1 |
medicinal |
tıbbi |
adj. |
|
- At the same time, we recognise that there are important medicinal traditions outside the EU.
- Aynı zamanda, AB dışında da önemli tıbbi geleneklerin bulunduğunun farkındayız.
- We must distinguish between makeup and cosmetics that have a medicinal purpose.
- Makyaj malzemeleri ile tıbbi amaçlı kozmetikler arasında ayrım yapmalıyız.
- She believes that jade has medicinal properties.
- O, yeşim taşının tıbbi özellikleri olduğuna inanmaktadır.
- She believes that jade has medicinal properties.
- Yeşim taşının tıbbi özellikleri olduğuna inanıyor.
Show More (1)
|
2 |
medicinal |
ilaç |
n. |
|
- This is a situation which causes problems of access to generic medicinal products.
- Bu durum muadil ilaçlara erişimde problemlere neden olmaktadır.
- We are all mindful of the recent examples of medicinal products withdrawn from the market on public health grounds.
- Yakın geçmişte halk sağlığı gerekçesiyle piyasadan çekilen ilaç örneklerini hepimiz biliyoruz.
Show More (-1)
|
3 |
medicinal |
şifalı |
adj. |
|
- In the botanical garden, there are many aromatic and medicinal herbs.
- Botanik bahçesinde birçok aromatik ve şifalı ot var.
Show More (-2)
|