| 1 |
enthusiastic |
hevesli |
adj. |
|
- She was quite enthusiastic about singing.
- Şarkı söyleme konusunda oldukça hevesliydi.
- That debate has now faded and we have, in fact, all become enthusiastic about this enlargement.
- Bu tartışma artık geride kaldı ve aslında hepimiz bu genişleme konusunda hevesli hale geldik.
- I, at least, can no longer get enthusiastic about ordering merely amusing images for my cell phone.
- En azından ben, cep telefonum için sadece eğlenceli görüntüler sipariş etme konusunda artık hevesli olamayacağım.
- It presents a much too enthusiastic assessment of the agreement negotiated.
- Müzakere edilen anlaşmaya ilişkin fazlasıyla hevesli bir değerlendirme sunmaktadır.
- We are very enthusiastic about this report and have adopted it unanimously.
- Bu rapor konusunda çok hevesliyiz ve oybirliğiyle kabul ettik.
- When we had one into BSE, he was not so enthusiastic.
- BSE'ye girdiğimizde o kadar da hevesli değildi.
- When we had one into BSE, he was not so enthusiastic.
- Bir tanesini BSE'ye soktuğumuzda o kadar da hevesli değildi.
- Not surprisingly, it now turns out that the public is not very enthusiastic.
- Şaşırtıcı olmayan bir şekilde halkın pek de hevesli olmadığı ortaya çıktı.
- As you know, I am a very enthusiastic anti-smoker.
- Bildiğiniz gibi ben çok hevesli bir sigara karşıtıyım.
- I am far from being so enthusiastic.
- Bu kadar hevesli olmaktan çok uzağım.
- Unlike some of my colleagues, I am not very enthusiastic about the regulation before us.
- Bazı meslektaşlarımın aksine, önümüzde bulunan yönetmelik konusunda pek hevesli değilim.
- The markets, which always have the choice, appear to be much less enthusiastic.
- Her zaman seçim hakkına sahip olan piyasalar çok daha az hevesli görünmektedir.
- We realise how enthusiastic you are about preparing to organise the World Cup.
- Dünya Kupasını düzenlemeye hazırlanırken ne kadar hevesli olduğunuzun farkındayız.
- Our Group is ready to support the compromise, although we are not very enthusiastic about it.
- Grubumuz, bu konuda çok hevesli olmasak da uzlaşmayı desteklemeye hazırdır.
- I was enthusiastic.
- Hevesliydim.
- Tom is always enthusiastic.
- Tom her zaman hevesli.
- Tom is enthusiastic.
- Tom hevesli.
- You don't seem very enthusiastic.
- Pek hevesli görünmüyorsun.
- Tom and Mary are enthusiastic.
- Tom ve Mary çok hevesliler.
- Tom is enthusiastic.
- Tom heveslidir.
- They're very enthusiastic.
- Çok hevesliler.
- George is very enthusiastic about his new job.
- George yeni işi konusunda çok hevesli.
- Tom isn't very enthusiastic.
- Tom pek hevesli değil.
- Tom isn't very enthusiastic, is he?
- Tom çok hevesli değil, değil mi?
- Tom didn't seem too enthusiastic.
- Tom çok hevesli görünmüyordu.
- I was enthusiastic.
- Ben hevesliydim.
- He's very enthusiastic about your visit.
- Ziyaretin hakkında çok hevesli.
- Tom is enthusiastic about doing that, but Mary isn't.
- Tom bunu yapmaya hevesli ama Mary değil.
- He's very enthusiastic about your visit.
- Ziyaretiniz konusunda çok hevesli.
- Are you enthusiastic?
- Hevesli misiniz?
- Tom wasn't enthusiastic.
- Tom hevesli değildi.
- They're very enthusiastic.
- Onlar çok hevesli.
- Tom is always enthusiastic.
- Tom her zaman heveslidir.
- My older brother is a very enthusiastic soccer fan.
- Ağabeyim çok hevesli bir futbol fanatiğidir.
- Tom didn't seem very enthusiastic.
- Tom pek hevesli görünmüyordu.
- Tom is very enthusiastic.
- Tom çok hevesli.
- Tom doesn't seem too enthusiastic.
- Tom çok hevesli görünmüyor.
- Tom seems to be enthusiastic.
- Tom hevesli görünüyor.
- We're enthusiastic.
- Biz hevesliyiz.
- My older brother is a very enthusiastic soccer fan.
- Ağabeyim çok hevesli bir futbol taraftarıdır.
