1 |
fabulous |
harika |
adj. |
|
- Everyone did a fabulous job.
- Herkes harika bir iş çıkardı.
- I think that's absolutely fabulous.
- Bence bu kesinlikle harika.
- We spent a fabulous day in the woods.
- Ormanda harika bir gün geçirdik.
- It was fabulous.
- Harikaydı.
- I think that's absolutely fabulous.
- Onun kesinlikle harika olduğunu düşünüyorum.
- This is fabulous.
- Bu harika.
- I hope you're having a fabulous day and we need to celebrate our birthdays together soon!
- Harika bir gün yaşadığınızı umuyorum ve yakında birlikte doğum günlerimizi kutlamamız gerekiyor!
- It was absolutely fabulous.
- Kesinlikle harikaydı.
- You're fabulous.
- Sen harikasın.
- We had a fabulous day on the mountain.
- Dağda harika bir gün geçirdik.
- I hope you're having a fabulous day and we need to celebrate our birthdays together soon!
- Umarım harika bir gün geçiriyorsunuzdur ve yakında doğum günlerimizi birlikte kutlamalıyız!
- You look fabulous.
- Harika görünüyorsun.
- Tom did a fabulous job.
- Tom harika bir iş çıkardı.
- Tom is a fabulous entertainer.
- Tom harika bir şovmen.
Show More (11)
|
2 |
fabulous |
inanılmaz |
adj. |
|
- They're fabulous.
- Onlar inanılmaz.
Show More (-2)
|
3 |
fabulous |
çok güzel |
adj. |
|
- This place is fabulous.
- Bu yer çok güzel.
Show More (-2)
|
4 |
fabulous |
müthiş |
adj. |
|
- It was a fabulous night.
- Müthiş bir geceydi.
Show More (-2)
|