fueller - Türkisch Englisch Wörterbuch

fueller

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "fueller" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 24 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
fuel n. yakıt
That is why it is so important to phase in zero-sulphur fuels.
İşte bu nedenle sıfır sülfürlü yakıtların aşamalı olarak devreye sokulması büyük önem taşımaktadır.

More Sentences
General
fuel n. benzin
Tom looked down at the fuel gauge.
Tom benzin göstergesine baktı.

More Sentences
fuel v. körüklemek
The weekly magazines fuel this trend by showing 'before and after' pictures.
Haftalık dergiler 'öncesi ve sonrası' resimlerini göstererek bu eğilimi körüklemektedir.

More Sentences
Technical
fuel n. yakıt
Aviation fuel is not taxed, it is not subject to VAT and it is not covered by the Kyoto Protocol.
Havacılık yakıtı vergilendirilmez, KDV'ye tabi değildir ve Kyoto Protokolü kapsamında değildir.

More Sentences
Automotive
fuel n. yakıt
The proposal now before us aims at the complete removal of sulphur from these fuels by 2009.
Şu anda önümüzde bulunan teklif, 2009 yılına kadar bu yakıtlardan sülfürün tamamen kaldırılmasını amaçlamaktadır.

More Sentences
General
fuel n. mahrukat
fuel n. yakacak
fuel n. akaryakıt
fuel v. yakıt elde etmek
fuel v. yanmasını sağlamak
fuel v. çalıştırmak
fuel v. yakmak
fuel v. yükseltmek
fuel v. benzin doldurmak
fuel v. yakıt vermek
fuel v. yakıt sağlamak
fuel v. yakıt almak
fuel v. kamçılamak
fuel v. teşvik etmek
fuel v. gayrete getirmek
fuel v. beslenmek (duygu)
Technical
fuel n. akaryakıt
fuel v. doldurmak
fuel v. yakıt almak

Bedeutungen, die der Begriff "fueller" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
aircraft fuel n. uçak yakıtı
So why should aircraft fuel not be taxed now, at long last?
Öyleyse neden uçak yakıtı şimdi, en sonunda vergilendirilmesin?

More Sentences
fuel consumption n. yakıt tüketimi
Within the next few years, new engines will reduce fuel consumption and improve exhaust cleanliness.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni motorlar yakıt tüketimini azaltacak ve egzoz temizliğini iyileştirecektir.

More Sentences
diesel fuel n. dizel yakıt
Diesel fuel tax is one such area.
Dizel yakıt vergisi de bu alanlardan biridir.

More Sentences
aviation fuel n. uçak yakıtı
The second point on our agenda is the taxation of aviation fuel.
Gündemimizdeki ikinci konu ise uçak yakıtlarının vergilendirilmesi.

More Sentences
nuclear fuel n. nükleer yakıt
The question of safety of nuclear fuel shipments is an urgent one.
Nükleer yakıt sevkiyatlarının güvenliği sorunu acil bir sorundur.

More Sentences
fuel tank n. yakıt deposu
The fuel tank in the car is full.
Arabanın yakıt deposu dolu.

More Sentences
fuel cell n. yakıt hücresi
It might also monitor the assessment of the introduction of fuel cells.
Ayrıca yakıt hücrelerinin kullanılmaya başlanmasının değerlendirilmesini de izleyebilir.

More Sentences
fuel oil n. akaryakıt
We are hoping for a ban on single-hull vessels transporting heavy fuel oils in the Baltic Sea.
Baltık Denizi'nde ağır akaryakıt taşıyan tek cidarlı gemilerin yasaklanmasını umuyoruz.

More Sentences
fuel oil n. fuel oil
Heavy fuel oil is the most dangerous product.
Ağır fuel oil en tehlikeli üründür.

More Sentences
fossil fuel n. fosil yakıt
EUR 300 billion have now been allocated world-wide to nuclear and fossil fuels.
Dünya genelinde nükleer ve fosil yakıtlara 300 milyar Avro tahsis edilmiştir.

