.
- Herkesin bu kitabı okuması gerekiyor.
- This thin book is mine.
- Bu ince kitap benim.
- How long did this book take you to write?
- Bu kitabı yazmanız ne kadar sürdü?
- This book has many beautiful pictures.
- Bu kitapta birsürü çok güzel resim var.
- Tom is rereading his favorite book.
- Tom en sevdiği kitabı tekrar okuyor.
- I managed to finish the book.
- Kitabı bitirebildim.
- After you finish reading the book, put it back where it was.
- Kitabı okumayı bitirdikten sonra, yerine koy.
- Who is the author of this book?
- Bu kitabın yazarı kim?
- This book, which I've read twice, was a gift from Peter.
- İki kez okuduğum bu kitabı Peter hediye etmişti.
- Since it's written in simple English, this book is easy to read.
- Basit bir İngilizceyle yazıldığı için bu kitabı okumak kolay.
- I want a book.
- Bir kitap istiyorum.
- Whose book is this on the desk?
- Masanın üzerindeki bu kitap kimin?
- This book is a whodunit.
- Bu kitap bir polisiye.
- Yesterday Mary gave me a book the cover of which was blue.
- Dün Mary bana kapağı mavi olan bir kitap verdi.
- Tom stopped reading the book.
- Tom kitabı okumayı durdurdu.
- This book is difficult to understand.
- Bu kitabı anlamak zor.
- He was able to read the book.
- Kitabı okuyabildi.
- Tom tried to translate a book into French.
- Tom bir kitabı Fransızcaya çevirmeye çalıştı.
- I'm sending you a book.
- Sana bir kitap gönderiyorum.
- This book is about torture.
- Bu kitap işkence hakkında.
- I will return the book as soon as I can.
- Kitabı elimden geldiğince çabuk iade edeceğim.
- Where is my book?
- Kitabım nerede?
- If I can get a book from the library, it saves me from needing to buy it in the bookshop.
- Kütüphaneden bir kitap alabilirsem, beni kitapçıdan satın alma zorunluluğundan kurtarır.
- I don't have the time to read that book.
- O kitabı okuyacak vaktim yok.
- I got this book for nothing.
- Bu kitabı bedavaya aldım.
- This book is written in French.
- Bu kitap Fransızca yazıldı.
- Open your book on page nine.
- Kitabının dokuzuncu sayfasını aç.
- This book contains a lot of photos.
- Bu kitap çok sayıda fotoğraf içerir.
- Whose book is this?
- Bu kimin kitabı?
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
- Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Tom made me read this book.
- Tom bu kitabı bana okuttu.
- I have read every book on the shelf.
- Raftaki bütün kitapları okudum.
- This is a pretty good book.
- Bu oldukça iyi bir kitap.
- This book is worth reading twice.
- Bu kitap iki kez okumaya değer.
- I need a book to read.
- Okumak için bir kitaba ihtiyacım var.
- His new book is going to come out next month.
- Yeni kitabı önümüzdeki ay çıkacak.
- I thought you'd might enjoy this book.
- Bu kitaptan hoşlanabileceğini sandım.
- Mary hasn't translated the book yet.
- Mary kitabı henüz çevirmedi.
- I have never thought about translating a book.
- Bir kitabı çevirmeyi hiç düşünmedim.
- This is a good book, but that is better.
- Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- If you want to know God, read this book.
- Tanrı'yı tanımak istiyorsanız, bu kitabı okuyun.
- This is the first French book I've ever read.
- Bu okuduğum ilk Fransızca kitap.
- Tom told me which book to buy.
- Tom bana hangi kitabı alacağını söyledi.
- Didn't you read the book?
- Kitabı okumadın mı?
- I have read the book.
- Ben kitabı okudum.
- They're reading his book.
- Kitabını okuyorlar.
- The priest said that this book could be harmful to youth.
- Papaz bu kitabın gençler için zararlı olabileceğini söyledi.
- Tom didn't tell Mary which book to buy.
- Tom, Mary'ye hangi kitabı alacağını söylemedi.
- My father bought me the book.
- Kitabı bana babam aldı.
- That book has a bunch of pages.
- O kitabın bir sürü sayfası var.
- I finally talked her into lending me the book.
- Sonunda kitabı bana ödünç vermesi için onu ikna ettim.
- Who did you borrow this book from?
- Bu kitabı kimden aldın?
- Aren't you the author of this book?
- Bu kitabın yazarı sen değil misin?
- Whose is that book?
- O kitap kimin?
- He found the book for me right away.
- Hemen benim için kitabı buldu.
- What do you think about the book?
- Kitap hakkında ne düşünüyorsun?
- Tell me your impression of this book.
- Bana bu kitabın sendeki izlenimini söyle.
- Open your book on page nine.
- Kitabınızın dokuzuncu sayfasını açın.
- Have you shown Tom the new book you bought?
- Tom'a aldığın yeni kitabı gösterdin mi?
- Do you agree with what he says in the book?
- Onun kitapta söylediklerine katılıyor musun?
- This book sells well.
- Bu kitap iyi satıyor.
- I want that book, please.
- O kitabı istiyorum, lütfen.
- I've learned some interesting things from this book.
- Ben bu kitaptan bazı ilginç şeyler öğrendim.
- You have a green book.
- Senin yeşil bir kitabın var.
- They refused to publish my book.
- Kitabımı yayınlamayı reddettiler.
- I see a book on the desk.
- Masanın üstünde bir kitap görüyorum.
- How long did it take for you to read this book?
- Bu kitabı okumanız ne kadar sürdü?
- I like the book pretty well except for the two last chapters.
- Son iki bölüm dışında kitabı oldukça beğendim.
- This book has been translated into more than fifty languages.
- Bu kitap elliden fazla dile çevrildi.
- I don't have a good reference book to hand.
- Elimde iyi bir referans kitabı yok.
- What sort of book is it?
- Bu ne çeşit bir kitap?
- I want to buy a book.
- Bir kitap almak istiyorum.
- Tom read the entire book in three hours.
- Tom üç saatte tüm kitabı okudu.
- This book ought to be a good seller.
- Bu kitabın iyi satması gerekir.
- Read the book aloud.
- Kitabı yüksek sesle oku.
- I have to remember to buy this book tomorrow.
- Yarın bu kitabı almayı unutmamalıyım.
- She has a book.
- Onun bir kitabı var.
- The book I bought yesterday was expensive.
- Dün satın aldığım kitap pahalıydı.
- I found the book easily though it was dark in the room.
- Odada hava karanlık olmasına rağmen kitabı kolayca buldum.
- She wrote the book about people she visited.
- Ziyaret ettiği kişiler hakkında bir kitap yazdı.
- Is this Bob's book?
- Bu Bob'un kitabı mı?
- I returned the book to its shelf.
- Kitabı rafına geri koydum.
- Tom was mentioned in the book, too.
- Tom'dan kitapta da bahsedildi.
- There are a lot of pictures in this book.
- Bu kitapta birçok resim var.
- Did you find your book?
- Kitabını buldun mu?
- Tom put on his glasses and opened the book.
- Tom gözlüklerini taktı ve kitabı açtı.
- His book inspired me.
- Kitabı bana ilham verdi.
- I've already translated a quarter of the book.
- Kitabın dörtte birini çevirdim bile.
- Tom closed the book and put it on the small table next to his chair.
- Tom kitabı kapattı ve sandalyesinin yanındaki küçük masanın üzerine koydu.
- I'm reading my book.
- Kitabımı okuyorum.
- The picture is in the front of the book.
- Resim kitabın ön yüzünde.
- This book is difficult to understand.
- Bu kitabın anlaşılması zordur.
- This is the book I was telling you about yesterday.
- Bu sana dün bahsettiğim kitap.
- There are three hundred pages in this book.
- Bu kitapta üç yüz sayfa var.
- All you have to do to pass the entrance examination is to read this book.
- Giriş sınavını geçmek için tek yapman gereken bu kitabı okumak.
- We shall go on reading this book till the end of the year.
- Yılın sonuna kadar bu kitabı okumaya devam edeceğiz.
- The book was an international success.
- Kitap uluslararası bir başarıydı.
- I am reading the book.
- Kitabı okuyorum.
- Written in plain English, this book is easy to read.
- Sade bir İngilizceyle yazılmış bu kitabı okumak kolay.
- The author of this book is still young.
- Bu kitabın yazarı hâlâ genç.
- This book will be useful to anyone who wants to improve their memory and logical thinking.
- Bu kitap, hafızasını ve mantıksal düşüncesini geliştirmek isteyen herkes için faydalı olacaktır.
- He will probably forget to return my book.
- Muhtemelen kitabımı iade etmeyi unutacak.
- I bought this book at the bookstore in front of the station.
- Bu kitabı istasyonun önündeki kitapçıdan aldım.
- Few people seem to have read the book.
- Çok az insan kitabı okumuş gibi görünüyor.
- There is an interesting book on my desk.
- Masamda ilginç bir kitap var.
- Don't open your book.
- Kitabını açma.
- This book is difficult.
- Bu kitap çok zor.
- This book is sold here.
- Bu kitap burada satılır.
- Tom dedicated his first book to his wife.
- Tom ilk kitabını karısına ithaf etti.
- So far as I know, the book has never been translated into Japanese.
- Bildiğim kadarıyla, kitap Japoncaya hiç çevrilmedi.
- I'm going to give Tom a copy of the book I wrote.
- Yazdığım kitabın bir kopyasını Tom'a vereceğim.
- Sometimes I enjoy sitting down with a good book.
- Bazen iyi bir kitapla oturmaktan zevk alırım.
- He wrote the book.
- Kitabı o yazdı.
- Dad bought me a book.
- Babam bana bir kitap aldı.
- Please lend me your book.
- Lütfen kitabınızı ödünç verin.
- This is an old book.
- Bu eski bir kitap.
- Do you think this book is worth reading?
- Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- This is a book to read.
- Bu, okumak için bir kitap.
- As if you actually wrote this book!
- Sanki bu kitabı gerçekten sen yazmışsın gibi!
- You need to read at least one book per month.
- Her ay en az bir kitap okuman lazım.
- What did you think of that book?
- O kitap hakkında ne düşünüyorsun?
- This book consists of five chapters.
- Bu kitap beş bölümden oluşuyor.
- We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
- Translate the book into another language.
- Kitabı başka bir dile çevir.
- This book only goes down to World War II.
- Bu kitap sadece İkinci Dünya Savaşı'na kadar uzanır.
- You have only to read a few pages of this book.
- Bu kitabın sadece birkaç sayfasını okumalısın.
- This fantasy book is a succession of really flashy magical spells and that makes it boring instead.
- Bu fantastik kitap gerçekten gösterişli büyülerden oluşuyor ve bu da onu sıkıcı yapıyor.
- That's the book I told you about.
- O sana bahsettiğim kitap.
- David has just published a new book on philosophy.
- David felsefe üzerine yeni bir kitap yayınladı.
- Could I have your autograph on this book?
