|
- We have failed, in my view, to communicate Europe.
- Bana göre Avrupa ile iletişim kurmakta başarısız olduk.
- They will enable citizens to commute and to communicate.
- Vatandaşların gidip gelmelerini ve iletişim kurmalarını sağlayacaklar.
- Lastly, I wish to recall the importance for Parliament of policies for communicating with the citizens.
- Son olarak vatandaşlarla iletişim kurma politikalarının Parlamento için önemini hatırlatmak isterim.
- People talk, people communicate and no progress is made.
- İnsanlar konuşuyor, insanlar iletişim kuruyor ve hiçbir ilerleme kaydedilmiyor.
- They will enable citizens to commute and to communicate.
- Vatandaşların işe gidip gelmelerini ve iletişim kurmalarını sağlayacaklar.
- The duty to communicate applies just as much to ourselves, the Commission and national authorities.
- İletişim kurma yükümlülüğü bizler, Komisyon ve ulusal makamlar için de geçerlidir.
- I wonder whether we are communicating or simply hiding?
- İletişim kuruyor muyuz yoksa sadece saklanıyor muyuz merak ediyorum?
- The Ecofin Council, however, once again demonstrated its inability to communicate.
- Ancak Ecofin Konseyi bir kez daha iletişim kurma konusundaki yetersizliğini ortaya koymuştur.
- In fact, what is more fundamental in a democracy than the freedom to communicate and receive information?
- Aslında bir demokraside iletişim kurma ve bilgi alma özgürlüğünden daha temel ne olabilir?
- One of the most effective ways of communicating with such a vast audience is via the Internet.
- Böylesine geniş bir kitleyle iletişim kurmanın en etkili yollarından biri de internettir.
- The real issue at stake, which is totally lost in this report, is that nobody can communicate in confidence any more.
- Bu raporda tamamen kaybolan asıl mesele, artık kimsenin güven içinde iletişim kuramayacağıdır.
- Lastly, I wish to recall the importance for Parliament of policies for communicating with the citizens.
- Son olarak, vatandaşlarla iletişim kurma politikalarının Parlamento için önemini hatırlatmak isterim.
- Mr Prodi can indeed understand me, because I am sitting right beside him, so we can communicate fairly easily.
- Sayın Prodi beni gerçekten anlayabilir, çünkü hemen yanında oturuyorum, bu nedenle oldukça kolay iletişim kurabiliyoruz.
- It is our task to communicate on this matter.
- Bu konuda iletişim kurmak bizim görevimizdir.
- Not only were there language difficulties; the telephone line was so poor that it was almost impossible to communicate.
- Dil sorunlarının yanı sıra telefon hattı da o kadar zayıftı ki iletişim kurmak neredeyse imkansızdı.
- They can no longer communicate in confidence.
- Artık güven içinde iletişim kuramazlar.
- Touch is a powerful way of communicating with one another.
- Dokunma, birbirimizle iletişim kurmanın güçlü bir yoludur.
- It all starts by communicating with one another.
- Her şey birbirimizle iletişim kurmakla başlar.
- Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally.
- Sosyal medya gençlerin sözlü iletişim kurma becerilerini engelliyor olabilir.
- People have many things to communicate and many ways to do so.
- İnsanların iletişim kuracakları pek çok şey ve bunu yapmalarının da pek çok yolu vardır.
- My experience of the world would be much shallower without the ability to communicate in lots of languages.
- Birçok dille iletişim kurabilme kabiliyetim olmasaydı, dünyaya dair deneyimlerim çok daha sığ olurdu.
- We communicate by means of language.
- Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.
- You don't seem to have any problem communicating in French.
- Sen Fransızca iletişim kurarken herhangi bir sorun yaşıyor gibi görünmüyorsun.
- She communicates well with her teachers.
- O, öğretmenleri ile iyi iletişim kurar.
- I enjoy communicating with people.
- İnsanlarla iletişim kurmaktan hoşlanıyorum.
- My French isn't perfect, but I can communicate well enough.
- Fransızcam mükemmel değil ama yeterince iyi iletişim kurabiliyorum.
