|
- It is not divorce, alcoholism or anything else that encourages this behaviour.
- Bu davranışı teşvik eden boşanma, alkolizm ya da başka bir şey değildir.
- Her crime is to have given birth to a child after her divorce.
- Suçu, boşandıktan sonra bir çocuk doğurmuş olmaktır.
- The new regulation creates a common judicial area in the field of divorce and parental responsibility.
- Yeni düzenleme boşanma ve ebeveyn sorumluluğu alanında ortak bir yargı alanı yaratmaktadır.
- After the divorce, the two moved on their life.
- Boşanmanın ardından ikili hayatlarına devam etti.
- After the divorce, the two moved on their life.
- Boşanmadan sonra ikisi de hayatlarına devam etti.
- Tom told Mary that he wanted a divorce.
- Tom, Mary'e boşanmak istediğini söyledi.
- The divorce left the man with emotional wounds.
- Boşanma adamda duygusal yaralar bıraktı.
- The Catholic Church is opposed to divorce.
- Katolik kilisesi boşanmaya karşıdır.
- Sami didn't intend to divorce Layla.
- Sami, Layla'dan boşanmaya niyetli değildi.
- Sami wanted to divorce Layla and marry Salima.
- Sami, Leyla'dan boşanıp Salima ile evlenmek istiyordu.
- It was a shock to hear about her divorce.
- Boşandığını duymak şok etkisi yarattı.
- What I want is a divorce.
- Benim istediğim boşanmak.
- His third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
- Üçüncü evliliğinden mutsuzdu ve yine boşanmayı düşünüyordu.
- They haven't seen each other since the divorce.
- Onlar boşanmadan beri birbirlerini görmediler.
- Divorce is not an option.
- Boşanmak bir seçenek değil.
- Tom has been drinking a lot since his divorce.
- Tom boşandığından beri çok fazla içiyor.
- Is this the first time you've been back to Boston since your divorce?
- Boşandıktan sonra Boston'a ilk kez mi dönüyorsun?
- Children often blame themselves when their parents divorce.
- Çocuklar, ebeveynleri boşandığında genellikle kendilerini suçlarlar.
- He was lonely after his divorce.
- Boşandıktan sonra yalnızdı.
- It takes time to get over a divorce.
- Boşanmayı atlatmak zaman alır.
- He was very vulnerable after his divorce.
- Boşandıktan sonra çok savunmasızdı.
- Dan moved to London after his divorce.
- Dan boşandıktan sonra Londra'ya taşındı.
- Divorce is always painful.
- Boşanma her zaman acı vericidir.
- Sami would do anything to stop that divorce.
- Sami boşanmayı durdurmak için her şeyi yapardı.
- You never really wanted to divorce Tom, did you?
- Tom'dan boşanmayı hiç istemedin, değil mi?
- Tom thinks Mary will divorce her husband.
- Tom, Mary'nin kocasından boşanacağını düşünüyor.
- Layla wanted a divorce.
- Leyla boşanmak istedi.
- Tom won't agree to a divorce.
- Tom boşanmayı kabul etmeyecek.
- Nothing should prevent divorce.
- Hiçbir şey boşanmayı önlememeli.
- Fadil didn't divorce Layla.
- Fadıl Leyla'dan boşanmadı.
- Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
- Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.
- Sami told Layla that he wanted a divorce.
- Sami, Layla'ya boşanmak istediğini söyledi.
- Tom and Mary had an acrimonious divorce and custody battle for their children.
- Tom ve Mary şiddetli bir boşanma ve çocukları için velayet savaşı yaşadılar.
- Layla threatened Sami with divorce.
- Leyla, Sami'yi boşanmakla tehdit etti.
- I haven't seen my ex-wife since our divorce.
- Boşandığımızdan beri eski karımı görmedim.
- Tom wasn't surprised that Mary was asking him for a divorce.
- Tom Mary'nin ondan boşanmak istemesine şaşırmadı.
- The story is that Mary wants a divorce.
- Hikayeye göre Mary boşanmak istiyormuş.
- Divorce is generally a painful parting.
- Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
- He was very vulnerable after his divorce.
- Boşandıktan sonraki dönemde çok kırılgandı.
- Tom wouldn't tell me why he wanted a divorce.
- Tom neden boşanmak istediğini bana söylemedi.
- I haven't seen my ex-wife since our divorce.
- Eski karımı boşanmamızdan beri görmedim.
- The divorce was finalized this morning at the attorney's office.
- Boşanma bu sabah avukatın ofisinde sonuçlandı.
- Jeff and Mia are making a last ditch effort to avoid a divorce.
