Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Sätze
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
Verlauf
Englisch
Türkisch
1
instigate
kışkırtmak
v.
But the same applies to those who
instigate
or cooperate with terrorists.
Ancak aynı durum teröristleri
kışkırtan
veya onlarla işbirliği yapanlar için de geçerlidir.
Tom
instigated
the whole thing.
Tom her şeyi
kışkırttı.
Tom
instigated
the whole thing.
Tom her şeyi
kışkırtıyordu.
He
instigated
the riot.
İsyanı o
kışkırttı.
Show More (1)
2
instigate
başlatmak
v.
The threats to our lifestyle are forcing us to
instigate
a genuine revolution in transport culture.
Yaşam tarzımıza yönelik tehditler bizi ulaşım kültüründe gerçek bir devrim
başlatmaya
zorluyor.
There is therefore no reason to
instigate
a pre-emptive war.
Dolayısıyla önleyici bir savaş
başlatmak
için hiçbir neden yoktur.
He
instigated
the riot.
İsyanı o
başlatmış.
Show More (0)