counterpart - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
counterpart meslektaş n.
  • Only then will our respectable counterparts in Bangladesh be taken seriously at international level.
  • Ancak o zaman Bangladeş'teki saygıdeğer meslektaşlarımız uluslararası düzeyde ciddiye alınacaktır.
  • The European Union must accept its due responsibilities, alongside our American counterparts.
  • Avrupa Birliği, Amerikalı meslektaşlarımızla birlikte üzerine düşen sorumlulukları kabul etmelidir.
  • I was astonished to find out from my Christian-Democratic counterparts that pregnancy is a purely female issue.
  • Hristiyan-Demokrat meslektaşlarımdan hamileliğin tamamen bir kadın meselesi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.
Show More (2)
counterpart mevkidaş n.
  • I have already said this to our Algerian counterparts when I met them last week, but I would like to repeat it today.
  • Bunu Cezayirli mevkidaşlarımızla geçen hafta görüştüğümde de söylemiştim, ancak bugün tekrarlamak istiyorum.
  • In addition the neutral attitude of his Russian counterpart Putin must be uncomfortable.
  • Ayrıca Rus mevkidaşı Putin'in tarafsız tutumu da rahatsız edici olmalı.
  • Why are you overlooking his Israeli counterpart?
  • İsrailli mevkidaşını neden görmezden geliyorsunuz?
Show More (0)
counterpart muadil n.
  • In August, we saw evidence of contacts between terrorists in Northern Ireland and their counterparts in Colombia.
  • Ağustos ayında Kuzey İrlanda'daki teröristlerle Kolombiya'daki muadilleri arasındaki temaslara dair kanıtlar gördük.
  • The pro-Kurdish movement in Turkey is less Islamophobic and pro-Zionist than its counterpart in Algeria.
  • Türkiye'deki Kürt yanlısı hareket Cezayir'deki muadiline göre daha az İslamofobik ve Siyonist yanlısı.
Show More (-1)
counterpart emsal n.
  • The pro-Kurdish movement in Turkey is less Islamophobic and pro-Zionist than its counterpart in Algeria.
  • Türkiye'deki Kürtçü hareket Cezayir'deki emsalinden daha az İslam düşmanı ve Siyonizm taraftarı.
Show More (-2)