- Jeff ve Mia boşanmamak için son bir çaba harcıyorlar.
- Divorce is not an option.
- Boşanma bir seçenek değildir.
- Tom has hired a divorce attorney.
- Tom bir boşanma avukatı tuttu.
- Tom must consider carefully whether he really wants a divorce or not.
- Tom gerçekten boşanmak isteyip istemediğini dikkatlice düşünmelidir.
- The root cause of any divorce is marriage.
- Herhangi bir boşanmanın ana nedeni evliliktir.
- Marriage is the main cause of all divorces.
- Bütün boşanmalarının temel sebebi evliliktir.
- Tom won't agree to a divorce.
- Tom boşanmayı kabul etmiyor.
- Mary wouldn't give Tom a divorce.
- Mary Tom'dan boşanmak istemedi.
- Sami and Layla's divorce lasted longer than their marriage.
- Sami ve Layla'nın boşanması evliliklerinden daha uzun sürdü.
- Fadil didn't want to be the loser in the divorce.
- Fadıl boşanmada kaybeden taraf olmak istemiyordu.
- Tom and Mary are thinking about divorce.
- Tom ve Mary boşanmayı düşünüyorlar.
- Sami started planning a divorce.
- Sami boşanmayı planlamaya başladı.
- Divorce is always painful.
- Boşanma her zaman can yakıcı.
- I want a divorce.
- Boşanmak istiyorum.
- We have a signed divorce agreement.
- İmzalı boşanma anlaşmamız var.
- I'll not divorce you, unless you give me a good reason.
- Bana iyi bir sebep göstermediğin sürece senden boşanmayacağım.
- It was a shock to hear about her divorce.
- Boşandığını öğrenmek sürpriz olmuştu.
- It takes time to heal from a divorce.
- Boşanmadan sonra iyileşmek zaman alır.
- We have a signed divorce agreement.
- Elimizde imzalanmış bir boşanma anlaşması var.
- Angelina Jolie has filed for divorce from Brad Pitt, bringing an end to one of the world’s most famous couples.
- Angelina Jolie, Brad Pitt'ten boşanmak için başvuruda bulunarak dünyanın en ünlü çiftlerinden birinin sonunu getirdi.
- It was a shock to hear about Tom's divorce.
- Tom'un boşandığını duymak şok etkisi yarattı.
- He must consider carefully whether he really wants a divorce or not.
- Boşanmayı gerçekten isteyip istemediğini iyice düşünmeli.
- Divorce is stressful.
- Boşanmak streslidir.
- She won't agree to a divorce.
- Boşanmayı kabul etmedi.
- Layla decided that divorce was the only option.
- Layla boşanmanın tek seçenek olduğuna karar verdi.
- When did you learn of Mary's divorce?
- Mary'nin boşandığını ne zaman öğrendiniz?
- I've asked for a divorce.
- Boşanmak istiyorum.
- Tom never wanted to divorce again.
- Tom bir daha asla boşanmak istemedi.
- Tom told me that he could afford another divorce.
- Tom bana bir boşanmayı daha karşılayabileceğini söyledi.
- Layla threatened Sami with divorce.
- Layla, Sami'yi boşanmakla tehdit etti.
- We haven't seen much of Tom since his divorce.
- Boşandığından beri Tom'u pek görmedik.
- We haven't seen much of Tom since his divorce.
- Tom'u boşanmasından beri çok fazla görmedik.
- Sami wanted to divorce Layla and marry Salima.
- Sami, Leyla'dan boşanıp Salima ile evlenmek istedi.
- It was hard for Tom to tell Mary that he wanted a divorce.
- Tom için Mary'ye boşanmak istediğini söylemek zordu.
- Many couples end in divorce.
- Birçok çift boşanma ile biter.
- We haven't seen much of him since his divorce.
- Boşandığından beri onu pek görmedik.
- I'll not divorce you, unless you give me a good reason.
- Bana iyi bir neden vermedikçe senden boşanmayacağım.
- That's it, I want a divorce.
- Bu kadar, boşanmak istiyorum.
- They haven't seen each other since the divorce.
- Boşandıklarından beri birbirlerini görmediler.
- I heard that Mary wants a divorce.
- Mary'nin boşanmak istediğini duydum.
- Divorce is stressful.
- Boşanma streslidir.
- How long has it been since your divorce?
- Boşanmanızdan bu yana ne kadar zaman geçti?
- Sami was talking about divorce.
- Sami boşanma hakkında konuşuyordu.
- He told me that he couldn't afford a divorce.
- Bana boşanmayı karşılayamayacağını söyledi.
