| 1 |
let up |
dinmek (yağmur) |
v. |
|
- I don't think this rain will let up.
- Bu yağmurun dineceğini düşünmüyorum.
- The snow is letting up.
- Kar diniyor.
- The rain never let up all night.
- Yağmur bütün gece hiç dinmedi.
- The rain is starting to let up.
- Yağmur dinmeye başlıyor.
- The rain has let up.
- Yağmur dindi.
- The rain has let up, so we can begin.
- Yağmur dindiğine göre başlayabiliriz.
- The rain is letting up.
- Yağmur diniyor.
- The rain is starting to let up.
- Yağmur dinmeye başladı.
- I may go out if the rain lets up.
- Yağmur dinerse dışarı çıkabilirim.
- After the rain had let up a bit, we made a dash for the car.
- Yağmur biraz dindikten sonra arabaya doğru fırladık.
- I don't think this rain will let up.
- Bu yağmurun dineceğini sanmıyorum.
- The rain has let up, so we can begin.
- Yağmur dindi, artık başlayabiliriz.
- The snow isn't letting up.
- Kar dinmiyor.
- The storm let up.
- Fırtına dindi.
- I don't think this rain will let up anytime soon.
- Bu yağmurun yakın zamanda dineceğini sanmıyorum.
Show More (12)
|
| 2 |
let up |
durmak |
v. |
|
- The rain never let up all night.
- Yağmur bütün gece durmadı.
- I don't think this rain will let up.
- Bu yağmurun duracağını sanmam.
- I may go out if the rain lets up.
- Yağmur durursa dışarı gidebilirim.
- If the snow doesn't let up, we will never make it home in time to see the game on TV.
- Eğer kar durmazsa, maçı televizyondan izleyebilmek için eve zamanında varamayız.
- The snow is letting up.
- Kar duruyor.
- If the snow doesn't let up, we will never make it home in time to see the game on TV.
- Eğer kar durmazsa TV'deki maçı izlemek için eve zamanında gidemeyeceğiz.
- I don't think this rain will let up anytime soon.
- Bu yağmurun yakında duracağını sanmıyorum.
- The rain has let up.
- Yağmur durdu.
Show More (5)
|
| 3 |
let up |
gevşemek |
v. |
|
- We in the PPE-DE Group would like to expressly call upon the Commission not to let up in the area of its own reform.
- PPE-DE Grubu olarak Komisyon'u kendi reformu konusunda gevşememeye açıkça davet ediyoruz.
Show More (-2)
|
| 4 |
let up |
yavaşlamak |
v. |
|
- After the rain had let up a bit, we made a dash for the car.
- Yağmur biraz yavaşladıktan sonra, arabaya doğru koştuk.
Show More (-2)
|
| 5 |
let up |
sakinleşmek |
v. |
|
- The storm let up.
- Fırtına sakinleşti.
Show More (-2)
|
