in search of - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
in search of aramakta prep.
  • Moldova is a country in search of its cultural and political identity.
  • Moldova kültürel ve siyasi kimliğini arayan bir ülke.
  • It is our responsibility to liberate them from the need to spend every day in search of food.
  • Onları her gün yiyecek aramak zorunda kalmaktan kurtarmak bizim sorumluluğumuzdur.
  • Moldova is a country in search of its cultural and political identity.
  • Moldova, kültürel ve siyasi kimliğini arayan bir ülke.
Show More (31)
in search of arayışında prep., expr.
  • I feel we need to look elsewhere in search of a solution.
  • Çözüm arayışı için başka bir yere bakmamız gerektiğini düşünüyorum.
  • I am in search of a new house.
  • Yeni bir ev arayışındayım.
  • The empire expanded eastward, in search of resources for its burgeoning textile industry.
  • İmparatorluk, gelişmekte olan tekstil endüstrisi için kaynak arayışıyla doğuya doğru genişledi.
Show More (1)
in search of aramak üzere prep., expr.
  • Many men went west in search of gold.
  • Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
  • We went into the woods in search of insects.
  • Böcek aramak üzere ormana girdik.
  • He immigrated to Brazil in search of a better life.
  • O daha iyi bir yaşam aramak üzere Brezilya'ya göç etti.
Show More (0)
in search of bulmaya prep.
  • Tom drove the streets for ten minutes in search of a parking place.
  • Tom bir park yeri bulmak için sokaklarda on dakika araç sürdü.
  • Tom drove the streets for ten minutes in search of a parking place.
  • Tom park yeri bulmak için on dakika boyunca sokaklarda dolaştı.
Show More (-1)