| 1 |
genius |
dahi |
n. |
|
- One does not have to be a genius to see that some people are going to be disappointed.
- Bazı insanların hayal kırıklığına uğrayacağını görmek için dahi olmaya gerek yok.
- It does not take a genius to work out that recovery does not mean incinerating waste.
- Geri kazanımın atıkların yakılması anlamına gelmediğini anlamak için dahi olmaya gerek yok.
- You do not have to be a genius to understand that these latest crimes are disastrous for the Palestinian Authority.
- Bu son suçların Filistin Yönetimi için bir felaket olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yok.
- You son is a genius, and he studies extremely hard.
- Oğlunuz bir dahi ve çok sıkı çalışıyor.
- You son is a genius, and he studies extremely hard.
- Oğlunuz bir dahi ve son derece sıkı çalışıyor.
- Great geniuses have the shortest biographies.
- Büyük dahiler en kısa biyografilere sahiptir.
- Tom thinks Mary is a genius.
- Tom Mary'nin bir dahi olduğunu düşünüyor.
- Of all the famous baseball players, he stands out as a genius.
- Tüm ünlü beyzbol oyuncuları arasında o, bir dahi olarak öne çıkıyor.
- Tom is a genius.
- Tom bir dahidir.
- He is far from a genius.
- Dahi olmaktan çok uzak.
- It's possible that he's a genius.
- Onun bir dahi olması mümkündür.
- You guys are geniuses.
- Sizler dahisiniz.
- His son is a genius.
- Oğlu bir dahi.
- It's not an exaggeration to state that he is a genius.
- Onun bir dahi olduğunu söylemek abartı olmaz.
- A genius can sometimes have rude manners.
- Bir dahinin bazen kaba davranışları olabilir.
- I'm not a genius.
- Ben bir dahi değilim.
- Her son is a genius.
- Oğlu bir dahi.
- You guys are geniuses.
- Siz dahisiniz.
- Tom is either an idiot or a genius.
- Tom ya bir aptal ya da bir dahi.
- He may be a genius.
- O bir dahi olabilir.
- It is no exaggeration to say that he is a genius.
- Onun bir dahi olduğunu söylemek abartı olmaz.
- He's a total genius!
- O tam bir dahi!
- Your son is a genius.
- Oğlunuz bir dahi.
- I'm a genius.
- Ben bir dahiyim.
- Tom, you're a genius!
- Tom, sen bir dahisin!
- Is Tom a genius?
- Tom bir dahi mi?
- It is believed that she is a genius.
- Onun bir dahi olduğuna inanılmaktadır.
- Tom thinks he's a genius.
- Tom'a göre o bir dahi.
- You're a fucking genius.
- Sen lanet bir dahisin.
- All children are potential geniuses.
- Bütün çocuklar potansiyel dahidir.
- My sister is a genius!
- Kız kardeşim bir dahi!
- She is a genius at mathematics.
- Matematikte bir dahi.
- He thinks he's a genius.
- Kendini dahi sanıyor.
- It's possible that Tom is a genius.
- Tom'un dahi olması mümkündür.
- Great geniuses have the shortest biographies.
- Büyük dahilerin herkesinkinden daha kısa biyografileri var.
- Tom is a genius.
- Tom bir dahi.
- You are a musical genius.
- Sen bir müzik dahisisin.
- Tom thought that Mary was a genius.
- Tom, Mary'nin bir dahi olduğunu düşünüyordu.
- That he is a genius is clear to everyone.
- Herkes için belli ki o bir dahi.
- He is a genius in his own opinion.
- Kendine göre bir dahi.
- We're geniuses.
- Bizler dahiyiz.
- Tom thinks he's a genius.
- Tom bir dahi olduğunu düşünüyor.
- What a genius he is!
- Ne kadar da dahi!
- He is said to be a genius.
- Dahi olduğu söyleniyor.
- Tom certainly isn't the genius he thinks he is.
- Tom kesinlikle düşündüğü gibi bir dahi değil.
- He is a genius.
- O bir dahi.
- She was a genius in mathematics.
- Matematikte bir dahiydi.
- Tom thinks he's a genius, but I don't agree with him.
- Tom bir dahi olduğunu düşünüyor, ancak onunla aynı fikirde değilim.
- People often have no sympathy for geniuses.
- İnsanlar genellikle dahilere sempati duymazlar.
- She is a genius.
- O bir dahi.
- I'm no genius.
- Ben dahi değilim.
- We came to the conclusion that he is a genius.
- Biz onun bir dahi olduğu sonucuna vardık.
- Tom says Mary is a genius.
