1 |
get along with |
geçinmek |
v. |
|
- You're very hard to get along with.
- Seninle geçinmek çok zor.
- I doubt if Tom will be difficult to get along with.
- Tom'la geçinmenin zor olacağından şüpheliyim.
- I can't get along with him.
- Ben onunla geçinemiyorum.
- Tom can get along with anybody.
- Tom herkesle geçinebilir.
- Tom says I'm not an easy person to get along with.
- Tom geçinilmesi kolay biri olmadığımı söylüyor.
- People don't like working with Tom because he's hard to get along with.
- Onunla geçinmek zor olduğu için insanlar Tom'la çalışmayı sevmiyor.
- I can't get along with the neighbors any more.
- Artık komşularla geçinemiyorum.
- I like women but I don't get along with them.
- Ben kadınları severim ama onlarla geçinemem.
- I never got along with her.
- Asla onunla geçinemedim.
- Tom isn't as easy to get along with as he used to be.
- Tom'la geçinmek eskisi kadar kolay değil.
- Tom is hard to get along with.
- Tom'la geçinmesi zordur.
- We can get along with him.
- Biz onunla geçinebiliyoruz.
- Are you getting along with your neighbors?
- Komşularınızla geçiniyor musunuz?
- It's very hard to get along with him.
- Onunla geçinmek çok zordur.
- Tom was unsure what Mary would be like and he wondered whether she would get along with his friends.
- Tom Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve onun arkadaşlarıyla geçinip geçinmeyeceğini merak etti.
- I didn't think Tom was difficult to get along with.
- Tom'la geçinmenin zor olduğunu düşünmemiştim.
- Is your father easier to get along with than your mother?
- Babanızla geçinmek annenizle geçinmekten daha mı kolay?
- Tom isn't easy to get along with.
- Tom'la geçinmek kolay değildir.
- It's very hard to get along with him.
- Onunla geçinmek çok zor.
- Tom can be a little difficult to get along with.
- Tom geçinmesi biraz zor olabilir.
- Tom is the only in our class that Mary doesn't get along with.
- Tom sınıfımızda Mary'nin geçinmediği tek kişi.
- Tom is very easy to get along with.
- Tom'la geçinmek çok kolay.
- Tom can't get along with his neighbors.
- Tom komşularıyla geçinemiyor.
- I have trouble getting along with Tom.
- Tom'la geçinmekte zorlanıyorum.
- Tom has trouble getting along with other people.
- Tom diğer insanlarla geçinmekte zorlanıyor.
- Tom is not an easy person to get along with.
- Tom geçinmesi kolay biri değil.
- He is rather hard to get along with.
- Kendisiyle geçinmek çok zordur.
- It is difficult for us to get along with her, because she is hard to please.
- Onunla geçinmek bizim için zor, çünkü memnun edilmesi güç biri.
- Tom isn't an easy person to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir insan değildir.
- He is very difficult to get along with.
- Onunla geçinmek çok zordur.
- Mary's mother is an extraordinarily difficult woman to get along with.
- Mary'nin annesi geçinmesi olağanüstü zor bir kadın.
- Tom has always been easy to get along with.
- Tom'la geçinmek her zaman kolay olmuştur.
- I found it difficult to get along with him.
- Onunla geçinmekte zorlandım.
- I know Tom is difficult to get along with.
- Tom'la geçinmenin zor olduğunu biliyorum.
- Tom has always been a very easy person to get along with.
- Tom her zaman geçinmesi çok kolay biri olmuştur.
- I think he can get along with his neighbors.
- Onun komşularıyla geçinebileceğini düşünüyorum.
- He is very difficult to get along with.
- Onunla geçinmek çok zor.
- I'd like to find out how Tom is getting along with his new boss.
- Tom'un yeni patronuyla nasıl geçindiğini öğrenmek istiyorum.
- I've tried to get along with her, but it's impossible.
- Onunla geçinmeye çalıştım ama bu imkansızdır.
- Tom certainly seems easier to get along with than Mary.
- Tom'la geçinmek kesinlikle Mary'den daha kolay görünüyor.
- Tom was difficult to get along with.
- Tom'la geçinmek zordu.
- All the teachers and students we talked to said that Tom is easy to get along with.
