|
- Fishing villages on the coast that have lost their old source of income will probably be happy to join in.
- Kıyıdaki eski gelir kaynaklarını kaybetmiş olan balıkçı köyleri de muhtemelen katılmaktan mutluluk duyacaklardır.
- We must not lose sight of Romania and Bulgaria, or their objective of joining in 2007.
- Romanya ve Bulgaristan'ı ya da onların 2007'de Birliğe katılma hedeflerini gözden kaçırmamalıyız.
- They are joining in the Convention's work of building firmer foundations for this.
- Konvansiyon'un bunun için daha sağlam temeller inşa etme çalışmalarına katılıyorlar.
- Having themselves reduced CO2, they are happy to join in.
- Kendileri CO2 oranını düşürdükleri için bu çalışmaya katılmaktan mutluluk duyuyorlar.
- Furthermore, we refuse to join in the congratulations addressed to the French authorities.
- Ayrıca Fransız makamlarına yöneltilen tebriklere katılmayı reddediyoruz.
- We are not joining in the game, therefore; we are not dutifully delivering our opinion.
- Bu nedenle oyuna katılmıyoruz; görevimizi yerine getirerek görüşlerimizi iletmiyoruz.
- I also join in what colleagues have been saying about issues to do with taxation and company law.
- Meslektaşlarımın vergilendirme ve şirketler hukuku ile ilgili konularda söylediklerine ben de katılıyorum.
- We want to speak for women with one voice rather than join in a chorus of many.
- Çok sesli bir koroya katılmak yerine kadınlar adına tek bir sesle konuşmak istiyoruz.
- It now also looks possible that Romania and Bulgaria could join in 2007.
- Romanya ve Bulgaristan'ın da 2007'de katılması artık mümkün görünüyor.
- On this issue, the Olympic spirit is not enough; simply joining in is not on.
- Bu konuda Olimpiyat ruhu yeterli değildir; sadece katılmak da yeterli değildir.
- We will discuss the way forward with like-minded countries and encourage others to join in.
- Benzer düşünen ülkelerle ileriye dönük yolu tartışacağız ve diğerlerini de katılmaya teşvik edeceğiz.
- We will discuss the way forward with like-minded countries and encourage others to join in.
- Benzer düşünen ülkelerle nasıl bir yol izleyeceğimizi tartışacağız ve diğerlerini de katılmaya teşvik edeceğiz.
- We are joined in the public gallery by many friends, politicians and diplomats from the applicant countries.
- Başvuru sahibi ülkelerden çok sayıda dostumuz, siyasetçi ve diplomat da halk salonunda bize katılıyor.
- I will not join in the German polemic, but wish the Danish Presidency good luck.
- Alman polemiğine katılmayacağım ancak Danimarka Dönem Başkanlığına iyi şanslar diliyorum.
- He was not able to join in the discussion.
- Tartışmaya katılamadı.
- Tom started singing and everybody joined in.
- Tom şarkı söylemeye başladı ve herkes katıldı.
- Why don't you join in the conversation?
- Neden sohbete katılmıyorsunuz?
- We joined in on the chorus.
- Koroya katıldık.
- She watches the other kids playing, but she never joins in.
- Diğer çocukları oynarken izliyor ama asla katılmıyor.
- Aren't you going to join in?
- Sen katılmayacak mısın?
- Why don't you join in the conversation?
- Neden sohbete katılmıyorsun?
- Can I join in?
- Ben katılabilir miyim?
- Can I join in?
- Ben de katılabilir miyim?
- Each of the boys was eager to join in the race.
- Erkek çocuklarından her biri yarışa katılmaya istekliydi.
- They all joined in the chorus.
- Hepsi koroya katıldı.
- Aren't you going to join in?
- Katılmayacak mısın?
- Each of the boys was eager to join in the race.
- Oğlanların her biri yarışa katılmaya hevesliydi.
- They all joined in the chorus.
- Onların hepsi koroya katıldı.
- She watches the other kids playing, but she never joins in.
- Oynayan diğer çocukları seyreder ama asla kendisi katılmaz.
- Can we join in?
- Katılabilir miyiz?
- Tom began to sing and we all joined in.
- Tom şarkı söylemeye başladı ve hepimiz katıldık.
- We joined in on the chorus.
- Biz koroya katıldık.
- Let me join in the game.
- Oyuna katılmama izin verin.
- I'll join in ten minutes.
- On dakika içinde katılacağım.
- Let me join in the game.
- Oyuna katılmama izin ver.
- Can I join in?
- Katılabilir miyim?
- When you speak Shanghainese with your mum, I only understand a few words, so I can't join in the conversation.
- Annenle Şangayca konuştuğunuzda sadece birkaç kelime anlıyorum, bu yüzden sohbete katılamıyorum.
- He was not able to join in the discussion.
- Tartışmaya katılması mümkün değildi.
- Please feel free to join in.
- Lütfen katılmaktan çekinmeyin.
- Please feel free to join in.
- Lütfen katılmak için çekinmeyin.
Show More (37)
|