headline - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
headline başlık n.
  • And the next headline will become the priority.
  • Ve bir sonraki başlık öncelik haline gelecektir.
  • In the German press preview there was a headline that is very apt for this dossier.
  • Alman basınında bu dosya için çok uygun bir başlık vardı.
  • Could this be an arresting and, therefore, not very truthful headline?
  • Bu dikkat çekici ve dolayısıyla pek de gerçekçi olmayan bir başlık olabilir mi?
Show More (3)
headline manşet n.
  • We do not need an escalation of press headlines.
  • Basın manşetlerinin tırmanmasına ihtiyacımız yok.
  • All the people who feature in today's headlines are flooding into Sangatte.
  • Bugünün manşetlerinde yer alan tüm insanlar Sangatte'ye akın ediyor.
  • All the people who feature in today's headlines are flooding into Sangatte.
  • Bugün manşetlerde yer alan tüm insanlar Sangatte'ye akın ediyor.
Show More (3)
headline haber başlığı n.
  • Everyone was delighted by this morning's headlines.
  • Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
  • Have you seen the headlines?
  • Haber başlıklarını gördün mü?
Show More (-1)