grossly - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
grossly aşırı derecede adv.
  • Also, too much money is being poured into the grossly distended bureaucracy of the civil service.
  • Ayrıca, kamu hizmetinin aşırı derecede şişmiş bürokrasisine çok fazla para akıtılmaktadır.
Show More (-2)
grossly fena halde adv.
  • Mary was bullied at school because her mother was grossly overweight.
  • Annesi fena halde kilolu olduğu için Mary okulda zorbalık yaşadı.
Show More (-2)