|
- The composer crafted a captivating melody.
- Besteci büyüleyici bir melodi besteledi.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisi ve sözlerinin uzun süreli hafızanızda olması gerekir.
- Your ideals seem to be coated with an old song and a sweet melody.
- İdealleriniz eski bir şarkı ve tatlı bir melodi ile sarılmış gibi duruyor.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisi ve sözleri uzun süreli hafızanızda olmalıdır.
- Your ideals seem to be coated with an old song and a sweet melody.
- İdealleriniz eski bir şarkı ve tatlı bir melodiyle kaplanmış gibi görünüyor.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisinin ve sözlerinin uzun süreli hafızanızda yer alması gerekiyor.
- I can't remember the melody to that song.
- O şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- That's an eerie melody.
- Bu ürkütücü bir melodi.
- This melody reminds me of my school days.
- Bu melodi bana okul günlerimi hatırlatıyor.
- I can't remember the melody of that song.
- O şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- This melody is familiar to many Japanese.
- Bu melodi birçok Japon'a tanıdık geliyor.
- The plaintive melody broke her heart.
- Ağlamaklı melodi onun kalbini kırdı.
- I can't remember the melody of that song.
- Şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- I no longer remember the song's melody.
- Şarkının melodisini artık hatırlamıyorum.
- I often listened to him playing the melody on the trumpet.
- Melodiyi trompetle çalarken onu sık sık dinlerdim.
- I want to remember old melodies.
- Eski melodileri hatırlamak istiyorum.
- The plaintive melody broke her heart.
- Bu ağlamaklı melodi onun kalbini kırdı.
- I can't get that melody out of my head.
- O melodiyi aklımdan çıkaramıyorum.
- I like the melody of this song.
- Bu şarkının melodisini seviyorum.
- I often listened to him playing the melody on the trumpet.
- Trompette melodi çalarken onu sık sık dinledim.
Show More (17)
|
