|
- I should like at the outset to thank the honourable Member for her excellent report on Albania.
- Başlangıçta Sayın Üyeye Arnavutluk hakkındaki mükemmel raporu için teşekkür etmek isterim.
- Once again he has done an excellent job.
- Bir kez daha mükemmel bir iş çıkardı.
- The Irish situation is an excellent case study in point.
- İrlanda'nın durumu bu konuda mükemmel bir örnek teşkil etmektedir.
- This is an excellent way in which to begin the century.
- Bu, yüzyıla başlamak için mükemmel bir yoldur.
- They have done some excellent work.
- Mükemmel bir iş çıkardılar.
- I congratulate the rapporteur on his excellent work.
- Raportörü bu mükemmel çalışmasından dolayı kutluyorum.
- Mr Valdivielso de Cué has done excellent work on all these points.
- Sayın Valdivielso de Cué tüm bu hususlarda mükemmel bir çalışma yapmıştır.
- This is an excellent initiative and I fully endorse the goal of highlighting the educational value of sport.
- Bu mükemmel bir girişim ve sporun eğitsel değerini vurgulama hedefini tamamen destekliyorum.
- We need it and the work is excellent.
- Buna ihtiyacımız var ve çalışmalar mükemmel.
- I feel that the Brok report provides an excellent overview and a method for future similar operations.
- Brok raporunun gelecekteki benzer operasyonlar için mükemmel bir genel bakış ve yöntem sunduğunu düşünüyorum.
- This is an excellent feeling.
- Bu mükemmel bir duygu.
- There can be no reservations in declaring that its outcome was excellent.
- Sonucunun mükemmel olduğunu söylemekte hiçbir çekince yoktur.
- Thank you for such excellent cooperation during the Swedish presidency.
- İsveç dönem başkanlığı sırasındaki mükemmel işbirliğiniz için teşekkür ederiz.
- In the debate this morning you answered many of the questions in your excellent reply.
- Bu sabahki tartışmada mükemmel cevabınızda soruların çoğunu yanıtladınız.
- I urge you to vote for this excellent report.
- Bu mükemmel rapor için oy kullanmanızı tavsiye ederim.
- Then you are on excellent terms with President Putin.
- O halde Başkan Putin ile mükemmel ilişkiler içindesiniz.
- The Swedish rapporteurs have done an excellent job.
- İsveçli raportörler mükemmel bir iş çıkardılar.
- The rapporteur's excellent work has made a significant contribution to this process.
- Raportörün mükemmel çalışması bu sürece önemli bir katkı sağlamıştır.
- A single committee for citizens' and human rights is, however, an excellent idea that we support.
- Bununla birlikte, vatandaş ve insan hakları için tek bir komite, desteklediğimiz mükemmel bir fikirdir.
- The report we have before us is certainly excellent.
- Elimizdeki rapor kesinlikle mükemmel.
- I also think that the way in which the EU has dealt with the issue via the Commission has been excellent.
- Ayrıca AB'nin Komisyon aracılığıyla konuyu ele alış biçiminin mükemmel olduğunu düşünüyorum.
- My group voted for the Watson report, which is an excellent and very comprehensive one.
- Grubum, mükemmel ve çok kapsamlı bir rapor olan Watson raporu için oy kullandı.
- My thanks - for I must not forget him - to the rapporteur for his excellent cooperation!
- Mükemmel işbirliği için raportöre teşekkürlerimi sunuyorum, çünkü onu unutmamalıyım!
- I want to take the opportunity to congratulate him on an excellent report.
- Bu vesileyle kendisini mükemmel raporundan dolayı tebrik etmek istiyorum.
- Sport is an excellent way to engage people in their communities.
- Spor, insanları kendi toplumlarına dahil etmenin mükemmel bir yoludur.
- As I see it, there are three flaws in this otherwise excellent report.
- Gördüğüm kadarıyla, bu mükemmel raporda üç kusur var.
- Thanks to the excellent Schmid report, which I endorse, our fight in this area is only just beginning.
- Desteklediğim mükemmel Schmid raporu sayesinde bu alandaki mücadelemiz daha yeni başlıyor.
- It is an excellent document.
- Bu mükemmel bir belge.
- It was still an excellent proposal.
- Yine de mükemmel bir teklifti.
- I share those concerns, but the Commission has made excellent progress in the last few months.
- Bu endişeleri paylaşıyorum, ancak Komisyon son birkaç ayda mükemmel bir ilerleme kaydetti.
- I welcome this excellent initiative.
- Bu mükemmel girişimi memnuniyetle karşılıyorum.
- I am grateful to the rapporteurs for the excellent work they have done, and I support these reports.
- Raportörlere yaptıkları mükemmel çalışma için minnettarım ve bu raporları destekliyorum.
- This paper is an excellent step forward.
- Bu makale ileriye doğru atılmış mükemmel bir adımdır.
- First of all I congratulate Giorgio Lisi for his excellent report.
- Her şeyden önce Giorgio Lisi'yi mükemmel raporu için kutluyorum.
- In certain circumstances they serve as excellent local solutions.
- Bazı durumlarda mükemmel yerel çözümler olarak hizmet ederler.
- Immigrants often gain excellent opportunities to get a foothold in the labour market through these companies.
- Göçmenler genellikle bu şirketler aracılığıyla işgücü piyasasında bir yer edinmek için mükemmel fırsatlar elde ederler.
- The work programme 'Equal Opportunities' for the year 2002 is an excellent document.
- Fırsat Eşitliği' başlıklı 2002 yılı çalışma programı mükemmel bir belgedir.
- Mr Khanbhai's excellent report provides a clear overview of all the important aspects of the transmittable disease.
- Sayın Khanbhai'nin mükemmel raporu, bulaşıcı hastalığın tüm önemli yönlerine ilişkin net bir genel bakış sunmaktadır.
- This excellent report confirms that.
- Bu mükemmel rapor da bunu teyit etmektedir.
- I too would like to congratulate the rapporteur on this excellent report.
- Ben de raportörü bu mükemmel rapor için tebrik etmek istiyorum.
- Mr Désir's report is an excellent instrument for bringing about something more akin to global justice in world trade.
- Sayın Désir'in raporu, dünya ticaretinde küresel adalete daha yakın bir şey getirmek için mükemmel bir araçtır.
- Mr Lamassoure has submitted an excellent report, as numerous Members have said.
- Sayın Lamassoure, birçok Üyenin de belirttiği gibi mükemmel bir rapor sunmuştur.
- I hope that you have all had an excellent holiday and that you are ready to start work on this session.
- Umarım hepiniz mükemmel bir tatil geçirmişsinizdir ve bu oturum üzerinde çalışmaya başlamaya hazırsınızdır.
- I congratulate both rapporteurs on these excellent reports.
- Her iki raportörü de bu mükemmel raporlarından dolayı kutluyorum.
- This is a result of excellent collaboration with the Commission and, of course, with the Council.
- Bu, Komisyon ve tabii ki Konsey ile mükemmel bir işbirliğinin sonucudur.
- We also congratulate the rapporteur on his excellent work.
- Raportörü de mükemmel çalışmasından dolayı kutluyoruz.
- Thanks are due also to the Commission for the excellent cooperation we have again had on this report.
- Bu raporun hazırlanmasında gösterdikleri mükemmel işbirliği için Komisyon'a da teşekkürü bir borç biliriz.
- However, it will take more time to achieve the excellent and exemplary administration we all want to see.
- Bununla birlikte, hepimizin görmek istediği mükemmel ve örnek yönetime ulaşmak daha fazla zaman alacaktır.
- Commissioner Vitorino deserves every support for his excellent helmsmanship in this matter.
- Komisyon Üyesi Vitorino, bu konudaki mükemmel yönetiminden dolayı her türlü desteği hak etmektedir.
- Mr Cercas Alonso has drafted quite excellent report.
- Sayın Cercas Alonso oldukça mükemmel bir rapor hazırladı.
- They have done excellent work with respect to this important matter.
- Bu önemli konuyla ilgili olarak mükemmel bir çalışma yaptılar.
- I am convinced that it will form an excellent basis for discussion in, for example, the Convention.
- Örneğin Konvansiyon'da yapılacak tartışmalar için mükemmel bir temel oluşturacağına inanıyorum.
- These are all excellent initiatives.
- Bunların hepsi mükemmel girişimler.
- She proved to be an excellent partner in those negotiations.
- Bu müzakerelerde mükemmel bir ortak olduğunu kanıtladı.
- The European Central Bank has so far done some excellent work.