More Sentences
Technical
fossil fuel n. fosil yakıt
In view of the limited deposits of fossil fuel, the importance of this development cannot be underestimated.
Sınırlı fosil yakıt yatakları göz önüne alındığında bu gelişmenin önemi küçümsenemez.

More Sentences
spent fuel n. kullanılmış yakıt
A country cannot unilaterally impose a ban on the import of spent fuel meant for reprocessing.
Bir ülke tek taraflı olarak yeniden işlenmek üzere kullanılmış yakıt ithalatına yasak getiremez.

More Sentences
nuclear fuel n. nükleer yakıt
That maximum limit, imposed by the Corfu Agreement, is 20% of the necessary nuclear fuel.
Korfu Anlaşması ile getirilen bu azami sınır, gerekli nükleer yakıtın %20'sidir.

More Sentences
fuel gauge n. yakıt göstergesi
The fuel gauge is broken.
Yakıt göstergesi bozulmuş.

More Sentences
fuel consumption n. yakıt tüketimi
Already today, we can see a positive development and lower fuel consumption.
Bugün bile olumlu bir gelişme ve daha düşük yakıt tüketimi görebiliyoruz.

More Sentences
fuel tank n. yakıt tankı
The fuel tank in the car is full.
Arabadaki yakıt tankı dolu.

