1 |
mine |
benim |
pron. |
|
- Indeed, many of the amendments I have tabled have been co-signed by her group and mine.
- Nitekim sunduğum değişiklik önergelerinin birçoğu onun grubu ve benim grubum tarafından ortaklaşa imzalanmıştır.
- What else they carried, by way of opinion, was not mine.
- Fikir olarak başka ne taşıyabilirlerdi, benim fikrim değil.
- They deserve our support and they certainly have mine.
- Desteğimizi hak ediyorlar ve kesinlikle benim de desteğimi aldılar.
- I have also always maintained in the committee that this 50% is not a fetish of mine.
- Ayrıca komitede her zaman bu %50'nin benim için bir fetiş olmadığını belirttim.
- Indeed, many of the amendments I have tabled have been co-signed by her group and mine.
- Nitekim verdiğim değişiklik önergelerinin birçoğu onun grubu ve benim grubum tarafından ortaklaşa imzalandı.
- For you see, little samurai, the world is mine.
- Gördüğün gibi küçük samuray, dünya benim.
- This watch of mine never stops.
- Benim bu saatim asla durmaz.
- Those horses are mine.
- O atlar benim.
- The bicycle is mine.
- Bisiklet benim.
- Tom is an old friend of mine.
- Tom benim eski bir arkadaşım.
- Tom and Mary are both colleagues of mine.
- Tom ve Mary'nin ikisi de benim meslektaşlarım.
- Those gloves are mine.
- Bu eldivenler benim.
- Tom is a close friend of mine.
- Tom benim yakın bir arkadaşım.
- That was mine.
- O benimdi.
- You'll be mine.
- Benim olacaksın.
- This watch is not mine but yours.
- Bu saat benim değil, senin.
- That car is mine.
- O araba benim.
- Nothing here is mine.
- Buradaki hiçbir şey benim değil.
- This gold is mine.
- Bu altın benim.
- The calculator on the table is mine.
- Masadaki hesap makinesi benim.
- The coat is not mine.
- Palto benim değil.
- That man speaking French to Tom is a friend of mine.
- Tom'la Fransızca konuşan adam benim bir arkadaşım.
- He was a pretty good friend of mine.
- O benim çok iyi bir arkadaşımdı.
- The bicycle by the door is mine.
- Kapının yanındaki bisiklet benim.
- She became a true friend of mine.
- Benim gerçek bir arkadaşım oldu.
- Tom is your friend, not mine.
- Tom senin arkadaşın, benim değil.
- The suitcase wasn't mine.
- Bavul benim değildi.
- It was a friend of mine who called.
- Arayan benim bir arkadaşımdı.
- This is a friend of mine.
- Bu benim bir arkadaşım.
- You're all mine.
- Tamamen benimsin.
- Which one of them is mine?
- Hangisi benim?
- That moped isn't mine.
- O motosiklet benim değil.
- He's an old friend of mine.
- O benim eski bir arkadaşım.
- His wife's a friend of mine.
- Karısı benim arkadaşım.
- That car over there is mine.
- Şuradaki araba benim.
- It's all mine.
- Bunun hepsi benim.
- The bag wasn't mine.
- Çanta benim değildi.
- This dog isn't mine.
- Bu köpek benim değil.
- This car is mine.
- Bu araba benim.
- She is a friend of mine.
- O benim arkadaşım.
- Tom is a distant relative of mine.
- Tom benim uzaktan bir akrabam.
- These are mine.
- Bunlar benim.
- These books used to be mine.
- Bu kitaplar eskiden benimdi.
- The cat which you found is mine.
- Bulduğun kedi benim.
- That car used to be mine.
- O araba eskiden benimdi.
- The pot was mine.
- Saksı benimdi.
- Tom is a friend of a friend of mine.
- Tom benim bir arkadaşımın bir arkadaşıdır.
- It's going to be mine.
- O benim olacak.
- Now this is your problem, not mine.
- Bu senin sorunun, benim değil.
- His wife is a friend of mine.
- Karısı benim bir arkadaşım.
- She's married to a cousin of mine.
- O benim bir kuzenimle evli.
- These gloves aren't mine.
- Bu eldivenler benim değil.
- I'll do whatever it takes to protect what's mine.
- Benim olanı korumak için ne gerekiyorsa yaparım.
- As a matter of fact, the owner of this restaurant is a friend of mine.
- Aslına bakarsanız, bu restoranın sahibi benim bir arkadaşım.
Show More (51)
|
2 |
mine |
benimki |
pron. |
|
- I know your political view on this issue, and you know mine.
- Bu konudaki siyasi görüşünüzü biliyorum, siz de benimkini biliyorsunuz.
- Some, like mine, do not give 0.25%.