- Avrupa Merkez Bankası şu ana kadar mükemmel işler yapmıştır.
- That is an excellent answer with which to close this debate.
- Bu tartışmayı kapatmak için mükemmel bir cevap.
- All these excellent provisions, however, have disappeared from the final version.
- Ancak tüm bu mükemmel hükümler nihai versiyonda kaybolmuştur.
- AOL and NTL have excellent reputations, but others are not doing the job.
- AOL ve NTL'nin mükemmel bir itibarı var ama diğerleri bu işi yapmıyor.
- In summary, I think that we have achieved an excellent result.
- Özetle mükemmel bir sonuç elde ettiğimizi düşünüyorum.
- Regulators already practise excellent, impartial cooperation.
- Düzenleyiciler halihazırda mükemmel ve tarafsız bir işbirliği uygulamaktadır.
- I wish to express my thanks for this excellent report.
- Bu mükemmel rapor için teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
- In the first instance, these seem to me to be excellent reports.
- İlk etapta bunlar bana mükemmel raporlar gibi görünüyor.
- I must also commend the rapporteur on his excellent work.
- Ayrıca raportörü mükemmel çalışmasından dolayı takdir etmeliyim.
- Those are three important principles in an excellent report.
- Bunlar mükemmel bir raporda yer alan üç önemli ilkedir.
- We work with the services of the European Union and of all the Member States openly and under excellent conditions.
- Avrupa Birliği ve tüm Üye Devletlerin hizmetleriyle açık bir şekilde ve mükemmel koşullar altında çalışıyoruz.
- This is an excellent pledge, but unfortunately, it does not apply to the Netherlands.
- Bu mükemmel bir taahhüttür, ancak ne yazık ki Hollanda için geçerli değildir.
- The Committee on Economic and Monetary Affairs has done an excellent job on this directive.
- Ekonomik ve Parasal İşler Komitesi bu direktif üzerinde mükemmel bir çalışma yapmıştır.
- That means that there was excellent communication between all the parties involved.
- Bu, ilgili tüm taraflar arasında mükemmel bir iletişim olduğu anlamına gelir.
- This is reflected in the excellent report you have before you.
- Bu, önünüzde bulunan mükemmel rapora da yansımıştır.
- I should also like to begin by thanking the rapporteur for an excellent report.
- Ayrıca raportöre mükemmel raporu için teşekkür ederek başlamak istiyorum.
- Mr Kirkhope and his excellent proposal, therefore, have my wholehearted support.
- Bu nedenle Bay Kirkhope ve mükemmel önerisini tüm kalbimle destekliyorum.
- Madam President, that was an excellent contribution by Mrs Dybkjær.
- Sayın Başkan, bu Sayın Dybkjær'in mükemmel bir katkısıydı.
- The Commission communication is an excellent resumé of the current situation.
- Komisyon bildirisi mevcut durumun mükemmel bir özetidir.
- Mr Mauro has spared no effort and has done an excellent job.
- Bay Mauro hiçbir çabadan kaçınmamış ve mükemmel bir iş çıkarmıştır.
- It is an excellent opportunity for this Parliament to introduce far-reaching reforms to these plans.
- Bu Parlamento'nun bu planlara geniş kapsamlı reformlar getirmesi için mükemmel bir fırsattır.
- I wanted to start by complimenting the Commission President on the excellent document that has been presented.
- Sunulan mükemmel belge dolayısıyla Komisyon Başkanına iltifat ederek başlamak istiyorum.
- Greek sailors are excellent and famous for being of a high standard.
- Yunan denizciler mükemmeldir ve yüksek standartlara sahip olmalarıyla ünlüdürler.
- Firstly I would like to thank the rapporteurs for their excellent reports.
- Öncelikle raportörlere mükemmel raporları için teşekkür etmek istiyorum.
- What is more, in Europe we have the excellent ECHR and the Court associated with it.
- Dahası, Avrupa'da mükemmel bir AİHS'ye ve onunla bağlantılı bir Mahkeme'ye sahibiz.
- She has listened to her colleagues and drawn up an excellent report.
- Meslektaşlarını dinledi ve mükemmel bir rapor hazırladı.
- It is doing an excellent job in keeping former Members informed.
- Eski Üyeleri bilgilendirmek konusunda mükemmel bir iş çıkarıyor.
- It is an excellent report and we should all congratulate her on it.
- Bu mükemmel bir rapor ve hepimiz bu rapordan dolayı onu tebrik etmeliyiz.
- But we are still open to dialogue with the rapporteur on this because we know what an excellent job he has done.
- Ancak bu konuda raportörle diyaloğa hala açığız çünkü ne kadar mükemmel bir iş çıkardığını biliyoruz.
- Likewise, I commend the rapporteur for his excellent work on the matter.
- Aynı şekilde raportörü de bu konudaki mükemmel çalışması için takdir ediyorum.
- It met twice a year, it provided excellent training and it enabled experts to attend meetings.
- Yılda iki kez toplanıyor, mükemmel eğitimler veriyor ve uzmanların toplantılara katılmasını sağlıyordu.
- I consider this to be an excellent guiding principle.
- Bunun mükemmel bir yol gösterici ilke olduğunu düşünüyorum.
- Hitherto impromptu experiments with mixed patrols have yielded excellent results.
- Şimdiye kadar karma devriyelerle yapılan doğaçlama deneyler mükemmel sonuçlar vermiştir.
- A joint committee of European and national parliaments would be an excellent way forward.
- Avrupa Parlamentosu ve ulusal parlamentolardan oluşan ortak bir komite ileriye dönük mükemmel bir yol olacaktır.
- I congratulate him on his excellent report.
- Mükemmel raporundan dolayı kendisini kutluyorum.
- She managed to get an excellent report adopted by the Committee on the Environment, Public Health and Consumer Policy.
- Çevre, Kamu Sağlığı ve Tüketici Politikası Komitesi tarafından mükemmel bir raporun kabul edilmesini sağladı.
- Mr President, I should like to present my warmest congratulations to the rapporteur for her excellent work.
- Sayın Başkan, raportörü mükemmel çalışmalarından dolayı en içten dileklerimle tebrik ediyorum.
- I think this sounds excellent.
- Bence bu kulağa mükemmel geliyor.
- That strikes me as an excellent first step.
- Bu bana mükemmel bir ilk adım olarak görünüyor.
- Once again, my warmest thanks to Giorgio Napolitano for his excellent report.
- Giorgio Napolitano'ya mükemmel raporu için bir kez daha en içten teşekkürlerimi sunarım.
- I welcome this report and would like to thank the rapporteur for his excellent work.
- Bu raporu memnuniyetle karşılıyor ve raportöre mükemmel çalışması için teşekkür ediyorum.
- The recent excellent STOA report on nanotechnologies makes it clear that we are still at the stage of nanoscience.
- STOA'nın nanoteknolojilere ilişkin son mükemmel raporu, henüz nanobilim aşamasında olduğumuzu açıkça ortaya koymaktadır.
- I wish first to congratulate the rapporteur on her excellent work, at both first and second readings.
- Öncelikle raportörü hem birinci hem de ikinci okumalardaki mükemmel çalışması için tebrik etmek istiyorum.
- It would be excellent if Parliament had a role to play in this.
- Parlamentonun bu konuda bir rol oynaması mükemmel olurdu.
- This report strikes us as an excellent piece of forward-thinking, a blueprint for the WTO of tomorrow.
- Bu rapor bize mükemmel bir ileri görüşlülük örneği, yarının DTÖ'sü için bir plan olarak görünmektedir.
- This was an excellent aim, and it should serve to make French ports more competitive.
- Bu mükemmel bir amaçtı ve Fransız limanlarını daha rekabetçi hale getirmeye hizmet etmelidir.
- I should like to congratulate your rapporteur once again and thank you for the excellent work you have carried out.
- Raportörünüzü bir kez daha kutluyor ve yürüttüğünüz mükemmel çalışma için teşekkür ediyorum.
- This step is an excellent example of the efficacy that can result from a reorganisation of procedures.
- Bu adım, prosedürlerin yeniden düzenlenmesinden kaynaklanabilecek etkinliğin mükemmel bir örneğidir.
- I think this is an excellent set of reports and that the Committee on Foreign Affairs has done a good job.
- Bunun mükemmel bir rapor seti olduğunu ve Dış İlişkiler Komitesi'nin iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum.
- It was an excellent introduction to what this debate needs to be about.
- Bu tartışmanın ne hakkında olması gerektiğine dair mükemmel bir giriş oldu.
- To tell the truth, you have an excellent track record when it comes to explanations of vote.
