expect - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
expect beklemek v.
  • Inflation has so far declined less steeply and less rapidly than we expected at the turn of the year.
  • Enflasyon şu ana kadar yılın başında beklediğimizden daha az dik ve daha az hızlı bir düşüş gösterdi.
  • I also expect the Commission to be proactive in supporting us in our call for codecision in legislative procedures.
  • Ayrıca Komisyonun, yasama usullerinde ortak karar çağrımızda bizi destekleme konusunda proaktif olmasını bekliyorum.
  • Citizens of Europe expect the European institutions to be properly managed and they are right to do so.
  • Avrupa vatandaşları Avrupa kurumlarının düzgün bir şekilde yönetilmesini beklemektedir ve bunda da haklıdırlar.
Show More (1799)
expect ummak v.
  • Many, I expect, will recall her direct and unpretentious personality and style.
  • Pek çok kişinin onun doğrudan ve gösterişsiz kişiliğini ve tarzını hatırlayacağını umuyorum.
  • We expect to be able to present this proposal in April 2002.
  • Bu öneriyi Nisan 2002'de sunabilmeyi umuyoruz.
  • I expect your morning could have been more pleasant.
  • Sabahınızın daha keyifli geçmesini umuyorum.
Show More (167)
expect düşünmek v.
  • When does the Commission expect, if ever, to reoccupy the building?
  • Komisyon binayı yeniden ne zaman kullanmayı düşünüyor?
  • When does the Commission expect, if ever, to reoccupy the building?
  • Komisyon, eğer olacaksa, binayı yeniden ne zaman kullanmayı düşünüyor?
  • Many people expected it to take up all our time.
  • Birçok kişi bunun tüm zamanımızı alacağını düşünüyordu.
Show More (17)
expect sanmak v.
  • Most Germans expected the Allies would attack at Calais, in France.
  • Birçok Alman, müttefiklerin Fransa'daki Calais'ye saldıracağını sanıyordu.
  • I expect I'll have to do that for Tom.
  • Sanırım bunu Tom için yapmam gerekecek.
  • I expect Tom will be late.
  • Tom'un geç kalacağını sanıyorum.
Show More (2)
expect ümit etmek v.
  • I expect Tom to wait.
  • Tom'un beklemesini ümit ediyorum.
  • I expect a lot.
  • Çok şey ümit ediyorum.
Show More (-1)
expect bebek beklemek v.
  • They're both expecting babies.
  • Onların her ikisi de bebek bekliyorlar.
Show More (-2)