instance - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
instance örnek n.
  • We don't usually agree, but in this instance, I think she's right.
  • Biz genelde aynı fikirde olmayız ama bu örnekte bence kadın haklı.
  • It is indeed disappointing to learn that in this unique instance Parliament has not really been consulted.
  • Bu benzersiz örnekte Parlamento'ya pek de danışılmadığını öğrenmek gerçekten hayal kırıklığı yaratıyor.
  • The increasing awareness of the possibility of infringement of environmental law is another instance.
  • Çevre hukukunun ihlali olasılığına ilişkin artan farkındalık da bir başka örnektir.
Show More (7)
instance durum n.
  • In this instance, I think you were playing with an advantage.
  • Bu durumda, bence avantajlı bir şekilde oynuyordunuz.
  • However, in this instance there is one point that I have had to address on many occasions.
  • Ancak bu durumda, birçok kez dile getirmek zorunda kaldığım bir husus var.
  • In this instance, two countries would constitute a cross-border block of airspace.
  • Bu durumda iki ülke sınır ötesi bir hava sahası bloğu oluşturacaktır.
Show More (7)
instance örnek göstermek v.
  • He instanced black, white, and gray as neutral colors.
  • Nötr renkler olarak siyah, beyaz ve griyi örnek gösterdi.
Show More (-2)
instance olay n.
  • Terrorist acts are always vile and in this instance the attack also was clearly targeted.
  • Terör eylemleri her zaman alçakçadır ve bu olayda da saldırı açıkça hedef gözetilerek gerçekleştirilmiştir.
Show More (-2)
instance aşama n.
  • Secondly, mandatory targets in the first instance are too restrictive.
  • İkinci olarak, ilk aşamada zorunlu hedefler çok kısıtlayıcıdır.
Show More (-2)