|
- There's a fine line between bravery and suicide, kid.
- Cesaret ile intihar arasında ince bir çizgi vardır, çocuğum.
- Because of his bravery, I had confidence in him.
- Cesaretinden dolayı ona güvendim.
- Tom received a commendation for bravery for rescuing a woman from a burning house.
- Tom, yanan bir evden bir kadını kurtardığı için cesaretinden dolayı takdirname aldı.
- We admire her for her bravery.
- Cesaretinden dolayı ona hayranlık duyuyoruz.
- Tom admired Mary for her bravery.
- Tom onun cesareti için Mary'ye hayran.
- I admire your bravery.
- Cesaretine hayranım.
- I commend Tom for his bravery.
- Tom'u cesaretinden dolayı takdir ediyorum.
- His bravery is worthy of praise.
- Cesareti, övgüye değer.
- His bravery should be praised.
- Cesareti övülmeli.
- Ancient people liked to tell stories of bravery.
- Eski insanlar cesaret hikayeleri anlatmayı severdi.
- The returning soldiers were commended for their bravery in battle.
- Dönen askerler savaşta gösterdikleri cesaretten dolayı takdir edildiler.
- Tom admired Mary for her bravery.
- Tom, Mary'ye cesaretinden dolayı hayran kaldı.
- Bravery is a central principle of Hanukkah.
- Cesaret Hanuka'nın ana prensibidir.
- His bravery is worthy of praise.
- Cesareti övgüye değer.
- Because of his bravery, I had confidence in him.
- Cesaretinden dolayı ona güvenim vardı.
- There's a fine line between bravery and stupidity.
- Cesaret ve aptallık arasında ince bir çizgi vardır.
- I commend Tom for his bravery.
- Cesareti için Tom'a teşekkür ediyorum.
- His bravery should be praised.
- Onun cesareti övülmeli.
- Bravery is a central principle of Hanukkah.
- Cesaret, Hanuka'nın temel bir ilkesidir.
- Tom admired Mary for her bravery.
- Tom, Mary'ye cesareti için hayrandı.
Show More (17)
|