inferior - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
inferior kalitesiz adj.
  • We are all agreed that contaminated and inferior material has no place in the food chain.
  • Kirlenmiş ve kalitesiz maddelerin gıda zincirinde yeri olmadığı konusunda hepimiz hemfikiriz.
  • These inferior products on the market are cheating consumers and bringing herbal medicines into disrepute.
  • Piyasadaki bu kalitesiz ürünler tüketicileri aldatmakta ve bitkisel ilaçların itibarını zedelemektedir.
  • The dinner he ate this evening was inferior in quality to that dinner.
  • Bu akşam yediği yemeğin kalitesi o yemekten daha düşüktü.
Show More (0)
inferior ast n.
  • He is a good leader who gets on well with inferiors.
  • Astlarıyla iyi geçinen başarılı bir liderdir.
Show More (-2)
inferior daha düşük adj.
  • Frank wouldn't settle for a secondary or inferior position.
  • Frank ikincil ya da daha düşük bir pozisyona razı gelmeyecektir.
Show More (-2)
inferior düşük adj.
  • The video recordings were of inferior quality.
  • Video kayıtlarının kalitesi düşüktü.
Show More (-2)
inferior aşağı adj.
  • To this day, women are being treated as inferior and discriminated against, also in working situations.
  • Bugüne kadar kadınlar, çalışma koşullarında da aşağı görülüyor ve ayrımcılığa uğruyor.
Show More (-2)