More Sentences
Common Usage
diesel fuel n. motorin
diesel fuel n. mazot
General
liquid fuel rocket n. sıvı yakıtlı roket
fuel oil n. yakıt
fuel wastage n. yakıt israfı
jet fuel n. jet yakıtı
fuel indicator n. yakıt göstergesi
main fuel line n. ana yakıt borusu
fuel gas n. yanma gazı
fuel consumption n. yakıt sarfiyatı
fuel smuggling n. akaryakıt kaçakçılığı
alcohol fuel n. alkollü yakıt
heavy fuel n. ağır yakıt
fuel truck n. yakıt tankeri
fuel engineering n. yakıt mühendisliği
diesel fuel n. dizel yakıtı
aerial fuel n. uçucu yakıt
gaseous fuel n. gazyakıt
diesel fuel smoke n. sis perdesi
industrial fuel n. sanayi tipi yakıtlar
fuel tanker n. akaryakıt tankeri
fuel feed pump n. mazot pompası
bunker fuel n. gemi yakıtı
gaseous fuel n. gaz yakıt
fuel gas n. gaz
main fuel tank n. ana yakıt deposu
main fuel filter n. ana yakıt filtresi
fossil fuel plant n. termik santral
industrial fuel n. endüstriyel yakıt
fuel injector n. mazot enjektörü
domestic heating fuel n. konut ısıtma yakıtı
heavy fuel n. ağıryağ
motor fuel n. motor yakıtı
solid fuel n. katı yakıt
solid rocket fuel n. katı roket yakıtı
fuel expense n. yakacak masrafı
fuel on hand n. yakacak mevcudu
fuel usage n. yakıt kullanımı
petroleum as fuel n. akaryakıt
fuel saving n. yakıt tasarrufu
main fuel tank n. ana yakıt tankı
light fuel oils n. hafif yakıtlar
heavy fuel oils n. ağır yakıtlar
vehicle fuel oil n. araç yakıtı
additional fuel tank n. ek yakıt deposu
bio fuel n. biyoyakıt
fuel type n. yakıt tipi
fuel compatibility n. yakıt uygunluğu
fuel oil n. yağyakıt
fuel oil n. sıvı yakıt
fuel-oil n. fuel-oil
fuel-oil n. yakıt yağ
coal-water fuel n. kömür-su yakıtı
fuel-oil tank n. akaryakıt tankı
fuel-oil n. yağyakıt
fuel-oil n. fueloil
fuel oil n. fuel-oil
petroleum as fuel n. akar-yakıt
butane fuel refill n. çakmak gazı
fuel dispensing pump n. akaryakıt dağıtım pompası
transport fuel n. taşıt yakıtı
oncoming diesel fuel-laden truck n. karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon
oncoming diesel fuel-laden truck n. karşı yönden gelen mazot yüklü tanker
fossil fuel energy n. fosil yakıtı enerjisi
fuel wood n. yakacak odun
heavy fuel burns n. ağır yakıt yanıkları
fuel-efficiency n. yakıt tasarrufu
fuel conservation n. yakıt tasarrufu
classification of fuel stations n. akaryakıt istasyonlarının sınıflandırılması
atomic fuel n. atomik yakıt
unlimited fuel n. sınırsız yakıt
fuel load n. yakıt yükü (itfaiyecilik)
plant-based fuel n. bitki kökenli yakıt
fuel remaining n. kalan yakıt
fuel allowance n. yakacak yardımı
fuel expense n. yakıt gideri
lighter fuel n. çakmak gazı
add fuel the flames v. yangına körükle gitmek
fuel up v. benzin doldurmak
fuel up v. yakıt almak
fuel up v. yakıt doldurmak
fill up fuel oil v. yakıt doldurmak
fuel up v. benzin almak
fuel fear v. korku uyandırmak
fuel the car up v. arabaya benzin/yakıt koymak/almak
fuel suspicion v. şüpheyi alevlendirmek
fuel the unrest v. huzursuzluğu alevlendirmek
running on diesel fuel adj. motorin yakan
fuel guzzling adj. çok benzin yakan
fuel guzzling adj. çok benzin tüketen
nightmare fuel adj. kabus körükleyen
nightmare fuel adj. kabusa sebep olan
Idioms
add fuel to the fire v. kızgınlığını körüklemek
add fuel to the flames v. kızgınlığını körüklemek
add fuel to the flames v. yangına körükle gitmek
take fuel on v. yakıt ikmali yapmak