- Konuştuğumuz tüm öğretmenler ve öğrenciler Tom'la geçinmenin kolay olduğunu söyledi.
- He is rather hard to get along with.
- Onunla geçinmek oldukça zordur.
- I know Tom is hard to get along with.
- Tom'la geçinmenin zor olduğunu biliyorum.
- You must make an effort to get along with everyone.
- Herkesle geçinmek için çaba göstermelisin.
- He is the sort of man you can get along with.
- O senin geçinebileceğin türden bir adam.
- He could not get along with his neighbors.
- Komşularıyla geçinemezdi.
- I don't think I can get along with him.
- Onunla geçinebileceğimi sanmıyorum.
- You've always been a very easy person to get along with.
- Sen her zaman geçinmesi kolay bir insan oldun.
- Tom has trouble getting along with other students in his class.
- Tom, sınıftaki diğer öğrencilerle geçinme konusunda zorluk çekiyor.
- Tom is difficult to get along with.
- Tom'la geçinmek zor.
- Tom is an easy guy to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir adam.
- Tom is one of the hardest guys to get along with.
- Tom geçinmesi en zor adamlardan biridir.
- I know that Tom is hard to get along with.
- Tom'la geçinmenin zor olduğunu biliyorum.
- Tom certainly seems easier to get along with than Mary.
- Tom Mary'den kesinlikle geçinmesi daha kolay gibi görünüyor.
- I don't know how to get along with those difficult people.
- Bu zor insanlarla nasıl geçineceğimi bilmiyorum.
- He was the sort of man you could get along with.
- O geçinebileceğin türden bir insandı.
- I don't get along with that guy.
- O adamla geçinemiyorum.
- It is difficult for us to get along with her, because she is hard to please.
- Onunla geçinmemiz zor, çünkü onu memnun etmek zor.
- Tom is hard to get along with, but he's not stupid.
- Tom'la geçinmek zordur ama aptal değildir.
- Tom is difficult to get along with, but Mary isn't.
- Tom'la geçinmek zordur ama Mary öyle değildir.
- Mary's mother is an extraordinarily difficult woman to get along with.
- Mary'nin annesi geçinilmesi olağanüstü zor bir kadın.
- I think Tom and Mary are both difficult to get along with.
- Bence Tom ve Mary'nin her ikisiyle de geçinmek zor.
- He is hard to get along with.
- Onunla geçinmek zordur.
- Tom isn't an easy person to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir kişi değil.
- Tom is very difficult to get along with.
- Tomla geçinmek çok zor.
- I never got along with them.
- Asla onlarla geçinemedim.
- He is difficult to get along with.
- Onunla geçinmek zor.
- Tom is not so easy to get along with.
- Tom'la geçinmek o kadar da kolay değil.
- Tom is not an easy person to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir kişi değil.
- You're the only one I know who doesn't get along with Tom.
- Sen Tom'la geçinemeyen tanıdığım tek kişisin.
- Tom wasn't difficult to get along with, but Mary was.
- Tom'la geçinmek zor değildi ama Mary zordu.
- I don't get along with him.
- Onunla geçinemem.
- Tom says I'm not an easy person to get along with.
- Tom, geçinmesi kolay bir insan olmadığımı söylüyor.
- Tom used to be difficult to get along with.
- Eskiden Tom'la geçinmek zordu.
- Tom is impossible to get along with.
- Tom'la geçinmek imkansız.
- Tom has always been a very easy person to get along with.
- Tom her zaman geçinmesi çok kolay bir insan olmuştur.
- Layla didn't get along with her mother-in-law.
- Leyla kayınvalidesiyle geçinemiyordu.
- I thought Tom would be more difficult to get along with.
- Tom'la geçinmenin daha zor olacağını düşünmüştüm.
- Tom doesn't get along with his neighbors like he used to.
- Tom komşularıyla eskisi gibi geçinemiyor.
- Tom wasn't an easy person to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir insan değildi.
- Tom wasn't an easy person to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir kişi değildi.
- Tom is likely to be difficult to get along with.
- Tom'la geçinmek zor olabilir.
- I never got along with him.
- Asla onunla geçinemedim.
- Tom is an easy guy to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir adamdır.
- Tom has trouble getting along with other students in his class.