- Doğruyu söylemek gerekirse, oy açıklamaları konusunda mükemmel bir sicile sahipsiniz.
- I think it is quite excellent to compare and evaluate the various national legislations.
- Çeşitli ulusal mevzuatları karşılaştırmanın ve değerlendirmenin oldukça mükemmel olduğunu düşünüyorum.
- I would like to compliment both rapporteurs on their excellent work.
- Her iki raportöre de mükemmel çalışmalarından dolayı iltifat etmek isterim.
- Rarely does one see such excellent reports.
- Bu kadar mükemmel raporlara nadiren rastlanır.
- I commend the report to the House and thank the rapporteur again for his excellent initiative in this regard.
- Raporu Meclis'in takdirine sunuyor ve raportöre bu konudaki mükemmel girişimi için tekrar teşekkür ediyorum.
- The decision to set up our own peace force is excellent.
- Kendi barış gücümüzü kurma kararı mükemmeldir.
- It is an excellent step forward.
- Bu ileriye doğru atılmış mükemmel bir adım.
- This agreement provides an excellent basis for the Community's environment policy for the next ten years.
- Bu anlaşma, Topluluğun önümüzdeki on yıllık çevre politikası için mükemmel bir temel oluşturmaktadır.
- I would like to start by congratulating the rapporteur on his excellent work.
- Raportörü mükemmel çalışmasından dolayı tebrik ederek başlamak istiyorum.
- I have often, in this Assembly, had the opportunity to quote from the excellent Norwegian handbook for mountaineers.
- Bu Mecliste sık sık Norveç'in dağcılar için hazırladığı mükemmel el kitabından alıntılar yapma fırsatı buldum.
- Mr Jarzembowski has produced an excellent piece of work.
- Sayın Jarzembowski mükemmel bir çalışma ortaya koymuştur.
- The environmental label introduced by the EU could be a quite excellent source of inspiration.
- AB tarafından uygulamaya konulan çevre etiketi oldukça mükemmel bir ilham kaynağı olabilir.
- I believe that this excellent cooperation in our committee has borne fruit.
- Komitemizdeki bu mükemmel işbirliğinin meyvelerini verdiğine inanıyorum.
- It would therefore be excellent to incorporate, for example, the statute on local and regional authorities.
- Bu nedenle, örneğin yerel ve bölgesel yönetimlere ilişkin tüzüğün de dahil edilmesi mükemmel olacaktır.
- This is an excellent example of the benefit of practical and solid European cooperation.
- Bu, pratik ve sağlam Avrupa işbirliğinin faydalarına mükemmel bir örnektir.
- The second is that, for once, there are excellent reasons for such concerns.
- İkincisi ise, bir kez olsun, bu tür endişeler için mükemmel nedenler olmasıdır.
- I would like to commend the rapporteur on her excellent work.
- Raportörü mükemmel çalışmasından dolayı takdir etmek isterim.
- The rapporteur has produced two excellent reports.
- Raportör iki mükemmel rapor hazırlamıştır.
- Moreover, the fact that auctioning is to be voluntary is excellent.
- Ayrıca açık arttırmanın gönüllülük esasına dayanacak olması da mükemmel.
- Mr Markov's excellent report creates the impression that the Bank really is a great success.
- Sayın Markov'un mükemmel raporu, Banka'nın gerçekten büyük bir başarı olduğu izlenimini yaratıyor.
- We on the committee and in Parliament as a whole have enjoyed some quite excellent levels of cooperation.
- Komitede ve bir bütün olarak Parlamento'da oldukça mükemmel düzeyde bir işbirliğinin tadını çıkardık.
- Tabling sections of the Charter for discussion will only weaken this excellent piece of work.
- Şart'ın bazı bölümlerinin tartışmaya açılması bu mükemmel çalışmayı zayıflatmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
- Mr Kirkhope and his excellent proposal therefore have my wholehearted support.
- Bu nedenle Bay Kirkhope ve mükemmel önerisini tüm kalbimle destekliyorum.
- There is still a great deal to do, and this is also described in the excellent reports we are discussing today.
- Hala yapılması gereken çok şey var ve bunlar bugün tartıştığımız mükemmel raporlarda da açıklanıyor.
- All the above have played a part in the conciliation process achieving an excellent result.
- Yukarıdakilerin hepsi uzlaştırma sürecinin mükemmel bir sonuca ulaşmasında rol oynamıştır.
- I think Mrs Sanders-ten Holte had an excellent proposal for a regulation divided into two separate chapters.
- Bayan Sanders-ten Holte'nin iki ayrı bölüme ayrılmış bir tüzük için mükemmel bir önerisi olduğunu düşünüyorum.
- Mr Lamassoure has submitted an excellent report, as numerous Members have said.
- Sayın Lamassoure, çok sayıda Üyenin de ifade ettiği gibi mükemmel bir rapor sunmuştur.
- In certain circumstances they serve as excellent local solutions.
- Bazı durumlarda mükemmel yerel çözümler olarak hizmet vermektedirler.
- I think it is an excellent idea to take a complementary approach.
- Tamamlayıcı bir yaklaşım benimsemenin mükemmel bir fikir olduğunu düşünüyorum.
- An excellent result, but will we now be able to deliver the goods for some 500 million people?
- Mükemmel bir sonuç, ancak şimdi yaklaşık 500 milyon insan için malları teslim edebilecek miyiz?
- Madam President, that was an excellent contribution by Mrs Dybkjær.
- Sayın Başkan, bu Bayan Dybkjær'in mükemmel bir katkısıydı.
- It is truly excellent that these matters are being brought out into the open.
- Bu konuların açıklığa kavuşturulması gerçekten mükemmeldir.
- That is very good, that is excellent.
- Bu çok iyi, bu mükemmel.
- Finally, I would like to thank the rapporteur for his excellent work.
- Son olarak, raportöre mükemmel çalışması için teşekkür etmek isterim.
- I would like to conclude by thanking you for an excellent debate.
- Bu mükemmel tartışma için size teşekkür ederek sözlerime son vermek istiyorum.
- I also praise the rapporteur for his excellent work and his highly technical dossier.
- Ayrıca raportörü mükemmel çalışması ve son derece teknik dosyası için takdir ediyorum.
- I commend the rapporteur and welcome this excellent initiative.
- Raportörü takdir ediyor ve bu mükemmel girişimi memnuniyetle karşılıyorum.
- Thanks are due also to the Commission for the excellent cooperation we have again had on this report.
- Bu raporda da göstermiş olduğu mükemmel işbirliği için Komisyon'a teşekkürü bir borç bilirim.
- Like him, I believe that we are working towards an excellent text.
- Ben de onun gibi mükemmel bir metin üzerinde çalıştığımıza inanıyorum.
- In other words, we think that liberalisation is an excellent opportunity for goods transport.
- Başka bir deyişle serbestleşmenin mal taşımacılığı için mükemmel bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.
- The territorial farming contracts model introduced by France was an excellent precursor from this point of view.
- Fransa tarafından uygulamaya konulan bölgesel tarım sözleşmeleri modeli bu açıdan mükemmel bir öncü olmuştur.
- First of all, I congratulate Giorgio Lisi on his excellent report.
- Öncelikle Giorgio Lisi'yi mükemmel raporu için kutluyorum.
- It is not only excellent in quality but also extremely useful.
- Sadece mükemmel kalitede değil, aynı zamanda son derece kullanışlıdır.
- I would also like to thank Ria Oomen-Ruijten for her excellent show of co-operation during conciliation.
- Ayrıca uzlaşma sürecinde gösterdiği mükemmel işbirliği için Ria Oomen-Ruijten'e teşekkür etmek isterim.
- We failed in Amsterdam, despite excellent work by the Dutch Presidency.
- Hollanda Dönem Başkanlığının mükemmel çalışmalarına rağmen Amsterdam'da başarısız olduk.
- This was an excellent position and one that we have always valued with regard to Turkey, and still do.
- Bu mükemmel bir tutumdu ve Türkiye ile ilgili olarak her zaman değer verdiğimiz bir tutumdu ve hala da öyle.
- These are amendments to the excellent text that has been put forward by the rapporteur.
- Bunlar raportör tarafından ortaya konan mükemmel metinde yapılan değişikliklerdir.
- It would be excellent if we could find a solution to this issue in July.
- Temmuz ayında bu konuya bir çözüm bulabilseydik mükemmel olurdu.
- It would therefore be excellent to incorporate, for example, the statute on local and regional authorities.
