1 |
get away |
kaçmak |
v. |
|
- Mohammad gets away to Medina in 622.
- Muhammed 622'de Medine'ye kaçtı.
- I'm not going to let you get away.
- Kaçmana izin vermeyeceğim.
- You must not get away from reality.
- Gerçeklikten kaçmamalısın.
- Don't think that I'm going to let you get away.
- Kaçmana izin vereceğimi sanma.
- Mohammad gets away to Medina in 622.
- Muhammed 622 yılında Medine'ye kaçtı.
- He got away disguised as a policeman.
- Polis kılığına girerek kaçtı.
- You won't get away from me, Tom.
- Benden kaçamayacaksın, Tom.
- You're not going to get away with this.
- Sen bununla kaçmayacaksın.
- You let Tom get away.
- Tom'un kaçmasına izin verdin.
- I couldn't get away.
- Kaçamadım.
- Sami explained how he got away.
- Sami nasıl kaçtığını açıkladı.
- You can't get away.
- Kaçamazsın.
- Sami wanted to get away.
- Sami kaçmak istedi.
- They can't get away.
- Onlar kaçamazlar.
- You let Tom get away.
- Tom'un kaçmasına izin verdiniz.
- I don't know when I can get away.
- Ne zaman kaçabileceğimi bilmiyorum.
- Grab Tom and don't let him get away.
- Tom'u yakala ve kaçmasına izin verme.
- You won't get away this time!
- Bu kez kaçmayacaksın!
- Did Tom get away?
- Tom kaçmış mı?
- That's how he got away from prison.
- Hapisten işte böyle kaçtı.
- You won't get away.
- Kaçmayacaksın.
- Tom managed to get away.
- Tom kaçmayı başardı.
- Grab Tom and don't let him get away.
- Tom'u tut ve onun kaçmasına izin verme.
- Mohammad gets away to Medina in 622.
- Muhammed 622'de Medine'ye kaçar.
- You let him get away.
- Onun kaçmasına izin verdin.
- I can't get away.
- Ben kaçamam.
- Fadil managed to get away.
- Fadil kaçmayı başardı.
- Tom won't get away.
- Tom kaçmayacak.
- How will you get away?
- Nasıl kaçacaksın?
- While she was out the thief got away with her jewels.
- O dışarıdayken hırsız mücevherlerini alıp kaçtı.
- Don't let Tom get away.
- Tom'un kaçmasına izin verme.
- Let's get away from here.
- Buradan kaçalım.
- Sami was trying to get away.
- Sami kaçmaya çalışıyordu.
- You let Tom get away.
- Tom'un kaçmasına siz izin verdiniz.
- I can't get away from work now.
- Şimdi işten kaçamam.
- You let her get away.
- Kaçmasına sen izin verdin.
- Don't let him get away.
- Kaçmasına izin verme.
- Fadil managed to get away.
- Fadıl kaçmayı başardı.
- Tom lost no time in getting away.
- Tom kaçmak için hiç zaman kaybetmedi.
- The monkey got away.
- Maymun kaçtı.
- I managed to get away earlier than I expected.
- Beklediğimden daha erken kaçmayı başardım.
- Don't let them get away.
- Kaçmalarına izin verme.
- While she was out the thief got away with her jewels.
- O dışarıdayken hırsız onun mücevherleriyle kaçtı.
- Tom couldn't get away.
- Tom kaçamadı.
- I'm the one who let Tom get away.
- Tom'un kaçmasına izin veren benim.
- You won't get away this time!
- Bu sefer kaçamayacaksın!
- I need to get away.
- Kaçmalıyım.
- Tom is getting away.
- Tom kaçıyor.
- Don't let them get away.
- Onların kaçmasına izin vermeyin.
- Tom got away with the money.
- Tom parayı alıp kaçtı.
- You won't get away.
- Kaçamayacaksın.
- You let him get away.
- Kaçmasına sen izin verdin.
- The burglar got away.
- Soyguncu kaçtı.
- I just had to get away.
- Kaçmak zorundaydım.
- Tom may have gotten away.
- Tom kaçmış olabilir.
- We'd better get away.
- Kaçsak iyi olur.
- The burglar got away.
- Hırsız kaçtı.
- Layla tried to get away with it.
- Leyla onunla kaçmaya çalıştı.
- We need to get away from here.
- Buradan kaçmamız gerekiyor.
- Tom told me about the big fish that got away.
- Tom bana kaçan büyük balıktan bahsetti.
- Don't let him get away.
- Onun kaçmasına izin vermeyin.
- Tom tried to get away from Mary.
- Tom, Mary'den kaçmaya çalıştı.
- She's beautiful, that's true—but once she opens her mouth, you'll only want to get away!
- Çok güzel, bu doğru. Ama bir kez ağzını açmaya gör, kaçmak isteyeceksin!