- Tom'un sınıftaki diğer öğrencilerle geçinme sorunu var.
- You've always been easy to get along with.
- Seninle geçinmek hep kolay olmuştur.
- How are you getting along with your new classmates?
- Yeni sınıf arkadaşlarınla nasıl geçiniyorsun?
- All Tom wanted was for Mary to learn to get along with John.
- Tom'un bütün istediği Mary'nin John'la geçinmeyi öğrenmesiydi.
- Tom is really hard to get along with.
- Tom'la geçinmek gerçekten zor.
- People don't like working with Tom because he's hard to get along with.
- İnsanlar Tom'la çalışmaktan hoşlanmıyor çünkü onunla geçinmek zor.
- Tom isn't an easy guy to get along with.
- Tom geçinmesi kolay bir adam değil.
- I can't get along with that man any more.
- Artık o adamla geçinemiyorum.
Show More (90)
|
2 |
get along with |
iyi geçinmek |
v. |
|
- I could've tried harder to get along with everyone in the class.
- Sınıftaki herkesle iyi geçinmek için daha çok çabalayabilirdim.
- Tom doesn't get along with his father-in-law.
- Tom kaynatasıyla iyi geçinemiyor.
- I want you to tell Tom that you'll try to get along with him.
- Onunla iyi geçinmeye çalışacağını Tom'a söylemeni istiyorum.
- Do you get along with your neighbors?
- Sen komşularınla iyi geçiniyor musun?
- You're very difficult to get along with.
- Seninle iyi geçinmek çok zordur.
- My mother gets along with my aunt.
- Annem teyzemle iyi geçinir.
- We don't get along with each other.
- Birbirimizle iyi geçinmiyoruz.
- I should've tried harder to get along with everyone in the class.
- Sınıftaki herkesle iyi geçinmek için daha çok çabalamalıydım.
- I get along with all my brothers.
- Tüm erkek kardeşlerimle iyi geçiniyorum.
- The person Tom most gets along with is his father.
- Tom'un en iyi geçindiği kişi onun babasıdır.
- I get along with everybody.
- Ben herkesle iyi geçiniyorum.
- Tom and I don't get along with each other.
- Tom ve ben birbirimizle iyi geçinmeyiz.
- I get along with everybody.
- Ben herkesle iyi geçinirim.
- Do you get along with your siblings?
- Kardeşlerinle iyi geçindin mi?
- You must make an effort to get along with everyone.
- Herkesle iyi geçinmek için çaba göstermelisiniz.
- He is hard to get along with.
- Onunla iyi geçinmek zordur.
- You're very hard to get along with.
- Seninle iyi geçinmek çok zor.
- All Tom wanted was for Mary to learn to get along with John.
- Tom'un tek istediği Mary'nin John'la iyi geçinmeyi öğrenmesiydi.
- You've always been easy to get along with.
- Seninle iyi geçinmek her zaman kolaydı.
- Tom isn't so easy to get along with.
- Tom'la iyi geçinmek çok kolay değil.
- You'll get along with Tom, I'm sure.
- Tom'la iyi geçineceksin, eminim.
- He doesn't get along with his mother.
- Annesiyle iyi geçinemez.
- Tom doesn't get along with anyone in his class.
- Tom sınıfta kimseyle iyi geçinmez.
- I got along with everybody.
- Herkesle iyi geçindim.
- Please try your best to get along with everybody else.
- Lütfen başka herkesle iyi geçinmek için elinden geleni yapmaya çalış.
- I get along with my younger brother.
- Küçük erkek kardeşimle iyi geçiniyorum.
- The humble man is getting along with his neighbors.
- Mütevazı adam komşularıyla iyi geçiniyor.
- Tom gets along with everyone.
- Tom herkesle iyi geçinir.
- Tom gets along with his neighbors.
- Tom komşularıyla iyi geçinir.
- I wanted everyone to get along with each other.
- Herkesin birbiriyle iyi geçinmesini istedim.
- He gets along with everyone in his class.
- Sınıfındaki herkesle iyi geçiniyor.
- I didn't think I was going to get along with Tom.
- Tom'la iyi geçineceğimi düşünmüyordum.
- Tom didn't get along with his neighbors.
- Tom komşularıyla iyi geçinemezdi.
- I get along with all my brothers.
