loot - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
loot ganimet n.
  • Most criminals steal to sell their loot for cash on the black market.
  • Suçluların çoğu ganimetlerini karaborsada nakit para karşılığında satmak için çalıyor.
  • We split up the loot among the three of us.
  • Ganimetleri üçümüz aramızda bölüştük.
  • This is your share of the loot.
  • Bu ganimetten senin payın.
Show More (6)
loot yağmalamak v.
  • The poorest in Zimbabwe do not want to shoot, kill, loot and burn crops.
  • Zimbabve'nin en yoksulları ateş etmek, öldürmek, yağmalamak ve ekinleri yakmak istemiyor.
  • Looting more powerful ships can only yield better rewards.
  • Daha büyük gemileri yağmalamak yalnızca daha iyi ödüller getirebilir.
  • Let's go to loot the supermarket!
  • Süpermarketi yağmalamaya gidelim!
Show More (3)