| 1 |
marketplace |
pazar |
n. |
|
- A new investor has made a commercial investment in the marketplace.
- Yeni bir yatırımcı pazara ticari bir yatırım yapmıştır.
- In the saturated marketplace, only products produced economically can be sold.
- Doygun pazarda, sadece ekonomik olarak üretilen ürünler satılabilir.
- A new investor has made a commercial investment in the marketplace.
- Yeni bir yatırımcı pazara ticari bir yatırım yaptı.
- When it reaches the marketplace our product will go like hot cakes.
- Pazara ulaştığında ürünümüz peynir ekmek gibi satılacaktır.
Show More (1)
|
| 2 |
marketplace |
pazar yeri |
n. |
|
- Please tell me where the marketplace is.
- Lütfen pazar yerinin nerede olduğunu bana söyler misiniz?
- Please tell me where the marketplace is.
- Lütfen bana pazar yerinin nerede olduğunu söyleyin.
- When it reaches the marketplace our product will go like hot cakes.
- Pazar yerine ulaştığında ürünümüz peynir ekmek gibi gidecek.
Show More (0)
|
| 3 |
marketplace |
piyasa |
n. |
|
- The ultimate delivery of these services will have to come from the marketplace.
- Bu hizmetlerin nihai sunumu piyasadan gelecektir.
- When it reaches the marketplace our product will go like hot cakes.
- Piyasaya çıktığında ürünümüz peynir ekmek gibi satılır.
Show More (-1)
|
