croak - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
croak vıraklamak v.
  • The toad started to croak.
  • Kurbağa vıraklamaya başladı.
  • Since there are rice paddies near my house, I often hear frogs croaking all night long this time of year.
  • Evimin yakınında pirinç tarlaları olduğu için, yılın bu zamanında sık sık gece boyunca vıraklayan kurbağalar duyarım.
  • The raven croaked from the old yew-tree.
  • Kuzgun yaşlı porsuk ağacından vırakladı.
Show More (0)
croak nalları dikmek v.
  • Well, he ate a lot of cold medicine, and he croaked.
  • Çok fazla soğuk algınlığı ilacı içerek nalları dikti.
  • Well, he ate a lot of cold medicine, and he croaked.
  • Bir sürü soğuk algınlığı ilacı yuttu ve nalları dikti.
Show More (-1)
croak tahtalı köyü boylamak v.
  • Well, he ate a lot of cold medicine, and he croaked.
  • Çok fazla soğuk algınlığı ilacı yutarak tahtalı köyü boyladı.
Show More (-2)
croak gaklamak v.
  • The raven croaked from the old yew-tree.
  • Kuzgun, eski porsuk ağacından gakladı.
Show More (-2)