- Bu nedenle, örneğin yerel ve bölgesel yönetimlere ilişkin tüzüğü dahil etmek mükemmel olacaktır.
- We wish the Yemeni Delegation fruitful meetings and an excellent stay in Strasbourg.
- Yemen Delegasyonuna verimli toplantılar ve Strazburg'da mükemmel bir konaklama diliyoruz.
- The Stability Pact for South-East Europe offers an excellent forum for this.
- Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı bunun için mükemmel bir forum sunmaktadır.
- That means that there was excellent communication between all the parties involved.
- Bu da, ilgili tüm taraflar arasında mükemmel bir iletişim olduğu anlamına gelmektedir.
- There are excellent examples of this on the external borders in the form of warnings to young women.
- Bunun dış sınırlarda genç kadınlara yönelik uyarılar şeklinde mükemmel örnekleri vardır.
- The Commission has done an excellent job and done as much as it could.
- Komisyon mükemmel bir iş çıkarmış ve elinden gelenin en iyisini yapmıştır.
- I would also like to start by thanking the rapporteur for her excellent work.
- Raportöre mükemmel çalışması için teşekkür ederek başlamak istiyorum.
- That is the task of others, and they have been doing an excellent job.
- Bu diğerlerinin görevidir ve onlar da mükemmel bir iş çıkarmaktadır.
- The eLearning Programme is also a good example of excellent cooperation between Parliament and the Commission.
- e-Öğrenme Programı da Parlamento ve Komisyon arasındaki mükemmel iş birliğinin iyi bir örneğidir.
- The Belgian Presidency has worked out an excellent compromise for Article 6.
- Belçika Dönem Başkanlığı 6. Madde için mükemmel bir uzlaşı sağlamıştır.
- I congratulate the rapporteur on his excellent work.
- Raportörü mükemmel çalışmasından dolayı kutluyorum.
- The 1996 Hague Convention is an excellent piece of legislation.
- 1996 Lahey Sözleşmesi mükemmel bir mevzuat parçasıdır.
- We are a country of many different faiths, and we have excellent doctors.
- Biz birçok farklı inanca sahip bir ülkeyiz ve mükemmel doktorlarımız var.
- It is important and good that we have gathered together so many excellent rapporteurs.
- Bu kadar çok sayıda mükemmel raportörü bir araya getirmiş olmamız önemli ve iyi bir şey.
- It is excellent that the Commission should have begun to organise a Year of Sport.
- Komisyon'un bir Spor Yılı düzenlemeye başlamış olması mükemmel bir şey.
- I am delighted to see what excellent safety indicators the European railway system has.
- Avrupa demiryolu sisteminin ne kadar mükemmel güvenlik göstergelerine sahip olduğunu görmekten mutluluk duyuyorum.
- I believe that the Commission proposal forms an excellent basis.
- Komisyon teklifinin mükemmel bir temel oluşturduğuna inanıyorum.
- On the macroeconomic level, there has been excellent growth in GDP.
- Makroekonomik düzeyde GSYH'de mükemmel bir büyüme kaydedilmiştir.
- That is excellent, provided women are not used yet again to justify acts of war.
- Kadınların bir kez daha savaş eylemlerini haklı çıkarmak için kullanılmaması koşuluyla bu durum mükemmeldir.
- I would like to thank Gerhard Schmid for his excellent work.
- Gerhard Schmid'e mükemmel çalışması için teşekkür ederim.
- It really does provide an excellent overview of this very important subject.
- Gerçekten de bu çok önemli konuya ilişkin mükemmel bir genel bakış sunuyor.
- This is an excellent pledge, but unfortunately, it does not apply to the Netherlands.
- Bu mükemmel bir vaat, ancak ne yazık ki Hollanda için geçerli değil.
- I am convinced that it will form an excellent basis for discussion in, for example, the Convention.
- Bunun, örneğin Konvansiyon'da yapılacak tartışmalar için mükemmel bir temel oluşturacağına inanıyorum.
- They have managed to do excellent work under very difficult conditions.
- Çok zor koşullar altında mükemmel işler yapmayı başardılar.
- I thank him for his excellent work on this matter.
- Bu konudaki mükemmel çalışmaları için kendisine teşekkür ediyorum.
- Overall this is an excellent measure.
- Genel olarak bu mükemmel bir önlem.
- I should like to congratulate both of our colleagues on their excellent reports.
- Her iki meslektaşımızı da mükemmel raporlarından ötürü tebrik etmek isterim.
- On the macroeconomic level there has been excellent growth in GDP.
- Makroekonomik düzeyde GSYH'de mükemmel bir büyüme kaydedilmiştir.
- This proved invaluable and certainly helped us achieve this excellent result.
- Bu çok değerliydi ve kesinlikle bu mükemmel sonuca ulaşmamıza yardımcı oldu.
- It is an excellent document.
- Bu mükemmel bir belgedir.
- The Commission has produced a fine communication and rapporteur has done an excellent job.
- Komisyon iyi bir tebliğ hazırlamış ve sözcü mükemmel bir iş çıkarmıştır.
- Overall this is an excellent piece of work.
- Genel olarak bu mükemmel bir çalışmadır.
- Examining this in detail in a parliamentary report is an excellent idea.
- Bunun bir parlamento raporunda ayrıntılı olarak incelenmesi mükemmel bir fikirdir.
- I would firstly like to congratulate Ruth Hieronymi on her excellent work on this issue.
- Öncelikle Ruth Hieronymi'yi bu konudaki mükemmel çalışması için tebrik etmek istiyorum.
- This has been an excellent cross-party endeavour and on behalf of the ELDR Group I wholeheartedly support the result.
- Bu, partiler arası mükemmel bir çaba olmuştur ve ELDR Grubu adına sonucu tüm kalbimle destekliyorum.
- That is why I believe our amendments are excellent.
- İşte bu yüzden değişikliklerimizin mükemmel olduğuna inanıyorum.
- I would like to thank my colleagues for their excellent work.
- Meslektaşlarıma mükemmel çalışmaları için teşekkür etmek isterim.
- In summary, I think that we have achieved an excellent result.
- Özetle, mükemmel bir sonuç elde ettiğimizi düşünüyorum.
- Finally, it would be an oversight on my part if I failed to thank the rapporteur for his excellent work.
- Son olarak, raportöre mükemmel çalışması için teşekkür etmemek benim açımdan bir ihmal olacaktır.
- I think that they have both done an excellent job.
- İkisinin de mükemmel bir iş çıkardığını düşünüyorum.
- In the debate this morning you answered many of the questions in your excellent reply.
- Bu sabahki tartışmada, mükemmel cevabınızda soruların çoğunu yanıtladınız.
- I would like to thank Lord Stockton for his excellent report and the constructive proposals which it contains.
- Lord Stockton'a mükemmel raporu ve içerdiği yapıcı öneriler için teşekkür etmek istiyorum.
- This cooperation produced an excellent result, in spite of some misgivings.
- Bu işbirliği, bazı kuşkulara rağmen mükemmel bir sonuç vermiştir.
- It would be excellent if Parliament had a role to play in this.
- Parlamentonun bu konuda oynayabileceği bir rol olsaydı mükemmel olurdu.
- I think there are three important points in Othmar Karas's excellent report.
- Othmar Karas'ın mükemmel raporunda üç önemli nokta olduğunu düşünüyorum.
- This agreement provides an excellent basis for the Community's environment policy for the next ten years.
- Bu anlaşma, önümüzdeki on yıl boyunca Topluluğun çevre politikası için mükemmel bir temel oluşturmaktadır.
- This report, when he looks ahead, is an excellent report and provides useful guidelines for future action.
- Bu rapor, ileriye baktığında mükemmel bir rapor ve gelecekteki eylemler için faydalı kılavuzlar sunuyor.
- Moreover, the fact that auctioning is to be voluntary is excellent.
- Ayrıca, açık artırmanın gönüllülük esasına dayanması da mükemmeldir.
- I would like to thank the two rapporteurs for their fine and excellent work.
- İki raportöre bu güzel ve mükemmel çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum.
- My colleague's closing comments make an excellent introduction to my intervention.
- Meslektaşımın kapanış yorumları benim müdahalem için mükemmel bir giriş oldu.
- All nine candidates are well qualified to become excellent members of the Court of Auditors.
- Dokuz adayın hepsi de Sayıştay'ın mükemmel üyeleri olmak için gereken niteliklere sahiptir.
- I wanted to start by complimenting the Commission President on the excellent document that has been presented.
- Sunulan mükemmel belge için Komisyon Başkanına iltifat ederek başlamak istiyorum.