- Bazıları, benimki gibi, %0,25 vermiyor.
- The speech we just heard was in fact an excellent bridge to mine.
- Az önce dinlediğimiz konuşma aslında benimkine mükemmel bir köprü oldu.
- Not everyone's life needs to be like mine.
- Herkesin hayatı benimki gibi olmak zorunda değil.
- Not everyone's life is like mine.
- Herkesin hayatı benimki gibi değil.
- Not everyone's life needs to be like mine.
- Herkesin hayatı benimkine benzemek zorunda değil.
- You do your thing, I'll do mine.
- Sen kendi işini yap, ben benimkini yaparım.
- Your answer is different from mine.
- Cevabın benimkinden farklı.
- Your suitcase is heavier than mine.
- Senin bavulun benimkinden daha ağır.
- Juan's shirt is as elegant as mine.
- Juan'ın gömleği de benimki kadar şık.
- His house is three times larger than mine.
- Onun evi benimkinden üç kat büyük.
- The style of that house is similar to mine.
- O evin tarzı benimkine benziyor.
- You do your job, I'll do mine.
- Sen işini yap, ben benimkini yapacağım.
- Tom suggested a plan similar to mine.
- Tom benimkine benzer bir plan önerdi.
- Mine isn't as good as Tom's.
- Benimki Tom'unki kadar iyi değil.
- You can borrow mine.
- Benimkini ödünç alabilirsin.
- He pressed his lips against mine.
- O dudaklarını benimkine bastırdı.
- Tom's car is three years older than mine.
- Tom'un arabası benimkinden üç yaş büyük.
- This is one of mine.
- Bu benimkilerden biri.
- My cousin's school is much easier than mine.
- Kuzenimin okulu benimkinden çok daha kolaydır.
- The watch on the desk is mine.
- Sıranın üstündeki kol saati benimkidir.
- Your guess is as good as mine.
- Senin tahminin de benimki kadar iyi.
- Your grades are better than mine.
- Notların benimkilerden daha iyi.
- Mine is black.
- Benimki siyah.
- It isn't mine.
- Bu benimki değil.
- She has a view that is different from mine.
- Onun benimkinden farklı olan bir fikri var.
- Tom's salary is much higher than mine.
- Tom'un maaşı benimkinden çok daha yüksek.
- Your opinion is quite different from mine.
- Sizin fikriniz benimkinden oldukça farklı.
- Your car is fast, but mine is faster.
- Senin araban hızlı ama benimki daha hızlı.
- The bags to your left are mine.
- Solundaki çantalar benimkilerdir.
- Do you want me to give you mine?
- Sana benimkini vermemi ister misin?
- His ideas are quite different from mine.
- Görüşleri benimkinden çok farklı.
- Your bicycle was more expensive than mine.
- Bisikletin benimkinden daha pahalıydı.
- Your plan is a good one, but mine is a better one.
- Senin planın iyi fakat benimki daha iyi.
- Tom is wearing a hat like mine.
- Tom benimki gibi bir şapka giyiyor.
Show More (32)
|
3 |
mine |
maden |
n. |
|
- I refer in particular to the question of the mines in Trebca.
- Özellikle Trebca'daki madenler konusuna değinmek istiyorum.
- Progress has also been made in clearing mines.
- Madenlerin temizlenmesinde de ilerleme kaydedildi.
- I refer in particular to the question of the mines in Trebca.
- Özellikle Trebca'daki madenler konusuna değiniyorum.
- The economy must be developed, and the mines must be cleared in order to restore the countryside to its former state.
- Kırsal kesimin eski haline dönebilmesi için ekonomi geliştirilmeli ve madenler temizlenmelidir.
- The economy must be developed, and the mines must be cleared in order to restore the countryside to its former state.
- Kırsal kesimin eski haline dönmesi için ekonomi geliştirilmeli ve madenler temizlenmelidir.
- Men were going to the mines and women were doing hard labour.
- Erkekler maden ocağına gidiyordu, kadınlar ağır işlerde çalışıyordu.
- Men were going to the mines and women were doing hard labour.
- Erkekler madene gidiyor, kadınlar ise ağır işlerde çalışıyorlardı.
- Men were going to the mines and women were doing hard labour.
- Erkekler madenlere gidiyor, kadınlar ağır işlerde çalışıyordu.
- The mine caved in and many workers were trapped inside.
- Maden çöktü ve içinde birçok işçi sıkıştı.
- A mine is where you find precious minerals.
- Maden, değerli minerallerin bulunduğu yerdir.
Show More (7)
|
4 |
mine |
bana ait |
pron. |
|
- What else they carried, by way of opinion, was not mine.
- Fikir olarak taşıdıkları başka şeyler bana ait değildi.
Show More (-2)
|