add fuel to the fire v. yangına körükle gitmek
take fuel on v. yakıt almak
add fuel to the flame v. yangına körükle gitmek
pour fuel on the fire v. yangını körüklemek
pour fuel on the fire v. yangına körükle gitmek
pour fuel on the fire v. yangını iyice alevlendirmek
pour fuel on the fire v. kızgın birinin üstüne gitmek
pour fuel on the fire v. birinin öfkesini iyice alevlendirmek
pour fuel on the fire v. sinirli birini çileden çıkarmak
pour fuel on the fire v. zaten sinirli olan birini iyice sinirlendirmek
pour fuel on the fire v. tuz biber ekmek
fuel the fire v. yangına körükle gitmek
fuel the fire v. yangını körüklemek
fuel the fire v. gergin biri durumun üstüne gitmek
fuel the fire v. gerginliği artırmak/alevlendirmek
fuel the fire v. durumu iyice germek
fuel the fires v. yangına körükle gitmek
fuel the fires v. yangını körüklemek
fuel the fires v. gergin biri durumun üstüne gitmek
fuel the fires v. gerginliği artırmak/alevlendirmek
fuel the fires v. durumu iyice germek
fuel the flame v. yangına körükle gitmek
fuel the flame v. yangını körüklemek
fuel the flame v. gergin biri durumun üstüne gitmek
fuel the flame v. gerginliği artırmak/alevlendirmek
fuel the flame v. durumu iyice germek
fuel the flames v. yangına körükle gitmek
fuel the flames v. yangını körüklemek
fuel the flames v. gergin biri durumun üstüne gitmek
fuel the flames v. gerginliği artırmak/alevlendirmek
fuel the flames v. durumu iyice germek
fuel to the fire/flames v. yangına körükle gitmek
fuel to the fire/flames v. yanan ateşi körüklemek
fuel to the fire/flames v. kızgınlığını körüklemek
fuel to the fire/flames v. ortalığı daha da alevlendirmek
take on fuel v. yakıt almak
take on fuel v. benzin almak
take on fuel v. yakıt ikmali yapmak
take on fuel v. çok içmek
take on fuel v. kafayı çekmek
Trade/Economic
fuel expense n. akaryakıt gideri
oil fuel n. akaryakıt
fuel consumption tax n. akaryakıt tüketim vergisi
fuel-oil n. fuel oil
fuel surcharge n. ilave yakıt ücreti
solid fuel cooker n. katı yakıtlı pişirici
oil fuel n. mazot
retail sell of motor vehicles and fuel oil n. motorlu araçlar ve yakıtlarının perakende satışı
nuclear fuel and refined petroleum and coke coal industry n. nükleer yakıt ve rafine petrol ve kok kömür üretimi sanayii
fuel expense n. yakacak masrafı
fuel surcharge n. yakıt ilave ücreti
fuel surcharge n. yakıt ilave bedeli
fuel on hand n. yakacak mevcudu
fuel shortage n. yakacak kıtlığı
fuel shortage n. yakıt kıtlığı
fuel surcharge n. yakıt ek ücreti
fuel allowance n. yakıt yardımı
Law
smuggled fuel n. kaçak benzin
smuggled fuel n. kaçak akaryakıt
Politics
fuel and food crisis n. akaryakıt ve gıda krizi
bio-fuel production n. bio-yakıt üretimi
fossil fuel subsidy n. fosil yakıt teşviği
food and fuel price shock n. gıda ve yakıt fiyat şokları
food and fuel prices n. gıda ve yakıt fiyatları
fuel recycling plant n. yakıt geri kazanım tesisi
renewable fuel n. yenilenebilir yakıt
Institutes
fuel supply and nato pol facilities operating agency n. akaryakıt ikmal ve nato pol tesisleri işletme başkanlığı
Industry
offshore bulk fuel system n. açık deniz noktalarındaki kıyılarda bulunan kabul tesislerine yakıt transferinde kullanılan bir sistem
solid recovered fuel n. geri kazanılmış katı yakıt
Technical
fuel metering jet n. ana meme
fuel jet n. ana meme
fuel tanker (vehicle) n. akaryakıt aracı