- This excellent report confirms that.
- Bu mükemmel rapor da bunu doğrulamaktadır.
- The speech we just heard was in fact an excellent bridge to mine.
- Az önce dinlediğimiz konuşma aslında benimkine mükemmel bir köprü oldu.
- I congratulate the rapporteur on her excellent report, to which I give my full support.
- Raportörü, tam destek verdiğim mükemmel raporu için kutluyorum.
- I think this is an excellent suggestion that we should accept promptly and in a constructive spirit.
- Bence bu, derhal ve yapıcı bir ruhla kabul etmemiz gereken mükemmel bir öneridir.
- How can we not agree with this excellent, wise proposal?
- Bu mükemmel ve akıllıca öneriye nasıl katılmayabiliriz?
- This in itself is excellent news.
- Bu başlı başına mükemmel bir haber.
- It is doing an excellent job in keeping former Members informed.
- Eski Üyeleri bilgilendirme konusunda mükemmel bir iş çıkarıyor.
- I too would like to congratulate the rapporteur and the committee on their excellent work.
- Ben de raportörü ve komiteyi mükemmel çalışmalarından dolayı tebrik etmek istiyorum.
- I would just like to finish by saying that the report itself is excellent and I hope that it gets full support.
- Raporun mükemmel olduğunu ve tam destek almasını umduğumu söyleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.
- It has provided it with an excellent president and an open agenda.
- Mükemmel bir başkan ve açık bir gündem sağlamıştır.
- So we have, I think, proceeded very quickly and with excellent cooperation.
- Bu nedenle çok hızlı ve mükemmel bir işbirliği ile ilerlediğimizi düşünüyorum.
- My thanks go to Greece for an excellent presentation and for highlighting some delicate matters.
- Mükemmel sunumu ve bazı hassas konulara dikkat çektiği için Yunanistan'a teşekkür ederim.
- This is an excellent report and it was a pleasure to work with you.
- Bu mükemmel bir rapor ve sizinle çalışmak bir zevkti.
- I think that my own amendment concerning recital 7a is a good supplement to the otherwise excellent report.
- Resital 7a'ya ilişkin kendi değişikliğimin, mükemmel rapora iyi bir ek olduğunu düşünüyorum.
- Congratulations once again to the rapporteur on his excellent work.
- Raportörü mükemmel çalışmasından ötürü bir kez daha kutluyorum.
- The Stenzel report gives us an excellent description of all these developments and I fully endorse it.
- Stenzel raporu bize tüm bu gelişmelerin mükemmel bir tanımını sunuyor ve ben de bunu tamamen destekliyorum.
- The Convention is an excellent opportunity to do this work.
- Sözleşme bu çalışmayı yapmak için mükemmel bir fırsattır.
- The Belgian Presidency has worked out an excellent compromise for Article 6.
- Belçika Dönem Başkanlığı 6. Madde için mükemmel bir uzlaşma sağlamıştır.
- First of all let me congratulate my friend, the rapporteur Professor Trakatellis, on his excellent work.
- Öncelikle raportör arkadaşım Profesör Trakatellis'i mükemmel çalışması dolayısıyla kutlamak isterim.
- You have done some really excellent work for many years now to promote sport and physical education.
- Sporu ve beden eğitimini teşvik etmek için uzun yıllardır gerçekten mükemmel çalışmalar yapıyorsunuz.
- I, too, would like to congratulate the rapporteur on her excellent work.
- Ben de raportörü mükemmel çalışmasından dolayı tebrik ediyorum.
- It is excellent that the Commission should have begun to organise a Year of Sport.
- Komisyon'un bir Spor Yılı düzenlemeye başlamış olması mükemmel bir gelişme.
- Here, the rapporteur has done an excellent job in firming up rather vague proposals.
- Bu noktada raportör, oldukça muğlak önerileri somutlaştırarak mükemmel bir iş çıkarmıştır.
- Since I came to this House in 1984, Wagonlit has provided an excellent service.
- 1984 yılında bu eve geldiğimden beri Wagonlit mükemmel bir hizmet sunuyor.
- It would be excellent if we could find a solution to this issue in July.
- Temmuz ayında bu konuya bir çözüm bulabilirsek mükemmel olur.
- I congratulate the rapporteur for the excellent job he has done in a very difficult area.
- Raportörü çok zor bir alanda yaptığı mükemmel iş için kutluyorum.
- This agreement is an excellent basis, as acknowledged by the European Parliament several years ago.
- Bu anlaşma, Avrupa Parlamentosu tarafından birkaç yıl önce kabul edildiği üzere mükemmel bir temel oluşturmaktadır.
- They are also excellent in helping to improve the Commission's proposals.
- Komisyon'un önerilerinin geliştirilmesine yardımcı olma konusunda da mükemmeldirler.
- Many thanks to the rapporteur for his excellent work.
- Raportöre mükemmel çalışması için çok teşekkürler.
- I would like to commend the rapporteur on her excellent work.
- Raportörü mükemmel çalışması dolayısıyla takdir etmek isterim.
- The summary she gave us a moment ago is excellent.
- Biraz önce bize verdiği özet mükemmel.
- Those are three important principles in an excellent report.
- Bunlar mükemmel bir raporda yer alan üç önemli ilke.
- This is excellent, as it is vital for both growth and solidarity.
- Bu mükemmel bir şey, çünkü hem büyüme hem de dayanışma için hayati önem taşıyor.
- You gave a very clear, excellent reply.
- Çok net ve mükemmel bir cevap verdiniz.
- Relations between Hong Kong and Macau are and have always been excellent.
- Hong Kong ve Makao arasındaki ilişkiler her zaman mükemmel olmuştur.
- We have always enjoyed excellent cooperation at the summits on climate change.
- İklim değişikliği zirvelerinde her zaman mükemmel bir işbirliği gerçekleştirdik.
- I would furthermore like to say something about Mrs Honeyball’s report, which, in itself, is excellent.
- Ayrıca Bayan Honeyball'un kendi içinde mükemmel olan raporu hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum.
- In my view, it is useful to add these critical observations to this excellent report.
- Kanımca bu mükemmel rapora bu eleştirel gözlemleri eklemek faydalı olacaktır.
- Pending this, we support the excellent Randzio-Plath report which understood what was at stake.
- Bunu beklerken neyin tehlikede olduğunu anlayan mükemmel Randzio-Plath raporunu destekliyoruz.
- Excellent work and very fast return.
- Mükemmel çalışma ve süratli bir dönüş.
- Check out Gary's excellent video and post on clock speeds to discover what this does.
- Bunun gerçekten ne yaptığını öğrenmek için Gary'nin mükemmel videosunu görün ve saat hızlarında yayınlayın.
- Excellent work and very fast return.
- Mükemmel iş ve çok hızlı bir geri dönüş.
- This is the first step in an excellent larger project we have planned.
- Bu, planladığımız mükemmel ve daha büyük bir projenin ilk adımıdır.
- Football is an excellent game that teaches a kid how to become a man.
- Futbol bir çocuğa nasıl adam olunacağını öğreten mükemmel bir oyundur.
- Football is an excellent game that teaches a kid how to become a man.
- Futbol, bir çocuğa nasıl erkek olunacağını öğreten mükemmel bir oyundur.
- This is an excellent strategy of content marketing.
- Bu, içerikle pazarlama konusunda mükemmel bir stratejidir.
- This is an excellent strategy of content marketing.
- İçerikle pazarlama konusunda bu mükemmel bir stratejidir.
- His English is excellent.
- Onun İngilizcesi mükemmel.
- Tom pitched an excellent game.
- Tom mükemmel bir oyun kurdu.
- Tom speaks excellent French, but his English isn't very good.
- Tom mükemmel Fransızca konuşur ama İngilizcesi pek iyi değildir.
- The special effects are excellent.
- Özel efektler mükemmel.
- Money is a terrible master but an excellent servant.
- Para korkunç bir efendidir ama mükemmel bir hizmetkârdır.
- I had an excellent teacher!
- Mükemmel bir öğretmenim vardı!
- This is an excellent wine.
- Bu mükemmel bir şarap.
- You're an excellent writer.
- Sen mükemmel bir yazarsın.
- Your excellent work puts me to shame.
- Mükemmel çalışman beni gölgede bırakıyor.
- You're an excellent detective.
- Sen mükemmel bir dedektifsin.
- This is excellent wine.
- Bu mükemmel bir şarap.
- He is an excellent musician.
- O mükemmel bir müzisyen.
- Tom certainly did an excellent job.
- Tom kesinlikle mükemmel bir iş yaptı.