- The man got away from the city.
- Adam şehirden kaçtı.
- My wife and I hope to get away for a week during the Christmas break.
- Karım ve ben Noel tatilinde bir haftalığına kaçmayı umuyoruz.
- Tom got away with it.
- Tom yakayı ele vermeden kaçtı.
- You must not get away from reality.
- Gerçeklerden kaçmamalısınız.
- How did Tom manage to get away?
- Tom kaçmayı nasıl başardı?
- I want to get away for the weekend.
- Hafta sonu için kaçmak istiyorum.
- Did Tom get away?
- Tom kaçtı mı?
- We must help Tom get away.
- Tom'un kaçmasına yardım etmeliyiz.
- How did Tom get away?
- Tom nasıl kaçtı?
- Tom can help us get away.
- Tom kaçmamıza yardım edebilir.
- We must get away.
- Biz kaçmalıyız.
- We've got to get away.
- Kaçmak zorundayız.
- That's how he got away from prison.
- Hapisten bu şekilde kaçtı.
- They can't get away.
- Kaçamazlar.
- The thief got away with the money.
- Hırsız, parayı alıp kaçtı.
- How did Tom manage to get away?
- Tom nasıl kaçmayı başardı?
- Hans gets away because of his stupidity.
- Hans aptallığı yüzünden kaçtı.
- Hans gets away because of his stupidity.
- Hans aptallığı yüzünden kaçar.
- Sami wanted to get away.
- Sami kaçmak istiyordu.
- Tom won't get away.
- Tom kaçmaz.
- Don't let the opportunity get away.
- Fırsatın kaçmasına izin verme.
- There's no chance you're getting away.
- Kaçma şansın yok.
- You let them get away.
- Kaçmalarına izin verdiniz.
- That rabbit's getting away with my radishes!
- Şu tavşan turplarımı alıp kaçıyor!
- I'm not going to let you get away.
- Ben kaçmana izin vermeyeceğim.
- The small dog tried to get away.
- Küçük köpek kaçmaya çalıştı.
- We should get away from here as quickly as we can.
- Buradan elimizden geldiği kadar çabuk kaçmalıyız.
- You let her get away.
- Onun kaçmasına izin verdin.
- Tom tried to get away from Mary.
- Tom Mary'den kaçmaya çalıştı.
- He got away disguised as a policeman.
- O, bir polis kılığında kaçtı.
Show More (95)
|
2 |
get away |
kurtulmak |
v. |
|
- How can they get away with it?
- Bundan nasıl kurtulabilirler?
- We must get away from armed security, this hangover from the cold war.
- Silahlı güvenlikten, soğuk savaştan kalma bu kalıntıdan kurtulmalıyız.
- We can't let Tom get away with this.
- Biz Tom'un bundan kurtulmasına izin veremeyiz.
- We need to get away.
- Kurtulmamız gerek.
- I'm not going to let you get away with this.
- Bundan kurtulmana izin vermeyeceğim.
- I need to get away from Tom.
- Tom'dan kurtulmalıyım.
- Somehow Tom managed to get away with it.
- Bir şekilde Tom bundan kurtulmayı başardı.
- Tom can help us get away.
- Tom kurtulmamıza yardım edebilir.
- Layla wasn't going to get away with this again.
- Leyla, bundan bir daha kurtulmayacaktı.
- You'll never get away with it.
- Bundan asla kurtulamayacaksın.
- Tom will never get away with it.
- Tom asla bundan kurtulamayacak.
- Tom won't get away with this.
- Tom bundan kurtulamayacak.
- Tom isn't going to get away with it this time.
- Tom bu sefer bundan kurtulamayacak.
- You'll never get away with it.
- Bundan asla kurtulamazsın.
- Did Tom get away?
- Tom kurtuldu mu?
- Are you seriously thinking that you can get away with that?
- Cidden bundan kurtulabileceğini mi düşünüyorsun?
- I need to get away from Tom.
- Tom'dan kurtulmam gerek.
- We can't let Tom get away with it.
- Tom'un bundan kurtulmasına izin veremeyiz.
- You can't get away with this.
- Bundan kurtulamazsınız.
- Do you think you can get away with this?
- Bundan kurtulabileceğini mi sanıyorsun?
- I want to get away from the rat race.
- Koşuşturmadan kurtulmak istiyorum.
- You'll never get away with this!
- Bundan asla kurtulamayacaksın!
- Let's get away from here.
- Buradan kurtulalım.
- You would've gotten away with it if Tom hadn't told on you.
- Eğer Tom seni ispiyonlamasaydı, bundan kurtulabilirdin.
- We can't let Tom get away with this.
- Tom'un bundan kurtulmasına izin veremeyiz.
- Somehow Tom managed to get away with it.