- Bütün kardeşlerimle iyi geçinirim.
- I don't get along with my mother-in-law.
- Kaynanamla iyi geçinmiyorum.
- Tom gets along with his neighbors.
- Tom komşularıyla iyi geçiniyor.
- It's hard to get along with Tom.
- Tom'la iyi geçinmek zor.
- Do you get along with Tom?
- Tom'la iyi geçiniyor musunuz?
- I don't get along with my stepfather.
- Ben üvey babamla iyi geçinemiyorum.
- Please try to get along with your brother.
- Lütfen kardeşinle iyi geçinmeye çalış.
- I've tried to get along with her, but it's impossible.
- Onunla iyi geçinmeye çalıştım ama bu imkansız.
- I want you to tell Tom that you'll try to get along with him.
- Tom'a onunla iyi geçinmeye çalışacağını söylemeni istiyorum.
- He is getting along with his neighborhood.
- Komşularıyla iyi geçiniyor.
- I want the two of you to try to get along with each other.
- İkinizin birbirinizle iyi geçinmeye çalışmanızı istiyorum.
- I've tried to get along with Tom, but it's impossible.
- Tom'la iyi geçinmeye çalıştım ama bu imkansız.
- Try to get along with your brother.
- Kardeşinle iyi geçinmeye çalış.
- I should have tried to get along with my classmates better.
- Sınıf arkadaşlarımla daha iyi geçinmeye çalışmalıydım.
- He is difficult to get along with.
- Onunla iyi geçinmek zordur.
- I wish I had tried harder to get along with everyone in the class.
- Keşke sınıftaki herkesle iyi geçinmek için daha çok uğraşsaydım.
- Tom is hard to get along with, but he's not stupid.
- Tom'la iyi geçinmek zor ama o aptal değil.
- Layla got along with everybody.
- Layla herkesle iyi geçiniyordu.
- I've tried to get along with Tom, but it's impossible.
- Tom'la iyi geçinmeye çalıştım ama bu imkansz.
- Tom doesn't get along with his neighbors.
- Tom komşularıyla iyi geçinemez.
- Tom is not so easy to get along with.
- Tom'la iyi geçinmek çok kolay değil.
- I get along with everyone.
- Ben herkesle iyi geçinirim.
- Is there anyone you don't get along with?
- İyi geçinmediğin biri var mı?
- You should try to get along with your neighbors.
- Komşularınla iyi geçinmeye çalışmalısın.
- He is getting along with his neighborhood.
- O çevresiyle iyi geçiniyor.
- I'm getting along with him quite well.
- Onunla oldukça iyi geçiniyorum.
- I'm glad the two of you are getting along with each other.
- Siz ikinizin birbirinizle iyi geçindiğinize memnun oldum.
- Tom is impossible to get along with.
- Tom'la iyi geçinmek imkansızdır.
- My father gets along with his friends.
- Babam arkadaşlarıyla iyi geçinir.
- Tom can't get along with his neighbors.
- Tom komşularıyla iyi geçinemiyor.
- Do you get along with your sisters?
- Kız kardeşlerinle iyi geçiniyor musun?
- Does Tom get along with his coworkers?
- Tom iş arkadaşlarıyla iyi geçiniyor mu?
- Please try your best to get along with everybody else.
- Lütfen herkesle iyi geçinmek için elinizden geleni yapın.
- I'm glad the two of you are getting along with each other.
- İkinizin birbiriyle iyi geçinmesine sevindim.
- Why can't people just try to get along with each other?
- Neden insanlar birbirleriyle iyi geçinmeyi denemiyor ki?
- I can't get along with Tom.
- Tom'la iyi geçinemiyorum.
- Does Tom get along with his coworkers?
- Tom arkadaşlarıyla iyi geçiniyor mu?
- Try to get along with your brother.
- Erkek kardeşinle iyi geçinmeye çalış.
- Are you getting along with your neighbors?
- Komşularınla iyi geçiniyor musun?
- Tom is very hard to get along with.
- Tom'la iyi geçinmek çok zor.
- Do you get along with other players?
- Diğer oyuncularla iyi geçiniyor musun?
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
- Ortak ilgi alanları bulun ki birbirinizle iyi geçinesiniz.
- Tom is likely to be difficult to get along with.