- Bu kitap için imzanızı alabilir miyim?
- Could you please autograph this book?
- Lütfen bu kitabı imzalar mısınız?
- He put the book on the shelf.
- O, kitabı rafa koydu.
- That book you lent me was really interesting.
- Bana ödünç verdiğin bu kitap gerçekten ilginçti.
- The book is about the law.
- Kitap hukuk hakkında.
- This is exactly the book that I want to read.
- Bu tam da okumak istediğim kitap.
- This book is less large than that one.
- Bu kitap, o kitaptan daha küçük.
- Tom is rereading his favorite book.
- Tom en sevdiği kitabı yeniden okuyor.
- I have my book.
- Benim kitabım var.
- Tom reached into his bag and pulled out a book.
- Tom çantasına uzandı ve bir kitap çıkardı.
- Tom lent me this book last week.
- Tom geçen hafta bana bu kitabı ödünç verdi.
- I'd like to get three copies of this book.
- Bu kitaptan üç tane almak istiyorum.
- Do you need the book?
- Kitaba ihtiyacın var mı?
- It looks like someone has ripped a page out of this book.
- Birisi bu kitaptan bir sayfa yırtmış gibi görünüyor.
- His book has been singled out for special praise.
- Kitabı özel övgüler aldı.
- That book is full of factual errors.
- Bu kitap gerçeklere ilişkin hatalarla dolu.
- As it was written in haste, the book has many faults.
- Acele ile yazıldığı için kitabın birçok hatası var.
- I liked the book so much I ordered ten copies for friends.
- Kitabı öyle beğendim ki arkadaşlarım için on kopya sipariş ettim.
- Don't buy that book.
- O kitabı alma.
- I did not receive the book that I asked for.
- Ben istediğim kitabı almadım.
- There is a definite time to return the book.
- Kitabı iade etmek için belirli bir zaman var.
- I am sure this book will be of great use to you.
- Bu kitabın size çok faydalı olacağına eminim.
- I've read every book on the shelf.
- Raftaki bütün kitapları okudum.
- He was completely absorbed in the book.
- Tamamen kitaba dalmıştı.
- She read the book once when she was sixteen.
- O, on altı yaşındayken kitabı bir kez okudu.
- I enjoyed this book.
- Bu kitaptan zevk aldım.
- This book is about China.
- Bu kitap Çin hakkında.
- Are you through with this book?
- Bu kitabı bitirdin mi?
- What is written in the book?
- Kitapta ne yazıyor?
- This is not your book, it's mine.
- Bu senin kitabın değil, benim.
- He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it.
- Bu kitabı çok kısa bir sürede, üzerinde sadece iki hafta çalışarak yazdı.
- All the characters in this book are imaginary.
- Bu kitaptaki tüm karakterler hayal ürünüdür.
- He wants to read this book.
- O bu kitabı okumak istiyor.
- Did you read an interesting book?
- İlgi çekici bir kitap okudun mu?
- I haven't finished reading this book.
- Bu kitabı okumayı bitirmedim.
- We can get a lot of valuable information from the book.
- Kitaptan birçok değerli bilgi alabiliriz.
- I've learned something from this book.
- Bu kitaptan bir şeyler öğrendim.
- That's the book I told you about.
- Sana bahsettiğim kitap bu.
- There's a book about dancing on the desk.
- Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.
- I think that that book is not so interesting.
- Bence bu kitap o kadar da ilginç değil.
- I have to return this book to the library today.
- Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım.
- I have already read the book.
- Ben kitabı zaten okudum.
- Father bought a book for me.
- Babam benim için bir kitap satın aldı.
- Bring the book to me, not to him.
- Kitabı ona değil bana getir.
- I bought Tom a book.
- Tom'a bir kitap satın aldım.
- I don't know whether I can translate this book or not.
- Bu kitabı çevirip çeviremeyeceğimi bilmiyorum.
- I placed a book on the table.
- Masanın üzerine bir kitap koydum.
- This is a book about England.
- Bu kitap İngiltere hakkında.
- This book sells very well.
- Bu kitap çok iyi satıyor.
- Did you bring the book?
- Kitabı getirdin mi?
- Tom held the book in his hand.
- Tom kitabı elinde tutuyordu.
- That's the reason I bought this book.
- Bu kitabı bu yüzden aldım.
- I will write a review of that book.
- Ben o kitap için bir eleştiri yazısı yazacağım.
- Tom is writing a book about that now.
- Tom şimdi bunun hakkında bir kitap yazıyor.
- Take this book.
- Al bu kitabı.
- Who published this book?
- Bu kitabı kim yayınladı?
- This book isn't very interesting.
- Bu kitap pek ilginç değil.
- I spent ten dollars on a book.
- Bir kitaba 10 dolar verdim.
- I have to return this book to the library.
- Bu kitabı kütüphaneye geri götürmeliyim.
- I'll give him his book tomorrow.
- Yarın ona kitabını vereceğim.
- This is a Chinese language book.
- Bu Çince bir dil kitabıdır.
- I want to buy a book.
- Ben de kitap almak istiyorum.
- This book is very small.
- Bu kitap çok küçük.
- Is this book boring?
- Bu kitap sıkıcı mı?
- The teacher read the book.
- Öğretmen kitabı okudu.
- You can omit the last chapter of the book.
- Kitabın son bölümünü atlayabilirsiniz.
- I'd like to return this book.
- Bu kitabı iade etmek istiyorum.
- I think Tom is going to love this book.
- Bence Tom bu kitaba bayılacak.
- Out of twenty students, only one had read the book.
- Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okumuştu.
- The book is orange.
- Kitap turuncu.
- Melanie is reading her favourite book.
- Melanie en sevdiği kitabı okuyor.
- This book gives us a good idea of economics.
- Bu kitap bize ekonomi hakkında iyi bir fikir veriyor.
- I thought that you might like this book.
- Bu kitaptan hoşlanabilirsin diye düşündüm.
- Do you feel any attraction for this book?
- Bu kitaba karşı bir çekim hissediyor musunuz?
- I bought this book as a gift for Tom.
- Bu kitabı Tom için bir hediye olarak aldım.
- Did you find the book you were looking for?
- Aradığın kitabı buldun mu?
- I lent him a book, but he has not yet given it back.
- Ona bir kitap ödünç verdim ama o hala geri vermedi.
- Give me that book.
- Ver şu kitabı bana.
- Raskolnikov is the protagonist of the book of Crime and Punishment written by Dostoevsky.
- Raskolnikov, Dostoyevski tarafından yazılan Suç ve Ceza isimli kitabının baş kahramanıdır.
- That book is familiar to all young children.
- Bu kitap, tüm küçük çocuklar için tanıdıktır.
- Tom is the person who gave me this book.
- Tom bana bu kitabı veren kişi.
- How did Tom know which book Mary hadn't read?
- Tom, Mary'nin hangi kitabı okumadığını nasıl biliyordu?
- That's Tom's book.
- O, Tom'un kitabı.
- What's your favorite kind of book to read?
- Okumak için favori kitap türün nedir?
- This book gave me a good laugh.
- Bu kitap beni iyi güldürdü.
- I gave the book to my friend.
- Kitabı arkadaşıma verdim.
- This book has a lot of pictures.
- Bu kitapta çok fazla resim var.
- Will you lend me your book?
- Kitabını bana ödünç verir misin?
- Please give me the book.
- Lütfen bana bir kitap verin.
- The second part of the book is much more difficult than the first.
- Kitabın ikinci bölümü birincisinden çok daha zor.
- Tom finished reading that book in one night.
- Tom o kitabı okumayı bir gecede bitirdi.
- Give me the book.
- Bana kitabı ver.
- She did not read the book.
- Kitabı okumadı.
- In the evening, I read my son a book.
- Akşamları oğluma kitap okuyorum.
- Please give me that book.
- Lütfen sen o kitabı bana ver.
- The book is on the table.
- Kitap masanın üzerinde.
- The book is very interesting.
- Bu kitap çok ilginç.
- That book is very interesting.
- O kitap çok ilgi çekici.
- Could you take this book for me?
- Bu kitabı benim için alır mısın?
- You didn't need to buy the book.
- Kitabı almana gerek yoktu.
- I see your book.
- Senin kitabını görüyorum.
- I think that that book is not so interesting.
- Sanırım o kitap o kadar ilginç değil.
- I liked this book better than that one.
- Bu kitabı diğerinden daha çok sevdim.
- I bought this book for less.
- Bu kitabı daha ucuza aldım.
- I have a book to finish.
- Bitirmem gereken bir kitap var.
- I dropped by the bookstore and bought an interesting book.
- Kitapçıya uğradım ve ilginç bir kitap aldım.
- Tom says he's read this book three times.
- Tom bu kitabı üç kez okuduğunu söyledi.
- You may borrow this book as long as you keep it clean.
- Temiz tuttuğun sürece bu kitabı ödünç alabilirsin.
- I'll lend you this book.
- Ben bu kitabı size ödünç vereceğim.
- She took the book back to the library.
- O, kitabı kütüphaneye geri götürdü.
- Mr Ogata, the author of this book, used to be a newspaperman.
- Bu kitabın yazarı Bay Ogata eskiden bir gazeteciymiş.
- I haven't yet finished reading that book.
- Ben henüz o kitabı okumayı bitirmedim.
- I am hoping to get two copies of this book.
- Ben bu kitabın iki kopyasını satın almak istiyorum.
- I bought this book for myself.
- Bu kitabı kendim için aldım.
- What shelf is the book on?
- Kitap hangi rafın üzerinde?
- Parts of the book are quite good.
- Kitabın bazı bölümleri oldukça iyi.
- Two pages are missing from this book.
- Bu kitabın iki sayfası eksik.
- Have you seen the recipe book that I wrote?
- Yazdığım tarif kitabını gördünüz mü?
- He is delighted with this book.
- O bu kitaptan memnundur.
- I am reading his book.
- Ben onun kitabını okuyorum.
- Did you read the whole book?
- Bütün kitabı okudun mu?
- This book is very good.
- Bu kitap çok iyi.
- That book is really old.
- Bu kitap gerçekten çok eski.
- I started to write a book.
- Bir kitap kaleme almaya başladım.
- I recommend this book.
- Bu kitabı tavsiye ediyorum.
- I'm holding a book.
- Ben bir kitap tutuyorum.
- This book sold well in Japan.
- Bu kitap Japonya'da çok sattı.
- That book is outdated.
- Bu kitabın modası geçmiş.
- A book came for you in the mail today.
- Bugün postayla sizin için bir kitap geldi.
- It took me three days to read this book.
- Bu kitabı okumak üç günümü aldı.
- Tom bought a book for me.
- Tom benim için bir kitap aldı.
- Can you lend me your book, please?
- Kitabını bana ödünç verebilir misin, lütfen ?
- This book seemed hard to read to me.
- Bu kitap bana okuması zor göründü.
- He wrote this book as he was twenty years old.
- O bu kitabı yirmi yaşındayken yazdı.
- He has been working on a new book for two months.