- Tom is an excellent driver.
- Tom mükemmel bir sürücüdür.
- I think it's an excellent idea.
- Bence bu mükemmel bir fikir.
- She is excellent in English.
- O, İngilizcede mükemmeldir.
- Some legumes, like chickpeas and green beans, cause flatulence but are excellent foods.
- Nohut ve yeşil fasulye gibi bazı baklagiller gaz yapar ama mükemmel yiyeceklerdir.
- You're an excellent liar.
- Mükemmel bir yalancısın.
- She displayed excellent behavior.
- O mükemmel bir davranış sergiledi.
- She makes excellent meals in the blink of an eye.
- O göz açıp kapayıncaya kadar mükemmel yemekler yapar.
- Tom did an excellent job.
- Tom mükemmel bir iş yaptı.
- That's an excellent choice.
- Bu mükemmel bir seçim.
- Money is a terrible master but an excellent servant.
- Para korkunç bir efendi ama mükemmel bir hizmetçidir.
- He has excellent reflexes.
- O, mükemmel reflekslere sahip.
- Tom is an excellent singer.
- Tom mükemmel bir şarkıcıdır.
- Tom does excellent work.
- Tom mükemmel iş çıkarır.
- That was an excellent dinner.
- Mükemmel bir yemekti.
- That was an excellent putt.
- O mükemmel bir vuruştu.
- He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
- Hak etmediği mükemmel bir kadın olan karısından sıkılmıştı.
- Tom certainly did an excellent job.
- Tom kesinlikle mükemmel bir iş çıkardı.
- Tom is an excellent skier.
- Tom mükemmel bir kayakçı.
- He's an excellent tennis player.
- O mükemmel bir tenis oyuncusudur.
- That's excellent news.
- O mükemmel haber.
- That was excellent.
- O mükemmeldi.
- This vintage wine is excellent.
- Bu yıllanmış şarap mükemmel.
- I got an excellent grade on the test, and that makes me very happy.
- Sınavdan mükemmel bir not aldım ve bu beni çok mutlu etti.
- Walking is an excellent exercise.
- Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.
- Your plan is excellent.
- Planınız mükemmel.
- Tom speaks excellent French, but his English isn't very good.
- Tom mükemmel Fransızca konuşuyor ama İngilizcesi pek iyi değil.
- She was an excellent student.
- O mükemmel bir öğrenciydi.
- Tom is excellent at drawing.
- Tom resim çizmede mükemmeldir.
- These lemon-almond cookies are excellent.
- Bu limonlu bademli kurabiyeler mükemmel.
- It was an excellent editorial.
- Mükemmel bir başyazıydı.
- Tom is doing an excellent job.
- Tom mükemmel bir iş çıkarıyor.
- His English is excellent.
- İngilizcesi mükemmel.
- I think you did an excellent job.
- Bence mükemmel bir iş çıkardın.
- I'm an excellent listener.
- Mükemmel bir dinleyiciyimdir.
- Her English is excellent.
- Onun İngilizcesi mükemmeldir.
- The boy who is singing is excellent.
- Şarkı söyleyen çocuk mükemmel.
- His speech was excellent.
- Konuşması mükemmeldi.
- The customer service is excellent.
- Müşteri hizmetleri mükemmel.
- He has excellent reflexes.
- Mükemmel refleksleri var.
- Tom is an excellent speaker.
- Tom mükemmel konuşan biri.
- I'm smoking one of your most excellent cigars.
- Ben senin en mükemmel purolarından birini içiyorum.
- That restaurant serves excellent food.
- O lokanta mükemmel yemekler servis ediyor.
- She is in excellent physical condition.
- O fiziksel olarak mükemmel durumda.
- Tom is an excellent teacher.
- Tom mükemmel bir öğretmen.
- You're doing an excellent job.
- Sen mükemmel bir iş yapıyorsun.
- Have an excellent weekend.
- Mükemmel bir hafta sonu geçirin.
- You would make an excellent spy.
- Senden mükemmel bir casus olurdu.
- Tom is an excellent physician.
- Tom mükemmel bir doktor.
- It's an excellent idea.
- Bu mükemmel bir fikir.
- Walking is an excellent exercise.
- Yürümek mükemmel bir egzersizdir.
- Atuqtuaq is excellent at soapstone carving.
- Atuqtuaq sabuntaşı oymada mükemmel.
- It was an excellent editorial.
- Bu mükemmel bir başyazıydı.
- That's excellent news.
- Bu mükemmel bir haber.
- That's excellent.
- Bu mükemmel.
- That was an excellent article.
- Mükemmel bir makaleydi.
- The German auto industry produces excellent cars.
- Alman otomobil endüstrisi mükemmel arabalar üretiyor.
- That restaurant serves excellent food.
- O restoran mükemmel yemekler sunuyor.
- I thought that the food was excellent.
- Yemeklerin mükemmel olduğunu düşündüm.
- Tom is an excellent guitarist.
- Tom mükemmel bir gitaristtir.
- It's an excellent plan.
- Mükemmel bir plan.
- She was an excellent student.
- Mükemmel bir öğrenciydi.
- The customer service is excellent.
- Müşteri servisi mükemmel.
- The financial prospects are excellent.
- Finansal beklentiler mükemmel.
- I thought it was excellent.
- Mükemmel olduğunu düşündüm.
- It's an excellent method to relieve stress.
- Bu, stresi yatıştırmak için mükemmel bir yöntem.
- That's an excellent question.
- O mükemmel bir soru.
- Sami was an excellent shooter.
- Sami mükemmel bir atıcıydı.
- A dictionary is an excellent reference book.
- Sözlük mükemmel bir referans kitabıdır.
- Dinner was excellent.
- Akşam yemeği mükemmeldi.
- The game was excellent.
- Oyun mükemmeldi.
- This is excellent.
- Bu mükemmel.
- She's an excellent general surgeon.
- O mükemmel bir genel cerrah.
- You have an excellent analyst.
- Mükemmel bir analistin var.
- Your examination results are excellent.
- Sınav sonuçların mükemmel.
- Tom is an excellent father.
- Tom mükemmel bir baba.
- He was an excellent scientist, and what is more, was a great poet.
- Mükemmel bir bilim adamıydı ve dahası büyük bir şairdi.
- Tom is an excellent marksman.
- Tom mükemmel bir nişancıdır.
- It's excellent.
- Bu mükemmel.
- The violinist's technique was excellent.
- Kemancının tekniği mükemmeldi.
- That's an excellent wine.
- Bu mükemmel bir şarap.
- Tom's speech was excellent.
- Tom'un konuşması mükemmeldi.
- You were excellent.
- Mükemmeldin.
- You're doing an excellent job.
- Mükemmel bir iş yapıyorsun.
- Tom has excellent reflexes.
- Tom'un mükemmel refleksleri var.
- That's an excellent idea.
- O mükemmel bir fikir.
- The morale of those men was excellent.
- Adamların morali mükemmeldi.
- This is an excellent start.
- Bu mükemmel bir başlangıç.
- They serve excellent food here.
- Burada mükemmel yemekler servis ediyorlar.
- It does seem like an excellent plan.
- Mükemmel bir plana benziyor.
- You did excellent today.
- Bugün mükemmel yaptın.
- That's an excellent idea.
- Bu mükemmel bir fikir.
- You're an excellent cook.
- Mükemmel bir aşçısın.
- He's an excellent brain surgeon.
- O, mükemmel bir beyin cerrahıdır.
- You did an excellent job.
- Mükemmel bir iş yaptın.
- You're an excellent bartender.
- Sen mükemmel bir barmensin.
- That was an excellent dinner.
- O mükemmel bir akşam yemeğiydi.
- Your report is pretty good, if not excellent.
- Senin raporun mükemmel değilse de oldukça iyi.
- The voice actors did a excellent job on this movie.
- Ses aktörleri bu filmde mükemmel bir iş yaptı.
- She's an excellent brain surgeon.
- O mükemmel bir beyin cerrahı.
- Tom is in excellent health.
- Tom'un sağlığı mükemmel.
- Tom is an excellent jazz singer.
- Tom mükemmel bir caz şarkıcısı.
- My doctor has an excellent bedside manner.
- Benim doktorumun, hastalarına yaklaşım tarzı mükemmeldir.
- Her speech was excellent.
- Konuşması mükemmeldi.
- That's an excellent suggestion.
- O mükemmel bir öneri.
- Your paper was excellent.
- Ödeviniz mükemmeldi.
- Your excellent work puts me to shame.
- Mükemmel çalışmanız beni utandırıyor.