- Tom'la iyi geçinmek muhtemelen zor olacak.
- Do you get along with your neighbors?
- Komşularınızla iyi geçinir misin?
- Do you get along with your neighbors?
- Komşularınızla iyi geçiniyor musunuz?
- Tom doesn't get along with Mary's parents.
- Tom, Mary'nin anne babasıyla iyi geçinemiyor.
- Do you get along with Susan?
- Susan'la iyi geçiniyor musun?
- I didn't think I was going to get along with Tom.
- Tom'la iyi geçineceğimi sanmıyordum.
- Tom doesn't get along with anybody at work.
- Tom işteki kimseyle iyi geçinmiyor.
- Does Tom still get along with his coworkers?
- Tom hala iş arkadaşlarıyla iyi geçiniyor mu?
- I don't get along with my neighbors.
- Komşularımla iyi geçinmiyorum.
- What kind of people do you get along with?
- Ne tür insanlarla iyi geçinirsin?
- Please try to get along with your brother.
- Lütfen erkek kardeşinle iyi geçinmeye çalış.
- Tom isn't as easy to get along with as he used to be.
- Tom'la iyi geçinmek eskisi kadar kolay değil.
- Tom got along with everybody.
- Tom herkesle iyi geçinir.
- I get along with my younger brother.
- Küçük kardeşimle iyi geçiniyorum.
- Try to get along with Tom.
- Tom'la iyi geçinmeye çalış.
Show More (87)
|
3 |
get along with |
anlaşmak |
v. |
|
- I don't get along with him.
- Onunla anlaşamıyorum.
- He left his team because he couldn't get along with the manager.
- Menajeriyle anlaşamadığı için takımından ayrıldı.
- Tom doesn't get along with the man who lives next door.
- Tom yan dairede yaşayan adamla anlaşamıyor.
- Tom and I don't get along with each other.
- Tom ve ben birbirimizle anlaşamıyoruz.
- I like women but I don't get along with them.
- Kadınları severim ama onlarla anlaşamam.
- I never got along with them.
- Onlarla hiç anlaşamadım.
- We don't get along with each other.
- Birbirimizle anlaşamıyoruz.
- We never seem to be able to get along with each other.
- Birbirimizle hiç anlaşamıyor gibiyiz.
- Tom doesn't get along with his mother-in-law.
- Tom kayınvalidesiyle anlaşamıyor.
- I can't get along with the neighbors any more.
- Artık komşularla anlaşamıyorum.
- Tom just can't get along with Mary.
- Tom, Mary ile bir türlü anlaşamıyor.
- I never got along with her.
- Onunla hiç anlaşamadım.
- I don't get along with my neighbors.
- Komşularımla anlaşamıyorum.
- We can get along with him.
- Onunla anlaşabiliriz.
- I don't think I can get along with him.
- Onunla anlaşabileceğimi sanmıyorum.
- The two brothers couldn't get along with each other.
- İki kardeş birbiriyle anlaşamıyordu.
- Who's easier to get along with, Tom or Mary?
- Kiminle anlaşmak daha kolay, Tom veya Mary?
- He was the sort of man you could get along with.
- Anlaşabileceğiniz türden bir adamdı.
- Tom was the sort of man you could get along with.
- Tom anlaşabileceğin türden bir adamdı.
- Tom didn't seem to get along with Mary.
- Tom, Mary ile pek anlaşamıyor gibiydi.
- I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamadım gitti.
- Who's easier to get along with, Tom or Mary?
- Kiminle anlaşmak daha kolay, Tom mu Mary mi?
- I don't get along with my mother-in-law.
- Kayınvalidemle anlaşamıyorum.
- I didn't think I was going to get along with Tom.
- Tom'la anlaşacağımı sanmıyordum.
- You're very difficult to get along with.
- Seninle anlaşmak çok zor.
- I don't get along with Tom.
- Tom'la anlaşamıyorum.
- What kind of people do you get along with?
- Ne tür insanlarla anlaşıyorsun?
- I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamıyorum işte.
- Tom is very easy to get along with.
- Tom'la anlaşmak çok kolay.
- I never got along with Tom.
- Tom ile hiç anlaşamadım.
- Tom can get along with anybody.
- Tom herkesle anlaşabilir.
