flavouring - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
flavouring tatlandırıcı adj.
  • Otherwise, these flavouring additives will have to be labelled.
  • Aksi takdirde bu tatlandırıcı katkı maddelerinin etiketlenmesi gerekecektir.
  • The Council has met us halfway as regards another point, namely the labelling of flavourings.
  • Konsey bir başka konuda yani tatlandırıcıların etiketlenmesi konusunda bizi yarı yolda bıraktı.
  • It concerns not accepting the general use of a chemical flavouring in jams and marmalades, that is vanillin.
  • Reçel ve marmelatlarda kimyasal bir tatlandırıcı olan vanilinin genel kullanımının kabul edilmemesiyle ilgilidir.
Show More (1)