| 1 |
make fun of |
dalga geçmek |
v. |
|
- People make fun of me all the time.
- İnsanlar sürekli benimle dalga geçiyor.
- Stop making fun of me.
- Benimle dalga geçmeyi bırak.
- Do you think people will make fun of me?
- Sence insanlar benimle dalga geçer mi?
- You shouldn't make fun of Tom.
- Tom'la dalga geçmemelisin.
- Her classmates made fun of her.
- Sınıf arkadaşları onunla dalga geçtiler.
- The French like to make fun of Belgians.
- Fransızlar Belçikalılarla dalga geçmeyi sever.
- He always makes fun of her because of her dialect.
- Onunla aksanından dolayı hep dalga geçer.
- Don't make fun of Tom.
- Tom'la dalga geçme.
- I wasn't making fun of her.
- Onunla dalga geçmiyordum.
- You should not make fun of him.
- Onunla dalga geçmemelisin.
- They made fun of my clothes.
- Kıyafetlerimle dalga geçtiler.
- He kept making fun of me.
- O benimle dalga geçmeyi sürdürdü.
- Tom made fun of my accent.
- Tom aksanımla dalga geçti.
- The boy made fun of the girl.
- Oğlan kızla dalga geçti.
- I'm not going to make fun of Tom.
- Tom'la dalga geçmeyeceğim.
- Tom likes to make fun of Mary.
- Tom, Mary ile dalga geçmeyi seviyor.
- We made fun of him over this incident.
- Bu olayla ilgili onunla dalga geçtik.
- They made fun of Mary.
- Onlar Mary ile dalga geçti.
- Tom seems to like to make fun of everybody.
- Tom herkesle dalga geçmeyi seviyor gibi görünüyor.
- Nobody likes to be made fun of in public.
- Kimse toplum içinde kendisiyle dalga geçilmesinden hoşlanmaz.
- I wasn't making fun of her.
- Onunla da dalga geçmiyordum.
- Everybody made fun of me.
- Herkes benimle dalga geçti.
- Don't make fun of other people.
- Diğer insanlarla dalga geçme.
- Don't make fun of that child.
- O çocukla dalga geçme.
- He kept making fun of me.
- Benimle dalga geçip durdu.
- You shouldn't make fun of her.
- Sen de onunla dalga geçmemelisin.
- Don't make fun of others.
- Başkalarıyla dalga geçmeyin.
- Tom shouldn't make fun of Mary's limp.
- Tom, Mary'nin topallığıyla dalga geçmemeli.
- Tom always makes fun of John because of his dialect.
- Tom lehçesi yüzünden John'la hep dalga geçer.
- Stop making fun of me!
- Benimle dalga geçmeyi bırak!
- He made fun of our ignorance.
- Cehaletimizle dalga geçti.
- The other kids at school made fun of him because of his strange accent.
- Garip aksanı yüzünden okuldaki diğer çocuklar onunla dalga geçti.
- Please don't make fun of me.
- Lütfen benimle dalga geçmeyin.
- Tom started making fun of Mary.
- Tom, Mary'yle dalga geçmeye başladı.
- He made fun of me in public.
- Herkesin içinde benimle dalga geçti.
- Tom makes fun of Mary all the time.
- Tom Mary ile her zaman dalga geçiyor.
- Either you are teasing me or you are making fun of me.
- Ya benimle dalga geçiyorsun ya da benimle alay ediyorsun.
- You shouldn't make fun of us.
- Bizimle dalga geçmemelisin.
- I think he's making fun of you.
- Bence seninle dalga geçiyor.
- I made fun of Tom.
- Tom'la dalga geçtim.
- It is impudent of you to make fun of adults.
- Yetişkinlerle dalga geçmen çok küstahça.
- I made fun of Tom's accent.
- Tom'un aksanıyla dalga geçtim.
- Her classmates made fun of her.
- Sınıf arkadaşları onunla dalga geçmiş.
- If you make fun of our company again, we certainly won’t be polite to you.
- Eğer şirketimizle bir daha dalga geçersen, sana karşı kesinlikle kibar olmayız.
- Tom shouldn't make fun of Mary.
- Tom, Mary ile dalga geçmemeliydi.
- Let's go make fun of her.
- Gidip onunla dalga geçelim.
- Unlike you, I don't make fun of people in public.
- Senin aksine, ben toplum içinde insanlarla dalga geçmem.
- You shouldn't make fun of me.
- Benimle dalga geçmemelisin.
- I have told Tom over and over again not to make fun of Mary.
- Tom'a defalarca Mary ile dalga geçmemesini söyledim.
- Tom started making fun of Mary.
- Tom Mary ile dalga geçmeye başladı.
- Promise me you won't make fun of me.
- Benimle dalga geçmeyeceğine söz ver.