- Tom's divorce from Mary reportedly cost him more than a million dollars.
- Tom'un Mary'den boşanmasının ona bir milyon dolardan fazlaya mal olduğu söyleniyor.
- Maybe they both definitely want divorce.
- Belki ikisi de kesinlikle boşanmak istiyordur.
- I won't divorce you unless you give me a legitimate reason.
- Bana meşru bir sebep göstermediğin sürece senden boşanmayacağım.
- Sami was addicted to drugs and facing divorce.
- Sami uyuşturucu bağımlısıydı ve boşanmak üzereydi.
- Tom signed the divorce papers.
- Tom boşanma belgelerini imzaladı.
- Fadil didn't divorce Layla.
- Fadıl, Leyla'dan boşanmadı.
- Sami and Layla's divorce lasted longer than their marriage.
- Sami ve Leyla'nın boşanmaları evliliklerinden daha uzun sürdü.
- I don't want a divorce.
- Boşanmak istemiyorum.
- Sami was not going to divorce Layla.
- Sami, Layla'dan boşanmayacaktı.
- Tom wanted a divorce.
- Tom boşanmak istiyordu.
- He must consider carefully whether he really wants a divorce or not.
- Gerçekten boşanmak isteyip istemediğini dikkatlice düşünmeli.
- Layla started considering divorce.
- Layla boşanmayı düşünmeye başladı.
- They made a joint decision to divorce.
- Boşanmak için ortak bir karar aldılar.
- Tom and Mary are considering divorce.
- Tom ve Mary boşanmayı düşünüyorlar.
- Marriage is the main cause of all divorces.
- Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
- What I really want to do is to ask Mary for a divorce.
- Gerçekten yapmak istediğim şey Mary'den boşanmayı istemek.
- Sami wanted to get rid of Layla without a divorce.
- Sami boşanmadan Layla'dan kurtulmak istiyordu.
- I was sorry to hear about your divorce.
- Boşandığınızı duyduğuma üzüldüm.
- I thought you wanted a divorce.
- Boşanmak istediğini sanıyordum.
- The root cause of any divorce is marriage.
- Her boşanmanın temel nedeni evliliktir.
- When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.
- Bir boşanma haberi duyduğumuzda, bunun iki kişinin temel konularda anlaşamamasından kaynaklandığını varsayarız.
- I won't divorce you unless you give me a good reason.
- Bana iyi bir neden vermedikçe senden boşanmayacağım.
- Layla decided that divorce was the only option.
- Leyla, boşanmanın tek seçenek olduğuna karar verdi.
- Sami never wanted a divorce.
- Sami asla boşanmak istemedi.
- The divorce left the man with emotional wounds.
- Boşanma, adamda duygusal yaralar bıraktı.
- Are you seriously thinking about divorce?
- Boşanmayı ciddi olarak düşünüyor musun?
- Tom wants a divorce.
- Tom boşanmak istiyor.
- That's it, I want a divorce.
- Bu kadar yeter, boşanmak istiyorum.
- I won't divorce you unless you give me a good reason.
- Bana iyi bir sebep göstermediğin sürece senden boşanmayacağım.
- Layla wanted a divorce.
- Layla boşanmak istiyordu.
- Sami was addicted to drugs and facing divorce.
- Sami uyuşturucu bağımlısıydı ve boşanma ile karşı karşıyaydı.
- I've asked for a divorce.
- Boşanmak istedim.
- I've heard that Mary wants a divorce.
- Mary'nin boşanmak istediğini duydum.
- Tom has hired a divorce attorney.
- Tom bir boşanma avukatını işe aldı.
- You want a divorce, don't you?
- Boşanmak istiyorsun, değil mi?
- She told him she wanted a divorce.
- Ona boşanmak istediğini söyledi.
- I'll divorce you, for all your money.
- Tüm paran için seni boşayacağım.
- I will consent to the divorce.
- Boşanmayı kabul edeceğim.
- Tom wasn't surprised that Mary was asking him for a divorce.
- Tom, Mary'nin ondan boşanmak istemesine şaşırmadı.
- Marriage or divorce change the marital status.
- Evlilik ya da boşanma medeni durumu değiştirir.
- Sami wanted to divorce Layla and marry Salima.
- Sami, Layla'dan boşanıp Salima'yla evlenmeyi istiyordu.
- I lived in Vancouver during my sixty divorce crisis.
- Altmış yaşımdaki boşanma krizim sırasında Vancouver'da yaşıyordum.
- This divorce is ruining everything.
- Bu boşanma her şeyi mahvediyor.
- Tom asked Mary for a divorce.
- Tom Mary'den boşanmak istedi.
