disturbance - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
disturbance bozulma n.
  • Seabed disturbance in many coastal waters and deeper waters threatens biodiversity.
  • Birçok kıyı sularında ve daha derin sularda deniz dibinin bozulması biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir.
  • Seabed disturbance in many coastal waters and deeper waters threatens biodiversity.
  • Birçok kıyı sularında ve daha derin sularda deniz tabanının bozulması biyoçeşitliliği tehdit etmektedir.
Show More (-1)
disturbance karışıklık n.
  • Unfortunately, a small clique of agents provocateurs also caused violence and disturbances.
  • Maalesef küçük bir ajan provokatör grubu da şiddete ve karışıklıklara neden oldu.
  • I sense a disturbance in the Force.
  • Güç'te bir karışıklık seziyorum.
Show More (-1)
disturbance rahatsızlık n.
  • Steps must be taken to avoid such disturbance once and for all.
  • Bu tür rahatsızlıkların bir an önce önlenmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.
  • I sense a disturbance in the Force.
  • Güç'teki bir rahatsızlığı hissediyorum.
Show More (-1)
disturbance huzursuzluk n.
  • Steps must be taken to avoid such disturbance once and for all.
  • Bu tür huzursuzlukların bir daha yaşanmaması için adımlar atılmalıdır.
Show More (-2)
disturbance kargaşa n.
  • The police intervened in the disturbance.
  • Polis kargaşaya müdahale etti.
Show More (-2)