Tureng - in the lurch - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	in the lurch	zor durumda	expr.
	There is therefore no question of either the Greek minority or others being left in the lurch or forgotten. Dolayısıyla ne Rum azınlığın ne de diğerlerinin zor durumda bırakılması ya da unutulması söz konusudur. The second reason, however, is that such a scheme would leave consumers completely in the lurch. İkinci neden ise, böyle bir planın tüketicileri tamamen zor durumda bırakacak olmasıdır. The second reason, however, is that such a scheme would leave consumers completely in the lurch. Ancak ikinci neden, böyle bir planın tüketicileri tamamen zor durumda bırakacak olmasıdır. There is therefore no question of either the Greek minority or others being left in the lurch or forgotten. Dolayısıyla Yunan azınlığın ya da diğerlerinin zor durumda bırakılması ya da unutulması söz konusu değildir. He left me in the lurch. Beni zor durumda bıraktı. Mike left his brother in the lurch. Mike kardeşini zor durumda bıraktı. He left me in the lurch. O beni zor durumda bıraktı. I knew you wouldn't leave me in the lurch. Beni zor durumda bırakmayacağını biliyordum. Show More (5)
2	in the lurch	yüzüstü	expr.
	We are dissatisfied with the Member States, which have practically left you in the lurch over the last eighteen months. Son on sekiz ay boyunca sizi adeta yüzüstü bırakan Üye Devletlerden memnun değiliz. He left me in the lurch. O beni yüzüstü bıraktı. He left me in the lurch. Beni yüzüstü bıraktı. Mike left his brother in the lurch. Mike kardeşini yüzüstü bıraktı. Show More (1)