- Tom is an excellent ambassador.
- Tom mükemmel bir büyükelçidir.
- Aardvarks are excellent diggers.
- Karıncayiyenler mükemmel kazıcılardır.
- Some legumes, like chickpeas and green beans, cause flatulence but are excellent foods.
- Nohut ve taze fasulye gibi bazı baklagiller gaz yapar ama mükemmel yiyeceklerdir.
- The service is excellent in this hotel.
- Bu oteldeki hizmet mükemmeldir.
- The band is excellent.
- Grup mükemmel.
- Your pronunciation is excellent.
- Telaffuzunuz mükemmel.
- Tom did an excellent job.
- Tom mükemmel bir iş çıkardı.
- Your timing was excellent.
- Zamanlaman mükemmeldi.
- He has two or three excellent assistants.
- Onun iki ya da üç tane mükemmel yardımcısı vardır.
- That's excellent.
- O mükemmel.
- He has two or three excellent assistants.
- İki ya da üç mükemmel asistanı var.
- I had an excellent teacher!
- Benim mükemmel bir öğretmenim vardı!
- She is an excellent student.
- Mükemmel bir öğrencidir.
- Sami was an excellent shooter.
- Sami mükemmel bir nişancıydı.
- I got an excellent grade on the test, and that makes me very happy.
- Testte mükemmel bir not aldım, ve bu beni çok mutlu ediyor.
- Her husband is an excellent cook.
- Kocası mükemmel bir aşçı.
- He is an excellent musician.
- O mükemmel bir müzisyendir.
- You're an excellent chef.
- Mükemmel bir aşçısın.
- These birds don’t fly well but they are excellent runners.
- Bu kuşlar iyi uçamazlar ama mükemmel koşuculardır.
- They are excellent.
- Mükemmeller.
- I'm smoking one of your most excellent cigars.
- En mükemmel purolarınızdan birini içiyorum.
- He's an excellent brain surgeon.
- Mükemmel bir beyin cerrahı.
- Tom is an excellent cricket player.
- Tom mükemmel bir kriket oyuncusudur.
- Why have you kept such an excellent wine back till now?
- Neden bugüne kadar böyle mükemmel bir şarabı sakladın?
- The food here is excellent.
- Buradaki yemekler mükemmel.
- Why have you kept such an excellent wine back till now?
- Neden böyle mükemmel bir şarabı şimdiye kadar sakladınız?
- Tom is an excellent father.
- Tom mükemmel bir babadır.
- This is excellent news.
- Bu mükemmel bir haber.
- Tom is an excellent skateboarder.
- Tom mükemmel bir kaykaycıdır.
- She's an excellent brain surgeon.
- O mükemmel bir beyin cerrahıdır.
- The train connections at this station are excellent.
- Bu istasyondaki tren bağlantıları mükemmel.
- His work was acceptable, but far from excellent.
- Onun çalışması kabul edilebilir, ama mükemmel olmaktan uzak.
- A dictionary is an excellent reference book.
- Bir sözlük mükemmel bir başvuru kitabıdır.
- One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.
- Bir gün Malezya'daki tüm çocuklar mükemmel bir eğitim alma fırsatına sahip olacak.
- Your excellent work puts me to shame.
- Mükemmel çalışman beni mahcup ediyor.
- She is excellent at making speeches.
- Konuşma yapma konusunda mükemmeldir.
- This is excellent wine.
- Bu, mükemmel bir şaraptır.
- Tom is excellent.
- Tom mükemmel.
- Your French is excellent.
- Fransızcanız mükemmel.
- Tom is an excellent pilot.
- Tom mükemmel bir pilottur.
- Excellent reviews.
- Mükemmel görüşler.
- Can you say how employees may be recognized for excellent performance?
- Çalışanların mükemmel performans için nasıl ödüllendirilebileceğini söyleyebilir misiniz?
- That's an excellent point.
- Bu mükemmel bir nokta.
- The eggplant was excellent.
- Patlıcan mükemmeldi.
- She is an excellent student.
- O, mükemmel bir öğrencidir.
- Tom is an excellent skier.
- Tom mükemmel bir kayakçıdır.
- As far as I know, he's an excellent student.
- Bildiğim kadarıyla, o mükemmel bir öğrenci.
- This is an excellent strategy.
- Bu mükemmel bir strateji.
- Mary has excellent shorthand skills and works as a hansard reporter in parliament.
- Mary'nin mükemmel steno becerileri var ve parlamentoda hansard muhabiri olarak çalışıyor.
- Tom is an excellent student.
- Tom mükemmel bir öğrencidir.
- Mary has excellent shorthand skills and works as a hansard reporter in parliament.
- Mary'nin mükemmel steno becerileri vardır ve parlamentoda bir parlamento tutanağı muhabiri olarak çalışıyor.
- Tom is an excellent driver.
- Tom mükemmel bir sürücü.
- Tom is an excellent tennis player.
- Tom mükemmel bir tenis oyuncusudur.
- With the exception of virtue, nothing is more excellent than friendship.
- Erdem haricinde hiçbir şey arkadaşlıktan daha mükemmel değildir.
- This is an excellent site for learning French.
- Bu, Fransızca öğrenmek için mükemmel bir site.
- This is a very good restaurant, and with an excellent environment, as well.
- Burası çok iyi bir restoran ve mükemmel bir ortamı var.
- Cybotron was composing excellent music.
- Cybotron mükemmel bir müzik besteliyordu.
- Your French is excellent.
- Fransızcan mükemmel.
- Excellent reviews.
- Mükemmel yorumlar.
- This is an excellent point, Professor Tom.
- Bu mükemmel bir nokta, Profesör Tom.
- Martha is an excellent pianist.
- Martha, mükemmel bir piyanisttir.
- Tom is an excellent musician.
- Tom mükemmel bir müzisyen.
- He is in excellent physical condition.
- Fiziksel durumu mükemmel.
- Tom has excellent taste.
- Tom'un mükemmel bir zevki var.
- Her husband is an excellent cook.
- Kocası mükemmel bir aşçıdır.
- They are excellent.
- Onlar mükemmeller.
- They look excellent.
- Mükemmel görünüyorlar.
- At this property, they make excellent vinegar.
- Bu tesiste mükemmel sirke yapıyorlar.
- We Africans are excellent boxers.
- Biz Afrikalılar mükemmel boksörleriz.
- With the exception of virtue, nothing is more excellent than friendship.
- Erdem dışında hiçbir şey dostluktan daha mükemmel değildir.
- This is an excellent strategy.
- Bu mükemmel bir stratejidir.
- The music was excellent.
- Müzik mükemmeldi.
- Tom has excellent ball skills, but is too short to play basketball at a high level.
- Tom'un mükemmel top yetenekleri var, ama yüksek seviyede basketbol oynamak için çok kısa.
- The violinist has excellent technique.
- Kemancının mükemmel bir tekniği var.
- That sounds like an excellent idea.
- Kulağa mükemmel bir fikir gibi geliyor.
- That was an excellent meeting.
- O mükemmel bir toplantıydı.
- She makes excellent meals in the blink of an eye.
- Göz açıp kapayıncaya kadar mükemmel yemekler yapar.
- It's an excellent plan.
- Bu mükemmel bir plan.
- Tom is an excellent student.
- Tom mükemmel bir öğrenci.
- That was an excellent putt.
- Bu mükemmel bir vuruştu.
- I consider him to be an excellent teacher.
- Onun mükemmel bir öğretmen olduğunu düşünüyorum.
- He has an excellent falsetto range.
- Mükemmel bir falsetto aralığı var.
- Tom's car is well-kept and in excellent condition.
- Tom'un arabası bakımlı ve mükemmel durumda.
- He's an excellent author.
- O mükemmel bir yazardır.
- What an excellent idea!
- Ne mükemmel bir fikir!
- I thought the food was excellent.
- Bence yemekler mükemmeldi.
- She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
- O mükemmel bir akademisyen ve her yerde öyle tanınıyor.
- Her speech was excellent.
- Onun konuşması mükemmeldi.
- The boy who is singing is excellent.
- Şarkı söyleyen oğlan mükemmel.
- Tom is an excellent musician.
- Tom mükemmel bir müzisyendir.
- Tom speaks excellent Russian, but his German is abysmal.
- Tom mükemmel Rusça konuşuyor ama Almancası berbat.
- Water clarity is excellent.
- Su berraklığı mükemmel.
- Your paper was excellent.
- Makalen mükemmeldi.
- Tom is an excellent ambassador.
- Tom mükemmel bir elçi.