- O iki aydır yeni bir kitap üzerinde çalışıyor.
- Tom told me that I could keep the book if I wanted it.
- Tom, istersem kitabın bende kalabileceğini söyledi.
- I don't know when I'll have time to finish reading the rest of this book.
- Bu kitabın geri kalanını okumayı ne zaman bitirebileceğimi bilmiyorum.
- It's a book on animals.
- Bu, hayvanlar üzerine bir kitap.
- It is a book.
- O bir kitaptır.
- I started reading this book last Monday.
- Bu kitabı geçen pazartesi okumaya başladım.
- Tom has already read this book, I think.
- Tom bu kitabı çoktan okudu, sanırım.
- Tom sent this book to me.
- Tom bu kitabı bana gönderdi.
- When the doorbell rang, Tom closed the book he was reading and got up to see who it was.
- Kapı çaldığında Tom okuduğu kitabı kapattı ve kim olduğunu görmek için ayağa kalktı.
- He showed an interest in the book.
- Kitaba ilgi gösterdi.
- I bought a book for two hundred yen.
- İki yüz yen'e bir kitap aldım.
- Tom took a book off the shelf and handed it to Mary.
- Tom raftan bir kitap aldı ve onu Mary'ye verdi.
- I ordered a book from London.
- Londra'dan bir kitap sipariş ettim.
- Is that from a book?
- Bu bir kitaptan mı?
- This book is pretty easy for me to read.
- Bu kitabı okumak benim için oldukça kolay.
- This book is heavy reading.
- Bu kitap, okumak için ağırdır.
- He sent you a book.
- Sana bir kitap gönderdi.
- The movie wasn't as funny as the book.
- Film, kitap kadar komik değildi.
- Haven't you read this book?
- Bu kitabı okumadın mı?
- This book isn't worth reading.
- Bu kitap okumaya değmez.
- It is worthwhile to read this book.
- Bu kitap, okumaya değer.
- Tom has probably already read this book.
- Tom muhtemelen bu kitabı çoktan okumuştur.
- I will give you this book.
- Bu kitabı sana vereceğim.
- Tom bought a book about cameras.
- Tom fotoğraf makineleri hakkında bir kitap aldı.
- Sami found an interesting book at the local library.
- Sami yerel kütüphanede ilginç bir kitap buldu.
- Give me that book, please.
- Şu kitabı bana ver, lütfen.
- This book is written in easy French.
- Bu kitap kolay bir Fransızca ile yazılmış.
- That was a thrilling book.
- Heyecan verici bir kitaptı.
- Which shelf should I put this book on?
- Bu kitabı hangi rafa koymalıyım?
- I can lend you that book.
- Sana o kitabı ödünç verebilirim.
- Tom Jackson's first book wasn't bad either.
- Tom Jackson'ın ilk kitabı da fena değildi.
- Tom pointed to the book on the desk.
- Tom masanın üzerindeki kitabı gösterdi.
- It's a book on computer logic.
- Bu, bilgisayar mantığı üzerine bir kitap.
- He didn't want to sell the book.
- Kitabı satmak istemedi.
- The book is only available in German.
- Bu kitap sadece Almanca.
- This is the book you are looking for.
- Aradığınız kitap bu.
- I closed the book.
- Kitabı kapattım.
- The book is missing chapters 2, 5, and 13.
- Kitapta 2., 5. ve 13. bölümler eksik.
- That book is too out of date.
- O kitabın modası çoktan geçti.
- He has extracted a great many examples from the grammar book.
- O, dil bilgisi kitabından pek çok örnek çıkardı.
- She wrote the book about people she visited.
- Ziyaret ettiği insanlar hakkında bir kitap yazdı.
- I forgot the book at home.
- Kitabı evde unuttum.
- What's your favorite book?
- Senin en sevdiğin kitap hangisidir?
- I came across a lot of interesting stories for my new book.
- Yeni kitabım için birçok ilginç hikayelere rastladım.
- The book is only available in German.
- Kitabın sadece Almancası mevcut.
- I have to give back the book before Saturday.
- Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.
- Publication of the book was timed to coincide with the author's birthday.
- Kitabın yayınlanması, yazarın doğum günü ile aynı zamana denk getirildi.
- My uncle gave me a book.
- Amcam bana bir kitap verdi.
- The world is a book and each step opens a page.
- Dünya bir kitap ve her adımda bir sayfa açılıyor.
- That's a lovely book.
- Çok güzel bir kitap.
- The book was written in a hurry, so it is full of errors.
- Kitap aceleyle yazıldığı için hatalarla dolu.
- The book is big.
- Kitap büyük.
- This book is selling well these days.
- Bu kitap bu günlerde iyi satıyor.
- That book is available in only one store.
- O kitap sadece bir mağazada mevcut.
- I don't want to read this here book.
- Bu kitabı okumak istemiyorum.
- That book is a real epic; it's over one thousand pages long.
- O kitap gerçek bir destan; bin sayfadan daha uzun.
- The other day I stopped at a secondhand bookstore on my way home from school and happened to find a book I had been looking for for a long time.
- Geçen gün okuldan eve dönerken bir sahafta durdum ve uzun zamandır aradığım bir kitaba rastladım.
- Every sentence in this book is important.
- Bu kitaptaki her cümle önemli.
- This book is designed to teach children how to read.
- Bu kitap çocuklara nasıl okuyacağını öğretmek için tasarlandı.
- This summer, I plan to read every book on these three shelves.
- Bu yaz bu üç raftaki her kitabı okumayı planlıyorum.
- He stuck the book in his bag.
- Kitabı çantasına sokuşturdu.
- There is an abundance of pictures in the book.
- Kitapta bir resim bolluğu var.
- Were you able to find the book?
- Kitabı bulabildiniz mi?
- The book is on the desk.
- Kitap masanın üzerinde.
- What book are you reading now?
- Şu anda hangi kitabı okuyorsun?
- He's not looking at the book.
- O kitaba bakmıyor.
- This book is worth reading over and over again.
- Bu kitap defalarca okunmaya değer.
- It's a very old book.
- Çok eski bir kitap.
- I want to buy a copy of the book, but it is out of print.
- Kitabın bir kopyasını almak istiyorum ama baskısı tükenmiş.
- Tom opened the book and started reading.
- Tom kitabı açıp okumaya başladı.
- This is the book that my teacher recommended to me.
- Bu, öğretmenimin bana önerdiği kitap.
- Have you read the book already?
- Kitabı okudun mu?
- Tom never read the book that Mary gave him.
- Tom, Mary'nin ona verdiği kitabı hiç okumadı.
- Tom is the one who told me that I should read this book.
- Tom bana bu kitabı okumam gerektiğini söyleyen kişi.
- You want to buy a book.
- Bir kitap almak istiyorsun.
- Even children can read this book.
- Çocuklar bile bu kitabı okuyabilir.
- I have to give this book to Mary.
- Bu kitabı Mary'ye vermeliyim.
- Today, I bought a book.
- Bugün bir kitap aldım.
- Tom went on a book binge.
- Tom kafasını kitaplara gömdü.
- I can't lend this book to you.
- Sana bu kitabı ödünç veremem.
- The movie is far worse than the book.
- Film kitaptan çok daha kötü.
- Tom sat down on the park bench and began to read his book.
- Tom parktaki banka oturdu ve kitabını okumaya başladı.
- She is not an open book.
- Kız açık bir kitap değil.
- He took the trouble to send me the book.
- Bana kitap gönderme zahmetine katlandı.
- I saw him reading a book.
- Onu kitap okurken gördüm.
- This is the book I want to read.
- Okumak istediğim kitap budur.
- Tom gave Mary the book he was holding.
- Tom elinde tuttuğu kitabı Mary'ye verdi.
- I bought that book for her.
- O kitabı ona aldım.
- They use this book in Spanish class.
- İspanyolca dersinde bu kitabı kullanıyorlar.
- You can read this book.
- Bu kitabı okuyabilirsiniz.
- Did you return Tom's book to him?
- Tom'un kitabını ona iade ettin mi?
- Please lend me the book when you have finished reading it.
- Onu okumayı bitirdiğinde lütfen kitabı bana ödünç ver.
- For the first time in her life Yuka finished reading an English book.
- Yuka hayatında ilk kez İngilizce bir kitabı okumayı bitirdi.
- The book was given to him by me.
- Kitap ona benim tarafımdan verildi.
- I have never translated a book.
- Daha önce hiç kitap çevirmedim.
- Layla read every book she could find about camels.
- Layla develer hakkında bulabildiği her kitabı okudu.
- This book is written in very simple English and so is best for new learners.
- Bu kitap çok basit bir İngilizceyle yazılmış ve bu yüzden yeni öğrenenler için en iyisi.
- John ordered the book from the publisher in the United States.
- John kitabı Birleşik Devletler'deki yayıncıdan sipariş etti.
- Put the book back on the shelf when you're through with it.
- Bitirdiğinizde kitabı rafa geri koyun.
- I enjoyed this book so much!
- Bu kitaptan çok keyif aldım!
- Thank you for the book.
- Kitap için teşekkürler.
- This book is easy for me to read.
- Bu kitabı okumak benim için kolay.
- How many sentences do you think this book has?
- Sizce bu kitapta kaç cümle var?
- A nice book would be better!
- Güzel bir kitap daha iyi olurdu!
- You didn't seem to want that book.
- O kitabı istiyor gibi görünmüyordun.
- She ordered the book from London.
- Kitabı Londra'dan sipariş etti.
- Tom dedicated his first book to his wife.
- Tom ilk kitabını karısına adadı.
- I read that book several years ago.
- Ben birkaç yıl önce bu kitabı okudum.
- I bought a beginner's Swahili book at the secondhand book shop.
- İkinci el kitap dükkanında, başlangıç seviyesi Swahili kitabını satın aldım.
- I started to read my new book.
- Yeni kitabımı okumaya başladım.
- We finally published the book.
- Sonunda, kitabı bastık.
- There is a book on the desk.
- Masanın üzerinde bir kitap var.
- You must read this book also.
- Bu kitabı da okumalısın.
- That book is very interesting.
- Bu kitap çok ilginç.
- A book came for you in the mail today.
- Bugün postayla size bir kitap geldi.
- I don't have time for reading this book.
- Bu kitabı okuyacak vaktim yok.
- You may give the book to whoever wants it.
- Kitabı isteyene verebilirsiniz.
- I found this book very difficult.
- Ben bu kitabı çok zor buldum.
- Begin with an easy-to-understand book.
- Kolay anlaşılır bir kitapla başlayın.
- I have just finished reading the book.
- Kitabı okumayı yeni bitirdim.
- I thought Tom wouldn't like the book Mary gave him.
- Tom'un Mary'nin ona verdiği kitabı beğenmeyeceğini düşündüm.
- I have to finish writing the book I'm working on.
- Üzerinde çalıştığım kitabı yazmayı bitirmeliyim.
- This book is old.
- Bu kitap eski.
- He continued reading the book.
- Kitabı okumaya devam etti.