- Tom, Mary'nin bir dahi olduğunu söylüyor.
- Tom thinks Mary is a genius.
- Tom, Mary'nin bir dahi olduğunu düşünüyor.
- It is no exaggeration to say that he is a genius.
- Onun dahi olduğunu söylemek abartı değildir.
- All children are potential geniuses.
- Bütün çocuklar potansiyel dahilerdir.
- We're geniuses.
- Biz dahiyiz.
- I'm a very stable genius.
- Ben çok istikrarlı bir dahiyim.
- You don't have to be a genius to know who said that.
- Bunu kimin söylediğini bilmek için bir dahi olmak zorunda değilsin.
- It's possible that he's a genius.
- Onun bir dahi olması mümkün.
- Tom says you're a genius.
- Tom senin bir dahi olduğunu söylüyor.
- I found him a genius at chemistry.
- Onu kimyada bir dahi olarak gördüm.
- That he is a genius is clear to everyone.
- Onun bir dahi olduğu herkes için açıktır.
- You don't have to be a genius.
- Dahi olmana gerek yok.
- I think you're a genius.
- Bence sen bir dahisin.
- Many of Tom's friends think he's a genius.
- Tom'un arkadaşlarının çoğu onun bir dahi olduğunu düşünüyor.
- Tom is no genius.
- Tom dahi değil.
- She is what is called a genius.
- Tam bir dahi.
- Tom, you're a genius.
- Tom, sen bir dahisin.
- Tom thinks he's a genius.
- Tom onun bir dahi olduğunu düşünür.
- She is a kind of genius.
- O bir tür dahi.
- We're not geniuses.
- Biz dahi değiliz.
- Napoleon Bonaparte is considered to be one of the greatest military geniuses of world history.
- Napolyon Bonapart, dünya tarihinin en büyük askeri dahilerinden biri kabul edilir.
- Everyone says that Kate is a genius and will have a successful future.
- Herkes Kate'in bir dahi olduğunu ve başarılı bir geleceği olacağını söylüyor.
Show More (71)
|
| 2 |
genius |
deha |
n. |
|
- I think Tom may be a genius.
- Bence Tom bir deha olabilir.
- I'm not a genius.
- Ben deha değilim.
- Tom is a musical genius.
- Tom bir müzik dehası.
- He is a mathematical genius.
- O bir matematik dehası.
- She is a genius at mathematics.
- O, matematikte bir dehadır.
- Her genius makes up for her lack of experience.
- Dehası deneyimsizliğini telafi ediyor.
- Genius is nothing more than one's rediscovered youth.
- Deha, kişinin yeniden keşfettiği gençliğinden başkası değildir.
- Her son is a genius.
- Onun oğlu bir deha.
- Genius and madness are separated only by success.
- Deha ve delilik sadece başarı ile ayrılır.
- Tom is dancing on the fine line between genius and insanity.
- Tom, deha ve delilik arasındaki ince çizgide dans ediyor.
- Everyone recognizes the boy as a real genius.
- Herkes çocuğu gerçek bir deha olarak tanır.
- We came to the conclusion that he is a genius.
- Onun bir deha olduğu sonucuna ulaştık.
- Einstein was a mathematical genius.
- Einstein bir matematik dehasıydı.
- Tom is a math genius.
- Tom bir matematik dehası.
- There's a fine line between genius and stupidity.
- Deha ile aptallık arasında ince bir çizgi vardır.
- He is a mathematical genius.
- O bir matematik dehasıdır.
- Everyone says that Kate is a genius and will have a successful future.
- Herkes Kate'in bir deha olduğunu ve başarılı bir geleceğe sahip olacağını söylüyor.
Show More (14)
|
| 3 |
genius |
dâhi |
n. |
|
- His son is a genius.
- Onun oğlu bir dâhi.
- Tom says you're a genius.
- Tom senin dâhi olduğunu söylüyor.
- Tom is either an idiot or a genius.
- Tom ya aptal ya da dâhi.
- I'm a very stable genius.
- Ben çok dengeli bir dâhiyim.
- I think Tom may be a genius.
- Bence Tom bir dâhi olabilir.
- She thinks she's a genius.
- Bir dâhi olduğunu düşünüyor.
Show More (4)
|
| 4 |
genius |
dahilik |
n. |
|
- There's a fine line between genius and stupidity.
- Dahilik ve aptallık arasında ince bir çizgi vardır.
- For all his genius, he is as unknown as ever.
- Tüm dahiliğine rağmen, her zamanki gibi onu kimse tanımıyor.
Show More (-1)
|
