|
- By the time Tom got to the bus stop, the bus he was planning to take had already left.
- Tom otobüs durağına vardığında, binmeyi planladığı otobüs çoktan hareket etmişti.
- She went to the bus stop, and the bus took off.
- Otobüs durağına gitti ve otobüs hareket etti.
- Is there a bus stop nearby?
- Yakınlarda bir otobüs durağı var mı?
- That is the bus stop.
- O, otobüs durağı.
- Could you give me a ride to the bus stop?
- Beni otobüs durağına bırakabilir misin?
- I'll take you to the bus stop.
- Ben seni otobüs durağına götüreceğim.
- There's a bus stop neighbouring our school.
- Okulumuza yakın bir otobüs durağı var.
- He brought me to the bus stop.
- O beni otobüs durağına götürdü.
- It's a ten minutes walk to the bus stop.
- Otobüs durağı, on dakika yürüme mesafesinde.
- The bus stop is close by.
- Otobüs durağı, bu civarda.
- Please tell me where the bus stop is.
- Lütfen bana otobüs durağının nerede olduğunu söyle.
- I will meet him at the bus stop.
- Onunla otobüs durağında buluşacağım.
- We had much difficulty in finding the bus stop.
- Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik.
- There's a bus stop neighbouring our school.
- Okulumuza komşu bir otobüs durağı var.
- Tom saw a boy waiting at the bus stop.
- Tom otobüs durağında bekleyen bir çocuk gördü.
- There was not a long queue at the bus stop.
- Otobüs durağında uzun bir kuyruk yoktu.
- The bus stop is near our school.
- Otobüs durağı, okulumuzun yakınında.
- Let's run to the bus stop.
- Otobüs durağına kadar koşalım.
- How many bus stops are there between here and where you get off?
- Burası ile senin indiğin yer arasında kaç otobüs durağı var?
- Tom was at the bus stop ten minutes before the bus arrived.
- Tom otobüs gelmeden on dakika önce otobüs durağındaydı.
- Tom saw Mary waiting at the bus stop.
- Tom, Mary'nin otobüs durağında beklediğini gördü.
- Tom was waiting at a bus stop.
- Tom bir otobüs durağında bekliyordu.
- There's a bus stop in front of our school.
- Okulumuzun önünde bir otobüs durağı var.
- I got to the bus stop just after the bus had left.
- Otobüs durağına otobüs kalktıktan hemen sonra vardım.
- I'll race you to the bus stop.
- Sizinle otobüs durağına kadar yarışacağım.
- The bus stop is at the corner of this street.
- Otobüs durağı bu caddenin köşesindedir.
- Can you tell me where the nearest bus stop is?
- En yakın otobüs durağının nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?
- Should I come to the bus stop now?
- Şimdi otobüs durağına geleyim mi?
- Tom wondered how many minutes it would take him to run to the bus stop.
- Tom, otobüs durağına koşmasının kaç dakika süreceğini merak etti.
- There's a bus stop right in front of my house.
- Evimin tam önünde bir otobüs durağı var.
- The bus had already left when I got to the bus stop.
- Otobüs durağına vardığımda, otobüs çoktan gitmişti.
- When we got to the bus stop, the bus had already left.
- Otobüs durağına vardığımızda, otobüs çoktan gitmişti.
- This is a bus stop.
- Burası otobüs durağı.
- Can you show me the way to a bus stop, please?
- Bir otobüs durağına giden yolu bana gösterebilir misiniz lütfen ?
- The bus went past the bus stop.
- Otobüs, otobüs durağını geçip gitti.
- I arrived at the bus stop just after the bus left.
- Otobüs kalktıktan hemen sonra otobüs durağına vardım.
- Where's the bus stop?
- Otobüs durağı nerede?
- The last bus had already gone when I got to the bus stop.
- Otobüs durağına vardığımda son otobüs çoktan gitmişti.
- I'll race you to the bus stop.
- Otobüs durağına kadar seninle yarışacağım.
- The bus stop is across the street.
- Otobüs durağı caddenin karşısında.
- He's waiting at the bus stop.
- O, otobüs durağında bekliyor.
- It's a six minutes' walk to the bus stop.
- Otobüs durağına altı dakikalık bir yürüme mesafesi bulunuyor.
- Tom walked to the bus stop.
- Tom otobüs durağına kadar yürüdü.
- Should I come to the bus stop now?
- Şimdi otobüs durağına gelmeli miyim?
- Excuse me, but could you tell me the way to the bus stop?
- Affedersiniz ama bana otobüs durağına giden yolu tarif eder misiniz?
- Show me the way to the bus stop.
- Bana otobüs durağının yolunu göster.
- I hurried to the bus stop so that I would not miss the last bus.
- Son otobüsü kaçırmamak için aceleyle otobüs durağına gittim.
- That is a bus stop.
- Bu bir otobüs durağı.
- My house is close to a bus stop.
- Evim bir otobüs durağına yakın.
- Where's the closest bus stop?
- En yakın otobüs durağı nerededir?
- Tom couldn't find the bus stop.
- Tom otobüs durağını bulamadı.
- Raised kerbs at bus stops should be mandatory.