- Layla didn't get along with her mother-in-law.
- Layla kayınvalidesiyle anlaşamıyordu.
- It's hard to get along with Tom.
- Tom'la anlaşmak zor.
- I'd like to find out how Tom is getting along with his new boss.
- Tom'un yeni patronuyla nasıl anlaştığını öğrenmek istiyorum.
- I can't get along with Tom.
- Tom'la anlaşamıyorum.
- Tom doesn't get along with his father-in-law.
- Tom kayınpederiyle anlaşamıyor.
- I can't get along with that man any more.
- O adamla artık anlaşamıyorum.
- He doesn't get along with anybody in the office.
- Ofiste kimseyle anlaşamıyor.
- I never got along with him.
- Onunla hiç anlaşamadım.
- Tom was unsure what Mary would be like and he wondered whether she would get along with his friends.
- Tom, Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve arkadaşlarıyla anlaşıp anlaşamayacağını merak ediyordu.
- He is the sort of man you can get along with.
- Anlaşabileceğiniz türden bir adam.
- Tom isn't so easy to get along with.
- Tom'la anlaşmak o kadar kolay değil.
- Tom is very hard to get along with.
- Tom'la anlaşmak çok zor.
- I can't get along with him.
- Onunla anlaşamıyorum.
- You cannot get along with him because he speaks continuously.
- O sürekli olarak konuştuğu için onunla anlaşamazsın.
- I didn't get along with Tom.
- Tom'la anlaşamadım.
- Tom doesn't get along with anybody at work.
- Tom iş yerinde kimseyle anlaşamıyor.
- Tom isn't the only person Mary doesn't get along with.
- Mary'nin anlaşamadığı tek kişi Tom değil.
- He gets along with everyone in his class.
- O, sınıfındaki herkesle anlaşıyor.
- I don't get along with that guy.
- O adamla anlaşamıyorum.
- Tom doesn't get along with anyone in his class.
- Tom sınıfındaki kimseyle anlaşamıyor.
- I don't get along with Tom's parents.
- Tom'un ailesiyle anlaşamıyorum.
- He left his team as he could not get along with the manager.
- O, müdürle anlaşamadığı için ekibi terk etti.
- He is the sort of man you can get along with.
- Anlaşabileceğin tipte bir adam.
- He doesn't get along with his mother.
- Annesiyle anlaşamıyor.
- I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamıyorum.
- I don't get along with Tom's parents.
- Tom'un anne ve babasıyla anlaşamıyorum.
- I had to resign because I just didn't get along with the new boss.
- İstifa etmek zorundaydım çünkü yeni patronla anlaşamadım.
- I just can't get along with him.
- Bir türlü onunla anlaşamıyorum.
- He doesn't get along with her father.
- Babasıyla anlaşamıyor.
- Tom is the only in our class that Mary doesn't get along with.
- Sınıfımızda Mary'nin anlaşamadığı tek kişi Tom.
- You're the only one I know who doesn't get along with Tom.
- Tom'la anlaşamayan tanıdığım tek kişi sensin.
- Tom doesn't get along with his parents.
- Tom ailesiyle anlaşamıyor.
- Nobody can get along with such a person.
- Böyle biriyle kimse anlaşamaz.
- You cannot get along with him because he speaks continuously.
- Onunla anlaşamıyorsunuz çünkü sürekli konuşuyor.
- It seems to be difficult for her to get along with students in the new school.
- Yeni okulundaki öğrencilerle anlaşması zor görünüyor.
- He left his team because he couldn't get along with the manager.
- Takımından ayrıldı çünkü menajeriyle anlaşamıyordu.
- He left his team as he could not get along with the manager.
- Müdürle anlaşamadığı için takımdan ayrıldı.
- Is there anyone you don't get along with?
- Anlaşamadığın biri var mı?
- I had to resign because I just didn't get along with the new boss.
- İstifa etmek zorundaydım çünkü yeni patronla anlaşamıyordum.
- Tom and Mary don't get along with each other.
- Tom ve Mary birbirleriyle anlaşamıyorlar.
- She will get along with my grandmother.
- O, büyükannemle anlaşacak.
- Getting along with Russia is a good thing, not a bad thing.
- Rusya'yla anlaşmak iyi bir şey, kötü değil.
- Layla got along with everybody.