fuel jet n. akaryakıt üfleci
primary fuel cell n. ana yakıt hücresi
fuel vehicle n. akaryakıt aracı
main fuel pump n. ana yakıt pompası
thickened fuel n. ağır alev yağı
fuel service station n. akaryakıt servis yeri
heavy fuel oil n. ağır yakıt
heavy fuel n. ağır yakıt
liquid fuel n. akaryakıt
fuel consuming motor vehicle n. akaryakıt kullanan motorlu araç
fuel cock n. akaryakıt musluğu
fuel nozzle insulator n. akaryakıt tabanca kılıfı
fuel heating n. akaryakıtla ısıtma
alcohol fuel n. alkollü yakıt
alcohol fuel industry n. alkollü yakıt endüstrisi
fuel metering jet n. ana nozul
main fuel tank n. ana yakıt deposu
main fuel control n. ana yakıt kontrolü
residual fuel n. artık yakıt
total sediment in residual fuel oils n. artık yakıtlardaki toplam tortu
fire resistant fuel hose n. ateşe dayanıklı yakıt hortumu
non-fire resistant fuel hose n. ateşe dayanıksız yakıt hortumu
droppable fuel tank n. atılır benzin deposu
liquid fuel atomizing nozzle n. basınçlı sıvı yakıt püskürtme memesi
fuel system n. besleme devresi
fuel can n. benzin bidonu
fuel pump kit n. benzin pompası kiti
fuel system n. besleme sistemi
fuel pump n. benzin pompası
corporate average fuel economy (cafe) n. birleşik ortalama yakıt verimliliği
fuel modulator n. büyük tırlarda kullanılan özel bir regülatör
primary reference fuel n. birincil referans yakıt
fuel-laden vapours piping n. buhar hattı
undrainable fuel n. boşaltma işleminden sonra sistemde kalan yakıt miktarı
fuel per cycle n. bir çevrimde silindire püskürtülen yakıt
multiport fuel injection n. çok delikli yakıt enjeksiyonu
dual-fuel system n. çift yakıt sistemi
dual-fuel boiler n. çift yakıtlı kazan
dual fuel boiler n. çift yakıtlı kazan
multi-fuel type burner n. çok yakıtlı yakıcı
fuel leakage in the event of a collision n. çarpışma durumunda yakıt sızıntısı
dual-fuel engine n. çift yakıtlı motor
dual-fuel burner n. çift yakıtlı yakıcı
cooperative fuel research engine n. cfr makinesi
dual fuel boiler n. çift yalıtlı kazan
dual-fuel engine n. çift yakıtlı makine
dual fuel burner n. çift yakıtlı brülör
change in mass and volume after immersion in test fuel n. deney yakıtına daldırıldıktan sonra kütle ve hacimdeki değişim
decorative fuel-effect gas appliances n. dekoratif katı yakıt görünümlü gaz cihazları
mill air/fuel rate n. değirmen hava/yakıt oranı
fuel tank strap n. depo çemberi
supplemental fuel n. destek yakıtı
fuel pick-up unit n. dalgıç pompa
distillate fuel oil n. destile yakıt
distillate fuel n. damıtık yakıt
supplementary fuel n. destek yakıtı
distillated fuel n. damıtılmış yakıt
diesel fuel oil n. dizel yakıt
indirect fuel-fired furnace n. dolaylı yakıt yakan fırın
fuel settling-tanks n. dinlendirme tankları
direct fuel injection n. direkt yakıt enjeksiyonu
smokeless fuel n. dumansız yakıt
low fuel pump n. düşük yakıt pompası
diaphragm type fuel supply pump n. diyaframlı yakıt besleme pompası
fuel oil service tanks n. dinlendirme tankları
low grade fuel n. düşük kaliteli yakıt
diesel fuel n. dizel yakıtı
fuel pump test bench n. enjeksiyon pompası ayar tezgahı
early fuel evaporation n. erken yakıt buharlaşması
electronic fuel injection n. elektronik yakıt enjeksiyonu
molten carbonate fuel cells n. erimiş karbonatlı yakıt hücresi
ethanol fuel n. etanol
fuel injection pump n. enjeksiyon pompası
