1 |
inferior |
kalitesiz |
adj. |
|
- We are all agreed that contaminated and inferior material has no place in the food chain.
- Kirlenmiş ve kalitesiz maddelerin gıda zincirinde yeri olmadığı konusunda hepimiz hemfikiriz.
- These inferior products on the market are cheating consumers and bringing herbal medicines into disrepute.
- Piyasadaki bu kalitesiz ürünler tüketicileri aldatmakta ve bitkisel ilaçların itibarını zedelemektedir.
- The dinner he ate this evening was inferior in quality to that dinner.
- Bu akşam yediği yemeğin kalitesi o yemekten daha düşüktü.
Show More (0)
|
2 |
inferior |
ast |
n. |
|
- He is a good leader who gets on well with inferiors.
- Astlarıyla iyi geçinen başarılı bir liderdir.
Show More (-2)
|
3 |
inferior |
daha düşük |
adj. |
|
- Frank wouldn't settle for a secondary or inferior position.
- Frank ikincil ya da daha düşük bir pozisyona razı gelmeyecektir.
Show More (-2)
|
4 |
inferior |
düşük |
adj. |
|
- The video recordings were of inferior quality.
- Video kayıtlarının kalitesi düşüktü.
Show More (-2)
|
5 |
inferior |
aşağı |
adj. |
|
- To this day, women are being treated as inferior and discriminated against, also in working situations.
- Bugüne kadar kadınlar, çalışma koşullarında da aşağı görülüyor ve ayrımcılığa uğruyor.
Show More (-2)
|