grandparent - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
grandparent büyükanne n.
  • Ultimately, only the grandparents will be left.
  • Nihayetinde geriye sadece büyükanne ve büyükbabalar kalacak.
  • Does 'family' mean father, mother, children, along with parents and grandparents?
  • Aile', baba, anne, çocuklar, ebeveynler ve büyükanne ve büyükbabalar anlamına mı geliyor?
  • My grandparents were born in the last century.
  • Büyükannem ve büyükbabam geçen yüzyılda doğmuşlar.
Show More (67)
grandparent büyük ebeveyn n.
  • Does 'family' mean father, mother, children, along with parents and grandparents?
  • 'Aile' demek, baba, anne, çocuklar, ebeveynler ve büyük ebeveynler mi demek?
  • Our grandparents would come to see us on the weekends.
  • Bizim büyük ebeveynlerimiz hafta sonlarında bizi görmeye gelirlerdi.
  • All four of my grandparents are still living.
  • Büyük ebeveynlerimin dördü de hâlâ yaşıyor.
Show More (18)
grandparent büyükbaba n.
  • My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother.
  • Büyükbaba ve büyükannelerim Almandı ve dil bana ve erkek kardeşime geçmiş oldu.
  • The parent of a parent is a grandparent.
  • Ebeveynin ebeveyni, büyükanne ve büyükbabadır.
  • What are my grandparents doing?
  • Büyükbabalarım ve büyükannelerim ne yapıyorlar?
Show More (0)