- Tom made fun of the teacher.
- Tom öğretmenle dalga geçti.
- They made fun of my accent.
- Onlar benim aksanımla dalga geçtiler.
- He always makes fun of her because of her dialect.
- Şivesi yüzünden onunla hep dalga geçiyor.
- Tom makes fun of Mary all the time.
- Tom sürekli Mary ile dalga geçiyor.
- Let's go make fun of Tom.
- Hadi gidip Tom'la dalga geçelim.
- Let's go make fun of Tom.
- Gidip Tom'la dalga geçelim.
- It seems to me that you're making fun of me.
- Bana öyle geliyor ki sen benimle dalga geçiyorsun.
- They made fun of my accent.
- Aksanımla dalga geçtiler.
- He wants to make fun of me.
- Benimle dalga geçmek istiyor.
- Quit making fun of me.
- Benimle dalga geçmeyi bırak.
- She's making fun of you.
- O seninle dalga geçiyor.
- They often make fun of the boss.
- Sık sık patronla dalga geçerler.
- It seems to me that you're making fun of me.
- Benimle dalga geçiyormuşsun gibi görünüyor.
- He always makes fun of her because of her dialect.
- Lehçesi yüzünden her zaman onunla dalga geçiyor.
Show More (62)
|
| 2 |
make fun of |
alay etmek |
v. |
|
- It's rude to make fun of your boss in public.
- Patronunla herkesin önünde alay etmek kabalıktır.
- Don't make fun of others.
- Diğerleriyle alay etmeyin.
- They made fun of me.
- Onlar benimle alay ettiler.
- Nobody likes to be made fun of in public.
- Kimse herkesin önünde alay edilmekten hoşlanmaz.
- Let's go make fun of her.
- Onunla alay etmeye gidelim.
- Don't make fun of them.
- Onlarla alay etme.
- Let's go make fun of them.
- Onlarla alay etmeye gidelim.
- Tom seems to like to make fun of everybody.
- Tom herkesle alay etmekten hoşlanıyor gibi görünüyor.
- I won't make fun of you.
- Seninle alay etmeyeceğim.
- Mary is not used to being made fun of.
- Mary, alay edilmeye alışkın değildir.
- Tom used to make fun of me.
- Tom benimle alay ederdi.
- The boy made fun of the girl.
- Çocuk, kızla alay etti.
- All the kids at school made fun of me because I was fat.
- Okuldaki bütün çocuklar şişman olduğum için benimle alay ettiler.
- You shouldn't make fun of Tom.
- Tom'la alay etmemelisin.
- They often make fun of the boss.
- Onlar sık sık patronla alay ederler.
- We shouldn't make fun of others.
- Başkalarıyla alay etmemeliyiz.
- He always makes fun of her because of her dialect.
- Onunla şivesi yüzünden hep alay ediyor.
- Tom makes fun of everybody.
- Tom herkesle alay eder.
- He made fun of our ignorance.
- O bizim cehaletimizle alay etti.
- Don't make fun of that child.
- O çocukla alay etmeyin.
- It's not nice to make fun of others.
- Başkalarıyla alay etmek hoş değil.
- Do you think people will make fun of me?
- İnsanların benimle alay edeceğini düşünüyor musun?
- Everybody made fun of me.
- Herkes benimle alay etti.
- He made fun of the teacher.
- Öğretmenle alay etti.
- We should not make fun of others.
- Başkalarıyla alay etmemeliyiz.
- I made fun of him.
- Onunla alay ettim.
- You shouldn't make fun of them.
- Onlarla alay etmemelisin.
- He was made fun of by his classmates.
- Sınıf arkadaşları tarafından alay edildi.
- She made fun of her husband.
- O, kocasıyla alay etti.
- The teacher has never made fun of the students' mistakes.
- Öğretmen öğrencilerin hatalarıyla asla alay etmedi.
Show More (27)
|
| 3 |
make fun of |
ile alay etmek |
v. |
|
- Tom made fun of the way I talk.
- Tom konuşma tarzım ile alay etti.
- I have told Tom over and over again not to make fun of Mary.
- Tom'a Mary ile alay etmemesini defalarca söyledim.
Show More (-1)
|
| 4 |
make fun of |
kafa bulmak |
v. |
|
- Quit making fun of me.
- Benimle kafa bulmayı bırakın.
Show More (-2)
|
| 5 |
make fun of |
alaya almak |
v. |
|
- If I had been able to speak English then, I would not have been made fun of.
- Eğer o zaman İngilizce konuşabilseydim, alaya alınmazdım.
Show More (-2)
|
| 6 |
make fun of |
gırgır geçmek |
v. |
|
- Please don't make fun of me.
- Benimle gırgır geçme.
Show More (-2)
|
