freshly - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
freshly taze adv.
  • Freshly pressed juice is more expensive than juice from concentrate.
  • Taze sıkılmış meyve suyu, konsantre meyve suyundan daha pahalıdır.
  • Our delicious coffee is made from freshly roasted coffee beans.
  • Bizim lezzetli kahvemiz taze kavrulmuş kahve çekirdeklerinden yapılır.
  • There's nothing like a glass of natural, freshly squeezed juice.
  • Bir bardak doğal, taze sıkılmış meyve suyu gibisi yoktur.
Show More (7)
freshly yeni adv.
  • A freshly baked cake doesn't cut easily.
  • Yeni pişmiş bir kek kolay kolay kesilmez.
  • A freshly baked cake doesn't cut easily.
  • Yeni pişirilmiş bir kek kolayca kesilmez.
  • I love the aroma of freshly brewed coffee.
  • Yeni demlenmiş kahvenin aromasına bayılırım.
Show More (1)