- Leyla herkesle anlaşırdı.
- I just can't get along with Tom.
- Tom'la anlaşamıyorum.
- I hear that you don't get along with Tom.
- Tom'la anlaşamadığınızı duydum.
- I don't get along with my stepfather.
- Üvey babamla anlaşamıyorum.
- I didn't get along with Tom.
- Ben Tom'la anlaşamadım.
Show More (75)
|
4 |
get along with |
ile geçinmek |
v. |
|
- Tom found it difficult to get along with Mary.
- Tom, Mary ile geçinmekte zorlandı.
- Jimmy is easy for me to get along with.
- Jimmy ile geçinmem kolaydır.
- Tom is really hard to get along with.
- Tom ile geçinmek gerçekten zordur.
- Tom doesn't think he can get along with Mary.
- Tom Mary ile geçinebileceğini düşünmüyor.
- Tom is difficult to get along with.
- Tom ile geçinmek zordur.
- Tom just can't get along with Mary.
- Tom Mary ile geçinemez.
- I know Tom is hard to get along with.
- Tom ile geçinmenin zor olduğunu biliyorum.
- The two brothers couldn't get along with each other.
- İki kardeş birbirleri ile geçinemedi.
- It seems to be difficult for her to get along with students in the new school.
- Yeni okul öğrencileri ile geçinmek zor gibi görünüyor.
- I think both Tom and Mary are difficult to get along with.
- Bence hem Tom hem de Mary ile geçinmek zor.
- Tom is easy to get along with.
- Tom ile geçinmek kolaydır.
- Tom can be a little difficult to get along with.
- Tom ile geçinmek biraz zor olabilir.
- Tom can't get along with Mary.
- Tom Mary ile geçinemiyor.
- Tom and Mary don't get along with each other.
- Tom ve Mary birbirleri ile geçinemezler.
- Tom found it difficult to get along with Mary.
- Tom Mary ile geçinmeyi zor buldu.
- Nobody can get along with such a person.
- Hiç kimse böyle bir kişi ile geçinemez.
- Tom is hard to get along with.
- Tom ile geçinmek zordur.
- He could not get along with his neighbors.
- Komşuları ile geçinemiyordu.
- Tom doesn't get along with Mary.
- Tom Mary ile geçinemiyor.
- Tom just can't get along with Mary.
- Tom sadece Mary ile geçinemiyor.
- Tom is probably still difficult to get along with.
- Tom ile geçinmek muhtemelen hala zor.
- Tom is very difficult to get along with.
- Tom ile geçinmek çok zordur.
Show More (19)
|
5 |
get along with |
iyi anlaşmak (birisiyle) |
v. |
|
- I think he can get along with his neighbors.
- Bence komşularıyla iyi anlaşabilir.
- I am sure I'll get along with him because we are from the same prefecture.
- Aynı vilayetten olduğumuz için onunla iyi anlaşacağıma eminim.
- Do you get along with Susan?
- Susan'la iyi anlaşıyor musunuz?
- Do you get along with your neighbors?
- Komşularınla iyi anlaşıyor musun?
- Do you get along with other players?
- Diğer oyuncularla iyi anlaşıyor musun?
- Do you get along with your siblings?
- Kardeşlerinle iyi anlaşıyor musun?
- The person Tom most gets along with is his father.
- Tom'un en iyi anlaştığı kişi babası.
- Tom didn't get along with his neighbors.
- Tom komşularıyla iyi anlaşamadı.
- Do you get along with Tom?
- Tom'la iyi anlaşıyor musun?
- I'd like to see Tom and Mary get along with each other.
- Tom ve Mary'nin birbirleriyle iyi anlaştıklarını görmek istiyorum.
- She will get along with my grandmother.
- Büyükannemle iyi anlaşacak.
- Do you get along with your boss?
- Patronunla iyi anlaşıyor musun?
- I'm getting along with him quite well.
- Onunla gayet iyi anlaşıyorum.
- Tom didn't get along with Mary too well.
- Tom, Mary ile pek iyi anlaşamadı.
- Dan got along with Linda quite well.
- Dan, Linda ile oldukça iyi anlaştı.
- You'll get along with Tom, I'm sure.
- Tom'la iyi anlaşacağınıza eminim.