- Tom is an excellent pilot.
- Tom mükemmel bir pilot.
- He has built up an excellent business.
- Mükemmel bir iş kurdu.
- Tom is an excellent choice.
- Tom mükemmel bir seçimdir.
- He's an excellent tennis player.
- O mükemmel bir tenis oyuncusu.
- She is in excellent physical condition.
- Fiziksel durumu mükemmel.
- The financial prospects are excellent.
- Mali beklentiler mükemmel.
- He is an excellent speaker.
- Mükemmel bir konuşmacıdır.
- They're excellent.
- Onlar mükemmel.
- He drew his water, which was excellent, from a very deep natural well, above which he had set up a very simple pulley block.
- Mükemmel olan suyunu, üzerinde çok basit bir makara bloğu kurduğu çok derin bir doğal kuyudan çekiyordu.
- The voice actors did a excellent job on this movie.
- Seslendirme sanatçıları bu filmde mükemmel bir iş çıkardı.
- Tom pitched an excellent game.
- Tom mükemmel bir oyun çıkardı.
- Mr Briggs is not any doctor, he is an excellent surgeon.
- Bay Briggs herhangi bir doktor değil, o mükemmel bir cerrah.
- That was an excellent meeting.
- Mükemmel bir toplantıydı.
- Tom does excellent work.
- Tom mükemmel iş yapar.
- French cuisine is excellent.
- Fransız mutfağı mükemmeldir.
- Courage is an excellent virtue.
- Cesaret mükemmel bir erdemdir.
- Your French pronunciation is excellent.
- Fransızca telaffuzun mükemmel.
- Tom is an excellent physician.
- Tom mükemmel bir hekimdir.
- We Africans are excellent athletes and runners.
- Biz Afrikalılar mükemmel atletler ve koşucularız.
- It's an excellent solution.
- Bu mükemmel bir çözüm.
- Tom is an excellent cook.
- Tom mükemmel bir aşçıdır.
- I thought the show was excellent.
- Gösterinin mükemmel olduğunu düşündüm.
- I am an excellent foreign language teacher.
- Ben mükemmel bir yabancı dil öğretmeniyim.
- With both song and dance, the performers put on an excellent show.
- Hem şarkı hem de dans ile sanatçılar mükemmel bir gösteriyi sahneye koydular.
- She displayed excellent behavior.
- Mükemmel bir davranış sergiledi.
- Tom's French is excellent.
- Tom'un Fransızcası mükemmel.
- Our town has excellent sports facilities.
- Kasabamızın mükemmel spor tesisleri var.
- The highways in this country are excellent.
- Bu ülkedeki otoyollar mükemmel.
- They're excellent.
- Mükemmeller.
- Tom's grades are excellent.
- Tom'un notları mükemmel.
- His work was acceptable, but far from excellent.
- İşi kabul edilebilirdi, ama mükemmel olmaktan uzaktı.
- Our university has excellent sports facilities.
- Üniversitemiz mükemmel spor olanaklarına sahiptir.
- He is an excellent speaker.
- O mükemmel bir konuşmacıdır.
- I think that's an excellent plan.
- Bence bu mükemmel bir plan.
- Atuqtuaq is excellent at soapstone carving.
- Atuqtuaq sabuntaşı oymacılığında mükemmeldir.
- The highways in this country are excellent.
- Bu ülkedeki karayolları mükemmel.
- Tom is an excellent cricket player.
- Tom, mükemmel kriket oyuncusudur.
- That's an excellent suggestion.
- Bu mükemmel bir öneri.
- Tom has excellent taste.
- Tom'un mükemmel bir damak tadı var.
- That is an excellent idea!
- Bu mükemmel bir fikir!
- Your plan seems excellent.
- Planınız mükemmel görünüyor.
- One day, all children in Malaysia will have the opportunity to attain an excellent education.
- Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.
- The wine was excellent.
- Şarap mükemmeldi.
- Tom is an excellent speaker.
- Tom mükemmel bir konuşmacı.
- Tom's French is excellent.
- Tom'un Fransızcası mükemmeldir.
- This is an excellent site for learning Finnish.
- Bu Fince öğrenmek için mükemmel bir site.
- He's an excellent author.
- Mükemmel bir yazar.
- The German auto industry produces excellent cars.
- Alman otomobil endüstrisi mükemmel arabalar üretir.
- Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.
- Sammy Davis was an excellent singer.
- Sammy Davis mükemmel bir şarkıcıydı.
- Bird excrement is an excellent fertilizer.
- Kuş dışkısı mükemmel bir gübredir.
- It's excellent.
- Mükemmel.
- Tom is an excellent ambassador.
- Tom mükemmel bir elçidir.
- I'm an excellent listener.
- Ben mükemmel bir dinleyiciyim.
- We make an excellent team.
- Mükemmel bir takım oluruz.
- They look excellent.
- Onlar mükemmel görünüyor.
- This book is excellent.
- Bu kitap mükemmel.
- Her father is an excellent pianist.
- Babası mükemmel bir piyanist.
- That's an excellent point.
- O mükemmel bir konu.
- He was an excellent scientist, and what is more, was a great poet.
- O mükemmel bir bilim adamıydı ve dahası, mükemmel bir şairdi.
- Your pronunciation is excellent.
- Telaffuzun mükemmel.
- Tom is an excellent jazz singer.
- Tom mükemmel bir caz şarkıcısıdır.
- The local brew is excellent.
- Yerel bira mükemmeldir.
- It is not necessary to say that she is an excellent pianist.
- Mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.
- Tom is an excellent guitarist.
- Tom mükemmel bir gitarist.
- Her English is excellent.
- İngilizcesi mükemmel.
- Apart from a few mistakes, your composition was excellent.
- Birkaç hata dışında kompozisyonunuz mükemmeldi.
- The tea we had there was excellent.
- Orada içtiğimiz çay mükemmeldi.
- I hear Tom is an excellent tennis player.
- Tom'un mükemmel bir tenis oyuncusu olduğunu duydum.
- Our university has excellent sports facilities.
- Üniversitemizin mükemmel spor tesisleri var.
- Apart from a few mistakes, your composition was excellent.
- Birkaç hatanın dışında, kompozisyonun mükemmeldi.
- That was an excellent game.
- Mükemmel bir oyundu.
- We Africans are excellent athletes and runners.
- Biz Afrikalılar mükemmel atlet ve koşucularız.
- A scholar made an excellent speech about human rights.
- Bir akademisyen insan hakları hakkında mükemmel bir konuşma yaptı.
- I thought it was excellent.
- Bunun mükemmel olduğunu düşündüm.
- She is excellent in English.
- İngilizcesi mükemmeldir.
- Tom is an excellent cook.
- Tom mükemmel bir aşçı.
- With both song and dance, the performers put on an excellent show.
- Hem şarkı hem de dansla, sanatçılar mükemmel bir gösteri sundular.
- Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Şu anda zafer için beklentilerimiz mükemmel.
- It's an excellent method to relieve stress.
- Stres atmak için mükemmel bir yöntem.
- The service is excellent in this hotel.
- Bu otelde servis mükemmel.
- At this property, they make excellent vinegar.
- Bu mülkte mükemmel sirke yapıyorlar.
- I hear Tom is an excellent tennis player.
- Tom'un mükemmel bir tenis oyuncusu olduğunu duyuyorum.
- Tom is excellent at drawing.
- Tom çizim konusunda mükemmeldir.
- He is an exemplary person with an excellent reputation.
- O mükemmel bir üne sahip örnek bir insandır.
- Tom's attitude is excellent.
- Tom'un tavrı mükemmel.
- This is an excellent site for learning Finnish.
- Fince öğrenmek için mükemmel bir site.
- Martha is an excellent pianist.
- Martha, mükemmel bir piyanist.
- The writer has an excellent style.
- Yazarın mükemmel bir tarzı var.
- That was excellent.
- Mükemmeldi.
- This is an excellent picture.
- Bu mükemmel bir resim.
- It was an excellent game.
- Mükemmel bir oyundu.
- This is excellent news.
- Bu mükemmel haber.
- Tom is an excellent attorney.
- Tom mükemmel bir avukattır.
- That's an excellent choice.
- O mükemmel bir seçim.
- Tom is an excellent bridge player.
- Tom mükemmel bir briç oyuncusu.
- That's an excellent question.
- Mükemmel bir soru.
- All attempts to speak German are excellent.
- Tüm Almanca konuşma girişimleri mükemmel.
- Tom makes an excellent martini.
- Tom mükemmel martini yapar.
Show More (561)
|