- Bouteflika can't communicate efficiently.
- Bouteflika verimli bir şekilde iletişim kuramıyor.
- We use words to communicate.
- İletişim kurmak için sözcükler kullanırız.
- The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğlu ile iletişim kurmakta sorun yaşamıştı.
- How do they communicate?
- Onlar nasıl iletişim kuruyor?
- I enjoy communicating with people.
- İnsanlarla iletişim kurmaktan zevk alıyorum.
- You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
- İletişim kurmak için anadiliniz gibi konuşmak zorunda değilsiniz.
- We've been communicating regularly.
- Düzenli iletişim kuruyoruz.
- We use words in order to communicate.
- İletişim kurmak için kelimeleri kullanırız.
- Over 4 million Australians communicate in a language other than English.
- 4 milyondan fazla Avustralyalı İngilizce dışında bir dilde iletişim kuruyor.
- If you can read the following, we can communicate in Japanese, too.
- Eğer aşağıdakileri okuyabiliyorsanız, Japonca da iletişim kurabiliriz.
- I want to be able to communicate in French.
- Fransızca iletişim kurabilmek istiyorum.
- Why do you want Esperanto to become a lingua franca while you continue to communicate in English?
- Neden siz İngilizce iletişim kurmaya devam ederken Esperanto'nun bir ortak dil olmasını istiyorsunuz?
- We use words to communicate.
- İletişim kurmak için kelimeleri kullanırız.
- My experience of the world would be much shallower without the ability to communicate in lots of languages.
- Çok sayıda dilde iletişim kurma becerim olmasaydı dünya deneyimim çok daha sığ olurdu.
- My French isn't perfect, but I can communicate well enough.
- Fransızcam mükemmel değil ama yeterince iyi iletişim kurabilirim.
- Deaf-mute people can use sign language to communicate.
- Sağır ve dilsiz insanlar iletişim kurmak için işaret dilini kullanabilirler.
- Sami and Layla were forbidden to communicated.
- Sami ve Layla'nın iletişim kurması yasaktı.
- We communicate by means of language.
- Dil aracılığıyla iletişim kurarız.
- They can communicate using hand signs.
- Onlar el işaretleri kullanarak iletişim kurabilirler.
- How will we communicate?
- Nasıl iletişim kuracağız?
- The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğluyla iletişim kurmakta zorlanıyordu.
- None of my children are able to communicate in French.
- Çocuklarımın hiçbiri Fransızca iletişim kuramıyor.
- Human beings communicate in many ways.
- İnsan oğlu birçok şekilde iletişim kurar.
- Human beings communicate in many ways.
- İnsanoğlu birçok yolla iletişim kurar.
- With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.
- Esperanto ile diğer ülkelerden insanlarla eşit şekilde iletişim kurabilirsiniz.
- How will we communicate?
- Biz nasıl iletişim kuracağız?
- Bouteflika can't communicate efficiently.
- Buteflika verimli iletişim kuramıyor.
- The dolphin and trainer communicated much better than we expected.
- Yunus ve eğitmen beklediğimizden çok daha iyi iletişim kurdu.
- How do they communicate?
- Nasıl iletişim kuruyorlar?
- Last year, I spent so much time by myself that I almost forgot how to communicate effectively with others.
- Geçen yıl kendi başıma o kadar çok zaman geçirdim ki başkalarıyla nasıl etkili iletişim kuracağımı neredeyse unuttum.
- Well someone has to be good in order to communicate.
- İletişim kurmak için birinin iyi olması gerekir.
- Tom communicates extremely well.
- Tom son derece iyi iletişim kurar.
- She communicates well with her teachers.
- Öğretmenleriyle iyi iletişim kuruyor.
- It's not necessary to speak like a native speaker in order to communicate.
- İletişim kurmak için anadili İngilizce olan biri gibi konuşmak gerekmiyor.
- Last year, I spent so much time by myself that I almost forgot how to communicate effectively with others.
- Geçen yıl tek başıma o kadar uzun bir zaman geçirdim ki diğerleriyle etkili şekilde nasıl iletişim kuracağımı neredeyse unuttum.
