clean - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
clean temizlemek v.
  • Somebody would have to pay to clean them up eventually.
  • Eninde sonunda birilerinin bunları temizlemek için ödeme yapması gerekecektir.
  • So, the affected areas need to be cleaned and restored.
  • Etkilenen bölgelerin temizlenip onarılması gerekiyor.
  • Tom cleaned his room quickly.
  • Tom odasını çabucak temizledi.
Show More (506)
clean temiz adj.
  • It is an established fact that bathing waters have become substantially cleaner right across Europe.
  • Yüzme sularının Avrupa genelinde önemli ölçüde daha temiz hale geldiği bilinen bir gerçektir.
  • In the quest for clean bathing water, it would clearly entail a reduction in safety.
  • Temiz yüzme suyu arayışında bunun güvenlikte bir azalmaya yol açacağı açıktır.
  • They are the only sources which will guarantee a clean and secure energy supply in the long term.
  • Uzun vadede temiz ve güvenli bir enerji arzını garanti edecek tek kaynaklar bunlardır.
Show More (328)
clean temizlenmek v.
  • The technology for cleaning up fumes from waste incineration plants already exists.
  • Atık yakma tesislerinden çıkan dumanların temizlenmesine yönelik teknoloji halihazırda mevcuttur.
  • A sound alternative would be to clean the ship's sides mechanically.
  • Sağlıklı bir alternatif, geminin yan taraflarının mekanik olarak temizlenmesi olacaktır.
  • I want this suit cleaned.
  • Bu takımın temizlenmesini istiyorum.
Show More (30)
clean uzakta adv.
  • So keep your nose clean, kid.
  • Bu yüzden beladan uzak dur, ufaklık.
  • Keep your nose clean.
  • Beladan uzak dur.
Show More (-1)
clean tamamen adv.
  • I've clean forgotten.
  • Ben tamamen unuttum.
  • I've clean forgotten.
  • Tamamen unuttum.
Show More (-1)
clean yıkamak v.
  • You must clean your hands before meals.
  • Yemeklerden önce ellerini yıkamalısın.
Show More (-2)