flexible fuel n. esnek yakıt
additional fuel tank n. ek yakıt deposu
ethanol blended diesel fuel n. etanol karışımlı dizel yakıt
industrial fuel n. endüstriyel yakıt
electric fuel heater n. elektrikli yakıt ısıtıcısı
electronic fuel injector n. elektronik yakıt enjektörü
fuel heater n. elektrikli yakıt ısıtıcısı
gaseous fuel n. gazyakıt
fuel oil n. fuloyıl
gas fuel n. gazyakıt
fuel knock n. gaz vuruntusu
lean fuel mixture n. fakir karışım
fuel-oil n. fuel oil
gaseous fuel n. gaz yakıt
fuel oil n. fuel oil
fuel-oil additives n. fuel oil katkı maddeleri
fuel-oil heater n. fuel oil ısıtıcısı
gas turbine fuel n. gaz türbin yakıtı
gas fuel n. gaz yakıt
light fuel oils n. hafif fuel oiller
leak-off fuel n. geri dönüş borusu
day fuel tank n. günlük yakıt tankı
fuel return pipe n. geri dönüş borusu
daily fuel consumption n. günlük yakıt harcaması
daily fuel tank n. günlük yakıt tankı
air fuel mixture n. hava yakıt karışımı
air-fuel-gas burner n. hava-yakıt-gaz yakıcısı
hypergolic fuel n. hipergolik yakıt
canned fuel n. hazır yakıt
air fuel ratio n. hava yakıt oranı
air-fuel ratio n. hava-yakıt oranı
air-fuel-gas burner n. hava-yakıt-gaz brülörü
hydrogen-powered fuel cell n. hidrojenle çalışan yakıt pili
hydrogen-powered fuel cells n. hidrojenle çalışan yakıt pilleri
air-fuel-gas mixture n. hava-yakıt-gaz karışımı
air-fuel ratio controller n. hava-yakıt oranı denetleci
control air fuel ratio n. hava oran valfi
jet fuel n. jet yakıtı
low grade fuel n. ısıl değeri düşük
irradiated nuclear reactor fuel n. ışınlanmış nükleer reaktör yakıtı
unirradiated mixed oxide fuel pellets n. ışınlanmamış karışık oksit yakıt peletleri
dual fuel burner n. ikili yakıt yakıcısı
supplemental fuel n. ilave yakıt
peptised fuel n. inceltilmiş alev yağı
dual fuel burner n. ikili brülör
carburettor fuel n. karbüratör benzini
oil fuel n. kalorifer yakıtı
permanently installed fuel system n. kalıcı şekilde takılmış yakıt sistemi
carburettor fuel filter n. karbüratör benzin filtresi
fuel metering jet n. karbüratör memesi
solid oxide fuel cells n. katı oksit yakıt pilleri
self sealing fuel tank n. kendinden sızdırmazlık sağlayan yakıt tankı
solid mineral fuel n. katı mineral yakıt
solid-fuel rocket n. katı yakıtlı roket
solid fuel burning device n. katı yakıt yakma ocağı
pilot fuel n. kılavuz yakıt
boiler fuel n. kazan yakıtı
solid fuel n. katı yakıt
chemical fuel n. kimyasal yakıt
solid fuel-burning heater n. katı yakıtlı ısıtıcı
hogged fuel n. kıyılmış ağaç yongası
room heater fired by solid fuel n. katı yakıt yakan soba
fuel valve n. kesme valfi
cradle-mounted in line fuel injection pump n. kızak bağlantılı sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası
solid fuel burning device n. katı yakıt yakma cihazı
domestic heating fuel n. konut ısıtmada kullanılan yakıt
colloidal fuel n. koloidal yakacak
leaded fuel n. kurşunlu benzin
fossil fuel power plant n. kömür santrali
fuel level n. mazot seviyesi
heavy fuel n. mazot
laboratory scale microbial fuel cell n. laboratuvar ölçekli mikrobiyal yakıt hücresi
central fuel injection n. merkezi yakıt enjeksiyonu
mount kit fuel tank n. montaj kiti yakıt tankı
center fuel tank n. merkez yakıt tankı
engine-mounted fuel n. motora bağlanan yakıt
engine-mounted fuel and electrical components n. motorlu-motor üzerinde yakıt ve elektrik donanımları