- I'll finish the book in four days.
- Kitabı dört günde bitireceğim.
- The book is a sort of autobiographical novel.
- Kitap bir tür otobiyografik roman.
- I have to give this book to Tom.
- Bu kitabı Tom'a vermek zorundayım.
- He took out a book about the history of coins.
- Madeni paraların tarihi hakkında bir kitap çıkardı.
- I'll get the book.
- Kitabı alacağım.
- Give me the book.
- Bana kitabı verin.
- He laid the book aside and looked up.
- Kitabı bırakıp kafasını kaldırdı.
- Mike, is this your book?
- Mike, bu kitap senin mi?
- This kind of book is of no use to us.
- Bu tür bir kitap işimize yaramaz.
- Tom gave me this book.
- Tom bana bu kitabı verdi.
- This book is boring.
- Bu kitap sıkıcı.
- Tom finished reading the book and returned it to Mary.
- Tom kitabı okumayı bitirdi ve onu Mary'ye geri götürdü.
- Tom lent Mary a book.
- Tom, Mary'ye bir kitap ödünç verdi.
- Tom found the book Mary had given him quite boring.
- Tom, Mary'nin ona verdiği kitabı bir hayli sıkıcı buldu.
- Have you ever read this book?
- Bu kitabı hiç okudun mu?
- Don't forget to bring back this book.
- Bu kitabı geri getirmeyi unutmayın.
- This book is easy to read, since it's written in simple English.
- Bu kitabı okumak kolay, çünkü basit bir İngilizceyle yazılmış.
- A book is a wonderful gift.
- Bir kitap harika bir hediye.
- I have a book in my hand.
- Elimde bir kitap var.
- There isn't a book on the table.
- Masada kitap yok.
- This is the highest selling book of the month.
- Bu ayın en çok satan kitabı.
- I gave the boy a book.
- Çocuğa bir kitap verdim.
- Have you read the book already?
- Kitabı zaten okudun mu?
- I lost the book you lent me.
- Bana ödünç verdiğiniz kitabı kaybettim.
- He reached out for the book.
- O, kitabı almak için uzandı.
- I read the whole book in a day.
- Bütün kitabı bir günde okudum.
- Many people like our book.
- Birçok insan kitabımızı beğeniyor.
- Can you obtain this rare book for me?
- Bu nadir kitabı benim için edinebilir misiniz?
- Tom put the book in his bag.
- Tom kitabı çantasına koydu.
- I wrote the book.
- Kitabı yazdım.
- It's this book.
- Bu kitap.
- I stole this book from the library.
- Bu kitabı kütüphaneden çaldım.
- The American Civil War is the main theme of the book.
- Amerikan İç Savaşı kitabın ana teması.
- Tom Jackson's book has been translated into many languages.
- Tom Jackson'ın kitabı birçok dile çevrildi.
- This movie follows the book's plot exactly.
- Bu film tam olarak kitabın konusunu izliyor.
- It won't take long to read that book.
- O kitabı okumak uzun sürmez.
- He reached for the book.
- Kitaba uzandı.
- Where's the book I need?
- İhtiyacım olan kitap nerede?
- You can't tell a book by its cover.
- Bir kitabı kapağına bakarak anlayamazsın.
- Read this book from cover to cover.
- Bu kitabı baştan sona kadar oku.
- You must read this book.
- Bu kitabı okumalısın.
- May I leave this book with you?
- Bu kitabı sana bırakabilir miyim?
- You can omit the last chapter of the book.
- Kitabın son bölümünü çıkarabilirsiniz.
- This book is not about linguistics.
- Bu kitap dilbilim hakkında değil.
- Even though I don't have any money, I bought a book again.
- Hiç param olmamasına rağmen tekrar bir kitap aldım.
- Does this book belong to you?
- Bu kitap size mi ait?
- Have you read this book?
- Bu kitabı okudun mu?
- This book is not dedicated to anyone.
- Bu kitap kimseye ithaf edilmemiştir.
- Any book will do.
- Herhangi bir kitap işe yarar.
- This book is quite above me.
- Bu kitap beni oldukça aşıyor.
- The title of the book should be italicized.
- Kitabın başlığı italik olmalı.
- I read this book last night.
- Dün gece bu kitabı okudum.
- Do you think it is difficult to finish reading this book in a week?
- Bu kitabı bir hafta içinde bitirmenin zor olduğunu mu düşünüyorsun?
- I have to give Tom this book.
- Bu kitabı Tom'a vermek zorundayım.
- He sent me a letter asking if the book had reached me.
- Kitabın bana ulaşıp ulaşmadığını soran bir mektup gönderdi.
- This was the best-selling book last week.
- Geçen hafta en çok satan kitap buydu.
- My book is on your desk.
- Benim kitabım masanızın üstündedir.
- It's written in easy English, so even you will be able read that book.
- Bu kolay İngilizce ile yazıldı, bu yüzden sen bile o kitabı okuyabileceksin.
- The girls are reading their book.
- Kızlar kitaplarını okuyorlar.
- Tom wrote a scathing review of Mary's book.
- Tom, Mary'nin kitabı ile ilgili kırıcı bir eleştiri yazdı.
- You should buy this book.
- Bu kitabı satın almalısın.
- Please read that book.
- Lütfen o kitabı okuyun.
- Tom must buy a book.
- Tom bir kitap almalı.
- She cut a picture out of the book.
- Kitaptan bir resim kesti.
- You might also like this book.
- Bu kitabı da sevebilirsin.
- Sami read the book last night.
- Sami dün gece kitabı okudu.
- This book doesn't belong to Tom.
- Bu kitap Tom'a ait değil.
- This book is yours.
- Bu kitap senin.
- I'd like a book.
- Ben bir kitap istiyorum.
- Take this book back to him.
- Bu kitabı ona geri götür.
- That's the book I bought yesterday.
- Dün aldığım kitap bu.
- This book is about life in England.
- Bu kitap İngiltere'deki yaşam hakkında.
- Why did you write this book?
- Bu kitabı neden yazdın?
- I bought the book.
- Ben kitabı satın aldım.
- Tom picked out an interesting book for Mary to read.
- Tom, Mary'nin okuması için ilginç bir kitap seçti.
- In order to get some information about Japanese economic problems, you'll find this book very useful.
- Japon ekonomik sorunları hakkında biraz bilgi almak için, bu kitabı çok faydalı bulacaksın.
- The book was about quantum physics.
- Kitap kuantum fiziği hakkındaydı.
- This book is Paolo's.
- Bu kitap Paolo'nun.
- It'll take me a long time to finish reading that book.
- O kitabı okumayı bitirmem uzun bir zaman alacak.
- Read this book.
- Bu kitabı oku.
- That's a book.
- O bir kitap.
- Tom told me he checked out a book about Boston from the local library.
- Tom bana yerel kütüphaneden Boston hakkında bir kitap aldığını söyledi.
- She bought the book for next to nothing.
- Kitabı neredeyse bedavaya aldı.
- I never read this book without being reminded of my old days.
- Bu kitabı okuduğumda eski günlerimi hatırlamadan edemem.
- I thought it was a very good book.
- Onun çok iyi bir kitap olduğunu düşündüm.
- I read the whole book in one day.
- Bütün kitabı bir günde okudum.
- Have you ever written a book?
- Hiç kitap yazdın mı?
- Tom bought a book yesterday and gave it to Mary.
- Tom dün bir kitap satın aldı ve onu Mary'ye verdi.
- This book is not available in Japan.
- Bu kitap Japonya'da mevcut değildir.
- It is said that the book is a bestseller in Britain.
- Kitabın İngiltere'de en çok satanlar listesinde olduğu söyleniyor.
- Here is your book.
- İşte kitabın.
- That book is new.
- Bu kitap yeni.
- I bought Tom a book.
- Tom'a bir kitap aldım.
- Tom closed the book and put it on the small table next to his chair.
- Tom kitabı kapattı ve koltuğunu yanındaki küçük masanın üzerine koydu.
- I'm afraid that violates every rule in the book.
- Korkarım bu durum kitaptaki her kuralı ihlal ediyor.
- That is your book.
- O senin kitabın.
- I bought this book as a gift for Tom.
- Bu kitabı Tom'a hediye olarak aldım.
- This is Ali's book.
- Bu Ali'nin kitabı.
- You want to buy a book.
- Kitap satın almak istiyorsunuz.
- Even children can read this book.
- Bu kitabı çocuklar bile okuyabilir.
- This book is written in English.
- Bu kitap İngilizce yazılmış.
- The book is mine.
- Kitap benim.
- When do I need to return the book?
- Kitabı ne zaman iade etmem gerekiyor?
- Please send the book by mail.
- Lütfen kitabı postayla gönderin.
- Only one store carries this book.
- Sadece bir dükkan bu kitabı satmaktadır.
- Which is your book, this one or that one?
- Hangisi senin kitabın, bu mu yoksa şu mu?
- When will your book be published?
- Senin kitabın ne zaman yayınlanacak?
- This book is so amusing that I could go on reading for hours.
- Bu kitap o kadar eğlenceli ki saatlerce okuyabilirim.
- What's your take on my book?
- Kitabım hakkında ne düşünüyorsun?
- It's a Spanish book.
- Bu İspanyolca bir kitap.
- I'm not confident that I can translate this book.
- Bu kitabı çevirebileceğimden emin değilim.
- Tom says that he can read a French book.
- Tom, Fransızca bir kitabı okuyabileceğini söylüyor.
- I want a book to read on the train.
- Trende okuyacak bir kitap istiyorum.
- I started reading this book last Monday.
- Geçen Pazartesi günü bu kitabı okumaya başladım.
- May I have this book?
- Ben bu kitabı alabilir miyim?
- I'm reading a fascinating book.
- Büyüleyici bir kitap okuyorum.
- I wish there were a more modern translation of this book.
- Keşke bu kitabın daha modern bir çevirisi olsaydı.
- She had the book with a torn cover under her arm.
- Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.
- Tom looked up from his book.
- Tom kitabından başını kaldırdı.
- Whose book is that on the table?
- Masadaki kimin kitabı?
- All you have to do to pass the entrance examination is to read this book.
- Giriş sınavını geçmek için tüm yapmanız gereken bu kitabı okumaktır.
- Is that the book that Tom gave you?
- O, Tom'un sana verdiği kitap mı?
- I have already read the book.
- Kitabı zaten okumuştum.
- This old book is worth 50,000 yen.
- Bu eski kitap 50,000 yen değerinde.
- From a literary perspective, the book is not at the highest level.
- Edebi açıdan bakıldığında, kitap en üst seviyede değil.
- Sometimes I enjoy sitting down with a good book.
- Bazen iyi bir kitapla oturmak hoşuma gidiyor.
- I'm reading chapter three of the book.
- Ben kitabın üçüncü bölümünü okuyorum.
- This book is not as easy as that one.
- Bu kitap onun kadar kolay değil.
- What book are you reading now?
- Şimdi hangi kitabı okuyorsun?
- That book is easy.