- It wasn't long before Tom was able to communicate in French.
- Tom'un Fransızca iletişim kurabilmesi çok uzun sürmedi.
- We communicate through an interpreter.
- Bir tercüman aracılığıyla iletişim kuruyoruz.
- You don't seem to have any problem communicating in French.
- Fransızca iletişim kurmakta sorun yaşamıyor gibisin.
- Don't you guys communicate at all?
- Siz hiç iletişim kurmuyor musunuz?
- They can communicate using hand signs.
- El işaretleriyle iletişim kurabiliyorlardı.
- What language do you two use to communicate?
- İkiniz iletişim kurmak için hangi dili kullanıyorsunuz?
- Over 4 million Australians communicate in a language other than English.
- 4 milyondan fazla Avustralyalı, İngilizceden başka bir dilde iletişim kuruyor.
- Don't you guys communicate at all?
- Siz hiç iletişim kurmaz mısınız?
- Butterflies can communicate using ultraviolet signals.
- Kelebekler ultraviyole sinyalleri kullanarak iletişim kurabilirler.
Show More (67)
|
|
- While I am making this request and communicating it to Parliament, however, I am not forgetting your concerns.
- Ancak bu talepte bulunurken ve bunu Parlamentoya iletirken sizin endişelerinizi de unutmuyorum.
- Had I had different information, I would have communicated it.
- Farklı bir bilgiye sahip olsaydım bunu iletirdim.
- Does it intend to communicate its considered opinion to Parliament and, if so, when?
- Düşünülen görüşünü Parlamento'ya iletmeyi düşünüyor mu ve eğer öyleyse ne zaman?
- In any case, it is that sentiment that communicated itself to us.
- Her halükarda, bu duygu bize kendisini iletti.
- The interests of European SMEs have indeed been communicated for inclusion in that preparatory work.
- Avrupa KOBİ'lerinin menfaatleri gerçekten de bu hazırlık çalışmalarına dahil edilmek üzere iletilmiştir.
- The interests of European SMEs have indeed been communicated for inclusion in that preparatory work.
- Avrupa KOBİ'lerinin menfaatleri de bu hazırlık çalışmalarına dahil edilmek üzere iletilmiştir.
- Would you at least be willing to communicate the urgent need to adopt measures to prevent this horror?
- En azından bu dehşeti önleyecek tedbirlerin acilen alınması gerektiğini iletmeye istekli olur musunuz?
- He has made his point very clear, and I shall be happy to communicate that point to the services of the Council.
- Konuyu çok açık bir şekilde ifade etti ve ben de bu konuyu Konsey hizmetlerine iletmekten mutluluk duyacağım.
- I have communicated this opinion to you in the strongest terms.
- Bu görüşümü size en güçlü ifadelerle ilettim.
- We shall communicate that as you request.
- Talep ettiğiniz şekilde bunu ileteceğiz.
- I would ask you to communicate this to the President of Parliament.
- Sizden bunu Meclis Başkanı'na iletmenizi rica ediyorum.
- We shall communicate that to the Council on behalf of the House.
- Bunu Meclis adına Konseye ileteceğiz.
- Responsibilities for choices and for compliance must be clearly established, and it is our task to communicate these.
- Seçimler ve uyum için sorumluluklar açıkça belirlenmelidir ve bunları iletmek bizim görevimizdir.
- While I am making this request and communicating it to Parliament, however, I am not forgetting your concerns.
- Ancak bu talepte bulunurken ve bunu Parlamento'ya iletirken sizin endişelerinizi de unutmuyorum.
- You can communicate it in writing, thank you.
- Yazılı olarak iletebilirsiniz, teşekkür ederim.
- We shall communicate that to the Council on behalf of the House.
- Bunu Meclis adına Konsey'e ileteceğiz.
- He asked me to communicate his wishes to you.
- İsteklerini sana iletmemi söyledi.
- He asked me to communicate his wishes to you.
- Dileklerini sana iletmemi istedi.
Show More (15)
|