|
- May I have a napkin?
- Bir peçete alabilir miyim?
- This project grew out of a sketch I made on a napkin at a party last year.
- Bu proje, geçen yıl bir partide peçete üzerine yaptığım bir taslaktan doğdu.
- Clean your lips with the napkin.
- Peçeteyle dudaklarını temizle.
- Tom is doodling on a cocktail napkin.
- Tom kokteyl peçetesini karalıyor.
- Tom unfolded his napkin.
- Tom peçetesini açtı.
- Tom picked up a napkin and wiped Mary's chin.
- Tom bir peçete aldı ve Mary'nin çenesini sildi.
- Waiter, I need a napkin.
- Garson, bir peçeteye ihtiyacım var.
- Waiter, I need a napkin.
- Garson, bana bir peçete lazım.
- Could I have a napkin, please?
- Bir peçete alabilir miyim, lütfen?
- Tom wrote his phone number on a napkin and handed it to Mary.
- Tom telefon numarasını bir peçeteye yazıp Mary'ye verdi.
- Tom was arrested for stealing a napkin at a restaurant.
- Tom bir restoranda peçete çalmaktan tutuklandı.
- Clean your lips with the napkin.
- Peçeteyle dudaklarınızı temizleyin.
- Tom wrote his phone number on a napkin and handed it to Mary.
- Tom telefon numarasını bir peçeteye yazdı ve Mary'ye uzattı.
- May I have a napkin, please?
- Bir peçete alabilir miyim, lütfen?
- Use the napkin.
- Peçete kullan.
- There is a napkin missing.
- Bir peçete eksik.
- Tom is doodling on a cocktail napkin.
- Tom kokteyl peçetesine bir şeyler karalıyor.
- This project grew out of a sketch I made on a napkin at a party last year.
- Bu proje, geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.
- He tucked the napkin under his chin.
- Peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
- Use the napkin.
- Peçeteyi kullan.
- He tucked the napkin under his chin.
- O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
- There is a napkin missing.
- Eksik bir peçete var.
- Sami put a napkin around his neck and started eating.
- Sami boynuna bir peçete geçirdi ve yemeye başladı.
- Emmy folded the napkin in half.
- Emmy peçeteyi ikiye katladı.
- I wrote it down on a napkin.
- Bir peçeteye yazmıştım.
- Tom was arrested for stealing a napkin at a restaurant.
- Tom bir restoranda peçete çaldığı için tutuklandı.
- Sami put a napkin around his neck and started eating.
- Sami boynuna peçete koydu ve yemek yemeye başladı.
Show More (24)
|