- Bu kitap kolay.
- This is the book that lifted me up from poverty.
- Bu beni yoksulluktan kurtaran kitap.
- You may take the book.
- Kitabı alabilirsin.
- This book belongs to her.
- Bu kitap ona ait.
- This book is selling well these days.
- Bu kitap bugünlerde iyi satıyor.
- This book is not about linguistics.
- Bu kitap dilbilimle ilgili değil.
- Tom bought three copies of that book.
- Tom o kitaptan üç kopya satın aldı.
- This is the book that made me rich.
- Bu beni zengin yapan kitap.
- This book belongs to you.
- Bu kitap sana ait.
- I liked Tom's first book more than the second.
- Tom'un ilk kitabını ikincisinden daha çok sevmiştim.
- He published the book about the history of coins.
- Madeni paraların tarihi hakkında bir kitap yayınladı.
- This book is mine, but the one on the table is yours.
- Bu kitap benim ama masadaki senin.
- Was there a book lying on the desk?
- Masanın üstünde duran bir kitap var mıydı?
- The book is small.
- Kitap küçüktür.
- Tom read every book in his school's library.
- Tom okulunun kütüphanesindeki bütün kitapları okudu.
- I wanted to buy a book to read on the plane.
- Uçakta okumak için bir kitap almak istedim.
- I'd like to exchange this book for another one.
- Bu kitabı başka bir kitapla değiştirmek istiyorum.
- You'd probably really enjoy this book.
- Muhtemelen bu kitabı çok seveceksin.
- There's the man who gave me the book.
- İşte bana kitabı veren adam.
- Let me have a look at that book of Tom's.
- Tom'un şu kitabına bir göz atayım.
- His book became an object of criticism.
- Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.
- His book was published just one month ago, and it has already sold thousands of copies.
- Kitabı sadece bir ay önce yayınlandı ve şimdiden binlerce kopya sattı.
- Tony owns this book.
- Tony bu kitabın sahibidir.
- They have demanded that all copies of the book be destroyed.
- Kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.
- Understanding this book is beyond my capacity.
- Bu kitabı anlamak benim kapasitemi aşıyor.
- Tom is writing a book about his father.
- Tom babasıyla ilgili bir kitap yazıyor.
- Which chair did you put the book on?
- Kitabı hangi sandalyeye koydun?
- This is the book about which I told you.
- Bu sana söylediğim kitaptır.
- Choose any one book you like.
- İstediğin herhangi bir kitabı seç.
- Today, I bought a book.
- Bugün bir kitap satın aldım.
- I closed the book.
- Ben kitabı kapattım.
- This book is designed to teach children how to read.
- Bu kitap çocuklara okumayı öğretmek için tasarlanmıştır.
- On the table is a book.
- Masanın üstünde bir kitap var.
- As far as I know, this book has never been translated into Japanese.
- Bildiğim kadarıyla, bu kitap Japoncaya hiç çevrilmedi.
- Tom put the book on the table.
- Tom kitabı masanın üzerine koydu.
- This book deals with the invasion of the Romans.
- Bu kitap Romalıların istilası ile ilgilenir.
- I have no money to buy the book with.
- Kitabı almak için hiç param yok.
- You should read such a good book as he is reading now.
- Şu anda onun okuduğu gibi güzel bir kitap okumalısın.
- I've learned some interesting things from this book.
- Bu kitaptan bazı ilginç şeyler öğrendim.
- This book is suitable for beginners.
- Bu kitap yeni başlayanlar için uygundur.
- Sami wants to give this book to Layla as a gift.
- Sami bu kitabı Layla'ya hediye etmek istiyor.
- He was given a book by me.
- Benim tarafımdan ona bir kitap verildi.
- This book contains many pictures.
- Bu kitap çok sayıda resim içeriyor.
- I read that book several years ago.
- O kitabı birkaç yıl önce okumuştum.
- Tom didn't need to buy that book.
- Tom'un o kitabı almasına gerek yoktu.
- He gave me this book.
- O bana bu kitabı verdi.
- It was Mr Hino who translated the book from Spanish into Japanese.
- Kitabı İspanyolca'dan Japonca'ya çeviren Bay Hino'ydu.
- Is the book on the chair?
- Kitap sandalyede mi?
- We finally published the book.
- Sonunda kitabı yayınladık.
- Hand me that book.
- Ver şu kitabı.
- What's your favorite part of this book?
- Bu kitabın en sevdiğiniz bölümü nedir?
- The book costs 4 dollars.
- Kitap dört dolar.
- Tom's book was translated into 33 languages and has been published in more than 99 countries all over the world.
- Tom'un kitabı 33 dile çevrilmiş ve tüm dünyada 99'dan fazla ülkede basılmıştır.
- Which is older, this book or that one?
- Hangisi daha eski, bu kitap mı, o mu?
- Did you read that book I gave you?
- Sana verdiğim o kitabı okudun mu?
- How long did it take you to finish reading the book?
- Kitabı okumayı bitirmen ne kadar sürdü?
- This book is so easy that a child can read it.
- Bu kitap bir çocuğun okuyabileceği kadar kolay.
- Father bought me the book.
- Babam bana kitap aldı.
- How many words do you think this book has?
- Bu kitabın kaç tane kelimesi olduğunu düşünüyorsunuz?
- He wrote this book in a very short time, spending just two weeks working on it.
- O bu kitabı onun üzerinde sadece iki hafta harcayarak çok kısa zamanda yazdı.
- His book is very interesting.
- Onun kitabı çok ilgi çekici.
- Mary just bought a book on philosophy.
- Mary felsefe üzerine bir kitap aldı.
- This is a book about public policy.
- Bu kamu politikası hakkında bir kitap.
- I've read this book.
- Bu kitabı okudum.
- Put the book back in place.
- Kitabı yerine koyun.
- I was trying to remember the name of the book.
- Kitabın adını hatırlamaya çalışıyordum.
- Tom put the book on the table.
- Tom kitabı masaya koydu.
- I know you're writing a book.
- Kitap yazdığını biliyorum.
- This book is as interesting as that book.
- Bu kitap o kitap kadar ilginç.
- That book is new.
- O kitap yenidir.
- This is a book about England.
- Bu, İngiltere hakkında bir kitaptır.
- It's your book.
- O senin kitabındır.
- My aunt gave me a book for Christmas.
- Teyzem Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Who's gonna read such a thick book?
- Bu kadar kalın bir kitabı kim okuyacak?
- It is worthwhile to read the book.
- Kitabı okumak, faydalı olacaktır.
- Did you spill something on my book?
- Kitabımın üstüne bir şey mi döktün?
- Tom took a book off the shelf.
- Tom raftan bir kitap aldı.
- Kelly's latest book appeared last week.
- Kelly'nin son kitabı geçen hafta çıktı.
- This book is fascinating.
- Bu kitap büyüleyici.
- I have read the book before.
- Kitabı daha önce okudum.
- Can I pay for the book by check?
- Kitabın parasını çekle ödeyebilir miyim?
- This is Tom's favorite book.
- Bu Tom'un en sevdiği kitap.
- How long did it take you to read that book?
- Bu kitabı okuman ne kadar sürdü?
- Please remind me to give back this book.
- Lütfen bana bu kitabı geri vermemi hatırlat.
- Was there a book on the desk a moment ago?
- Az önce masanın üzerinde bir kitap var mıydı?
- This book contains the complete works of Shakespeare.
- Bu kitap Shakespeare'in tüm eserlerini içermektedir.
- The book is in front of the table.
- Kitap masanın önünde.
- He threw the book in the fire.
- Kitabı ateşe attı.
- Have you already finished that book?
- Bu kitabı çoktan bitirdin mi?
- Hand me that book.
- O kitabı bana ver.
- If you have finished reading the book, return it to the library.
- Eğer kitabı okumayı bitirdiyseniz, kütüphaneye iade edin.
- That was so good a book that I read it three times.
- O kadar iyi bir kitaptı ki üç kez okudum.
- I liked the book which I bought yesterday very much.
- Dün aldığım kitabı çok beğendim.
- I see your little book.
- Küçük kitabını görüyorum.
- I don't have time to read this book.
- Bu kitabı okuyacak vaktim yok.
- The old book was moldy.
- Eski kitap küflüydü.
- His book begins with a tale of country life.
- Kitabı bir taşra hayatı hikayesiyle başlıyor.
- Tom hid the book under his pillow.
- Tom kitabı yastığının altına gizledi.
- This is the book I want you to read.
- Okumanı istediğim kitap bu.
- I will lend you whatever book you need.
- İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç veririm.
- This Chinese book is not too difficult for us.
- Bu Çince kitap bizim için çok zor değildir.
- She has a book under her arm.
- Onun kolunun altında bir kitabı var.
- Tom was reading a brick-thick book.
- Tom tuğla kalınlığında bir kitap okuyordu.
- This book is older than that one.
- Bu kitap ondan daha eski.
- I found the book very interesting.
- Kitabı çok ilginç buldum.
- Tom put his book down.
- Tom kitabını yere koydu.
- That book is written in English.
- O kitap İngilizce yazılmış.
- I didn't buy the book.
- Ben kitabı satın almadım.
- The American Civil War is the main theme of the book.
- Amerikan iç savaşı kitabın ana temasıdır.
- The only thing Sami ever sent me was an old book.
- Sami'nin şimdiye kadar bana gönderdiği tek şey eski bir kitaptı.
- Every sentence in this book is important.
- Bu kitaptaki her cümle mühimdir.
- I will lend you whatever book you need.
- Hangi kitaba ihtiyacın olursa ödünç veririm.
- A book is lying on the desk.
- Sıranın üzerinde bir kitap duruyor.
- Mark took the book.
- Mark kitabı götürdü.
- Finishing a book or movie you've started but don't like is a good example of the sunk cost fallacy.
- Başlanıp da beğenilmeyen bir kitap ya da filmi sonuna kadar okuyup izlemek, batık maliyet yanılgısına güzel bir örnektir.
- It doesn't bother me if you take that book.
- O kitabı alman beni rahatsız etmez.
- You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.
- Bu kitabı çok iyi biliyor gibisiniz; kitaptan pek çok alıntı yapıyorsunuz.
- I found the book's exposition shallow.
- Ben kitabın anlatımını sığ buldum.
- I bought this book at the bookstore near the station.
- Bu kitabı istasyonun oradaki kitapçıdan aldım.
- This book could be useful to you.
- Bu kitap işinize yarayabilir.
- This book is easy enough for a five-year-old child to read.
- Bu kitap beş yaşındaki bir çocuğun okuyabileceği kadar kolay.
- I'm taking a book.
- Kitap alıyorum.
- This book is the smallest of all the books.
- Bu kitap, tüm kitapların en küçüğüdür.
- Return this book as soon as you can.
- En kısa zamanda bu kitabı iade et.
- When are they going to put the book on the market?
- Kitabı ne zaman piyasaya sürecekler?
- Here is the book you are looking for.
- Aradığın kitap burada.
- Her book is red.