- Divorce is generally a painful parting.
- Boşanma genellikle acılı bir ayrılıktır.
- Tom told Mary he wanted a divorce.
- Tom Mary'ye boşanmak istediğini söyledi.
- I got word that Mary wants to divorce him.
- Mary'nin ondan boşanmak istediği haberini aldım.
- Tom moved to Australia after his divorce.
- Tom boşandıktan sonra Avustralya'ya taşındı.
- Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
- Boşanma, boşanan çiftin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de şiddetli bir ayrılık söz konusuysa.
- Tom's divorce from Mary reportedly cost him more than a million dollars.
- Tom'un Mary'den boşanması söylentiye göre ona bir milyon dolardan daha fazlaya mal oldu.
- Tom wouldn't tell me why he wanted a divorce.
- Tom bana neden boşanmak istediğini söylemedi.
- His third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
- Üçüncü evliliği de mutsuzdu ve bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.
- Sami wanted a divorce.
- Sami boşanmak istedi.
- Tom doesn't know it yet, but Mary plans to ask him for a divorce.
- Tom henüz bilmiyor ama Mary ona boşanma teklif etmeyi planlıyor.
- Marriage is the main cause of divorce.
- Evlilik, boşanmanın temel sebebidir.
- Marriage or divorce change the marital status.
- Evlilik ya da boşanma medenî hâli değiştirir.
- He told me that he couldn't afford a divorce.
- Bana boşanma masraflarını karşılayamayacağını söyledi.
- She had good reason to file for a divorce.
- Boşanma davası açmak için iyi bir nedeni vardı.
- Marriage is the main cause of divorce.
- Evlilik boşanmanın ana nedenidir.
- Tom wanted a divorce.
- Tom boşanmak istedi.
- Fadil announced to Layla that he wanted a divorce.
- Fadıl, Leyla'ya boşanmak istediğini bildirdi.
- Many couples end in divorce.
- Birçok çiftin sonu boşanmayla bitiyor.
- He has been drinking steadily since his divorce.
- Boşandığından beri sürekli içiyor.
- Tom has been drinking a lot since his divorce.
- Tom boşandığından beri çok içiyor.
- Sami was talking about divorce.
- Sami boşanmaktan bahsediyordu.
- Jeff and Mia are making a last ditch effort to avoid a divorce.
- Jeff ve Mia boşanmayı önlemek için son bir çaba sarfediyorlar.
- Nothing should prevent divorce.
- Hiçbir şey boşanmayı engellememeli.
- Sami was considering divorce.
- Sami boşanmayı düşünüyordu.
- Fadil didn't want to be the loser in the divorce.
- Fadıl boşanmada kaybeden olmak istemedi.
- Tom is asking me for a divorce.
- Tom benden boşanmak istiyor.
- Maybe they both definitely want divorce.
- Belki de onların ikisi de kesinlikle boşanmak istiyorlar.
- He persuaded his wife not to divorce him.
- Karısını kendisinden boşanmaması için ikna etti.
- Layla suffered from her parents' divorce.
- Leyla, anne ve babasının boşanmasından acı çekiyordu.
- Layla asked for a divorce.
- Layla boşanmak istedi.
- Dan was considering a divorce.
- Dan boşanmayı düşünüyordu.
- Fadil announced to Layla that he wanted a divorce.
- Fadıl, Leyla'ya boşanmak istediğini açıkladı.
- Layla asked for a divorce.
- Leyla boşanmak istiyordu.
- In April 2004, the divorce was finalized.
- Nisan 2004'te boşanma kesinleşti.
- Sami was planning to divorce Layla.
- Sami, Layla'dan boşanmayı planlıyordu.
- Tom and Mary are thinking about divorce.
- Tom ve Mary boşanmayı düşünüyor.
- Tom wanted to divorce Mary and marry Alice.
- Tom, Mary'den boşanıp Alice ile evlenmek istiyordu.
- Layla suffered from her parents' divorce.
- Layla anne ve babasının boşanmasından dolayı acı çekti.
- Are you seriously thinking about divorce?
- Boşanmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- I told Mary I wanted a divorce.
- Mary'ye boşanmak istediğimi söyledim.
- Marriage is the main cause of all divorces.
- Evlilik tüm boşanmaların ana nedenidir.
- Children often blame themselves when their parents divorce.
- Çocuklar ebeveynleri boşandığı zaman çoğunlukla kendilerini suçlarlar.
- I thought you wanted a divorce.
- Boşanmak istediğini düşündüm.
- She won't agree to a divorce.
- O, bir boşanmayı kabul etmeyecektir.
Show More (171)
|