|
- Tom seems distraught.
- Tom perişan görünüyor.
- Tom was looking somewhat distraught.
- Tom biraz perişan görünüyordu.
- Don't look so distraught.
- Bu kadar perişan görünme.
- Tom seems terribly distraught, doesn't he?
- Tom çok perişan görünüyor, değil mi?
- Tom seems terribly distraught, doesn't he?
- Tom son derece perişan görünüyor, değil mi?
- Layla was pretty distraught.
- Layla oldukça perişandı.
- Tom seemed to be distraught.
- Tom perişan görünüyordu.
- Sami had never seen Layla so distraught.
- Sami, Layla'yı hiç bu kadar perişan görmemişti.
- Tom seemed distraught.
- Tom perişan görünüyordu.
- My poor state of mind made me distraught.
- Kötü ruh halim beni perişan etti.
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.
- Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
- Tom is distraught.
- Tom perişan.
- Tom was distraught.
- Tom perişandı.
- Tom was pretty distraught.
- Tom oldukça perişandı.
- Tom was pretty distraught.
- Tom oldukça perişan haldeydi.
- Sami sounded distraught.
- Sami'nin sesi perişan geliyordu.
- Tom is pretty distraught.
- Tom oldukça perişan.
- Tom looks distraught.
- Tom perişan görünüyor.
- Sami had never seen Layla so distraught.
- Sami, Leyla'yı hiç bu kadar perişan görmemişti.
- Why do you look so distraught?
- Neden bu kadar perişan görünüyorsun?
- I don't know how to talk to emotionally distraught people.
- Duygusal olarak perişan insanlarla nasıl konuşulur bilmiyorum.
Show More (18)
|