- Onun kitabı kırmızı.
- This book has gone through eight editions.
- Bu kitap sekiz baskıyı geçti.
- I sat back in the armchair and opened the book.
- Koltuğa geri oturdum ve kitabı açtım.
- I cried reading this book.
- Bu kitabı okurken ağladım.
- The book is for me; the flowers are for you.
- Kitap benim için; çiçekler senin için.
- We have left nothing out of our book.
- Kitabımızda hiçbir şeyi atlamadık.
- Don't read such a book as this.
- Böyle bir kitabı okumayın.
- How many sentences does this book have?
- Bu kitapta kaç cümle var?
- This book costs 20 dollars.
- Bu kitabın fiyatı 20 dolar.
- If you read this book again, you will have read it three times.
- Eğer bu kitabı tekrar okursan onu üç kez okumuş olacaksın.
- This book is so cool.
- Bu kitap çok havalı.
- Thank you for lending us the book.
- Bize kitabı ödünç verdiğin için teşekkür ederim.
- Tom is writing a new book.
- Tom yeni bir kitap yazıyor.
- Tom got a book down from the shelf and gave it to Mary.
- Tom raftan bir kitap indirdi ve onu Mary'ye verdi.
- It's an interesting book.
- İlginç bir kitap.
- This book is full of figures of speech.
- Bu kitap laf cambazlıklarıyla dolu.
- Tom told me that he's already read that book.
- Tom bana o kitabı çoktan okuduğunu söyledi.
- It's the book you are looking for.
- Aradığın kitap bu.
- Lend me your book, please.
- Lütfen, bana kitabını ödünç ver.
- Sami was interested in writing a book about Layla's story.
- Sami, Layla'nın hikâyesi hakkında bir kitap yazmakla ilgileniyordu.
- I asked her to send us the book.
- Ondan kitabı bize göndermesini istedim.
- Tom signed a book deal.
- Tom bir kitap anlaşması imzaladı.
- I am working on my new book.
- Yeni kitabım üzerinde çalışıyorum.
- A page came out of a book.
- Kitaptan bir sayfa çıktı.
- He bought an English book at a bookstore.
- Bir kitapçıdan İngilizce bir kitap aldı.
- Since it's written in easy English, even you can read that book.
- Kolay bir İngilizceyle yazıldığı için, bu kitabı siz bile okuyabilirsiniz.
- This book was new.
- Bu kitap yeniydi.
- Which book do you see?
- Hangi kitabı görüyorsun?
- How did you get involved in book publishing?
- Kitap yayıncılığına nasıl girdiniz?
- Are you still reading that book?
- Hala o kitabı mı okuyorsun?
- This book is worth reading.
- Bu kitap okumaya değer.
- Tom wrote a scathing review of Mary's book.
- Tom, Mary'nin kitabı hakkında sert bir eleştiri yazdı.
- There's not so much text in this book.
- Bu kitapta çok fazla metin yok.
- Sami took another look at the book.
- Sami kitaba bir kez daha baktı.
- You can buy and read any kind of book at any time.
- Her zaman her türlü kitabı satın alıp okuyabilirsin.
- Put the book back where it was.
- Kitabı olduğu yere geri koy.
- We should read one book a month at least.
- Ayda en az bir kitap okumalıyız.
- It's my book.
- Bu benim kitabım.
- I've just finished the book I was reading.
- Okuduğum kitabı az önce bitirdim.
- I went to a book sale yesterday, but none of the books were interesting.
- Dün bir kitap satışına gittim ama kitapların hiçbiri ilgi çekici değildi.
- She predicted the book would be very successful.
- Kitabın çok başarılı olacağını tahmin etmişti.
- The artist who illustrated this book is very good.
- Bu kitabı resimleyen sanatçı çok iyi.
- Give me your book.
- Bana kitabını ver.
- Please send the book by mail.
- Lütfen kitabı postayla gönder.
- To produce a good book, the eraser is often more important than the pencil.
- İyi bir kitap üretmek için, silgi kalemden genellikle daha önemlidir.
- Every month, I buy a book.
- Her ay bir kitap alırım.
- May I borrow that book from you?
- O kitabı senden ödünç alabilir miyim?
- Mary sat under the tree, reading an old book from the nineteenth century.
- Mary ağacın altında oturdu, on dokuzuncu yüzyıldan kalan eski bir kitap okudu.
- What did you think of the book?
- Kitap hakkında ne düşünüyorsun?
- She acknowledged his help in her book.
- Kitabında onun yardımını kabul etti.
- This is the book which I read last night.
- Bu dün gece okuduğum kitap.
- His new book met with a favorable reception.
- Yeni kitabı olumlu tepkiler aldı.
- Tom entered the room, carrying a book.
- Tom elinde bir kitapla odaya girdi.
- There is an interesting book on my desk.
- Masamın üzerinde ilginç bir kitap var.
- The world is like a book, and those who don't travel read only one page.
- Dünya bir kitap gibidir ve seyahat etmeyenler sadece bir sayfasını okurlar.
- It's a really good book.
- Gerçekten iyi bir kitap.
- What book should I read?
- Hangi kitabı okumalıyım?
- I read the entire book.
- Bütün kitabı okudum.
- There's a book lying open on the desk.
- Masanın üzerinde açık duran bir kitap var.
- That's a book.
- Bu bir kitaptır.
- This book is within the capacity of children.
- Bu kitap çocukların kapasitesi dahilindedir.
- This book is hers.
- Bu kitap onun.
- Why do you need to read such a book?
- Niçin böyle bir kitabı okuma ihtiyacı duyuyorsun?
- The book costs five dollars.
- Kitabın fiyatı beş dolar.
- To produce a good book, the eraser is often more important than the pencil.
- İyi bir kitap üretmek için, silgi genellikle kalemden daha önemlidir.
- They've asked me to translate this book into French.
- Benden bu kitabı Fransızcaya çevirmemi istediler.
- I read Tom's book.
- Tom'un kitabını okudum.
- Isn't that my book?
- Bu benim kitabım değil mi?
- This book has become widely read in our country.
- Bu, ülkemizde çok okunan bir kitap oldu.
- Don't forget to return the book to the library.
- Kitabı kütüphaneye geri vermeyi unutma.
- Sorry, the book is out of stock.
- Üzgünüm, kitap stokta kalmamış.
- I have to finish my book.
- Kitabımı bitirmem gerekiyor.
- I really liked this book.
- Bu kitabı gerçekten beğendim.
- I think your letter is under that book.
- Galiba mektubun şu kitabın altında.
- I have a book.
- Benim bir kitabım var.
- This book is difficult to read as it is written in French.
- Fransızca yazıldığı için bu kitabı okumak zor.
- She sent this book to me.
- O bu kitabı bana gönderdi.
- I haven't read either book.
- Ben, her iki kitabı da okumadım.
- I have just read this book.
- Bu kitabı yeni okudum.
- He regretted borrowing the book from her.
- Kitabı ondan ödünç aldığı için pişman oldu.
- I was able to find the book I was looking for.
- Aradığım kitabı bulabildim.
- This book is pleasant to read.
- Bu kitabı okuması hoş.
- This book's success lies in its humor.
- Bu kitabın başarısı mizahında yatıyor.
- I used to read every book that came my way.
- Önüme gelen her kitabı okurdum.
- This book is interesting.
- Bu kitap ilginçtir.
- What shelf is the book on?
- Kitap hangi rafta?
- Buy a book and read it.
- Bir kitap al ve oku.
- Do you have this new book?
- Sende bu yeni kitap var mı?
- Tom told me he found an interesting book about Boston at the local library.
- Tom bana yerel kütüphanede Boston hakkında ilginç bir kitap bulduğunu söyledi.
- I already have this book.
- Bu kitap bende zaten var.
- This book is on the manners and customs of America.
- Bu kitap Amerika'nın görgü ve gelenekleri üzerinedir.
- Can you obtain this rare book for me?
- Bu nadir kitabı benim için temin edebilir misiniz?
- This is the book that Tom was talking about yesterday.
- Tom dün bu kitaptan söz ediyordu.
- Tom is writing a book, but it does not have a title yet.
- Tom bir kitap yazıyor, ancak henüz bir başlığı yok.
- This book is my father's.
- Bu kitap babamın.
- Nancy cannot have read this book.
- Nancy, bu kitabı okumuş olamaz.
- This book is worthy of praise.
- Bu kitap övgüye değer.
- She has to pay for the book.
- Kitabın parasını ödemek zorunda.
- Was there a book lying on the desk?
- Masanın üzerinde bir kitap var mıydı?
- Marika translated my book into German.
- Marika kitabımı Almancaya çevirdi.
- I think this book is beyond his reach.
- Bence bu kitap onun ulaşamayacağı bir yerde.
- Tom showed Mary the book he had written.
- Tom Mary'ye yazdığı kitabı gösterdi.
- He stuck the book in his bag.
- Kitabı çantasına sıkıştırdı.
- This book is Tony's.
- Bu kitap Tony'nin.
- Put the book back on the shelf when you're through with it.
- Onunla işin bittiğinde kitabı rafa geri koy.
- I sent him a book along with a card.
- Bir kartla birlikte ona bir kitap gönderdim.
- He found the book for me right away.
- O, kitabı benim için hemen buldu.
- His book became an object of criticism.
- Kitabı eleştiri konusu oldu.
- I see your book.
- Kitabını görüyorum.
- Do you have my book?
- Kitabım sende mi?
- This book is about education.
- Bu kitap eğitim hakkında.
- It's a book for children.
- Bu çocuklar için bir kitap.
- While reading a book, I fell asleep.
- Bir kitap okurken uyuyakaldım.
- Tom stopped reading his book and looked up at Mary.
- Tom kitabını okumayı bıraktı ve Mary'ye baktı.
- She didn't want to sell the book.
- Kitabı satmak istemedi.
- She's collecting material for a book.
- Bir kitap için malzeme topluyor.
- What's your favorite Harry Potter book?
- Favori Harry Potter kitabın hangisidir?
- That book is small.
- Bu kitap küçük.
- That book is familiar to all young children.
- Bu kitap, tüm küçük çocuklara tanıdık geliyor.
- He'll lend you his book.
- Sana kitabını ödünç verecek.
- I'd rather not sleep and finish reading this book.
- Uyumayıp bu kitabı okumayı bitirmeyi tercih ederim.
- The book that I bought is on the table.
- Aldığım kitap masanın üstünde.
- She did not like my book.
- Kitabımı beğenmedi.
- My brother takes a new book out of the library every day.
- Kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap alıyor.
- Tom has written a book about that.
- Tom bu konuda bir kitap yazdı.
- I need someone to proofread my book.
- Kitabımı düzeltecek birine ihtiyacım var.
- This book is easy to read.
- Bu kitap kolay okunur.
- I've already read this book.
- Ben kitabı zaten okudum.
- This book isn't as heavy as that one.
- Bu kitap onun kadar ağır değil.
- Who wrote the book?
- Kitabı kim yazdı?