- Bir şekilde Tom ondan kurtulmayı başardı.
- Tom can't do such a thing and get away with it.
- Tom böyle bir şey yapamaz ve bundan kurtulamaz.
- You won't get away with it.
- Bundan kurtulamazsın.
- I couldn't let Tom get away with it.
- Tom'un bundan kurtulmasına izin veremezdim.
- I almost got away with it.
- Neredeyse kurtuluyordum.
- You won't get away with this.
- Bundan kurtulamayacaksın.
- You're not getting away from me that easily, Tom.
- Benden o kadar kolay kurtulamazsın, Tom.
- Don't think you're going to get away this.
- Bundan kurtulacağını sanma.
- I hope we get away with this.
- Bundan kurtulacağımızı umuyorum.
Show More (31)
|
3 |
get away |
(birinden veya bir şeyden) uzaklaşmak |
v. |
|
- I've got to get away for a while.
- Bir süreliğine uzaklaşmalıyım.
- We must get away.
- Uzaklaşmalıyız.
- I can't get away.
- Uzaklaşamam.
- I need to get away.
- Uzaklaşmam lazım.
- The monkey got away.
- Maymun uzaklaştı.
- We'd better get away.
- Uzaklaşsak iyi olur.
- Tom lost no time in getting away.
- Tom uzaklaşmak için hiç zaman kaybetmedi.
- We've got to get away.
- Uzaklaşmalıyız.
- Tom won't get away with this.
- Tom bununla birlikte uzaklaşmayacaktır.
- The thief got away with the money.
- Hırsız, para ile uzaklaştı.
- I need to get away.
- Uzaklaşmalıyım.
- My wife and I hope to get away for a week during the Christmas break.
- Benim karım ve ben Noel molasında bir haftalığına uzaklaşmayı umuyoruz.
- Don't let Tom get away.
- Tom'un uzaklaşmasına izin verme.
- Tom is getting away.
- Tom uzaklaşıyor.
- We need to get away.
- Uzaklaşmalıyız.
- You can't get away.
- Uzaklaşamazsın.
Show More (13)
|
4 |
get away |
(birinden veya bir şeyden) paçayı kurtarmak |
v. |
|
- The population as a whole will suffer so that the wealthy can get away scot-free.
- Zenginler paçayı kurtarabilsin diye tüm halk bundan zarar görecektir.
- Large countries can apparently get away with more than small ones.
- Görünüşe göre büyük ülkeler küçük ülkelerden daha fazla paçayı kurtarabiliyor.
- I almost got away with it.
- Neredeyse paçayı kurtarıyordum.
- I got away with it.
- Paçayı kurtardım.
- Tom got away with it.
- Tom paçayı kurtardı.
- Layla wasn't going to get away with this again.
- Layla yine paçayı kurtaramayacaktı.
- Tom nearly got away with it.
- Tom neredeyse paçayı kurtarıyordu.
- The murderer got away with his crime.
- Katil suçundan paçayı kurtardı.
- You got away with it.
- Paçayı kurtardın.
- Layla tried to get away with it.
- Layla paçayı kurtarmaya çalıştı.
- He almost got away with it.
- Neredeyse paçayı kurtarıyordu.
Show More (8)
|
5 |
get away |
(bir suç) yanına kâr kalmak |
v. |
|
- You'll never get away with it.
- Bu, yanına kâr kalmayacak.
- You got away with it.
- Yanına kâr kaldı.
- You would've gotten away with it if Tom hadn't seen you do it.
- Tom seni görmeseydi, yaptığın yanına kâr kalırdı.
- You shouldn't let him get away with cheating.
- Aldatmasının yanına kâr kalmasına izin vermemelisin.
- Tom almost got away with it.
- Bu Tom'un yanına kâr kalacaktı neredeyse.
Show More (2)
|
6 |
get away |
sıvışmak |
v. |
|
- You can't get away.
- Sıvışamazsın.
- I need to get away.
- Sıvışmalıyım.
- Let's get away from here.
- Buradan sıvışalım.
- We need to get away from this place.
- Bu yerden sıvışmamız gerekiyor.
Show More (1)
|
7 |
get away |
çıkmak |
v. |
|
- I can't get away from the office this afternoon.
- Bu öğleden sonra ofisten çıkamıyorum.
- I want to get away for the weekend.
- Hafta sonu için çıkmak istiyorum.
Show More (-1)
|
8 |
get away |
kirişi kırmak |
v. |
|
- Let's get away from here.
- Buradan kirişi kıralım.
Show More (-2)
|
9 |
get away |
tüymek |
v. |
|
- Let's get away from here.
- Buradan tüyelim.
Show More (-2)
|
10 |
get away |
çekilmek |
v. |
|
- Get away from there.
- Çekil oradan.
Show More (-2)
|