central multi-port fuel injection n. merkezi çok portlu yakıt enjeksiyonu
cpi -central port fuel injection n. merkezi port yakıt enjeksiyonu
oxy-fuel gas flame n. oksijenli yakıt gazı yalazı
oxy-fuel gas mixture n. oksijenli yakıt gazı karışımı
oxy fuel cutting n. oksijenli kesim
oxygen fuel gas systems n. oksijen gaz yakıt sistemleri
oxy-fuel cutting n. oksijen kaynağı
oxy-fuel welding and cutting n. oksijen kaynağı
oxy-fuel welding n. oksijen kaynağı
oxy-fuel gas n. oksijenli yakıt gazı
oxy-fuel gas cutting n. oksijenli yakıt gazla kesme
pulverized fuel ash (pfa) n. öğütülmüş yakıt külü
specific fuel consumption n. özgül yakıt miktarı
specific fuel consumption n. özgül yakıt tüketimi
pulverised fuel ash (pfa) n. öğütülmüş yakıt külü
guarantee fuel n. özellikleri garanti edilmiş yakıt
port fuel injection n. port yakıt enjeksiyonu
petroleum distillate fuel n. petrol esaslı damıtılmış yakıt
fuel oil storage tanks n. safra tankları
reactor fuel n. reaktör yakıtı
rocket fuel n. roket yakıtı
injection fuel n. püskürtme yakıt
fuel rack n. rak
reactor fuel solution n. reaktör yakıt çözeltisi
fixed fuel tank n. sabit yakıt tankı
injection fuel n. püskürtme yakıtı
compressed natural gas fuel system components n. sıkıştırılmış doğal gaz yakıt sistemi bileşenleri
fuel oil n. sıvı yakıt
fuel, liquid n. sıvı yakıt
liquid fuel heating system n. sıvı yakıtlı ısıtma sistemi
liquid fuel n. sıvı yakıt
sequential multiport fuel injection n. sıralı çok portlu yakıt enjeksiyonu
cylindrical fuel oil storage tank n. silindirik yakıt yağı tankı
sequential electronic fuel injection n. sıralı elektronik yakıt enjeksiyonu
lean fuel gas n. seyreltik yakıt gazı
bulk fuel truck delivery n. tankerle akaryakıt dağıtımı
powdered fuel n. tozyakıt
pulverized fuel n. tozlaştırılmış yakıt
pulverized fuel n. tozlaşmış yakıt
bulk fuel truck delivery n. tankerlerle akaryakıt dağıtımı
tri fuel engine n. üç yakıtlı makine
fuel on board n. uçaktakı mevcut yakıt miktarı
throttle body fuel injection n. ventüri boğazı yakıt enjeksiyonu
fuel on board n. uçaktaki mevcut yakıt miktarı
in flight fuel dumping n. uçuşta yakıtı havada boşaltma
fuel shut-off n. yakıt kesici
three-way fuel cock n. üç yollu yakıt musluğu
fuel level sensor n. yakıt seviye algılayıcısı/kaptörü
long term fuel trim n. uzun dönem yakıt kesme
fuel consumption n. yakıt harcama
fuel oil filling system n. yakıt doldurma sistemi
fuel lubrication n. yakıt ile yağlama
fuel-resistance joint sealants n. yakıtlara dayanıklı sızdırmazlık maddeleri
fuel systems n. yakıt devreleri
source of fuel n. yakıt kaynağı
fuel pipe n. yakıt borusu
fuel-air ratio n. yakıt-hava oranı
fuel truck n. yakıt tankeri
fuel oil service system n. yakıt servis devresi
fuel leakage pipe n. yakıt kaçağı borusu
fuel element n. yakıt unsuru
fuel supply tanks n. yakıt sağlama tankları
fuel injector n. yakıt enjektörü
auxiliary fuel tank n. yedek yakıt deposu
fuel distribution n. yakıt dağıtımı
fuel handling n. yakıt işleme
fuel cooling installation n. yakıt soğutma donanımı
auxiliary fuel n. yardımcı yakıt
fuel line n. yakıt borusu
fuel conditioner n. yakıt şartlandırıcı
fuel handling system n. yakıtla çalışan sistem
fuel preparation n. yakıt hazırlama
fuel injection n. yakıt enjeksiyonu
fuel pellet n. yakıt peleti
fuel injection system n. yakıt püskürtme sistemi
