indictment - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
indictment itham n.
  • The latter is done under the veiled indictment of subversive activities.
  • İkincisi, yıkıcı faaliyetler gibi üstü örtülü bir itham altında yapılmaktadır.
  • What an indictment of the common fisheries policy.
  • Ortak balıkçılık politikası için ne büyük bir itham.
  • I agree that they represent a damning indictment of the management of the Structural, Cohesion and ISPA Funds.
  • Yapısal Fon, Uyum Fonu ve ISPA Fonlarının yönetimine ilişkin ağır bir itham niteliği taşıdıklarına katılıyorum.
Show More (1)
indictment iddianame n.
  • The indictment is against the continuous violations of democracy and human rights perpetrated by the Iraqi regime.
  • İddianame, Irak rejimi tarafından işlenen sürekli demokrasi ve insan hakları ihlallerine karşı hazırlanmıştır.
  • The latter is done under the veiled indictment of subversive activities.
  • İkincisi, yıkıcı faaliyetlerin örtülü iddianamesi altında yapılmaktadır.
  • Despite hundreds of false testimonies and the plethora of fabricated evidence, the indictment is turning into a fiasco.
  • Yüzlerce sahte ifadeye ve çok sayıda uydurma delile rağmen, iddianame bir fiyaskoya dönüşüyor.
Show More (0)
indictment suçlama n.
  • That is an absolute indictment of those people who work there.
  • Bu, orada çalışan insanlar için mutlak bir suçlamadır.
  • That would be an indictment of the Member States' politicians and their central bankers!
  • Bu Üye Devletlerin politikacıları ve merkez bankacıları için bir suçlama olur!
  • That would be an indictment of the Member States' politicians and their central bankers!
  • Bu, Üye Devletlerin politikacıları ve merkez bankacıları için bir suçlama olacaktır!
Show More (0)