|
- Why should these drastic charges be brought over and over again?
- Bu ağır suçlamalar neden tekrar tekrar gündeme getiriliyor?
- You have a joint motion before you today which includes such charges.
- Bugün önünüzde bu tür suçlamaları içeren ortak bir önerge var.
- The EU faces charges of protectionism.
- AB korumacılık suçlamalarıyla karşı karşıya.
- They have been arrested by the Greek authorities on charges of espionage.
- Yunan makamları tarafından casusluk suçlamasıyla tutuklandılar.
- Europeans and women were spared from the charges.
- Avrupalılar ve kadınlar suçlamalardan muaf tutuldu.
- His passivity is the best guarantee for permanent charges and continuing frustration.
- Pasifliği, kalıcı suçlamalar ve sürekli hayal kırıklığı için en iyi garantidir.
- Some charges have been brought, which the Danish police have investigated.
- Danimarka polisinin soruşturduğu bazı suçlamalar getirilmiştir.
- Some charges have been brought, which the Danish police have investigated.
- Danimarka polisinin de soruşturmakta olduğu bazı suçlamalar yöneltilmiştir.
- Even if the charges were credible, and we do not find them so, these sentences are completely disproportionate.
- Suçlamalar inandırıcı olsa bile, ki biz öyle bulmuyoruz, bu cezalar tamamen orantısızdır.
- However, this does not appear to be an end to the matter, and charges may yet be pressed in another court.
- Ancak bu durum meselenin sonu gibi görünmemektedir ve suçlamalar başka bir mahkemede de devam edebilir.
- Satine imprisoned me on charges of corruption and conspiracy for using the black market.
- Satine beni karaborsayı kullandığım için yolsuzluk ve komplo suçlamasıyla hapse attı.
- The charges have been dismissed.
- Suçlamalar düşürüldü.
- Tom faces criminal charges.
- Tom suçlamalarla karşı karşıya.
- Tom Jackson was indicted in 2013 on drug smuggling charges.
- Tom Jackson 2013 yılında uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla itham edildi.
- The DNA test cleared him of all charges.
- DNA testi onu tüm suçlamalardan akladı.
- Both charges were withdrawn.
- İki suçlama da geri çekildi.
- Tom denied all the charges.
- Tom tüm suçlamaları reddetti.
- Sami was facing murder charges.
- Sami cinayet suçlamalarıyla karşı karşıyaydı.
- I deny all those charges.
- Ben tüm bu suçlamaları reddediyorum.
- You've been cleared of all charges.
- Tüm suçlamalardan aklandın.
- Charges were later dropped.
- Suçlamalar daha sonra düştü.
- Tom is facing criminal charges.
- Tom cezai suçlamalarla karşı karşıya.
- Tom denied these charges.
- Tom bu suçlamaları reddetmiştir.
- Tom denied the charges.
- Tom suçlamaları reddetti.
- Tom isn't facing any charges.
- Tom hiçbir suçlamayla karşı karşıya değildir.
- Sami refused to press charges.
- Sami suçlamaları reddetti.
- The charges were false.
- Suçlamalar yanlıştı.
- Charges were later dropped.
- Suçlamalar daha sonra düşürüldü.
- I was acquitted of all charges.
- Tüm suçlamalardan beraat ettim.
- Tom denied all the charges.
- Tom bütün suçlamaları reddetti.
- Mary was arrested following charges of murder.
- Mary cinayet suçlamalarından sonra tutuklanmıştı.
- They could not prove their charges.
- Suçlamalarını kanıtlayamadılar.
- She decided not to contest the charges in court.
- Mahkemede suçlamalara itiraz etmemeye karar verdi.
- All charges were dismissed.
- Bütün suçlamalar reddedildi.
- Tom was acquitted of the charges.
- Tom suçlamalardan beraat ettirildi.
- He was cleared of all charges and released yesterday.
- Tüm suçlamalardan aklandı ve dün serbest bırakıldı.
- Sami was facing charges of first degree murder.
- Sami birinci dereceden cinayet suçlamasıyla karşı karşıyaydı.
- He was cleared of all charges and released yesterday.
- Dün tüm suçlamalardan aklandı ve serbest bırakıldı.
- Tom said he would strenuously defend the charges.
- Tom suçlamaları şiddetle savunacağını söyledi.
- Both charges were withdrawn.
- Her iki suçlama da geri çekildi.
- All charges were dismissed.
- Tüm suçlamalar reddedildi.
- Tom currently faces charges of aggravated assault.
- Tom şu anda ağır saldırı suçlamasıyla karşı karşıya.
- Tom has repeatedly denied those charges.
- Tom bu suçlamaları defalarca reddetti.
- The charges have been dismissed.
- Suçlamalar reddedildi.
- Tom has repeatedly denied those charges.
- Tom o suçlamaları tekrar tekrar reddetti.
- The accused was acquitted on two of the charges.
- Sanık, hakkındaki iki suçlamadan beraat etti.
- We're anticipating more charges.
- Daha fazla suçlama bekliyoruz.
- Tom denied these charges.
- Tom bu suçlamaları reddetti.
- The DNA test cleared him of all charges.
- DNA testi onu tüm suçlamalardan temizledi.
- The charges have been dropped.
- Suçlamalar düştü.
- Tom was jailed on trumped-up charges.
- Tom uydurma suçlamalarla hapse atıldı.
- The accused was acquitted on two of the charges.
- Sanık iki suçlamadan beraat etti.
- Tom was jailed on trumped-up charges.
- Tom uydurma suçlamalarla hapsedildi.
- Tom is anticipating more charges.
- Tom daha fazla suçlama bekliyor.
- Tom has denied the charges.
- Tom suçlamaları reddetti.
- The DNA test cleared him of all charges.
- DNA testi onu tüm suçlamalardan kurtardı.
- They could not prove their charges.
- Suçlamaları ispat edemediler.
- No charges have been filed against the suspect.
- Şüpheliye karşı herhangi bir suçlamada bulunulmadı.
- Tom isn't facing any charges.
- Tom herhangi bir suçlamayla karşı karşıya değil.
- She decided not to contest the charges in court.
- O, mahkemedeki suçlamalara itiraz etmemeye karar verdi.
- Mary was arrested following charges of murder.
- Mary cinayet suçlamasıyla tutuklandı.
- I deny all those charges.
- Tüm bu suçlamaları reddediyorum.
- Tom now faces criminal charges.
- Tom şimdi suçlamalarla karşı karşıya.
- Sami can't explain these charges.
- Sami bu suçlamaları açıklayamaz.
- Sami was facing murder charges.
- Sami cinayet suçlamasıyla karşı karşıyaydı.
- I'd like you to drop the charges.
- Suçlamaları düşürmenizi istiyorum.
- He was arrested on charges of tax evasion.
- Vergi kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklandı.
Show More (64)
|
|
- This should first and foremost address noise charges, the expenses involved and the relationship between the two.
- Bu, her şeyden önce gürültü ücretleri, ilgili masraflar ve ikisi arasındaki ilişkiyi ele almalıdır.
- This should first and foremost address noise charges, the expenses involved and the relationship between the two.
- Bu çabalar her şeyden önce gürültü ücretleri, ilgili masraflar ve bu ikisi arasındaki ilişkiyi ele almalıdır.
- That is where the competence for taxation, social security and other charges lies.
- Vergilendirme, sosyal güvenlik ve diğer masraflar için yetki buradadır.
- What exactly are the charges?
- Masraflar tam olarak nedir?
- The charges have been dropped.
- Masraflar düştü.
Show More (2)
|