fuel isolation valve n. yağ kapama musluğu
fuel manifold n. yakıt galerisi
fuel test engine n. yakıt test makinesi
fuel-air ratio n. yakıt hava oranı
fuel rating n. yakıt özgül gücü
fuel cut-off n. yakıt kesme
fuel flow meter n. yakıt akım ölçeri
fuel heater n. yakıt ısıtıcısı
fuel knock n. yakıt vuruntusu
fuel tank heater n. yakıt tankı ısıtıcısı
fuel ignition point n. yakıtın tutuşma noktası
fuel oil n. yağyakıt
fuel day tank n. yakıt servis tankı
fuel regulator n. yakıt regülatörü
fuel distributor n. yakıt distribütörü
fuel atomizing nozzle n. yakıt püskürtme memesi
fuel burn-out n. yanma
fuel dispensers n. yakıt dispenserleri
fuel element n. yakıt ögesi
fuel injection equipment n. yakıt püskürtme (enjeksiyon) donanımı
fuel gauge n. yakıt seviye şamandırası
fuel supply tank n. yakıt sağlama tankı
fuel level sensor n. yakıt seviye kaptörü
fuel consumption n. yakıt sarfiyatı
fuel can holder n. yakıt bidonu yuvası
fuel lift pump n. yakıt basma pompası
fuel separator n. yakıt temizleyicisi
fuel priming pump n. yakıt el besleme pompası
fuel filter n. yakıt süzgeci
fuel feeder n. yakıt dağıtıcısı
fuel gas n. yanıcı gaz
fuel supply n. yakıt temini
fuel reservoir n. yakıt tankı
fuel transport n. yakıt sevkıyatı
fuel quantity n. yakıt miktarı
fuel feeder n. yakıt besleyicisi
fuel oil filter n. yakıt filtresi
fuel supply valve n. yakıt besleme valfi
fuel element n. yakıt maddesi
fuel needle n. yakıt kontrol ibresi
electro-valve for fuel feed n. yakıt mıknatıs ventili
fuel dope n. vuruntunun önlenmesi amacıyla yakıta eklenen kimyasal madde
fuel ignition period n. yakıt tutuşma süreci
fuel filter insert n. yakıt filtresi bacası
fuel filter kit n. yakıt filtresi kiti
fuel-flow meter n. yakıt akış hızı ölçeri
fuel jet n. yakıt nozulu
fuel shut-off n. yakıt kesme anahtarı
fuel transfer pump n. yakıt aktarma pompası
fuel-soluble corrosion inhibitor n. yakıtta çözünen korozyon önleyici
fuel density n. yakıt yoğunluğu
fuel level sensor n. yakıt seviye sensörü
fuel choice n. yakıt seçimi
fuel valve n. yakıt valfi
fuel line n. yakıt hattı
fuel analysis n. yakıt analizi
fuel system n. yakıt sistemi
fuel rods n. yakıt çubukları
fuel alarm n. yakıt seviyesi alarmı
fuel nozzle n. yakıt memesi
fuel oil ash n. yakıt külü
fuel hose n. yakıt hortumu
fuel fill opening n. yakıt doldurma girişi
fuel gallery n. yakıt galerisi
fuel injection pump lever n. yakıt enjeksiyon pompası kolu
fuel sender gauge n. yakıt seviye müşiri
fuel cycle n. yakıt çevrimi
quantity of fuel n. yakıt miktarı
fuel preparation equipment n. yakıt hazırlama donanımı
fuel assembly n. yakıt demeti
fuel pressure regulator circuit n. yakıt basıncı regülatör devresi
fuel gauge kit n. yakıt göstergesi kiti
fuel leak n. yakıt kaçağı
fuel oil pumps n. yakıt pompaları
fuel tube connector n. yakıt borusu bağlantısı
fuel optimization n. yakıt optimizasyonu
fuel cell n. yakıt pili
fuel mixture n. yakıt karışımı
fuel saving n. yakıt tasarrufu
fuel injection pumps n. yakıt püskürtme pompaları
fuel pressure n. yakıt basıncı
fuel immersion n. yakıta daldırma
fuel separator n. yakıt ayırıcısı
fuel rod n. yakıt çubuğu
fuel press regulator n. yakıt basınç göstergesi
fuel gas n. yakıt gazı
fuel cell n. yakıt hücresi
fuel cell n. yakıt hücre
fuel-efficient furnace n. yakıt verimli fırın
fuel cell n. yakıt gözesi
fuel type n. yakıt tipi