- This book is one of the poet's best works.
- Bu kitap şairin en iyi eserlerinden biridir.
- He picked up the book.
- O, kitabı aldı.
- I bought this book for myself.
- Bu kitabı kendim için satın aldım.
- I've read this book before.
- Bu kitabı daha önce okumuştum.
- This is a book about feelings.
- Bu, duygular hakkında bir kitap.
- I love that book.
- Bu kitaba bayılırım.
- Please return the book when you've finished reading it.
- Lütfen okumayı bitirdiğinizde kitabı geri verin.
- If I had had enough money, I would have bought the book.
- Yeterince param olsaydı, kitabı satın almış olurdum.
- He laid the book on the desk.
- O, kitabı masanın üstüne koydu.
- Mary hasn't opened her book yet.
- Mary henüz kitabını açmadı.
- Tom asked Mary if she'd actually read the book.
- Tom Mary'ye kitabı gerçekten okuyup okumadığını sordu.
- I think this book is very good.
- Bence bu kitap çok iyi.
- Tom put the book back on the shelf where it belonged.
- Tom kitabı ait olduğu rafa geri koydu.
- He was given a book by me.
- Ona benim tarafımdan bir kitap verildi.
- Is he reading a book?
- Kitap mı okuyor?
- This book is written in multiple languages.
- Bu kitap birçok dilde yazılmıştır.
- Which book is older, this one or that one?
- Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu?
- I paid 3 dollars for the book.
- Ben kitap için üç dolar ödedim.
- This book belongs to you.
- Bu kitap size aittir.
- This is Tony's book.
- Bu Tony'nin kitabı.
- He sent you a book.
- O sana bir kitap gönderdi.
- This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
- Open a book and it will open your soul.
- Bir kitap açın ve o sizin ruhunuzu açacaktır.
- Look at the book on the desk.
- Masanın üzerindeki kitaba bak.
- He is writing a book.
- O bir kitap yazıyor.
- Tom hasn't read this book yet.
- Tom bu kitabı henüz okumadı.
- How long did it take you to write this book?
- Bu kitabı yazmanız ne kadar sürdü?
- She took down a book from the shelf.
- Raftan bir kitap indirdi.
- This book is way more interesting than that one.
- Bu kitap ondan çok daha ilginç.
- Tom wished he hadn't borrowed the book from Mary.
- Tom, kitabı Mary'den ödünç almamış olmayı diledi.
- I have already read the book several years ago.
- Bu kitabı birkaç yıl önce okumuştum.
- I bought the book.
- Kitabı aldım.
- Tom bought two copies of the book.
- Tom kitabın iki kopyasını satın aldı.
- I haven't read this book.
- Bu kitabı okumadım.
- This is a good book except for a few mistakes.
- Bu birkaç hata dışında, iyi bir kitap.
- I'm writing a book.
- Bir kitap yazıyorum.
- I'm taking my book with me.
- Kitabımı yanıma alıyorum.
- Did you show him that new book you bought?
- Satın aldığın o yeni kitabı ona gösterdin mi?
- You've already read the book?
- Kitabı okudun mu?
- This book is to me what the Bible is to you.
- İncil senin için neyse, bu kitap da benim için o.
- Have you read an interesting book lately?
- Bu aralar ilginç bir kitap okudun mu?
- Tom got a book down from the shelf and gave it to Mary.
- Tom raftan bir kitap indirdi ve Mary'ye verdi.
- He had a book on physics published.
- Fizikle ilgili bir kitap bastırdı.
- This book belongs to Paul.
- Bu kitap Paul’a aittir.
- Tom quickly shut the book.
- Tom kitabı çabucak kapattı.
- This book contains many pictures.
- Bu kitapta birçok resim var.
- The price of that book is five dollars.
- O kitabın fiyatı beş dolar.
- We're likely to continue reading this book up to the end of the year.
- Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz.
- Take this book.
- Bu kitabı al.
- The cover of this book has been torn off.
- Bu kitabın kapağı yırtılmış.
- The movie wasn't as interesting as the book.
- Film kitap kadar ilginç değildi.
- I cannot squash flies with my book.
- Kitabımla sinek ezemem.
- I wanted to show him your book.
- Ona kitabını göstermek istedim.
- On the table is a book.
- Masanın üzerinde bir kitap var.
- Which is easier to read, this book or that one?
- Hangisini okumak daha kolay, bu kitabı mı yoksa diğerini mi?
- His book incorporates all his thinking on the subject.
- Kitabı bu konudaki tüm düşüncelerini içeriyor.
- I've finished reading the book you lent me.
- Bana ödünç verdiğin kitabı okumayı bitirdim.
- The book is now available.
- Kitap şimdi mevcuttur.
- I finished reading that book last night.
- Dün gece o kitabı okumayı bitirdim.
- The Little Prince is a very popular book that was translated into many languages.
- "Küçük Prens" birçok dile çevrilmiş çok popüler bir kitaptır.
- Not everyone likes that book.
- O kitaptan herkes hoşlanmaz.
- This is Tom's book.
- Bu Tom'un kitabı.
- Tom pushed the book away.
- Tom kitabı itti.
- I wanted to buy a book.
- Bir kitap satın almak istedim.
- Would you please autograph this book?
- Lütfen bu kitabı imzalar mısınız?
- This is a small book.
- Bu küçük bir kitap.
- This book is too thick.
- Bu kitap çok kalın.
- Give me that book back!
- O kitabı bana geri ver!
- I found the book I had long been looking for.
- Uzun süredir aradığım kitabı buldum.
- Let's give the book to whoever wants it.
- Kitabı onu isteyene verelim.
- Which book is Tom's?
- Hangi kitap Tom'un?
- Tom has already finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom, Mary'nin ona dün verdiği kitabı okumayı bitirdi bile.
- This book is still interesting even after reading it many times.
- Bu kitap birçok kez okuduktan sonra bile hala ilginç.
- I looked for the book for an hour.
- Bir saat boyunca kitabı aradım.
- Don't read such a book as this.
- Bunun gibi bir kitabı okuma.
- I haven't yet read the book you're talking about.
- Bahsettiğin kitabı henüz okumadım.
- It was your child who tore my book to pieces.
- Kitabımı parçalara ayıran sizin çocuğunuzdu.
- Did you mention my book?
- Sen kitabımdan bahsettin mi?
- I am not the one who put paste on your book.
- Kitabınızı yapıştıran ben değilim.
- He was completely absorbed in the book.
- O tamamen kitaba dalmıştı.
- She wrote a new book.
- O yeni bir kitap yazdı.
- I bought this book at the bookstore near the station.
- Bu kitabı istasyonun yakınındaki kitapçıdan aldım.
- This book belongs to you.
- Bu kitap size ait.
- This book is as small as that one.
- Bu kitap onun kadar küçük.
- This book is also available in French.
- Bu kitabın Fransızcası da var.
- The author wrote some beautiful poems in the beginning of his book.
- Yazar kitabının başında çok güzel şiirler yazmış.
- I can see your book.
- Kitabını görebilirim.
- Don't judge a book by its cover.
- Bir kitabı kapağına göre yargılamayın.
- This book is too difficult for me to read.
- Bu kitap okuyamayacağım kadar zor.
- I don't think anyone would want to read this book more than once.
- Kimsenin bu kitabı bir kereden fazla okumak isteyeceğini sanmıyorum.
- He wanted to buy the book.
- O, kitabı satın almak istedi.
- He reached out for the book.
- Kitap için elini uzattı.
- While reading a book, I fell asleep.
- Kitap okurken uyuyakalmışım.
- This book is red.
- Bu kitap kırmızıdır.
- This book is worth reading twice.
- Bu kitap iki kez okunmaya değer.
- Tom and Mary are reading the same book.
- Tom ve Mary aynı kitabı okuyorlar.
- His book is famous not only in England but also in Japan.
- Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- This book is only available in French.
- Bu kitap sadece Fransızca olarak mevcut.
- You won't be let down if you read the entire book.
- Kitabın tamamını okursanız hayal kırıklığına uğramazsınız.
- The author presented a copy of his latest book to me.
- Yazar bana son kitabının bir kopyasını hediye etti.
- He dedicated his book to his wife.
- Kitabını karısına ithaf etti.
- The book was not received favorably.
- Kitap olumlu karşılanmadı.
- The person who wrote that book is possessed of both humour and wit, isn't he?
- Bu kitabı yazan kişi hem mizah hem de zeka sahibi, değil mi?
- It is a good idea to read this book.
- Bu kitabı okumak iyi bir fikir.
- I copied a passage from the book into my notebook.
- Kitaptan bir bölümü defterime kopyaladım.
- Take the book that has been left on the table.
- Masaya bırakılmış kitabı al.
- I lent him a book, but he has not yet given it back.
- Ona bir kitap ödünç verdim, ama henüz geri vermedi.
- The embassy sent me a book about Germany.
- Elçilik bana Almanya hakkında bir kitap gönderdi.
- What do you think about the book?
- Siz kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?
- I cannot find time to read the book.
- Kitabı okumak için zaman bulamıyorum.
- Do you like this book?
- Bu kitabı seviyor musun?
- This book is easy enough for children to read.
- Bu kitap çocukların okuması için yeterince kolay.
- When will your book be published?
- Kitabın ne zaman yayımlanacak?
- This book is good but that one is even better.
- Bu kitap iyi ama şu daha da iyi.
- Tom is writing a book now.
- Tom şimdi bir kitap yazıyor.
- I love a book that makes me cry.
- Beni ağlatan kitaplara bayılırım.
- I read it in some book.
- Bir kitapta okumuştum.
- My pen is where my book is.
- Dolma kalemim kitabımın olduğu yerde.
- I'll send the book by mail.
- Kitabı postayla göndereceğim.
- This book isn't very good.
- Bu kitap çok iyi değil.
- You should be able to read this book easily.
- Bu kitabı kolayca okuyabilirsin.
- Here is a book.
- Burada bir kitap var.
- He was completely absorbed in his book.
- Kendini tamamen kitabına kaptırmıştı.
- Open your book to page nine.
- Kitabında sayfa dokuzu aç.
- You will derive great pleasure from this book.
- Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.
- To understand it, you have only to read this book.
- Anlamak için sadece bu kitabı okumalısınız.
- The old book was moldy.
- Eski kitap küflenmişti.
- I started reading the book.
- Kitabı okumaya başladım.
- I got this book for nothing.
- Ben bu kitabı boşuna aldım.
- What became of the book I lent you?
- Sana ödünç verdiğim kitaba ne oldu?
- Did you read an interesting book?
- İlginç bir kitap mı okudun?
- Tom hid the book below his pillow.
- Tom kitabı yastığının altına sakladı.
- This book can't go into the bag.
- Bu kitap çantaya giremez.
- This book will do.
- Bu kitap işimi görür.
- What did you do with my book?
- Kitabıma ne yaptın?
- She had a white book under her arm.
- Koltuğunun altında beyaz bir kitap vardı.
- That book is full of lies.
- Bu kitap yalanlarla dolu.