- Tom seems enthusiastic.
- Tom hevesli görünüyor.
- George is very enthusiastic about his new job.
- George yeni işi hakkında çok hevesli.
- Tom isn't very enthusiastic.
- Tom çok hevesli değil.
- Tom didn't sound as enthusiastic as Mary.
- Tom'un sesi Mary kadar hevesli gelmiyordu.
- Tom didn't seem too enthusiastic.
- Tom pek hevesli görünmüyordu.
- Tom was an enthusiastic supporter of the project.
- Tom projenin hevesli bir destekçisiydi.
- Tom is quite enthusiastic, isn't he?
- Tom oldukça hevesli, değil mi?
- You're enthusiastic, aren't you?
- Çok heveslisin, değil mi?
- We are enthusiastic Hanshin Tigers fans.
- Biz hevesli Hanshin Tigers taraftarlarıyız.
- Tom was enthusiastic.
- Tom hevesliydi.
- He is enthusiastic about tennis.
- Tenis konusunda çok hevesli.
- You don't seem too enthusiastic.
- Çok hevesli görünmüyorsun.
- Tom wasn't very enthusiastic.
- Tom pek hevesli değildi.
- Tom always seems to be enthusiastic.
- Tom her zaman hevesli görünür.
- Tom tried not to appear too enthusiastic.
- Tom çok hevesli görünmemeye çalıştı.
- I'm enthusiastic.
- Ben hevesliyim.
- You seem very enthusiastic.
- Çok hevesli görünüyorsun.
Show More (54)
|
| 2 |
enthusiastic |
coşkulu |
adj. |
|
- I thank you for your enthusiastic support and hope you can deliver.
- Coşkulu desteğiniz için teşekkür ediyor ve başarılı olabileceğinizi umuyorum.
- You are enthusiastic, you show your feelings, you are colourful in your speech and you use the right words.
- Coşkulusunuz, duygularınızı gösteriyorsunuz, konuşmanız renkli ve doğru kelimeleri kullanıyorsunuz.
- I thank you for your enthusiastic support and hope you can deliver.
- Coşkulu desteğiniz için teşekkür ediyor ve bunu yerine getirebileceğinizi umuyorum.
- There has just been some enthusiastic applause because this vote has ended.
- Bu oylama sona erdiği için az önce coşkulu bir alkış koptu.
- He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.
- Duygularını sakladı ve coşkuluymuş gibi davrandı.
- The astronauts were greeted by their enthusiastic cheers and applause.
- Astronotlar, onların, coşkulu tezahüratları ve alkışlarlarıyla karşılandı.
- He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar coşkuluyken, o her zaman uzak durur.
- Tom is enthusiastic, isn't he?
- Tom coşkulu, değil mi?
- He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar coşkuluyken o hep uzak durur.
- This book is a result of his enthusiastic research.
- Bu kitap, onun coşkulu araştırmasının bir sonucudur.
- We are enthusiastic Hanshin Tigers fans.
- Hanshin Tigers'ın coşkulu taraftarlarıyız.
- Tom and Mary are enthusiastic.
- Tom ve Mary coşkulu.
- His speech met with enthusiastic applause.
- Onun konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı.
- His speech met with enthusiastic applause.
- Konuşması coşkulu alkışlarla karşılandı.
- Are you enthusiastic?
- Sen coşkulu musun?
- Tom always seems to be enthusiastic.
- Tom her zaman coşkulu görünüyor.
- You're enthusiastic, aren't you?
- Sen coşkulusun, değil mi?
- Tom is quite enthusiastic, isn't he?
- Tom oldukça coşkulu, değil mi?
- We're enthusiastic.
- Biz coşkuluyuz.
Show More (16)
|
| 3 |
enthusiastic |
istekli |
adj. |
|
- He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.
- O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.
- You don't seem very enthusiastic.
- Sen çok istekli görünmüyorsun.
Show More (-1)
|
| 4 |
enthusiastic |
tutkun |
adj. |
|
- Tom is a member of a motor enthusiasts' club.
- Tom bir motor tutkunları kulübü üyesi.
Show More (-2)
|
| 5 |
enthusiastic |
can atan |
adj. |
|
- He is enthusiastic about tennis.
- O tenise can atıyor.
Show More (-2)
|
| 6 |
enthusiastic |
meraklı |
adj. |
|
- This book is a result of his enthusiastic research.
- Bu kitap, onun meraklı araştırmasının bir sonucu.
Show More (-2)
|
