|
- She's smart and hardworking.
- O akıllı ve çalışkan.
- He's smart and hardworking.
- O zeki ve çalışkan.
- You often encourage me to be good and hardworking.
- Sıklıkla beni iyi ve çalışkan olmaya teşvik ediyorsun.
- Tom was hardworking.
- Tom çalışkandı.
- Tom is no more hardworking than Bill is.
- Tom Bill'den daha çalışkan değil.
- No one is more hardworking than you all.
- Kimse sizden daha çalışkan değil.
- The Japanese are as hardworking as any people in the world.
- Japonlar dünyadaki herhangi bir millet kadar çalışkandır.
- Tom and Mary are hardworking.
- Tom ve Mary çalışkan.
- Hardworking people succeed in life.
- Çalışkan insanlar hayatta başarılı oldular.
- He is more hardworking than any other student in his class.
- Sınıfındaki diğer bütün öğrencilereden daha çalışkan.
- Tom is hardworking and dependable.
- Tom çalışkan ve güvenilir.
- All my class are hardworking.
- Bütün sınıfım çalışkan.
- I'm very hardworking.
- Çok çalışkanımdır.
- She's even more hardworking than you are.
- O senden daha çalışkan.
- Tom is hardworking.
- Tom çalışkan.
- She's smart and hardworking.
- O, zeki ve çalışkan.
- Tom is hardworking and dependable.
- Tom çalışkan ve güvenilirdir.
- Tom was very hardworking.
- Tom çok çalışkandı.
- You often encourage me to be good and hardworking.
- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için teşvik edersin.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
- Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- Tom isn't as hardworking as he used to be.
- Tom eskisi kadar çalışkan değil.
- Tom is smart and hardworking.
- Tom zeki ve çalışkandır.
- Tom is a very hardworking man.
- Tom çalışkan bir adamdır.
- You're very hardworking.
- Sen çok çalışkansın.
- Tom is as hardworking as everyone else in the group.
- Tom gruptaki başka herkes kadar çalışkan.
- Tom and Mary are hardworking.
- Tom ve Mary çok çalışkanlar.
- Tom is quite hardworking.
- Tom oldukça çalışkan.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
- Japonya'ya gitmeyi tercih etmemin nedeni, Japonya'daki insanların çalışkan ve dürüst kişiliklere sahip olmaları.
- The Chinese people are exceptionally hardworking.
- Çinliler son derece çalışkandırlar.
- Tom isn't as hardworking as he used to be.
- Tom eskiden olduğu kadar çalışkan değildir.
- Tom is as hardworking as any.
- Tom her zamanki kadar çalışkan.
- He is more hardworking than any other student in his class.
- Sınıftaki diğer tüm öğrencilerden daha çalışkandır.
- Tom is hardworking, isn't he?
- Tom çalışkan, değil mi?
- She's hardworking and dependable.
- O çalışkan ve güvenilirdir.
- You often encourage me to be good and hardworking.
- Beni sık sık iyi ve çalışkan olmam için cesaretlendirirsin.
- In general, Japanese are hardworking.
- Genel olarak, Japonlar çalışkandır.
- I'm very hardworking.
- Ben çok çalışkanım.
- All my class are hardworking.
- Bütün sınıfım çalışkandır.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
- Başkatip çalışkan bir adam değildir, ancak üstlerinin gözüne girmeyi bildiği için hızla yükseliyor.
- Tom is quite hardworking.
- Tom oldukça çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- Bay Kondo şirketindeki en çalışkan kişidir.
- You're very hardworking.
- Çok çalışkansın.
- Tom was hardworking.
- Tom çok çalışkandı.
- Are you hardworking?
- Sen çalışkan mısın?
- She's hardworking and dependable.
- O çalışkan ve güvenilir.
- Tom is as hardworking as everyone else in the group.
- Tom gruptaki diğer herkes kadar çalışkan.
- My husband is hardworking.
- Kocam çok çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- All the men are hardworking.
- Tüm adamlar çalışkandır.
- Mary is a hardworking girl.
- Mary çalışkan bir kızdır.
- All the men are hardworking.
- Tüm erkekler çalışkan.
- Tom is a hardworking person.
- Tom çalışkan bir insan.
- Tom is more hardworking than any other student in his class.
- Tom sınıftaki diğer tüm öğrencilerden daha çalışkan.
- He's smart and hardworking.
- O akıllı ve çalışkandır.
- Tom is smart and hardworking.
- Tom akıllı ve çalışkan.
- She is very hardworking.
- Çok çalışkandır.
- I'm a responsible, hardworking, and, above all, professional person.
- Ben sorumluluk sahibi, çalışkan ve her şeyden önce profesyonel biriyim.
- We're hardworking.
- Biz çalışkanız.
- No one is more hardworking than you all.
- Hiç kimse sizden daha çalışkan değil.
- Tom is very hardworking.
- Tom çok çalışkandır.
- My husband is hardworking.
- Kocam çalışkandır.
- He is as hardworking as any.
- Herkes kadar çalışkandır.
- You're hardworking.
- Sen çalışkansın.
- The Japanese are as hardworking as any people in the world.
- Japonlar dünyadaki tüm insanlar kadar çalışkandır.
- The Chinese people are exceptionally hardworking.
- Çin halkı son derece çalışkandır.
- Are you hardworking?
- Çalışkan mısınız?
- I'm hardworking.
- Ben çalışkanım.
- My wife is not only the most beautiful woman I've ever met, she's also the most loyal and hardworking.
- Karım sadece tanıdığım en güzel kadın değil, aynı zamanda en sadık ve çalışkan kadındır.
- Tom isn't as hardworking as I am.
- Tom benim kadar çalışkan değil.
- Tom is as hardworking as any.
- Tom herkes kadar çalışkan.
Show More (67)
|