drill - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
drill delmek v.
  • We are drilling the roof.
  • Çatıyı deliyoruz.
  • Where did you drill them?
  • Onları nerede deldin?
  • Tom is drilling the wall.
  • Tom duvarı deliyor.
Show More (4)
drill sondaj yapmak v.
  • His company is drilling for oil.
  • Şirketi petrol için sondaj yapıyor.
  • His company is drilling for oil.
  • Şirketi petrol sondajı yapıyor.
  • Tom's company is drilling for oil.
  • Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor.
Show More (2)
drill matkap n.
  • We need an electric drill to install that.
  • Bunun kurulumunu yapmak için elektrikli matkap lazım.
  • Is this a drill?
  • Bu bir matkap mı?
  • The loud drill gave her husband a headache.
  • Yüksek sesli matkap kocasının başını ağrıttı.
Show More (1)
drill tatbikat n.
  • A rifle drill will take place today in the yard.
  • Bugün avluda bir tüfek tatbikatı yapılacaktır.
  • Is this a drill?
  • Bu bir tatbikat mı?
Show More (-1)
drill talim yaptırmak v.
  • Recruits are being drilled on the square.
  • Acemi erlere meydanda talim yaptırıyorlar.
Show More (-2)
drill tohum ekme makinesi n.
  • They planted melon seeds with a drill.
  • Tohum ekme makinesi kullanarak kavun tohumları ektiler.
Show More (-2)
drill tekrar alıştırması n.
  • The beginning-level English students met for a grammar drill.
  • Başlangıç seviyesindeki İngilizce öğrencileri dilbilgisi tekrar alıştırması için bir araya geldiler.
Show More (-2)
drill makineyle tohum ekmek v.
  • He's been drilling pumpkin seeds all morning.
  • Sabahtan beri makineyle kabak çekirdeği tohumları ekiyor.
Show More (-2)
drill tekrar yapmak v.
  • After weeks of being drilled in vocabulary, we moved on to grammar.
  • Haftalarca kelime bilgisi tekrarı yaptıktan sonra dilbilgisine geçtik.
Show More (-2)
drill pamuklu tok kumaş n.
  • She made a safari jacket from green cotton drill.
  • Yeşil renkte pamuklu tok kumaştan bir safari ceketi dikti.
Show More (-2)
drill ekilen bir dizi tohum n.
  • We planted six drills of parsley and four drills of sage.
  • Altı sıra maydanoz ve dört sıra adaçayı tohumu ektik.
Show More (-2)
drill matkapla delmek v.
  • I drilled through the metal plate by accident.
  • Yanlışlıkla metal plakayı matkapla deldim.
Show More (-2)
drill alıştırma n.
  • This is not a drill.
  • Bu bir alıştırma değil.
Show More (-2)
drill talim n.
  • This is not a drill.
  • Bu bir talim değildir.
Show More (-2)