- He wrote a new book.
- O yeni bir kitap yazdı.
- Who sees my book?
- Kitabımı kim görüyor?
- I'm working on a new book.
- Yeni bir kitap üzerinde çalışıyorum.
- My son has read every book on that shelf.
- Oğlum o raftaki her kitabı okudu.
- He was absorbed in the book.
- O, tüm dikkatini kitaba vermişti.
- This book is too difficult for me.
- Bu kitap benim için çok zor.
- Do you think this book is worth reading?
- Sizce bu kitap okumaya değer mi?
- This book of his isn't interesting at all.
- Onun bu kitabı hiç ilginç değil.
- This book belongs to you.
- Bu kitap sana aittir.
- Even children can understand this book.
- Bu kitabı çocuklar bile anlayabilir.
- This book's new.
- Bu kitap yeni.
- Please put this book on the very top.
- Lütfen bu kitabı en üste koyun.
- This book was originally written in French.
- Bu kitap aslında Fransızca yazılmıştı.
- I found this book very interesting.
- Bu kitabı çok ilginç buldum.
- He didn't have the least idea of the book.
- Kitap hakkında en ufak bir fikri yoktu.
- This book will help you write effectively.
- Bu kitap etkili yazmanıza yardımcı olacak.
- The book was written in a hurry, so it is riddled with errors.
- Kitap acele ile yazılmış, bu yüzden hatalarla dolu.
- It's possible that the book is lost.
- Kitabın kaybolmuş olması mümkün.
- I put the book on the table in the living room.
- Ben kitabı oturma odasındaki masanın üstüne koydum.
- The book is missing the 2nd, 5th, and 13th chapters.
- Kitabın 2'nci, 5'inci ve 13'üncü bölümleri eksik.
- This book deals with China.
- Bu kitap Çin'le ilgilidir.
- I love this book!
- Bu kitaba bayılıyorum!
- At the moment, I'm reading an interesting book.
- Şu anda ilgi çekici bir kitap okuyorum.
- This book is written in simple English, so it's easy to read.
- Bu kitap basit bir İngilizceyle yazılmış, bu yüzden okuması kolay.
- I didn't buy this book.
- Bu kitabı satın almadım.
- This book isn't just interesting, but also useful.
- Bu kitap sadece ilginç değil, aynı zamanda faydalı da.
- The pencil is on the book.
- Kalem kitabın üzerinde.
- Which book is better?
- Hangi kitap daha iyidir?
- Out of twenty students, only one has read the book.
- Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.
- This book is easy to read.
- Bu kitabı okumak kolay.
- This book is not only interesting but also instructive.
- Bu kitap sadece ilginç değil aynı zamanda öğretici.
- Please give me a book.
- Lütfen bana bir kitap verin.
- You should read such a good book as he is reading now.
- Onun şu anda okuduğu gibi iyi bir kitap okumalısınız.
- On the table is a green book.
- Masanın üzerinde yeşil bir kitap var.
- Is that your book?
- Şu senin kitabın mı?
- Please return the book by tomorrow.
- Lütfen kitabı yarına kadar geri ver.
- The American Civil War is the central theme of the book.
- Amerikan İç Savaşı kitabın ana temasıdır.
- The author dedicated the book to his sister.
- Yazar kitabını kız kardeşine ithaf etmiş.
- Tom has my book.
- Kitabım Tom'da.
- Tom is mentioned in the book.
- Kitapta Tom'un adı geçiyor.
- This book is his best effort to date.
- Bu kitap onun bugüne kadarki en iyi çalışmasıdır.
- The only thing Sami ever sent me was an old book.
- Sami'nin bana gönderdiği tek şey eski bir kitaptı.
- Tom is writing another book.
- Tom başka bir kitap yazıyor.
- I liked this book.
- Bu kitabı sevdim.
- This is an old book with a new face.
- Bu yeni bir yüzü olan eski bir kitap.
- Tom has finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom dün Mary'nin ona verdiği kitabı okumayı bitirdi.
- This book is a good guide for beginners.
- Bu kitap yeni başlayanlar için iyi bir rehber.
- Don't forget to return the book to the library.
- Kitabı kütüphaneye iade etmeyi unutma.
- What's the most read book in the world?
- Dünyadaki en çok okunan kitap nedir?
- Do you remember borrowing his book?
- Kitabını ödünç aldığını hatırlıyor musun?
- He replaced the book on the shelf.
- Kitabı rafa yerleştirdi.
- Don't ever judge a book by its cover.
- Bir kitabı asla kapağına göre yargılama.
- Is that book yours?
- Bu kitap senin mi?
- I'm trying to remember the name of the book.
- Kitabın ismini hatırlamaya çalışıyorum.
- This book is abridged from the original.
- Bu kitap orijinalinden kısaltılmıştır.
- I like this book very much.
- Bu kitabı çok sevdim.
- This thin book is mine.
- Bu ince kitap benimdir.
- Tom can't reach the book on the top shelf.
- Tom üst raftaki kitaba ulaşamaz.
- I can see your book.
- Kitabını görebiliyorum.
- Tom said that he would give you a book.
- Tom sana bir kitap vereceğini söyledi.
- Have you read Tom Jackson's new book?
- Tom Jackson'ın yeni kitabını okudunuz mu?
- This book isn't too bad.
- Bu kitap çok kötü değil.
- Are you through with the book?
- Kitabı bitirdin mi?
- Open your book to page ten.
- Kitabınızda onuncu sayfayı açın.
- The book was written in a hurry, so it is full of errors.
- Kitap acele ile yazılmış, bu yüzden hatalarla dolu.
- You may choose any book you like.
- İstediğiniz kitabı seçebilirsiniz.
- He left the book on the table.
- Kitabı masanın üzerinde bıraktı.
- It's one of the oldest tricks in the book.
- Kitaptaki en eski hilelerden biridir.
- You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.
- Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun.
- This book isn't bad.
- Bu kitap fena değil.
- Do you have a book on the Second World War?
- İkinci Dünya Savaşı hakkında bir kitabınız var mı?
- I don't see why everyone thinks this book is so good.
- Neden herkes bu kitabın bu kadar iyi olduğunu düşünüyor anlamıyorum.
- The universal library contains every book ever written.
- Evrensel kütüphane şimdiye kadar yazılmış her kitabı içerir.
- I want a book to read in the train.
- Trende okumak için bir kitap istiyorum.
- This is the book I want to read.
- Bu benim okumak istediğim kitap.
- He read the book yesterday.
- Kitabı dün okudu.
- You should by all means read the book.
- Bu kitabı mutlaka okumalısın.
- I found this book in a secondhand bookstore.
- Ben ikinci el kitapçıda bu kitabı buldum.
- It's the oldest trick in the book.
- Bu, kitaptaki en eski hile.
- I have to return this book to the library today.
- Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem gerekiyor.
- This book is the smallest of all the books.
- Bu kitap tüm kitapların en küçüğü.
- Where's my book?
- Kitabım nerede?
- This is a book of essays.
- Bu bir deneme kitabı.
- The world is like a book, and those who don't travel read only one page.
- Dünya bir kitap gibidir ve seyahat etmeyenler sadece bir sayfa okur.
- Has she already finished reading the book?
- Kitabı okumayı bitirdi mi?
- There is a book on the table.
- Masanın üzerinde bir kitap var.
- The first part of the book is more difficult than the second.
- Kitabın ilk bölümü ikincisinden daha zor.
- This book is amazing.
- Bu kitap şaşırtıcı.
- I see a book on the desk.
- Masanın üzerinde bir kitap görüyorum.
- Have you ever translated a book?
- Hiç kitap çevirdiniz mi?
- That's a terrible book.
- O berbat bir kitaptır.
- Which book is older, this one or that one?
- Hangi kitap daha eski, bu mu yoksa o mu?
- The boy is reading his book.
- Oğlan, kitabını okuyor.
- Please give me this book.
- Lütfen bu kitabı bana ver.
- She didn't read the book.
- O, kitabı okumadı.
- I'm still not finished reading the book.
- Kitabı okumayı hâlâ bitirmedim.
- This book was written by Tom.
- Bu kitap Tom tarafından yazıldı.
- You will not be able to go through the book so quickly.
- Kitaba bu kadar çabuk göz atamayacaksın.
- I managed to finish the book.
- Kitabı bitirmeyi başardım.
- We are expecting the publication of his book.
- Biz kitabının yayınlanmasını bekliyoruz.
- Tom gave me a book for Christmas.
- Tom bana Noel için bir kitap verdi.
- This was a good book.
- Bu iyi bir kitaptı.
- I'll lend you the book, provided you return it next week.
- Önümüzdeki hafta geri getirmen şartıyla kitabı sana ödünç vereceğim.
- Tom was mentioned in the book as well.
- Kitapta Tom'dan da bahsediliyordu.
- If you find an interesting book, please buy it for me.
- Eğer ilginç bir kitap görürsen, lütfen bana al.
- She lost a book.
- O bir kitap kaybetti.
- It is a book.
- Bu bir kitaptır.
- The main character dies at the end of the book.
- Ana karakter kitabın sonunda ölür.
- I would like this book.
- Bu kitabı istiyorum.
- Tom read this book, I think.
- Sanırım, Tom bu kitabı çoktan okudu.
- Tom borrowed a book from Mary.
- Tom, Mary'den bir kitap ödünç aldı.
- Who sees my book?
- Kim kitabımı görüyor?
- This book is Ali's.
- Bu kitap Ali'nin.
- Take a book from the shelf.
- Raftan bir kitap alın.
- Scott traded a watch for a book, and then traded the book for money.
- Scott bir saati bir kitapla takas etti ve sonra kitabı parayla takas etti.
- Read the book aloud.
- Kitabı yüksek sesle okuyun.
- I had not read this book.
- Bu kitabı okumamıştım.
- I gave Tom a book.
- Ben Tom'a bir kitap verdim.
- This book is Tony's.
- Bu kitap Tony'nindir.
- This must be my book.
- Bu benim kitabım olmalı.
- I gave him a book.
- Ona bir kitap verdim.
- This book is really useful.
- Bu kitap gerçekten yararlıdır.
- I can lend you that book.
- O kitabı sana ödünç verebilirim.
- Did you like the book?
- Kitabı beğendin mi?
- Tom put the book down.
- Tom kitabı yere bıraktı.
- I got a book down from the shelf and gave it to Tom.
- Raftan bir kitap indirdim ve Tom'a verdim.
- This book is useful.
- Bu kitap yararlı.
- This is a Chinese language book.
- Bu Çince bir kitap.
- Few people seem to have read the book.
- Az sayıda insan kitabı okumuş gibi görünüyor.
- She bought a book at the shop.
- O, dükkânda bir kitap satın aldı.
- This book is only published in French.
- Bu kitap sadece Fransızca basılmış.
- I returned the book to the library.
- Kitabı kütüphaneye iade ettim.
- We have an interesting book in German.
- Almanca ilginç bir kitabımız var.
Show More (1965)
|