- Otobüs duraklarında yükseltilmiş kaldırımlar zorunlu olmalı.
- I got off at the wrong bus stop.
- Yanlış otobüs durağında indim.
- When he arrived at the bus stop, the bus was already out of sight.
- Otobüs durağına vardığında, otobüs çoktan gözden kaybolmuştu.
- Our house is quite satisfactory except that it is rather a long way to the bus stop.
- Otobüs durağına oldukça uzak olması dışında evimiz oldukça tatmin edici.
- He's waiting at the bus stop.
- Otobüs durağında bekliyor.
- The bus stop is at the corner of this street.
- Otobüs durağı bu sokağın köşesinde.
- Where's the nearest bus stop?
- En yakın otobüs durağı nerede?
- Their house is just opposite the bus stop.
- Evleri otobüs durağının tam karşısında.
- Tom is waiting at the bus stop.
- Tom otobüs durağında bekliyor.
- Raised kerbs at bus stops should be mandatory.
- Otobüs duraklarında yükseltilmiş bordürler zorunlu olmalıdır.
- Her house is just opposite the bus stop.
- Onun evi otobüs durağının tam karşısında.
- We had much difficulty in finding the bus stop.
- Otobüs durağını bulmakta çok zorlandık.
- He went to the bus stop, and the bus took off.
- Otobüs durağına gitti ve otobüs hareket etti.
- Could you show me the way to the bus stop?
- Bana otobüs durağına giden yolu gösterir misiniz?
- The bus stop is five minutes' walk from here.
- Otobüs durağı, buradan beş dakikalık yürüyüş mesafesinde.
- He was kind enough to take me to the bus stop.
- Beni otobüs durağına götürme nezaketini gösterdi.
- The car veered out of control and ploughed into a group of people at a bus stop.
- Araba kontrolden çıktı ve otobüs durağındaki bir grup insanın içine daldı.
- Tom saw Mary waiting at the bus stop.
- Tom Mary'yi otobüs durağında beklerken gördü.
- He will find the bus stop easily.
- Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- Could you show me the way to the bus stop?
- Bana otobüs durağının yolunu gösterebilir misiniz?
- I got to the bus stop just after the bus had left.
- Otobüs ayrıldıktan hemen sonra otobüs durağına vardım.
- Where is the bus stop for downtown?
- Şehir merkezi için otobüs durağı nerede?
- The double-decker bus arrived at the bus stop.
- Çift katlı otobüs, otobüs durağına geldi.
- Her house is just opposite the bus stop.
- Evi otobüs durağının tam karşısında.
- The bus stop is near our school.
- Otobüs durağı, bizim okulun yanındadır.
- Tom was at the bus stop ten minutes before the bus arrived.
- Tom, otobüs gelmeden on dakika önce otobüs durağındaydı.
- The bus driver didn't stop at any bus stops, but continued until he arrived in Boston with a police escort.
- Otobüs şoförü herhangi bir otobüs durağında durmadı, ancak bir polis korumasında Boston'a gelene kadar devam etti.
- He brought me to the bus stop.
- Beni otobüs durağına getirdi.
- The library is next to the bus stop.
- Kütüphane, otobüs durağının yanında.
- Tom got to the bus stop just in time.
- Tom otobüs durağına tam zamanında ulaştı.
- Please tell me where the bus stop is.
- Lütfen bana otobüs durağının nerede olduğunu söyleyin.
- There used to be a restaurant in front of this bus stop.
- Bu otobüs durağının önünde bir restoran vardı.
- I'll wait at the bus stop.
- Otobüs durağında bekleyeceğim.
- I've asked Tom to go to the bus stop to meet Mary.
- Mary'yi karşılamak için Tom'un otobüs durağına gitmesini istedim.
- The car veered out of control and ploughed into a group of people at a bus stop.
- Araba kontrolden çıktı ve otobüs durağındaki bir grup insanın arasına daldı.
- Where is the nearest bus stop?
- En yakın otobüs durağı nerede?
- I'll call you back when I get to the bus stop.
- Otobüs durağına vardığımda seni tekrar arayacağım.
- He will find the bus stop easily.
- Otobüs durağını kolayca bulur.
- Excuse me, but could you tell me the way to the bus stop?
- Affedersiniz ama otobüs durağına giden yolu tarif edebilir misiniz?
- Could you give me a ride to the bus stop?
- Beni otobüs durağına götürür müsün?
- When Mary reached the bus stop, the last bus had already left.
- Mary otobüs durağına vardığında, son otobüs çoktan kalkmıştı.
- The bus stop is five minutes' walk from here.
- Otobüs durağı, buradan beş dakika yürüme mesafesinde.
- There's a bus stop right in front of my house.
- Evimin hemen önünde bir otobüs durağı var.
- I'll take you to the bus stop.
- Seni otobüs durağına götüreceğim.
- I've asked Tom to go to the bus stop to meet Mary.
- Tom'dan Mary ile buluşmak için otobüs durağına gitmesini istedim.
- Please show me the path to the bus stop.
- Bana otobüs durağına giden yolu gösterin lütfen.
- I will wait for you at the bus stop.
- Seni otobüs durağında bekleyeceğim.
Show More (95)
|