- My mother gets along with my aunt.
- Annem halamla iyi anlaşır.
- I am sure I'll get along with him because we are from the same prefecture.
- Onunla iyi anlaşacağıma eminim çünkü aynı vilayetteniz.
- Dan got along with Linda quite well.
- Dan, Linda ile oldukça iyi anlaşıyordu.
- Tom used to be difficult to get along with.
- Tom ile iyi anlaşmak zordu.
Show More (17)
|
6 |
get along with |
ile iyi geçinmek |
v. |
|
- Tom didn't get along with Mary.
- Tom, Mary ile iyi geçinmiyordu.
- Tom doesn't get along with his neighbors like he used to.
- Tom eskisi gibi komşuları ile iyi geçinmiyor.
- I thought Tom would be more difficult to get along with.
- Tom ile iyi geçinmenin daha zor olacağını düşündüm.
- Tom doesn't get along with his neighbors.
- Tom komşuları ile iyi geçinmez.
- Getting along with Russia is a good thing, not a bad thing.
- Rusya ile iyi geçinmek iyi bir şeydir, kötü bir şey değil.
- The only problem was Tom didn't get along with Mary.
- Tek sorun Tom'un Mary ile iyi geçinmemesiydi.
- Layla didn't get along with Sami.
- Leyla, Sami ile iyi geçinmiyordu.
- Tom doesn't get along with Mary's parents.
- Tom Mary'nin ebeveynleri ile iyi geçinmiyor.
- Tom gets along with his in-laws.
- Tom eşinin ailesi ile iyi geçinir.
- The humble man is getting along with his neighbors.
- Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
- Tom gets along with Mary.
- Tom, Mary ile iyi geçiniyor.
- Tom gets along with his in-laws.
- Tom kayınvalidesi ile iyi geçiniyor.
- He is getting along with his employees.
- Çalışanları ile iyi geçiniyor.
- Does Tom still get along with his coworkers?
- Tom hâlâ iş arkadaşları ile iyi geçiniyor mu?
- My father gets along with his friends.
- Babam arkadaşları ile iyi geçinir.
- Tom didn't seem to get along with Mary.
- Tom Mary ile iyi geçiniyor gibi görünmüyordu.
Show More (13)
|
7 |
get along with |
ile anlaşmak |
v. |
|
- Tom just can't seem to get along with Mary.
- Tom, Mary ile anlaşamıyor gibi görünüyor.
- Why would Tom have any problem getting along with Mary?
- Tom'un Mary ile anlaşmakta neden bir sorunu olsun ki?
- Jimmy is easy for me to get along with.
- Jimmy ile anlaşmak benim için çok kolay.
- Tom doesn't get along with his parents.
- Tom ebeveynleri ile anlaşamıyor.
- Tom is difficult to get along with, but Mary isn't.
- Tom ile anlaşmak zordur ama Mary öyle değildir.
- Tom didn't get along with Mary.
- Tom, Mary ile anlaşamadı.
- Tom was difficult to get along with.
- Tom ile anlaşmak zordu.
- Tom wasn't difficult to get along with, but Mary was.
- Tom ile anlaşmak zor değildi ama Mary ile zordu.
- Layla didn't get along with Sami.
- Layla, Sami ile anlaşamadı.
- The only problem was Tom didn't get along with Mary.
- Tek sorun Tom'un Mary ile anlaşamamasıydı.
- Tom just can't get along with Mary.
- Tom, Mary ile anlaşamıyor.
- I doubt if Tom will be difficult to get along with.
- Tom ile anlaşmanın zor olup olmayacağından şüpheliyim.
- I didn't think Tom was difficult to get along with.
- Tom ile anlaşmanın zor olduğunu düşünmemiştim.
- Tom doesn't get along with Mary.
- Tom, Mary ile anlaşamıyor.
- Tom doesn't think he can get along with Mary.
- Tom, Mary ile anlaşabileceğini düşünmüyor.
- I should've anticipated that Tom wouldn't get along with Mary.
- Tom'un Mary ile anlaşamayacağını tahmin etmeliydim.
Show More (13)
|
8 |
get along with |
uyuşmak |
v. |
|
- He doesn't get along with anybody in the office.
- Ofisteki hiç kimseyle uyuşmuyor.
Show More (-2)
|